iltasyazilim
FD Üye
Ramazan Fıkraları
Yumuşasın Diye
Adamın biri Ramazan günü erik yiyormuş Bunu görebilen adam:
Yahu, Müslüman olan böyle oruç yer mi? demiş
Adam:
Hayır oruçluyum, cevabını verince adam, avurdunun şişliğini göze çarpan ederek:
Ağzındaki nedir? diye sormuş
Adam:
Eriktir, iftara değin yumuşasın diye ağzımda tutuyorum! demiş
Yalansa
Abartıcı bir birey olarak bilinen hattat İzzet Efendi bir dostuna:
Dün gece sabaha değin oturdum, bir Kur ’lahza yazıp bitirdim, demiş
Az sonra dostu söze girmiş :
Geçen Ramazan ’da Kandilli ’ye, bir iftar yemeğine gidiyordum Boğaziçi ’nde öyle bir kasırga çıktı ki Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı Kayık dalgalar arasında sallanırken iftar oldu, toplar atıldı Ben de sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum
Mustafa İzzet Efendi bağırmış :
Yalan !
Yalansa, senin dün gece yazdığın Kur ’lahzaı Kerim çarpsın
Tiryakinin Hali
Ramazan hilâli görülmeyince oruç tutmanın caiz olmayacağını bilen bir tiryaki, hilâli görmemek için evinin pencerelerini kapayıp perdeleri de sımsıkı örter, geceleri mahalle kahvesine bu arada de başını önüne eğermiş Nasılsa bir su birikintisi içinde hilâlin aksini görünce ürkerek şöyle demiş:
Hey mübarek! Gözüme mi gireceksin? Anladık işte Ramazan başlamış!
Teravihi Unuttu
İki kafadar Ramazan ’da kadı kıyafetine girerek köy köy dolaşmaya ve birkaç kolay soru sorup yanıt veremeyen köylüleri falakaya yatırıp para kazanmaya başlamışlar Kadı Efendinin bu durumdan haberi olunca, bunları yakalatmış ve:
Bu sabah namazının, bu öğle namazının, bu ikindi namazının, bu akşam namazının, bu yatsı namazının, diyerek kırk sopa attırıp bıraktırmış
İki kafadar köyden uzaklaşınca birisi:
Tabanlarım sızlıyor, şurada oturup dinlenelim, deyince diğeri:
Yürü yürü! Dinlenmenin sırası mı hemen? Kadı Efendi teravihi unuttu Hatırlarsa vay halimize! *
Yumuşasın Diye
Adamın biri Ramazan günü erik yiyormuş Bunu görebilen adam:
Yahu, Müslüman olan böyle oruç yer mi? demiş
Adam:
Hayır oruçluyum, cevabını verince adam, avurdunun şişliğini göze çarpan ederek:
Ağzındaki nedir? diye sormuş
Adam:
Eriktir, iftara değin yumuşasın diye ağzımda tutuyorum! demiş
Yalansa
Abartıcı bir birey olarak bilinen hattat İzzet Efendi bir dostuna:
Dün gece sabaha değin oturdum, bir Kur ’lahza yazıp bitirdim, demiş
Az sonra dostu söze girmiş :
Geçen Ramazan ’da Kandilli ’ye, bir iftar yemeğine gidiyordum Boğaziçi ’nde öyle bir kasırga çıktı ki Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı Kayık dalgalar arasında sallanırken iftar oldu, toplar atıldı Ben de sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum
Mustafa İzzet Efendi bağırmış :
Yalan !
Yalansa, senin dün gece yazdığın Kur ’lahzaı Kerim çarpsın
Tiryakinin Hali
Ramazan hilâli görülmeyince oruç tutmanın caiz olmayacağını bilen bir tiryaki, hilâli görmemek için evinin pencerelerini kapayıp perdeleri de sımsıkı örter, geceleri mahalle kahvesine bu arada de başını önüne eğermiş Nasılsa bir su birikintisi içinde hilâlin aksini görünce ürkerek şöyle demiş:
Hey mübarek! Gözüme mi gireceksin? Anladık işte Ramazan başlamış!
Teravihi Unuttu
İki kafadar Ramazan ’da kadı kıyafetine girerek köy köy dolaşmaya ve birkaç kolay soru sorup yanıt veremeyen köylüleri falakaya yatırıp para kazanmaya başlamışlar Kadı Efendinin bu durumdan haberi olunca, bunları yakalatmış ve:
Bu sabah namazının, bu öğle namazının, bu ikindi namazının, bu akşam namazının, bu yatsı namazının, diyerek kırk sopa attırıp bıraktırmış
İki kafadar köyden uzaklaşınca birisi:
Tabanlarım sızlıyor, şurada oturup dinlenelim, deyince diğeri:
Yürü yürü! Dinlenmenin sırası mı hemen? Kadı Efendi teravihi unuttu Hatırlarsa vay halimize! *