Ramazanda sevdiklerinizden sevginizi esirgemeyin Hoşlanmak, sevgiyle yaşayabilmek; ömrümüz her tarafında sahib olduğumuz cevherlerdir Sevgi etrafındakiler için aydınlatan bir ışık, yıkayıp arındıran bir Rahmet, besleyip büyüten bir yiyecek, kazandırıp varlıklı eden bir sermaye demektir Sevgi; ilahi bir tılsımdır Girdiği her yere inanmayı, güvenmeyi, destek etmeyi ve hoşgörüyü getirir Sevgiyle yola çıkan her yolcu; engelleri aşar Menzillere ulaşır Aradığını bulur Sevgi; bütün güzelliklerin tohumudur Bizler sevgi doymuş yüreklerle, tebessümlerle çevremize sevgi ışıkları saçarsak bizim bir sevgimiz bin sevgilere gebe kalır inşaallah Sevgi fidanları büyüyüp muhabbet çınarları yetişir Kökü sevgiyle beslenmiş gövdesi muhabbetle sulanmış bu çınarlar ise kolay kolay devrilmez toplumlar oluşturur İlahi vuslatlara ererler Hoşlanmak gönül işidir, hoşlanmak her kişinin yok, er kişinin hakkıdır Seven kişi her olaya sevgiyle, merhametle bakar Her şeyde sevilebilecek bir güzellik görür Hatta en çetin imtihanlar en engebeli kişilerde bile bunu “Vedud olan Rabbim yarattı O sevgi kaynağının yarattığı varlık nasıl fena olabilir? Nasıl sevilemez diye acıma eder Ve her şeyi sever Sevdiği için de Hz Hamza’nın ciğerini vahşice parçalayan Kaba gibi tevbe edip birer sevgili olmaya and içen yürekler çoğalır Sevmeyenler ise yaşamayanlardır Onlar ölü kalplerdir Hayatı yararsız ve nahoş duygularla nebati hayatta yaşarlar Gönüllerinde sevgi yerine menfaat, kin, doyumsuzluk, korku beslerler Bunun için de bulundukları ortamlarda anarşiye ve bunalıma düşerler Etrafındaki en yakın insanlarla bile çatışma içindedirler Yürekleri sevgiden yoksun oldukları için de hiç bir süre güzellikleri göremezler Nimetlere ulaşamazlar Sürekli kısır dünyalarında egoistçe yaşarlar Sevgiyle yaşayarak, birer sevgi insanı edebilmek en fazla özlenen şeyler Herkesi fakat Rabbimin yarattığı herkesi ayrıcalıksız sevmeli, tanıdıklarımıza ‘Seni seviyorum’, bunun için de arıyorum, tartma verip ziyaretine geliyorum, seviyorum, sevdiğim için de seccademde oturup Ganiyy olan Rabbimden isterken senin için de istiyorum desek, hastalandığında biz de onunla sancı çeksek, işleri bir ucundan biz de esir Mutlu olduğunda tebessümümüzle katkıda bulunsak, kuvvet anlarında yemeğimizi onlarla bölüşsek illaki hayat bir başka olurdu Hz Ali gibi sevdiğimiz için ölüm döşeklerine yatabiliyor muyuz? Hz Ebu Bekir gibi yılan deliklerini ayağımızla tıkayabiliyor muyuz? Ensar gibi kardeşlerimiz için evimizin yarısını, aşımızın tamamını verebiliyor muyuz? Yunus’un deyimiyle “Ol dost için ağuları şeker gibi yutabiliyor muyuz? Varımızı yoğumuzu bir gönül karşılığında kıyabiliyor muyuz? Yoksa sevgi mağdurları olarak sevgisiz, aşksız, muhabbetsiz, “Bunlar olamaz mı diyoruz? Fakat büyük bir yitiğimiz de var Sevgi, muhabbet, samimiyet Sevginin tadını doyasıya yaşayan Mevlanamız da o kadar söylemiyor mu? “Altın ne oluyor? Can ne oluyor? İnci mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir Sevgiliye feda edilmedikten sonradan Niye herkesi gönülden sevip, sevginin yollarına dökmüyoruz her şeyleri Hele bir verelim sadakaları tebessümlerle Niye Efendimiz (iddia) ısrarla“Sevdiğini sevdiğine söyle diye tavsiye etmiş Belki de sevgiler ortalara dökülsün, konuşulsun Çağlayanlar gibi coşsun, diye