nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Rıfat ARAZ Şairyazan
Anne ve baba kadar Kafkas Türklerinden olan Araz, 27 Ocak 1949 ’da Van Erciş ’te doğdu İlkokulu Iğdır ’da, liseyi Kars ve Sancı ’da tamamladı Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi (1976) Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamlayarak Millet Edebiyatı Uzmanı oldu (1992) Yüksek öğrenim öncesi Iğdır, Manisa ve Erzurum ’da ilkokul öğretmeni ve idareci olarak çalıştı (196872); sonra Elazığ liseleri ve Elazığ Eğitim Enstitüsü ’nde, Ankara Çubuk Lisesi, Hasanoğlan Hoca Lisesinde mektep müdürlükleri görevinde bulundu (19761988) Halen Ankara ’da ikâmet etmekte ve MEB ’da Bakanlık Başmüfettiş olarak tahsis yapmaktadır
Yazı ve şiirleri Erdem, Bilge ve Bizim Külliye dergileri ilk önce olmak üzere Türk Edebiyatı, (Töre), (Divan), Berceste, Yüz Akı, Türk Dili, Çınar, Anadolu Çınar, Azerbaycan, Yağmur, Somuncu Baba, Altınoluk, Akış, Kümbet, Hazan, Yeni Güneysu, İslamî Edebiyat, Simav, Bizim Ece, Karınca, Maki, Kervan, Gaye, Millî Eğitim, vd dergiler ile Gündüz ve Kurultay gazeteleri ile muhtelif antolojide yer aldı
Ilk şiiri, 1976 yılında Türk Edebiyatı dergisinde yayımlandı Çınar Kültür ve Sanat Dergisince “Osmanlının 700 Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen Türkiye genelindeki şiir yarışmasında “Yeşeren Dallar adlı şiiriyle üçüncülük ödülüne; 2000 Yılında İLESAM, Atatürk Kültür Merkezi ve ailesi kadar Şair Nüzhet ERMAN anısına düzenlenen Türkiye genelindeki şiir yarışmasında “ Sancı Dağına Sesleniş adlı şiiriyle birincilik ödülüne; 2002 Yılında Isparta Göller Bölesi Şairler Derneğince açılan Türkiye genelindeki “özgür konulu şiir yarışmasında “Kan Gözü Yaşlı Gül şiiriyle birincilik ödülüne; 2003 Yılında Kütahya Simav Anadolu Dergisince açılan Türkiye genelindeki şiir yarışmasında “Bursa ’ya Sesleniş adlı şiiriyle birincilik ödülüne; Kayseri ’de yayınlanan Berceste Dergisince, Türkiye genelinde 2005 yılında açılan “Na ’t konulu şiir yarışmasında, “Na ’t başlıklı şiiriyle birincilik ödülüne; 2008 yılında İstanbul Kubader Vakfı göre Türkiye genelinde düzenlenen “Peygamberimize Adanmış Şiirler yarışmasında “Seni Andım Efendim adlı şiiriyle birincilik ödülüne değerinde görüldü Türkiye ’nin muhtelif illerinde düzenlenmekte olan “Şiir Akşamlarına hem, her sene Elazığ ’da Uluslararası seviyede yürütülen ve XI ’si Azerbaycan ’ın başkenti Bakü ’de düzenlenen “Hazar Şiir Akşamlarına Türkiye ’den şâir olarak katıldı
Rıfat ARAZ, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) ile Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) üyesidir
ESERLERİ:
Harput ’ta Eski Türk İnançları ve Insanlar Hekimliği, Atatürk Kültür ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi ANKARA 1995;
Umut İkliminde (Şiirler),TÜRDAVAŞ; PK882Sirkeci İSTANBUL 2001; İndeks Kitap Evi Ankara 2007, İkinci Zorlama
Sonsuzluğa Adanan Ömür (Şiirler),Kültür Ajans Yayınları, Konur Sokak 669 Bakanlıklar ANKARA 2004; İndeks Kitabevi Ankara 2007, İkinci Zorlama
Şiir İncelemeleri, Alp Yayınları, AKARA 2005 (621 sayfa)
Bir Yürek Yıkanır(Şiirler); İndeks Kitabevi Ankara 2007
Basılacak Olan Eserleri :
Türk Edebiyatı Üstüne Makaleler ve Çalışmalar
Yakındasın A Sevgili (Şiirler)
Vuslât Çağrışımları (Şiirler)
Rıfat ARAZ ’a Ait Dinî Tasavvufî Şiirler
GÖR…
Ey gönül, çektiğim aşk denen derdi;
O benlik dağını sel alsında gör!
Bir can oda düştü, bin can yeşerdi;
Sevdânın rengini gül alsın da gör!
Bu dertte usûl var, ar var, görgü var;
Kulluk var, elem var, hesap, kitap var;
Ölmeden ölümü duyan cefa var!
Nefsin bu menzilde yol alsın da gör!
Ömrüm dile düşmüş gider göçümde;
Niyâzım âh eyler ağlar suçumda!
Bir himmet ocağı tüter içimde;
Gönül arkadaş elinden el alsın da gör!
Müptelâ olmuşum Mecnûn adına;
Ney gibi dağlandım vuslât oduna!
Düşmüşüm bir aşkın istidâdına;
Leylâ ’yı elinden çöl alsın da gör!
Yakup aşk elinden böyle mi yanar?
Yusuf ’un hasreti dert olup kaynar!
Bildim ki başımda bir âlem döner;
Zamanın seyrini hâl alsın da gör!
Takdir böyle yazdı tedbir sınadı;
Kimi ‘nasip ’ dedi kimi kınadı!
Bu aşkın yüzünden aklım bunadı;
Emanet yükünü kul alsın da gör!
YÂ RAB…
Senden geldim dönüş sana;
Yerleştirme beni, bana Yâ Rab!
Bir aşk tattım senden yana;
Böyle yandım cana Yâ Rab!
Senden seni istedim ben;
Bu duamı fazla görme sen!
Bu can denen koca kâinat;
Sığmaz oldu tene Yâ Rab!
Kul neylesin bu hikmete;
Gül yansımış her sûrete!
Gönül bakmaz bu servete;
Bu şöhrete, şana Yâ Rab!
Sensin bende beni bilen;
Tesbih ile kalbe dolan!
Arzdan, arşa her var olan;
Sen ’i söyler Sana Yâ Rab!
Varım sırdır mâ ’rifette;
Nûrun yansır hakikatte!
Bu aşk ile bu halvette;
Doldum günden güne Yâ Rab!
Fikir ne ’tsin bu efkâra;
Aşk sarılmış aşk esrâra!
Saldın özge bir diyâra;
Düştüm yönden yöne Yâ Rab!
İRFÂNA DÜŞTÜM
Ma ’nâ âleminde, vefâ yolunda;
Aşk ile elendim bir cana düştüm!
Gönül vecde geldi cezbe hâlında;
Derdime gül bastım, dermâna düştüm!
Gurbet, gam bendini bende mi kurdu?
Mevlâ ’m emaneti sırtıma vurdu!
Her katrem ‘hû ’ dedi, duruldu, durdu;
Kaynadım, çağladım devrâna düştüm!
Duydum can özümde ney ’in zârını;
Özünden ayrılmış buldum varını!
Başımda gördükçe nefsin dârını;
Ölmeden hesaba, mizâna düştüm!
Ömrüm, kula döndü bir adalet uğruna;
Hasret odu düştü gülün bağrına!
Girdim ibret ile âlem seyrine;
Hayretten süzüldüm, hayrana düştüm!
Ey gönül, arkadaş için yüzümüz var mı?
İhlâs ocağında, közümüz var mı?
Bu sesler, ahenkler özge diyâr mı?
Bir aşkın elinden mestâne düştüm!
Takvâyla inceldi bu içli sözüm;
Terbiye dergâhında, tutuştu közüm!
Bir zikrin nûruna kandıkça özüm;
Sınandım irfandan, irfana düştüm!
TÖVBEKÂR OLDUM
Yâ Rab bu aşk bende, benimle her lahza;
Aşk ile can buldum, canda var oldum!
Bu zorlu nefsime neyledi vakit?
Bazen kışa döndüm, kâh bahar oldum!
Tevhîdin nûruyla, var ettin canı;
Ufkuna nakşettin özgün fermânı!
Tedbirden, takdire dönen her sonu;
Tefekkür ettikçe tövbekâr oldum!
Alın Yazısı levhâsında, ince bir giz var;
Bir ömre sığmadı, aşk denen esrâr!
Âlemi sardıkça bu derin efkâr;
Yanmış ney misâli, âh u zâr oldum!
Ezelden ebede bu şevk, bu heves;
Firdevs ’den, Mevâ ’dan, Naim ’den bir ses!
Tanrısal emanete yüklü her nefes;
Dal, budak saldıkça, lalezâr oldum!
Keder tezgâhında, süsledin gülü;
Yardın, pâk eyledin mümin gönülü!
Sebepler içinde her tevekkülü;
Sezdikçe keza sıcacık, apaçık oldum!
Yâ Rab yakın sensin, ben benden uzak;
İçimde, iç içe binlerce kapan!
Ey gönül geç nefsi, benliği bırak;
Kim demiş âlemde bahtiyâr oldum?!
VUSLAT DEDİ
Yâ Rab kulum, geldim sana;
Aşk yazıldı bu fermâna!
Bir çilede yana yandan;
‘Dayanıklılık ’ dedi, oldu gönül!
Nasıl diner bu dert, bu gam?
Hüznüm artar her bir akşam!
Sekiz cennet, makam makam;
‘Umut ’ dedi, doldu gönül!
Nefsim arza atmış ağı;
Sökülmez mi hırsın bağı?
Bu gurbetin, hasret çağı;
‘Biter ’ dedi, daldı gönül!
Ten, aşk ile mâ ’rifette;
Can neylesin hakikatte!
Bir ilahî adalette,
‘Hesap ’ dedi, soldu gönül!
Hakk ’tan aldı, halka verdi;
Nefsi, yerden yere serdi!
Şükür, kuytu sırra erdi;
‘Hikmet ’ dedi, bildi gönül!
Budur ömrün ayı, yılı;
Yüküm nerde, neyle dolu?
Tefekkürde bulup yolu;
‘Vuslât ’ dedi, güldü gönül!
BİLMEM
Aşkın ile bir hoş oldum;
İlki bilmem, sonu bilmem!
Neye baksam, seni buldum;
Yönü bilmem, yanı bilmem!
Her hâl ile yandı kalp;
Dağ yükümde bin bir emek!
Ömür bir çark, vakit elek;
Deri öğünür, canı bilmem!
Safta döndü, doldu gönül;
Müptelâdır güle bülbül!
Budur, böyle erkân, usûl;
Sevgimiz var, kini bilmem!
Yâ Rab, sende her kararım;
Gönül arar, ben ararım!
Ötede mi ilkbaharım?
Dünü bilmem, günü bilmem!
Tâ ezelden bu hâldayım;
Sana gelen bir yoldayım!
Bir bîçâre akıldayım;
Malı, mülkü, şanı bilmem!
Menzil menzil, kubbe kubbe,
Sebep, alt bir sebebe!
Ne sevdâdır iner kalbe;
Unuttum ben, beni bilmem!
İNCİNSEN DE
İNCİTME SEN…
Gönül, yüz dön kin gütmekten;
İncinsen de incitme sen!
Dost bîzârdır incitmekten;
İncinsen de incitme sen!
Nûr nefesin aşk dolanda,
Gülün yanmaz od alanda!
Sözün başa dert olanda;
İncinsen de incitme sen!
Can olur mu içtenlikle ırak?
Geç ağyârı, sen sana bak!
O tabi çıkan nefsi bırak;
İncinsen de incitme sen!
Sen ki terki terk eyledin;
Günü dünden berk eyledin!
Tâ elestte ne söyledin?
İncinsen de incitme sen!
Sendedir talep, arşı a ’lâ;
Böyle yazmış Kadir Mevlâ!
Bir hikmettir bu tasa, belâ;
İncinsen de incitme sen!
Ma ’rifettir hakkı dağıtmak;
Hatır edinmek, hatır saymak!
Sana düşmez gönül belirlemek;
İncinsen de incitme sen!
KULU GÜLDÜR…
Girdim gönül bahçesine;
Elifi gül, dalı güldür!
Gül sarılmış gecesine;
Siyahı gül, alı güldür!
Gonca gonca gül çözülür;
Damar damar gül süzülür!
Gül okunup gül yazılır;
Sohbeti gül, dili güldür!
Umut umut havası gül;
Kâ ’be ’si gül, Mevâ ’sı gül;
Sekiz cennet sevdâsı gül!
Halveti gül, hâli güldür!
Ayet ayet gül derilir;
Secde secde gül verilir!
Her gönüle gül serilir;
Menzili gül, yolu güldür!
Gül rengiyle güler vakit;
Gül zikriyle döner devrân!
Gül aşkıyla dolar kovan;
Peteği gül, balı güldür!
Cihan, güle sarılmaz mı?
Gül kastına varılmaz mı?
Güle kurban verilmez mi?
Kulluğu gül, kulu güldür! *
Anne ve baba kadar Kafkas Türklerinden olan Araz, 27 Ocak 1949 ’da Van Erciş ’te doğdu İlkokulu Iğdır ’da, liseyi Kars ve Sancı ’da tamamladı Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi (1976) Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamlayarak Millet Edebiyatı Uzmanı oldu (1992) Yüksek öğrenim öncesi Iğdır, Manisa ve Erzurum ’da ilkokul öğretmeni ve idareci olarak çalıştı (196872); sonra Elazığ liseleri ve Elazığ Eğitim Enstitüsü ’nde, Ankara Çubuk Lisesi, Hasanoğlan Hoca Lisesinde mektep müdürlükleri görevinde bulundu (19761988) Halen Ankara ’da ikâmet etmekte ve MEB ’da Bakanlık Başmüfettiş olarak tahsis yapmaktadır
Yazı ve şiirleri Erdem, Bilge ve Bizim Külliye dergileri ilk önce olmak üzere Türk Edebiyatı, (Töre), (Divan), Berceste, Yüz Akı, Türk Dili, Çınar, Anadolu Çınar, Azerbaycan, Yağmur, Somuncu Baba, Altınoluk, Akış, Kümbet, Hazan, Yeni Güneysu, İslamî Edebiyat, Simav, Bizim Ece, Karınca, Maki, Kervan, Gaye, Millî Eğitim, vd dergiler ile Gündüz ve Kurultay gazeteleri ile muhtelif antolojide yer aldı
Ilk şiiri, 1976 yılında Türk Edebiyatı dergisinde yayımlandı Çınar Kültür ve Sanat Dergisince “Osmanlının 700 Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen Türkiye genelindeki şiir yarışmasında “Yeşeren Dallar adlı şiiriyle üçüncülük ödülüne; 2000 Yılında İLESAM, Atatürk Kültür Merkezi ve ailesi kadar Şair Nüzhet ERMAN anısına düzenlenen Türkiye genelindeki şiir yarışmasında “ Sancı Dağına Sesleniş adlı şiiriyle birincilik ödülüne; 2002 Yılında Isparta Göller Bölesi Şairler Derneğince açılan Türkiye genelindeki “özgür konulu şiir yarışmasında “Kan Gözü Yaşlı Gül şiiriyle birincilik ödülüne; 2003 Yılında Kütahya Simav Anadolu Dergisince açılan Türkiye genelindeki şiir yarışmasında “Bursa ’ya Sesleniş adlı şiiriyle birincilik ödülüne; Kayseri ’de yayınlanan Berceste Dergisince, Türkiye genelinde 2005 yılında açılan “Na ’t konulu şiir yarışmasında, “Na ’t başlıklı şiiriyle birincilik ödülüne; 2008 yılında İstanbul Kubader Vakfı göre Türkiye genelinde düzenlenen “Peygamberimize Adanmış Şiirler yarışmasında “Seni Andım Efendim adlı şiiriyle birincilik ödülüne değerinde görüldü Türkiye ’nin muhtelif illerinde düzenlenmekte olan “Şiir Akşamlarına hem, her sene Elazığ ’da Uluslararası seviyede yürütülen ve XI ’si Azerbaycan ’ın başkenti Bakü ’de düzenlenen “Hazar Şiir Akşamlarına Türkiye ’den şâir olarak katıldı
Rıfat ARAZ, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) ile Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) üyesidir
ESERLERİ:
Harput ’ta Eski Türk İnançları ve Insanlar Hekimliği, Atatürk Kültür ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi ANKARA 1995;
Umut İkliminde (Şiirler),TÜRDAVAŞ; PK882Sirkeci İSTANBUL 2001; İndeks Kitap Evi Ankara 2007, İkinci Zorlama
Sonsuzluğa Adanan Ömür (Şiirler),Kültür Ajans Yayınları, Konur Sokak 669 Bakanlıklar ANKARA 2004; İndeks Kitabevi Ankara 2007, İkinci Zorlama
Şiir İncelemeleri, Alp Yayınları, AKARA 2005 (621 sayfa)
Bir Yürek Yıkanır(Şiirler); İndeks Kitabevi Ankara 2007
Basılacak Olan Eserleri :
Türk Edebiyatı Üstüne Makaleler ve Çalışmalar
Yakındasın A Sevgili (Şiirler)
Vuslât Çağrışımları (Şiirler)
Rıfat ARAZ ’a Ait Dinî Tasavvufî Şiirler
GÖR…
Ey gönül, çektiğim aşk denen derdi;
O benlik dağını sel alsında gör!
Bir can oda düştü, bin can yeşerdi;
Sevdânın rengini gül alsın da gör!
Bu dertte usûl var, ar var, görgü var;
Kulluk var, elem var, hesap, kitap var;
Ölmeden ölümü duyan cefa var!
Nefsin bu menzilde yol alsın da gör!
Ömrüm dile düşmüş gider göçümde;
Niyâzım âh eyler ağlar suçumda!
Bir himmet ocağı tüter içimde;
Gönül arkadaş elinden el alsın da gör!
Müptelâ olmuşum Mecnûn adına;
Ney gibi dağlandım vuslât oduna!
Düşmüşüm bir aşkın istidâdına;
Leylâ ’yı elinden çöl alsın da gör!
Yakup aşk elinden böyle mi yanar?
Yusuf ’un hasreti dert olup kaynar!
Bildim ki başımda bir âlem döner;
Zamanın seyrini hâl alsın da gör!
Takdir böyle yazdı tedbir sınadı;
Kimi ‘nasip ’ dedi kimi kınadı!
Bu aşkın yüzünden aklım bunadı;
Emanet yükünü kul alsın da gör!
YÂ RAB…
Senden geldim dönüş sana;
Yerleştirme beni, bana Yâ Rab!
Bir aşk tattım senden yana;
Böyle yandım cana Yâ Rab!
Senden seni istedim ben;
Bu duamı fazla görme sen!
Bu can denen koca kâinat;
Sığmaz oldu tene Yâ Rab!
Kul neylesin bu hikmete;
Gül yansımış her sûrete!
Gönül bakmaz bu servete;
Bu şöhrete, şana Yâ Rab!
Sensin bende beni bilen;
Tesbih ile kalbe dolan!
Arzdan, arşa her var olan;
Sen ’i söyler Sana Yâ Rab!
Varım sırdır mâ ’rifette;
Nûrun yansır hakikatte!
Bu aşk ile bu halvette;
Doldum günden güne Yâ Rab!
Fikir ne ’tsin bu efkâra;
Aşk sarılmış aşk esrâra!
Saldın özge bir diyâra;
Düştüm yönden yöne Yâ Rab!
İRFÂNA DÜŞTÜM
Ma ’nâ âleminde, vefâ yolunda;
Aşk ile elendim bir cana düştüm!
Gönül vecde geldi cezbe hâlında;
Derdime gül bastım, dermâna düştüm!
Gurbet, gam bendini bende mi kurdu?
Mevlâ ’m emaneti sırtıma vurdu!
Her katrem ‘hû ’ dedi, duruldu, durdu;
Kaynadım, çağladım devrâna düştüm!
Duydum can özümde ney ’in zârını;
Özünden ayrılmış buldum varını!
Başımda gördükçe nefsin dârını;
Ölmeden hesaba, mizâna düştüm!
Ömrüm, kula döndü bir adalet uğruna;
Hasret odu düştü gülün bağrına!
Girdim ibret ile âlem seyrine;
Hayretten süzüldüm, hayrana düştüm!
Ey gönül, arkadaş için yüzümüz var mı?
İhlâs ocağında, közümüz var mı?
Bu sesler, ahenkler özge diyâr mı?
Bir aşkın elinden mestâne düştüm!
Takvâyla inceldi bu içli sözüm;
Terbiye dergâhında, tutuştu közüm!
Bir zikrin nûruna kandıkça özüm;
Sınandım irfandan, irfana düştüm!
TÖVBEKÂR OLDUM
Yâ Rab bu aşk bende, benimle her lahza;
Aşk ile can buldum, canda var oldum!
Bu zorlu nefsime neyledi vakit?
Bazen kışa döndüm, kâh bahar oldum!
Tevhîdin nûruyla, var ettin canı;
Ufkuna nakşettin özgün fermânı!
Tedbirden, takdire dönen her sonu;
Tefekkür ettikçe tövbekâr oldum!
Alın Yazısı levhâsında, ince bir giz var;
Bir ömre sığmadı, aşk denen esrâr!
Âlemi sardıkça bu derin efkâr;
Yanmış ney misâli, âh u zâr oldum!
Ezelden ebede bu şevk, bu heves;
Firdevs ’den, Mevâ ’dan, Naim ’den bir ses!
Tanrısal emanete yüklü her nefes;
Dal, budak saldıkça, lalezâr oldum!
Keder tezgâhında, süsledin gülü;
Yardın, pâk eyledin mümin gönülü!
Sebepler içinde her tevekkülü;
Sezdikçe keza sıcacık, apaçık oldum!
Yâ Rab yakın sensin, ben benden uzak;
İçimde, iç içe binlerce kapan!
Ey gönül geç nefsi, benliği bırak;
Kim demiş âlemde bahtiyâr oldum?!
VUSLAT DEDİ
Yâ Rab kulum, geldim sana;
Aşk yazıldı bu fermâna!
Bir çilede yana yandan;
‘Dayanıklılık ’ dedi, oldu gönül!
Nasıl diner bu dert, bu gam?
Hüznüm artar her bir akşam!
Sekiz cennet, makam makam;
‘Umut ’ dedi, doldu gönül!
Nefsim arza atmış ağı;
Sökülmez mi hırsın bağı?
Bu gurbetin, hasret çağı;
‘Biter ’ dedi, daldı gönül!
Ten, aşk ile mâ ’rifette;
Can neylesin hakikatte!
Bir ilahî adalette,
‘Hesap ’ dedi, soldu gönül!
Hakk ’tan aldı, halka verdi;
Nefsi, yerden yere serdi!
Şükür, kuytu sırra erdi;
‘Hikmet ’ dedi, bildi gönül!
Budur ömrün ayı, yılı;
Yüküm nerde, neyle dolu?
Tefekkürde bulup yolu;
‘Vuslât ’ dedi, güldü gönül!
BİLMEM
Aşkın ile bir hoş oldum;
İlki bilmem, sonu bilmem!
Neye baksam, seni buldum;
Yönü bilmem, yanı bilmem!
Her hâl ile yandı kalp;
Dağ yükümde bin bir emek!
Ömür bir çark, vakit elek;
Deri öğünür, canı bilmem!
Safta döndü, doldu gönül;
Müptelâdır güle bülbül!
Budur, böyle erkân, usûl;
Sevgimiz var, kini bilmem!
Yâ Rab, sende her kararım;
Gönül arar, ben ararım!
Ötede mi ilkbaharım?
Dünü bilmem, günü bilmem!
Tâ ezelden bu hâldayım;
Sana gelen bir yoldayım!
Bir bîçâre akıldayım;
Malı, mülkü, şanı bilmem!
Menzil menzil, kubbe kubbe,
Sebep, alt bir sebebe!
Ne sevdâdır iner kalbe;
Unuttum ben, beni bilmem!
İNCİNSEN DE
İNCİTME SEN…
Gönül, yüz dön kin gütmekten;
İncinsen de incitme sen!
Dost bîzârdır incitmekten;
İncinsen de incitme sen!
Nûr nefesin aşk dolanda,
Gülün yanmaz od alanda!
Sözün başa dert olanda;
İncinsen de incitme sen!
Can olur mu içtenlikle ırak?
Geç ağyârı, sen sana bak!
O tabi çıkan nefsi bırak;
İncinsen de incitme sen!
Sen ki terki terk eyledin;
Günü dünden berk eyledin!
Tâ elestte ne söyledin?
İncinsen de incitme sen!
Sendedir talep, arşı a ’lâ;
Böyle yazmış Kadir Mevlâ!
Bir hikmettir bu tasa, belâ;
İncinsen de incitme sen!
Ma ’rifettir hakkı dağıtmak;
Hatır edinmek, hatır saymak!
Sana düşmez gönül belirlemek;
İncinsen de incitme sen!
KULU GÜLDÜR…
Girdim gönül bahçesine;
Elifi gül, dalı güldür!
Gül sarılmış gecesine;
Siyahı gül, alı güldür!
Gonca gonca gül çözülür;
Damar damar gül süzülür!
Gül okunup gül yazılır;
Sohbeti gül, dili güldür!
Umut umut havası gül;
Kâ ’be ’si gül, Mevâ ’sı gül;
Sekiz cennet sevdâsı gül!
Halveti gül, hâli güldür!
Ayet ayet gül derilir;
Secde secde gül verilir!
Her gönüle gül serilir;
Menzili gül, yolu güldür!
Gül rengiyle güler vakit;
Gül zikriyle döner devrân!
Gül aşkıyla dolar kovan;
Peteği gül, balı güldür!
Cihan, güle sarılmaz mı?
Gül kastına varılmaz mı?
Güle kurban verilmez mi?
Kulluğu gül, kulu güldür! *