Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Resûle tâbi’ olmak nasıl olur? Evlâd terbiyesi

Resûle tâbi’ olmak nasıl olur? Evlâd terbiyesi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Resûle tâbi’ olmak nasıl olur? Evlâd terbiyesi

18 — Ona tâbi’ olmak (Ahkâmı islâmiyye)yi beğenip, seve seve yapmak ve Onun emrlerini ve islâmiyyetin kıymet verdiği, üstün tutduğu şeyleri ve âlimlerini, sâlihlerini büyük bilip, hurmet etmekdir ve Onun dînini yaymağa uğraşmak demekdir ve Allahü teâlânın emrlerine uymak istemeyenleri sevmemekdir

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem buyuruyor ki, (Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de evlerinizde ve emrleriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara müslimânlığı öğretmelisiniz! Öğretmez iseniz mes’ûl olacaksınız) Bir kerre de buyurdu ki, (Çok müslimân evlâdı, babaları yüzünden Veyl ismindeki Cehenneme gideceklerdir Çünki, bunların babaları, yalnız para kazanmak ve keyf sürmek hırsına düşüp ve yalnız dünyâ işleri arkasında koşup, evlâdlarına müslimânlığı ve Kur’ânı kerîmi öğretmediler Ben böyle babalardan uzağım Onlar da, benden uzakdır Çocuklarına dinlerini öğretmiyenler, Cehenneme gideceklerdir) Yine buyurdu ki, (Çocuklarına Kur’ânı kerîm öğretenlere veyâ Kur’ânı kerîm hocasına gönderenlere, öğretilen Kur’ânın her harfi için, on kerre Kâ’bei mu’azzama ziyâreti sevâbı verilir ve kıyâmet günü, başına devlet tâcı konur Bütün insanlar görüp imrenir) Yine buyurdu ki, (Çocuklarınıza nemâz kılmasını öğretiniz Yedi yaşına gelince, nemâzı emr ediniz On yaşına gelince kılmazlar ise, döverek kıldırınız) Yine buyurdu ki, (Bir müslimânın evlâdı ibâdet edince, kazandığı sevâb kadar, babasına da verilir Bir kimse, çocuğuna fısk, günâh öğretirse, bu çocuk ne kadar günâh işlerse, babasına da o kadar günâh yazılır) İbni Âbidîn nemâzın mekrûhları sonunda buyuruyor ki, (Kendinin yapması harâm olan şeyi çocuğa yapdıran kimse, harâm işlemiş olur Oğluna ipek elbise giydiren, altın takan ve içki içiren, kıbleye karşı abdest bozduran, kıbleye ayak uzatmasına sebeb olan kimse, günâh işlemiş olur) (Mürşidünnisâ)daki hadîsi şerîfde, (Zevcesinin ve çocuklarının haklarını îfâ etmiyenin nemâzları, orucları kabûl olmaz) buyuruldu

İmâmı Gazâlî “rahmetullahi aleyh, (Kimyâi se’âdet) kitâbında buyuruyor ki, (Meselâ kızların, kadınların açık gezmeleri harâmdır İnce, dar, süslü, renkli şeylerle örtünerek gezmeleri de harâmdır Böyle gezenler, Allahü teâlâya âsî oldukları, günâha girdikleri gibi, bunların başında bulunan, baba, zevc, birâder ve amcadan hangisi, böyle gezmeğe rızâ verir ise, bu da, ısyân ve günâhda ortak olur)

Dîni islâmın temeli, îmânı, farzları ve harâmları öğrenmek ve öğretmekdir Allahü teâlâ, Peygamberleri “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât bunun için göndermişdir Gençlere bunlar öğretilmediği zemân, islâmiyyet yıkılır, yok olur Allahü teâlâ, müslimânlara (Emri ma’rûf) yapmağı emr ediyor Ya’nî, benim emrlerimi, bildiriniz, öğretiniz diyor ve (Nehyi anilmünker) emr ediyor Ya’nî, yasak etdiğim harâmları bildiriniz ve yapılmasına râzı olmayınız, diyor

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem buyuruyor ki, (Birbirinize müslimânlığı öğretiniz Emri ma’rûfu bırakır iseniz, Allahü teâlâ, en kötünüzü başınıza musallat eder ve düâlarınızı kabûl etmez) Ve buyurdu ki, (Bütün ibâdetlere verilen sevâb, Allah yolunda gazâya verilen sevâba göre, deniz yanında bir damla su gibidir Gazânın sevâbı da, emri ma’rûf ve nehyi anilmünker sevâbı yanında, denize nazaran bir damla su gibidir) İbni Âbidîn, beşinci cild sonunda (Fıkh âliminin müslimânlara sağladığı fâidenin sevâbı, cihâd sevâbından çokdur) diyor

Hülâsa evlâd, ana baba elinde bir emânetdir Çocukların temiz kalbleri kıymetli bir cevher gibidir Mum gibi, her şekli alabilir Küçük iken, hiçbir şekle girmemişdir Temiz bir toprak gibidir Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hâsıl olur Çocuklara îmân, Kur’ân ve Allahü teâlânın emrleri öğretilir ve yapmağa alışdırılırsa, din ve dünyâ se’âdetine ererler Bu se’âdetde anaları, babaları ve hocaları da ortak olur Eğer bunlar öğretilmez ve alışdırılmaz ise, bedbaht olurlar Yapacakları her fenâlığın günâhı, ana, baba ve hocalarına da verilir Tahrîm sûresinde altıncı âyeti kerîmenin meâli şerîfi, (Kendinizi ve evlerinizde ve emrlerinizde olanları ateşden koruyunuz!)dur Bir babanın, evlâdını Cehennem ateşinden koruması, dünyâ ateşinden korumasından dahâ mühimdir Cehennem ateşinden korumak da, îmânı ve farzları ve harâmları öğretmekle ve ibâdete alışdırmakla ve dinsiz, ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur Bütün fenâlıkların başı, fenâ arkadaşdır

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem (Bütün çocuklar müslimânlığa uygun ve elverişli olarak dünyâya gelir Bunları, sonra anaları, babaları hıristiyan, yehûdî ve dinsiz yapar) sözü ile müslimânlığın yerleşdirilmesinde ve yok edilmesinde en mühim işin, gençlikde olduğunu bildiriyor O hâlde, her müslimânın birinci vazîfesi, evlâdına islâmiyyeti ve Kur’ânı kerîmi öğretmekdir Evlâd, büyük ni’metdir Ni’metin kıymeti bilinmezse, elden gider Bunun için (Pedagogie), ya’nî çocuk terbiyesi, islâm dîninde çok kıymetli bir ilmdir

İslâm dînine karşı olanlar da, bu mühim noktayı anladıkları içindir ki, asrımızın en tehlükeli dinsizlik ocağı olan mason ve komünistler, (Gençliğin ele alınması birinci hedefimizdir Çocukları dinsiz olarak yetişdirmeliyiz) diyorlar Masonlar, İslâmiyyeti yok etmek ve Allahü teâlânın emrlerinin öğretilmesini ve yapdırılmasını engellemek için (Gençlerin kafalarını yormamalıdır Din bilgilerini büyüyünce kendileri öğrenirler) ve (Hepimiz bütün kudretimiz ile, îmân hürriyyeti fikrini dünyâya yaymağa sarılmalıyız ve localarımızda verdiğimiz kararları her memlekete yerleşdirmeliyiz Din kardeşliğini yok edip, bunun yerine mason kardeşliği getirmeliyiz Dinleri yok etmekden ibâret olan mukaddes gâyemize, bu sûretle kavuşacağız) diyorlar

O hâlde, müslimânlar din câhillerinin hîlelerine, yalanlarına aldanmamalı, onların okşayıcı, aldatıcı, yardımsever sözlerine inanmamalıdır Müslimânlar, birbirlerine (Emri ma’rûf) eder ve (Nehyi münker) eder

Bugün, her memleketde gençlere, kemiklerinin, adalelerinin, ellerinin, ayaklarının, hâsılı her uzvunun kuvvetlenmesi, güzelleşmesi ve âhenkli olması için, beden hareketleri, kültürfizik öğretiliyor ve yapdırılıyor Beyin çalışmalarının ve rûhî fe’âliyyetlerinin inkişâf etmesi ve tâzelenmesi için hesâb, hendese, psikoloji kâideleri ve tatbîkâtı ve kanlarını harekete getirerek hücrelerini temizletecek ekzersiz fizikler ezberletiliyor ve yapdırılıyor Bütün bunlar ve dünyâ işlerinde lâzım olacak bilgiler, bir ders ve vazîfe hâline konup çalışdırılırken, dünyâ ve âhıretin hakîkî se’âdetini ve insanların râhat, huzûr ve her dürlü inkişâf ve terakkîlerini ve Allahü teâlânın rızâsını ve sevgisini kazandıracak olan îmânın, islâmın, farzların, vâciblerin ve sünnetlerin ve halâlin öğretilmesi ve yapdırılması ve harâmların ve kâfirliğe sebeb olan şeylerin öğretilip, bunlardan sakınılması bir kabâhat ve vicdânlara tecâvüz şeklinde gösterilir ise, doğru mu olur? Bugün, bütün hıristiyan memleketlerinde, bir çocuk dünyâya gelir gelmez, buna kendi dinlerinin îcâblarını yapıyorlar Her yaşdaki insanlara, yehûdîliği ve hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar Müslimânların îmânlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, sandık doluları kitâb, broşür ve sinema filmlerini islâm memleketlerine gönderiyorlar Meselâ, hıristiyanlar, Îsâ aleyhisselâmı, Allahü teâlânın hâşâ oğlu sanıyor ve Allahü teâlâya (Baba), (Allah baba) diyorlar Yazdıkları romanlarda ve filmlerde, (Allah baba bizi kurtarır) gibi şeyler söylüyorlar Hâlbuki, Allahü teâlâya (Baba), (Allah baba) diyen kimsenin îmânı gider, kâfir olur Müslimânlar, böyle hîleli filmlere gitmemeli, romanları okumamalıdır İşte bunun gibi, dahâ nice yollarla, gençliğin îmânını, sinsice çalıyorlar Bu uğraşmalarına, insanlığa hizmet, demokrasi rejiminin bahş etdiği bir hak ve hürriyyet diyorlar da, bir müslimânın, bir din kardeşine, Allahü teâlânın emrlerini hâtırlatmasına, din propagandası, gericilik ve vicdân hürriyyetine tecâvüz denirse, haksızlık olmaz mı?

Müslimân olmıyanların, müslimânlığa karşı nazariyyeler, fikrler yürütmesi, gâyet tabî’î karşılanıp da, müslimânların, (Ehli sünnet) âlimlerinin bildirdikleri hakîkî, doğru müslimânlıkdan bahs etmesine ve Muhammed aleyhisselâmın ışıklı yolunu göstermesine irticâ’, te’assub, gericilik ve yobazlık gibi ismler takarak, cürm, bölücülük şeklini vermeğe, bu ma’sûmları, lekelemeğe kalkışmak, bir gericilik, bir yobazlık, bir te’assub değil midir? Bu temiz rûhlu, ileriyi görüşlü, ilme, ahlâka, fenne, fazîlete koşan fâideli insanlara ibtidâî, gayrı tabî’î adam demek ve müslimânlığı beğenmiyenlere asrî, aydın ve uyanık insan demek, bir kin ve bozgunculuk olmaz mı? Bir tarafdan, din serbestdir, Allah ile kul arasına girilmez, herkes vicdânının ilhâmına göre Allahını tanır ve tapar sözünü ileri sürerek, Emri ma’rûfu ve Nehyi münkeri durdurup, ecdâdımızdan mîrâs kalan îmânımızı söndürmeğe çalışıp, diğer tarafdan, müslimânlığı bozmak, yok etmek için, (Yahova şâhidleri) denilen misyonerlerin, hîleler ve plânlar ile hâzırladıkları zehrli kitâb ve mecmû’alar, yaldızlı i’lânlarla, reklâmlarla gençliğin önüne sürülürse, müslimânlar incinmez mi?

Kâfirler, müslimânlığı dünyâdan kaldırmağa uğraşıyor, bu çalışmalarında öncülüğü ingilizler yapıyor Bütün gayretlerine rağmen, gençlerin, müslimânlığı merâk edip araşdırmağa başlamasına bile, tehammül edemiyerek, Ehli sünnet âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în sözleri kulaklarına gelince, tepeden tırnağa kadar gayz, kin ve intikâm ateşi ile kızıyorlar Mecmû’alarında, gazetelerinde, televizyonlarında sarık, tesbîh, sakal resmleri yaparak, hortlatılan kara kuvvet: İrticâ’, diyorlar Îmânsızlıklarının cezâsı olarak, vücûdları ve rûhları, Cehennem ateşinde, sonsuz yanacağı gibi, habîs rûhları, dünyâda da, böyle kızıp yanmakdadır Böyle gazete ve televizyon çok zararlıdır

Müslimânlar, birbirine hurmet eder, yardıma koşar Din yolunda ve dünyâ işlerinde sıkıntıda görünce kurtarırlar Ramezânı şerîfe, oruc tutanlara, câmi’lere, ezâna, nemâz kılanlara, Allah yolunda yürüyenlere sevgi ve saygı gösterir Kur’ânı kerîm okunurken, sessizce ve saygı ile dinlerler Kur’ânı kerîmi her kitâbın üstünde bulundurup, üstüne birşey koymazlar Çalgı ve içki âlemlerinde, oyun arasında, eğlence yerlerinde okumazlar Uygunsuz okunurken, susduramazlar ise, dinlemeyip uzaklaşırlar Kur’ânı kerîmi veyâ yapraklarını veyâ satırlarını veyâ kelimelerini ve bütün muhterem ve mubârek ismleri ve yazıları, hakîr ve aşağı yerlerde görünce, kalbleri sızlayıp hemen kaldırırlar Kul ve hayvan haklarını gözetirler Kâfirlerin, turistlerin de mallarına, canlarına ve ırzlarına saldırmazlar Vergilerini zemânında öderler Kanûnlara karşı gelmezler İslâmın güzel ahlâkı ile yaşıyarak herkesin sevgi ve saygısını toplarlar Kâfirler ise, Kur’ânı kerîmi ve mevlidi ve bütün mubârek ismleri ve yazıları, hurmetden, kıymetden düşürmeğe çalışır Bunları, Allahü teâlânın yasak etdiği yerlerde ve şekllerde okurlar ve okuturlar Müslimânlığın aşağı gördüğü, pis dediği şeyler arasına yazarlar Paketlerde, eğlence masalarında, örtü olarak kullanılmaları ve horlanılmaları ve yerlerde sürüklenmeleri için, mecmû’alara, kâğıd parçalarına ve gazetelere basarlar Temsillerde, mizâhlarda, komedilerde, karikatürlerde, filmlerde, plâklarda, televizyonlarda ve radyolarda, müslimânlarla ve din büyükleri ile ve Allahü teâlânın emrleri ile alay ederler Bütün buralarda müslimân olarak pis, gülünç bir serseriyi gösterirler Ya’nî, müslimânları ve müslimânlığı tahkîr ederek, onu sevimsiz ve nefrete şâyân olarak tanıtırlar Müslimân büyüklerine ve müslimânlığın büyük tanıdığı şeylere çirkin ismler takarlar Müslimânlar, bu gibi gösterileri ve sözleri ve yazıları ve gazeteleri görmeğe, dinlemeğe gitmemeli ve almamalı ve okumamalıdır Îmânlarını çaldırmamak için, çok uyanık olmalıdır Bir din âlimini beğenmiyen veyâ bir din kitâbını kusûrlu, hatâlı bulan bir kimse, eğer nemâz kılıyor, oruc tutuyor, harâmlardan sakınıyor ise, bu kimsenin sözü veyâ yazısı incelenmeğe, o âlim veyâ kitâb üzerinde durulmağa değer Din kitâbına, din adamına, dil uzatan kimse, ibâdet yapmıyor ve harâmdan sakınmıyor ise, onun sözünün bir iftirâ, bir din düşmanlığı olduğunu anlamalı ve inanmamalıdır Din adamlarını “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în, din kitâblarını lekelemek, bugün din düşmanlarının âdeti ve silâhı olmuşdur Âlimin kıymetini ancak âlim anlar Gülün kıymetini bülbül, altının ayârını kuyumcu, incinin hâlisini de ancak kimyâger anlar

Müslimânlar, Allahü teâlânın yasak etdiği, zararlı şeyleri almaz, kullanmaz, dinlemez, okumaz ve bakmaz Kimseye kötülük yapmaz Kendine zarar verene karşılık yapmaz Sabr eder Ona tatlı dil ile, güler yüz ile nasîhat verir Müslimânlar, Allahü teâlânın emr etdiği iyi şeyleri öğrenmek, öğretmek ve yapmak için uğraşır Fen bilgilerini kâfirlerde de araşdırır Târîh boyunca, insanlığın üstün bir varlık olduğunu düşünemiyenler, islâm dînine düşmanlık etmiş, gençleri aldatmağa uğraşmış ve hiç ummadıkları bir zemânda yıkılıp, o, sımsıkı sarıldıkları dünyâ zevklerini bırakmış, Cehenneme gitmişlerdir Çoğunun ismi unutulmuş, nâm ve nişanları kalmamış, fekat islâm güneşi nûrunu dünyâya yaymağa devâm etmişdir

Kâfirler, dünyânın dışı tatlı, içi acı olan ve dışı yaldızlı, içi zehrli olan ve başlangıcı hoş, sonu boş olan râhatlığına ve güzelliğine sarılıyor Müslimânlar, Kur’ânı kerîmin emrlerine, ya’nî Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem yoluna sarılmalı ve bu ışıklı yolda ilerlemeğe durmadan çalışmalıdır Dinde sonradan meydâna çıkan, din düşmanları, (Dinde reformcular) tarafından ve câhil, ahmak kimseler tarafından uydurulan, bid’atlerden sakınmalıdır

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem, (Bid’at sâhibi olanlara, ya’nî Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem zemânında ve onun dört halîfesi zemânlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydâna çıkarılan, uydurulan sözleri, yazıları, usûlleri ve işleri, ibâdet olarak, inananlara, yapanlara ve yapdıranlara hurmet eden, dirilerini ve ölülerini medh eden, bunları büyük bilen, dîni islâmı yıkmağa, dünyâdan kaldırmağa yardım etmiş olur) buyuruyor

Her müslimân, hem îmânını korumağa, kapdırmamağa çalışmalı, hem de, Allahü teâlâya ve Onun Peygamberine inanmıyan kâfirleri sevmemelidir Fekat, sevmediklerine de, kötülük, zulm yapmamalı, kâfirlere ve bid’at sâhiblerine tatlı dil ve güler yüz ile nasîhat etmelidir Onların felâketden kurtulmalarına, se’âdete kavuşmalarına çalışmalıdır Mazheri Cânı Cânân buyuruyor ki, (Kâfirleri ve bid’at sâhiblerini ve açıkca günâh işlemeğe devâm eden fâsıkları sevmememiz emr olundu Bunlarla konuşmamalı, evlerine, toplantılarına gitmemeli, selâm vermemeli, arkadaşlık yapmamalıdır Zarûret ve ihtiyâc olduğu zemân, zarûret mikdârı kadar, bu yasaklara izn verilmişdir Bu zemân, onlarla ihtilât câiz olur ise de, kalbin yine onları sevmemesi lâzımdır)

Cihâd, câhil ana, babaların ve dünyâ çıkarları için uğraşan papasların ve keyfleri, zevkleri için zulm, işkence yapan şeflerin aldatdığı, inletdiği insanları küfrden, felâket yolundan kurtarmak, onları güç kullanarak, islâm ile şereflendirmekdir Cihâd, küfr, işkence ve kötülük içinde yetişdirilmiş, karanlığa atılmış zevallıları, islâm ışığı ile aydınlanmalarına mâni’ olan diktatörlerin, sömürücülerin zararlarını yok etmek için, cânını, malını fedâ etmekdir İnsanları, sonsuz Cehennem azâbından kurtarmak, sonsuz Cennet ni’metlerine kavuşdurmak için, zor kullanmakdır Cihâdı ferdler değil, hükûmet yapar Ferdlerin başkalarına saldırmalarına cihâd değil, çapulculuk, barbarlık denir Cihâda katılamıyanın, mücâhidlere düâ etmesi farzdır Kâfirler, cihâd sâyesinde zâlimlerin işkencelerinden kurtularak îmân ile şereflenir İslâmiyyeti duyup, anladıkdan sonra, îmân etmiyenlerden, islâm devletinin adâleti altında yaşamağı kabûl edenlerin dînine, cânına, mâlına dokunulmaz Bunlar, islâmın adâleti, şefkati altında hür ve râhat yaşar Cihâd sâyesinde, hiçbir kâfir, işitmedim, bilseydim inanırdım diyemiyecekdir Müslimânların cihâd etmek için çalışması, kuvvetlenmesi farzdır Çalışmaz, cihâd etmezse, bütün insanlığa büyük kötülük etmiş olur
 

Similar threads

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem yapdığı ve kaçındığı şeyler iki kısmdır: Birisi, ibâdet olarak yapdığı ve kaçındığı şeylerdir Her müslimânın bunlara tâbi’ olması lâzımdır Bunlara uymayan şeyler bid’atdir İkincisi, âdet olarak ya’nî, bulundukları şehrin ve o memleketlerdeki insanların...
Cevaplar
0
Görüntüleme
184
KUR’ÂNI KERÎM Îsâ aleyhisselâmdan sonra, bir son Peygamber “aleyhissalâtü vesselâm geleceği İncîlde yazılıdır Yuhannâ İncîlinin 14 cü bâbının 16 cı âyetinde Îsâ aleyhisselâm; (Allah size, sizinle berâber kalacak bir tesellî edici gönderecekdir)demekdedir 26 cı âyetinde ise, (Bu hakîkî...
Cevaplar
0
Görüntüleme
99
Aşağıdaki Yazı İmamı Rabbani Hazretlerinin 2Cild 67 Mektubunun bir kısmı olup bir miktar kısaltılarak aşağıya kopyalanmıştır: Islâmın birinci sartı, Allahü teâlâya ve Peygamberine “sallallahü aleyhi ve sellem îmândır Yanî onları sevmek ve sözlerini begenip, kabûl etmekdir Itikâdı düzeltdikden...
Cevaplar
0
Görüntüleme
118
KÜFR BAHSI Kötülüklerin en kötüsü,Allahü teâlâya inanmamak, ateist olmakdır Inanılması lâzım olan seye inanmamak küfr olur Muhammed aleyhisselâma inanmamak küfr olur Muhammed aleyhisselâmın, Allahü teâlâ katından getirip bildirdigi seylerin hepsine kalb ile inanıp, dil ile de ikrâr etmege...
Cevaplar
0
Görüntüleme
96
96 DOKSANALTINCI MEKTÛB Bu mektûb, Muhammed Serîfe yazılmıs olup, ibâdetleri ve iyi isleri vaktinde yapmayıp, yarın yaparım, sonra yaparım diyenlerin aldandıklarını ve Muhammed aleyhisselâmın yoluna, islâmiyyete yapısmak lâzım geldigini bildirmekdedir: Ey kıymetli oglum! Bugün, her...
Cevaplar
0
Görüntüleme
85
858,467Konular
981,170Mesajlar
29,538Kullanıcılar
buraksenSon üye
Üst Alt