iltasyazilim
FD Üye
Rızık duası nasıl yapılır?
Rızkın artması, bereketlenmesi için neler yapabiliriz? Rızıkın artması ile ilgili okunabilecek dualar nelerdir?
Kainatın her tarafında Allah’ın koyduğu kanunlar, cari olduğu gibi, rızkın taksiminde de yine Allah’ın kanunları geçerlidir Mesela rızkı hırs ile isteyenlerin rızkında darlık, sebeplere müracaat ettikten sonra tevekkül ile isteyip beklemek ise, rızıkta bolluk meydana getirir Bu ilahi kanun ile görüyoruz ki, bir insan çok mal istiyorsa sebeplere müracaat edecek ve tevekkül ile isteyecektir Bu kanuna müracaat edenlerin rızıklarında genişlik meydana gelecektir
Bir Müslüman, çalışmadan kazanılamayacağını bilerek, dünya işleri için gerekli bütün tedbirleri aldığı gibi, ibadet etmeden ve Allah’ın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmadan da cennete gidilemeyeceğini bilerek kulluk vazifesini yerine getirir ve sonunda Allah’a tevekkül eder
Tevekkül, sebeplere teşebbüs ettikten ve gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, Cenabı Hakk’ın verdiği neticeye razı olmaktır Böyle bir insan huzurlu yaşar, maişet noktasında endişeye kapılarak ruhuna elem çektirmez, Peygamberimizin şu hadisi şerifi ona büyük bir ümit kaynağı olur: “Eğer siz Allah’a hakkıyla tevekkül ederseniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırır
Tevekkül hiçbir zaman çalışmayı, sebeplere teşebbüs etmeyi men etmez Cenabı Hakk Kur’anı Kerim’de: “Doğrusu, insan için kendi çalışmasından (gayretinin neticesinden) başka bir şey yoktur (Necm Sûresi, 39) buyurmuştur
Bir adam Peygamberimize (asm) gelerek, “Ben devemi salı vererek mi tevekkül edeyim, yoksa bağlayarak mı? demiştir Efendimiz ise, “Deveni bağla sonra tevekkül et (Tirmizi, Kıyamet, 60) buyurmuş, böylece tevekkülün ölçüsünü en güzel şekilde ortaya koymuştur
Rızkın genişlemesi ve bereketlenmesi için bazı tavsiyeler:
1 İnsana verilen maddi ve manevi, bedensel ve ruhsal, içimizde ve dışımızda olan her nimetin kıymetini bilmek Onun bize Allah’ın bir ikramı, ihsanı ve lütfu olduğunu asla unutmamak çünkü nimeti vereni bilmek manevi bir şükürdür
2 İsraf etmemek Zaruri olmayan alış verişleri azaltmak ve sadece helal dairesinde harcama yapmak
3 İman ve İslam esaslarını anlatan eserleri okumak ve aile içinde çoluk çocukla beraber imani, ahlaki ve diğer faydalı konularda sohbetler etmek
4 Namazı tadili erkan ile kılmak Hadis Şerifte “Bir adamı namazın ruku ve secdesini hafifletir (tadili erkanı terk eder) görürseniz onun çoluk çocuğuna acıyınız(Ruhul Beyan) Yani tadili erkanı terk eden maişet darlığına düşer, tadili erkana riayet eden ise maişet genişliğine kavuşur
5 Namazlardan sonra okunması sünnet olan tesbihatı (33 sübhanellah, 33 elhamdülillah, 33 Allahu Ekber) okumayı asla terke etmemek çünkü kelimei tenzih (sübhanellah) günahları söküp atar, kelimei tahmid (Elhamdülillah) her türlü nimete şükürdür, kelimei tekbir (Allahu Ekber) ise kulun ibadetini ve tevbesini Allahu Tealaya layık hale getirir
6 Zekatını tam, hatta fazla fazla vermek Malın şükrü mal iledir Yani zekat, malın şükrüdür Toprak mahsullerinin zekatı onda birdir ve “öşür diye isimlendirilmiştir, ticari malların ve paranın zekatı ise kırkta birdir Şükür ise malın artmasına sebeptir Ayeti Kerimede “…Eğer nimetime şükrederseniz onu elbette ve elbette çoğaltırım… (İbrahim Suresi, 7) buyurmuştur Yani zekat, malı hem telef olmaktan muhafaza eder, hem de ilahi hazineden artmasını temin eder,
7 Sabah vakti uyanık olmak Hadisi Şerif “Sabah uykusu rızka manidir (Tergib) Yani bir müslüman sabah namazını ve manevi ilticalarını ihmal etmemelidir
8 Vakıa suresini okumaya devam etmek Hadisi Şerif “Kim ki vakıa süresini her gece okursa ona ebediyyen sefalet isabet etmez, kim ki bu sureyi her sabah okursa ona ebediyyen fakirlik yaklaşmaz (Havassul Kuranİmamı Ya’fi)
9 Kuşluk namazına devam etmek
10 Kazancın da helal olması gerekir Az da olsa haram karışmasına engel olmak
11 Akrabaları ziyaret etmek, onların maddi ve manevi ihtiyaçlarına yardımcı olmak
12 Misafir kabul etmek, özellikle fakir ve muhtaçlara destek olmak ve onları evine alarak bir yudum su da olsa ikramda bulunmak
Hırs etmemek, tevekkül ve kanaat etmek
Hırs, sebebi haybettir ve illet ve zillettir ve mahrumiyet ve sefaleti getirir Evet her milletten ziyade hırs ile dünyaya saldıran Yahudi Milletinin zillet ve sefaleti, bu hükme bir şahidi katı'dır Evet hırs, zîhayat âleminde en geniş bir daireden tut, tâ en cüz'î bir ferde kadar sû'i tesirini gösterir
Tevekkülvari talebi rızk ise, bilakis medarı rahattır ve her yerde hüsnü tesirini gösterir İşte bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebatlar, tevekkülvari, kanaatkârane yerlerinde durup hırs göstermediklerinden, rızıkları onlara koşup geliyor Hayvanlardan pek fazla evlâd besliyorlar
Hayvanat ise, hırs ile rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyet ile rızıklarını elde edebiliyorlar Hem hayvanat dairesi içinde za'f u acz lisanı haliyle tevekkül eden yavruların meşru' ve mükemmel ve latif rızıkları hazinei rahmetten verilmesi; ve hırs ile rızıklarına saldıran canavarların gayrı meşru ve pek çok zahmet ile kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki:
Hırs, sebebi mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesilei rahmettir
Hem dairei insaniye içinde her milletten ziyade hırs ile dünyaya yapışan ve aşk ile hayatı dünyeviyeye bağlanan Yahudi Milleti pek çok zahmet ile kazandığı, kendine faidesi az, yalnız hazinedarlık ettiği gayrı meşru bir serveti ribaî ile bütün milletlerden yedikleri sillei zillet ü sefalet, katl ü ihanet gösteriyor ki: Hırs madeni zillet ve hasarettir
Hem harîs bir insan, her vakit hasarete düştüğüne dair o kadar vakıalar var ki, “hırs sebebi hasarettir ve vesilei haybettir darbı mesel hükmüne geçmiş, umumun nazarında bir hakikatı âmme olarak kabul edilmiştir Madem öyledir; eğer malı çok seversen, hırs ile değil, belki kanaat ile malı taleb et, tâ çok gelsin
Ehli kanaat ile ehli hırs, iki şahsa benzer ki; büyük bir zâtın anhanesine giriyorlar Birisi kalbinden der: Beni yalnız kabul etsin, dışarıdaki soğuktan kurtulsam bana kâfidir En aşağıdaki iskemleyi de bana verseler, lütuftur
İkinci adam güya bir hakkı varmış gibi ve herkes ona hürmet etmeye mecbur imiş gibi mağrurane der ki: Bana en yukarı iskemleyi vermeliO hırs ile girer, gözünü yukarı mevkilere diker, onlara gitmek ister Fakat anhane sahibi onu geri döndürüp aşağı oturtur Ona teşekkür lâzımken, teşekküre bedel kalbinden kızıyor Teşekkür değil, bilakis hane sahibini tenkid ediyor Hane sahibi de ondan istiskal ediyor
Birinci adam mütevaziane giriyor; en aşağıdaki iskemleye oturmak istiyor Onun o kanaati, anhane sahibinin hoşuna gidiyor Daha yukarı iskemleye buyurunder O da gittikçe teşekküratını ziyadeleştirir, memnuniyeti tezayüd eder
İşte dünya bir anhanei Rahman'dır Zemin yüzü, bir sofrayı rahmettir Derecatı erzak ve meratibi nimet dahi, iskemleler hükmündedir
Hem en cüz'î işlerde de herkes hırsın sû'i tesirini hissedebilir Meselâ: İki dilenci bir şey istedikleri vakit, hırs ile ilhah eden dilenciden istiskal edip vermemek; diğer sâkin dilenciye merhamet edip vermek, herkes kalbinde hisseder Hem meselâ: Gecede uykun kaçmış, sen yatmak istesen, lâkayd kalsan uykun gelebilir Eğer hırs ile uyku istesen:
Aman yatayım, aman yatayımdersen, bütün bütün uykunu kaçırırsın Hem meselâ: Mühim bir netice için birisini hırs ile beklersin; Aman gelmedi, aman gelmedideyip en nihayet hırs senin sabrını tüketip kalkar gidersin; bir dakika sonra o adam gelir; fakat beklediğin o mühim netice bozulur
Şu hâdisatın sırrı şudur ki: Nasılki bir ekmeğin vücudu, tarla, harman, değirmen, fırına terettüb eder öyle de: Tertibi eşyada bir teennii hikmet vardır Hırs sebebiyle teenni ile hareket etmediği için, o tertibli eşyadaki manevî basamakları müraat etmez; ya atlar düşer veyahut bir basamağı noksan bırakır; maksada çıkamaz (Mektubat, 272)
GEçİM DARLIĞI (FAKİRLİK) çEKENİN OKUYACAĞI DUALAR
1 Allâhümme ikfînî bi helâlike an harâmike, ve emnî bi fazlike ammen sivâke(Hz Ali'denTirmizi, Daavât 121)
ANLAMI: Allâhım, helâlinle beni haramından koru Lûtfunla beni Senden başkasına muhtaç etme
2 Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî Allâhümme raddınî bi kazâike, ve bârik lî fi mâ kuddira lî, hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte, ve te'hîra mâ accelte
ANLAMI: Kendim, malım ve dînim hakkında her işe Allah'ın adıyla başlarım Allah'ım, hükmüne beni razı et Benim için uygun gördüğün şeyleri hakkımda mübarek eyle Tâ ki; benim için öne aldıklarını geri bırakmanı, geriye bıraktıklarını da öne almanı istemeyeyim
3 Allâhümme innî eûzü bi vechike'lkerîm, ve ismike'1azîm, mine'lküfri ve'1fakri(Hz Ali'denTirmizi, Daavât 121)
ANLAMI: Allah'ım, küfürden ve fakirlikten Senin keremine ve büyüklüğüne sığınırım
BORCA BOĞULANIN OKUYACAĞI DUA
Borç yükünden beli bükülmüş bir kişi Hz Ali'ye (ra) gelerek kendisine yardımcı olmasını istemişti Hz Ali (ra) kendisine şöyle demiştir:
Rasûlüllâh'ın bana öğrettiği bir duayı sana öğreteyim de, üzerinde Sebîr dağı kadar borç olsa Allah Teâlâ o borcu ödemen için yardım ederdemiş ve aşağıdaki duâ'ya devam etmesini tavsiye etmiştir:
1 Allâhümme ikfinî bi helâlike an harâmike, ve emnî bi fazlike ammen sivâke(Hz Ali'den (ra) Tirmizi, Daavât 121)
ANLAMI: Allah'ım, helâlinden bana yetecek kadar vererek beni haramından koru Lûtfunla beni Senden başkasına muhtaç etme
2 Peygamber Efendimiz (sav) bir gün mescide girdi Orada ashabdan Ebû ümâme'yi gördü Ona;
Ey Ebû Umâme, namaz vakti olmadığı halde neden burada oturuyorsun?diye sordu O da:
Sıkıntı ve borç içindeyim Yâ Kasûlâllah!dedi Bunun üzerine Efendimiz ona aşağıdaki duayı sabah akşam tekrarlamasını tavsiye buyurdular:
Allâhümme innî eûzü bike mine'lhemmi, ve'lhuzni, ve eûzü bike mine'Iaczi ve'1keseli; ve eûzü bike mine'lcübni ve'Ibuhli, ve eûzü bike miıığalebeti'ddeyni ve kahri'rricâli
ANLAMI: Allah'ım, dünya ve âhirette gam ve kederden Sana sığınırım: Acizlikten ve tembellikten Sana sığınırım Korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım Borç altında ezilmekten ve insanların beni aşağılamasından Sana sığınırım
Nitekim bu duâ'ya devam eden Ebû Umâme (ra) kısa bir zaman sonra borçlarından kurtulduğunu haber vermektedir
AçIKLAMA: Burada dikkatimizi çeken bir durum vardır Peygamber Efendimiz (sav) borç'tan önce beş özellikten Allah'a sığınmayı tavsiye etmiştir Bu beş özellik, fakirliğin ve borçlanmanın sebepleridir önce sebeplerden, yani üzüntü, acizlik, tembellik, korkaklık ve cimrilikten Allah'a sığınmayı tavsiye etmiştir
Sığınmak, bu özellikleri terk etmek demektir Yani bir insan, onları terk ederse bunların sonunda borçtan kurtulmak çok daha kolay hale gelir Yani Peygamber Efendimiz (sav), çalışmadan, sebeplerine yapışmadan oturduğu yerde bir borçtan kurtuluş beklemeyi değil borçluluğun sebeplerini ortadan kaldırmaya çalışmayı tavsiye etmiştir
Dualar bize hedef gösterir:
Allah Rasulü (sav) bir gün mescidde Ebu ümatne elBâhilıyi, gayet sarsık şekilde otururken görür Sebebini sorduğunda fakirlikcevabını alır Bunun üzerine Hz Peygamber (sav) ona şu duayı öğretir: Mealen Allah'ım tasadan ve hüzünden, tembellikten ve acizlikten, korkaklıktan ve cimrilikten, borç altında ezilmekten ve insanların bana galebesinden Sana sığınırımBu cümleleri tek tek ele alarak, fakirlikle ilgisini veya insana hedef göstermesini birlikte inceleyebiliriz:
Allah'ım tasadan, gamdan, hüzünden Sana sığınırım; şimdi tasa, gam ve hüzünden Allah'a sığınan bir insan, afedersiniz gidip yan gelip yatar mı? Tasa ve hüzne sevkedecek şeylere kendini hiç kaptırır mı? Aksine kalkar, bunlardan kurtulmanın yollarını mı araştırır?
Tembellikten ve acizlikten Sana sığınırım; fakirlik deyip bir kenarda velev ki bu mescid, hatta mescidi nebevî bite olsa oturmak ve elâlemin avucuna bakmak tembellik ve acizlik değil midir?
Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırımve son olarak borç altında kalmaktan ve insanların baskısından (galebesinden) Sana sığınırım
Görüldüğü gibi bu duanın bütün öğeleri, fakirlikten mescide sığınan bir insana, ondan kurtulma yollan göstermenin yanında aynı zamanda hedef veriyor Artık bu safhada kula düşen, dua ettiği şeyleri fiiliyata dökmekten ibarettir (M Fethullah Gülen)
3 Hz âişe (ra), Peygamber Efendimiz'in (sav) aşağıdaki duâ'yı kendisine öğrettiğini ve: Uhud dağı kadar borcun olsa da, bu duâ'ya devam edersen, Allah Teâlâ Sana o borcu ödemen konusunda yardım ederbuyurduğunu söylemiştir:
Allâhümme fârice'lhemmi, kâşife'lğammi, mucibe da'veti'lmuzdarrîn, rahmâne'ddünyâ ve'1âhireti ve rahîmehümâ, ente terhamünî, fe'rhamnî Bi rahmetike tuğnînî bihâ an rahmeti men sivâke,
ANLAMI: Tasayı açan, kederi gideren, darda kalanların duasına icabet eden, dünya ve âhiretin Rahman ve Rahîm'i olan Allah'ım; bana merhamet eden Sensin Senden başkalarının merhametine ihtiyaç bırakmayacak rahmetinle bana merhamet eyle Beni borç sıkıntısından kurtar ve beni borçlanacak hallere düşürme
4 Allâhümme innî eûzü bike mine'lhemmi, ve'lhazeni ve'1aczi, ve'1keseli, ve'1buhli, ve dalai'ddeyni ve ğalebeti'rricâl
ANLAMI: Allah'ım, sıkıntıdan, üzüntüden, güçsüzlükten, tenbellikten, cimrilikten, borcun yükünden ve kişilerin tahakkümünden Sana sığınırım
5 Ey mülk'ün sahibi Allah'ım! Sen malı ve mülkü dilediğine verir, dilediğinden de alırsın Dilediğin kulunu azız, dilediğin kulunu zelîl edersin Hayır, Senin elindedir Şüphesiz Senin her şeye gücün yeter(âli İmrân, 3126)
RIZIK DARALDIĞINDA OKUNACAK DUA
Allâhümme raddmî bi kazâike ve bârik lî fi mâ kuddira lî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte ve lâ te'hîra accelte
ANLAMI: Allah'ım, beni hükmüne razı kıl ve bana takdir olunanda bereket ihsan eyle ki, ben senin geri bıraktığını öne almanı, öne aldığım da geri bırakmanı istemeyeyim(Bilal Eren, Açıklamalı Dua Hazinesi)
Rızkın artması, bereketlenmesi için neler yapabiliriz? Rızıkın artması ile ilgili okunabilecek dualar nelerdir?
Kainatın her tarafında Allah’ın koyduğu kanunlar, cari olduğu gibi, rızkın taksiminde de yine Allah’ın kanunları geçerlidir Mesela rızkı hırs ile isteyenlerin rızkında darlık, sebeplere müracaat ettikten sonra tevekkül ile isteyip beklemek ise, rızıkta bolluk meydana getirir Bu ilahi kanun ile görüyoruz ki, bir insan çok mal istiyorsa sebeplere müracaat edecek ve tevekkül ile isteyecektir Bu kanuna müracaat edenlerin rızıklarında genişlik meydana gelecektir
Bir Müslüman, çalışmadan kazanılamayacağını bilerek, dünya işleri için gerekli bütün tedbirleri aldığı gibi, ibadet etmeden ve Allah’ın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmadan da cennete gidilemeyeceğini bilerek kulluk vazifesini yerine getirir ve sonunda Allah’a tevekkül eder
Tevekkül, sebeplere teşebbüs ettikten ve gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, Cenabı Hakk’ın verdiği neticeye razı olmaktır Böyle bir insan huzurlu yaşar, maişet noktasında endişeye kapılarak ruhuna elem çektirmez, Peygamberimizin şu hadisi şerifi ona büyük bir ümit kaynağı olur: “Eğer siz Allah’a hakkıyla tevekkül ederseniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırır
Tevekkül hiçbir zaman çalışmayı, sebeplere teşebbüs etmeyi men etmez Cenabı Hakk Kur’anı Kerim’de: “Doğrusu, insan için kendi çalışmasından (gayretinin neticesinden) başka bir şey yoktur (Necm Sûresi, 39) buyurmuştur
Bir adam Peygamberimize (asm) gelerek, “Ben devemi salı vererek mi tevekkül edeyim, yoksa bağlayarak mı? demiştir Efendimiz ise, “Deveni bağla sonra tevekkül et (Tirmizi, Kıyamet, 60) buyurmuş, böylece tevekkülün ölçüsünü en güzel şekilde ortaya koymuştur
Rızkın genişlemesi ve bereketlenmesi için bazı tavsiyeler:
1 İnsana verilen maddi ve manevi, bedensel ve ruhsal, içimizde ve dışımızda olan her nimetin kıymetini bilmek Onun bize Allah’ın bir ikramı, ihsanı ve lütfu olduğunu asla unutmamak çünkü nimeti vereni bilmek manevi bir şükürdür
2 İsraf etmemek Zaruri olmayan alış verişleri azaltmak ve sadece helal dairesinde harcama yapmak
3 İman ve İslam esaslarını anlatan eserleri okumak ve aile içinde çoluk çocukla beraber imani, ahlaki ve diğer faydalı konularda sohbetler etmek
4 Namazı tadili erkan ile kılmak Hadis Şerifte “Bir adamı namazın ruku ve secdesini hafifletir (tadili erkanı terk eder) görürseniz onun çoluk çocuğuna acıyınız(Ruhul Beyan) Yani tadili erkanı terk eden maişet darlığına düşer, tadili erkana riayet eden ise maişet genişliğine kavuşur
5 Namazlardan sonra okunması sünnet olan tesbihatı (33 sübhanellah, 33 elhamdülillah, 33 Allahu Ekber) okumayı asla terke etmemek çünkü kelimei tenzih (sübhanellah) günahları söküp atar, kelimei tahmid (Elhamdülillah) her türlü nimete şükürdür, kelimei tekbir (Allahu Ekber) ise kulun ibadetini ve tevbesini Allahu Tealaya layık hale getirir
6 Zekatını tam, hatta fazla fazla vermek Malın şükrü mal iledir Yani zekat, malın şükrüdür Toprak mahsullerinin zekatı onda birdir ve “öşür diye isimlendirilmiştir, ticari malların ve paranın zekatı ise kırkta birdir Şükür ise malın artmasına sebeptir Ayeti Kerimede “…Eğer nimetime şükrederseniz onu elbette ve elbette çoğaltırım… (İbrahim Suresi, 7) buyurmuştur Yani zekat, malı hem telef olmaktan muhafaza eder, hem de ilahi hazineden artmasını temin eder,
7 Sabah vakti uyanık olmak Hadisi Şerif “Sabah uykusu rızka manidir (Tergib) Yani bir müslüman sabah namazını ve manevi ilticalarını ihmal etmemelidir
8 Vakıa suresini okumaya devam etmek Hadisi Şerif “Kim ki vakıa süresini her gece okursa ona ebediyyen sefalet isabet etmez, kim ki bu sureyi her sabah okursa ona ebediyyen fakirlik yaklaşmaz (Havassul Kuranİmamı Ya’fi)
9 Kuşluk namazına devam etmek
10 Kazancın da helal olması gerekir Az da olsa haram karışmasına engel olmak
11 Akrabaları ziyaret etmek, onların maddi ve manevi ihtiyaçlarına yardımcı olmak
12 Misafir kabul etmek, özellikle fakir ve muhtaçlara destek olmak ve onları evine alarak bir yudum su da olsa ikramda bulunmak
Hırs etmemek, tevekkül ve kanaat etmek
Hırs, sebebi haybettir ve illet ve zillettir ve mahrumiyet ve sefaleti getirir Evet her milletten ziyade hırs ile dünyaya saldıran Yahudi Milletinin zillet ve sefaleti, bu hükme bir şahidi katı'dır Evet hırs, zîhayat âleminde en geniş bir daireden tut, tâ en cüz'î bir ferde kadar sû'i tesirini gösterir
Tevekkülvari talebi rızk ise, bilakis medarı rahattır ve her yerde hüsnü tesirini gösterir İşte bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebatlar, tevekkülvari, kanaatkârane yerlerinde durup hırs göstermediklerinden, rızıkları onlara koşup geliyor Hayvanlardan pek fazla evlâd besliyorlar
Hayvanat ise, hırs ile rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyet ile rızıklarını elde edebiliyorlar Hem hayvanat dairesi içinde za'f u acz lisanı haliyle tevekkül eden yavruların meşru' ve mükemmel ve latif rızıkları hazinei rahmetten verilmesi; ve hırs ile rızıklarına saldıran canavarların gayrı meşru ve pek çok zahmet ile kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki:
Hırs, sebebi mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesilei rahmettir
Hem dairei insaniye içinde her milletten ziyade hırs ile dünyaya yapışan ve aşk ile hayatı dünyeviyeye bağlanan Yahudi Milleti pek çok zahmet ile kazandığı, kendine faidesi az, yalnız hazinedarlık ettiği gayrı meşru bir serveti ribaî ile bütün milletlerden yedikleri sillei zillet ü sefalet, katl ü ihanet gösteriyor ki: Hırs madeni zillet ve hasarettir
Hem harîs bir insan, her vakit hasarete düştüğüne dair o kadar vakıalar var ki, “hırs sebebi hasarettir ve vesilei haybettir darbı mesel hükmüne geçmiş, umumun nazarında bir hakikatı âmme olarak kabul edilmiştir Madem öyledir; eğer malı çok seversen, hırs ile değil, belki kanaat ile malı taleb et, tâ çok gelsin
Ehli kanaat ile ehli hırs, iki şahsa benzer ki; büyük bir zâtın anhanesine giriyorlar Birisi kalbinden der: Beni yalnız kabul etsin, dışarıdaki soğuktan kurtulsam bana kâfidir En aşağıdaki iskemleyi de bana verseler, lütuftur
İkinci adam güya bir hakkı varmış gibi ve herkes ona hürmet etmeye mecbur imiş gibi mağrurane der ki: Bana en yukarı iskemleyi vermeliO hırs ile girer, gözünü yukarı mevkilere diker, onlara gitmek ister Fakat anhane sahibi onu geri döndürüp aşağı oturtur Ona teşekkür lâzımken, teşekküre bedel kalbinden kızıyor Teşekkür değil, bilakis hane sahibini tenkid ediyor Hane sahibi de ondan istiskal ediyor
Birinci adam mütevaziane giriyor; en aşağıdaki iskemleye oturmak istiyor Onun o kanaati, anhane sahibinin hoşuna gidiyor Daha yukarı iskemleye buyurunder O da gittikçe teşekküratını ziyadeleştirir, memnuniyeti tezayüd eder
İşte dünya bir anhanei Rahman'dır Zemin yüzü, bir sofrayı rahmettir Derecatı erzak ve meratibi nimet dahi, iskemleler hükmündedir
Hem en cüz'î işlerde de herkes hırsın sû'i tesirini hissedebilir Meselâ: İki dilenci bir şey istedikleri vakit, hırs ile ilhah eden dilenciden istiskal edip vermemek; diğer sâkin dilenciye merhamet edip vermek, herkes kalbinde hisseder Hem meselâ: Gecede uykun kaçmış, sen yatmak istesen, lâkayd kalsan uykun gelebilir Eğer hırs ile uyku istesen:
Aman yatayım, aman yatayımdersen, bütün bütün uykunu kaçırırsın Hem meselâ: Mühim bir netice için birisini hırs ile beklersin; Aman gelmedi, aman gelmedideyip en nihayet hırs senin sabrını tüketip kalkar gidersin; bir dakika sonra o adam gelir; fakat beklediğin o mühim netice bozulur
Şu hâdisatın sırrı şudur ki: Nasılki bir ekmeğin vücudu, tarla, harman, değirmen, fırına terettüb eder öyle de: Tertibi eşyada bir teennii hikmet vardır Hırs sebebiyle teenni ile hareket etmediği için, o tertibli eşyadaki manevî basamakları müraat etmez; ya atlar düşer veyahut bir basamağı noksan bırakır; maksada çıkamaz (Mektubat, 272)
GEçİM DARLIĞI (FAKİRLİK) çEKENİN OKUYACAĞI DUALAR
1 Allâhümme ikfînî bi helâlike an harâmike, ve emnî bi fazlike ammen sivâke(Hz Ali'denTirmizi, Daavât 121)
ANLAMI: Allâhım, helâlinle beni haramından koru Lûtfunla beni Senden başkasına muhtaç etme
2 Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî Allâhümme raddınî bi kazâike, ve bârik lî fi mâ kuddira lî, hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte, ve te'hîra mâ accelte
ANLAMI: Kendim, malım ve dînim hakkında her işe Allah'ın adıyla başlarım Allah'ım, hükmüne beni razı et Benim için uygun gördüğün şeyleri hakkımda mübarek eyle Tâ ki; benim için öne aldıklarını geri bırakmanı, geriye bıraktıklarını da öne almanı istemeyeyim
3 Allâhümme innî eûzü bi vechike'lkerîm, ve ismike'1azîm, mine'lküfri ve'1fakri(Hz Ali'denTirmizi, Daavât 121)
ANLAMI: Allah'ım, küfürden ve fakirlikten Senin keremine ve büyüklüğüne sığınırım
BORCA BOĞULANIN OKUYACAĞI DUA
Borç yükünden beli bükülmüş bir kişi Hz Ali'ye (ra) gelerek kendisine yardımcı olmasını istemişti Hz Ali (ra) kendisine şöyle demiştir:
Rasûlüllâh'ın bana öğrettiği bir duayı sana öğreteyim de, üzerinde Sebîr dağı kadar borç olsa Allah Teâlâ o borcu ödemen için yardım ederdemiş ve aşağıdaki duâ'ya devam etmesini tavsiye etmiştir:
1 Allâhümme ikfinî bi helâlike an harâmike, ve emnî bi fazlike ammen sivâke(Hz Ali'den (ra) Tirmizi, Daavât 121)
ANLAMI: Allah'ım, helâlinden bana yetecek kadar vererek beni haramından koru Lûtfunla beni Senden başkasına muhtaç etme
2 Peygamber Efendimiz (sav) bir gün mescide girdi Orada ashabdan Ebû ümâme'yi gördü Ona;
Ey Ebû Umâme, namaz vakti olmadığı halde neden burada oturuyorsun?diye sordu O da:
Sıkıntı ve borç içindeyim Yâ Kasûlâllah!dedi Bunun üzerine Efendimiz ona aşağıdaki duayı sabah akşam tekrarlamasını tavsiye buyurdular:
Allâhümme innî eûzü bike mine'lhemmi, ve'lhuzni, ve eûzü bike mine'Iaczi ve'1keseli; ve eûzü bike mine'lcübni ve'Ibuhli, ve eûzü bike miıığalebeti'ddeyni ve kahri'rricâli
ANLAMI: Allah'ım, dünya ve âhirette gam ve kederden Sana sığınırım: Acizlikten ve tembellikten Sana sığınırım Korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım Borç altında ezilmekten ve insanların beni aşağılamasından Sana sığınırım
Nitekim bu duâ'ya devam eden Ebû Umâme (ra) kısa bir zaman sonra borçlarından kurtulduğunu haber vermektedir
AçIKLAMA: Burada dikkatimizi çeken bir durum vardır Peygamber Efendimiz (sav) borç'tan önce beş özellikten Allah'a sığınmayı tavsiye etmiştir Bu beş özellik, fakirliğin ve borçlanmanın sebepleridir önce sebeplerden, yani üzüntü, acizlik, tembellik, korkaklık ve cimrilikten Allah'a sığınmayı tavsiye etmiştir
Sığınmak, bu özellikleri terk etmek demektir Yani bir insan, onları terk ederse bunların sonunda borçtan kurtulmak çok daha kolay hale gelir Yani Peygamber Efendimiz (sav), çalışmadan, sebeplerine yapışmadan oturduğu yerde bir borçtan kurtuluş beklemeyi değil borçluluğun sebeplerini ortadan kaldırmaya çalışmayı tavsiye etmiştir
Dualar bize hedef gösterir:
Allah Rasulü (sav) bir gün mescidde Ebu ümatne elBâhilıyi, gayet sarsık şekilde otururken görür Sebebini sorduğunda fakirlikcevabını alır Bunun üzerine Hz Peygamber (sav) ona şu duayı öğretir: Mealen Allah'ım tasadan ve hüzünden, tembellikten ve acizlikten, korkaklıktan ve cimrilikten, borç altında ezilmekten ve insanların bana galebesinden Sana sığınırımBu cümleleri tek tek ele alarak, fakirlikle ilgisini veya insana hedef göstermesini birlikte inceleyebiliriz:
Allah'ım tasadan, gamdan, hüzünden Sana sığınırım; şimdi tasa, gam ve hüzünden Allah'a sığınan bir insan, afedersiniz gidip yan gelip yatar mı? Tasa ve hüzne sevkedecek şeylere kendini hiç kaptırır mı? Aksine kalkar, bunlardan kurtulmanın yollarını mı araştırır?
Tembellikten ve acizlikten Sana sığınırım; fakirlik deyip bir kenarda velev ki bu mescid, hatta mescidi nebevî bite olsa oturmak ve elâlemin avucuna bakmak tembellik ve acizlik değil midir?
Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırımve son olarak borç altında kalmaktan ve insanların baskısından (galebesinden) Sana sığınırım
Görüldüğü gibi bu duanın bütün öğeleri, fakirlikten mescide sığınan bir insana, ondan kurtulma yollan göstermenin yanında aynı zamanda hedef veriyor Artık bu safhada kula düşen, dua ettiği şeyleri fiiliyata dökmekten ibarettir (M Fethullah Gülen)
3 Hz âişe (ra), Peygamber Efendimiz'in (sav) aşağıdaki duâ'yı kendisine öğrettiğini ve: Uhud dağı kadar borcun olsa da, bu duâ'ya devam edersen, Allah Teâlâ Sana o borcu ödemen konusunda yardım ederbuyurduğunu söylemiştir:
Allâhümme fârice'lhemmi, kâşife'lğammi, mucibe da'veti'lmuzdarrîn, rahmâne'ddünyâ ve'1âhireti ve rahîmehümâ, ente terhamünî, fe'rhamnî Bi rahmetike tuğnînî bihâ an rahmeti men sivâke,
ANLAMI: Tasayı açan, kederi gideren, darda kalanların duasına icabet eden, dünya ve âhiretin Rahman ve Rahîm'i olan Allah'ım; bana merhamet eden Sensin Senden başkalarının merhametine ihtiyaç bırakmayacak rahmetinle bana merhamet eyle Beni borç sıkıntısından kurtar ve beni borçlanacak hallere düşürme
4 Allâhümme innî eûzü bike mine'lhemmi, ve'lhazeni ve'1aczi, ve'1keseli, ve'1buhli, ve dalai'ddeyni ve ğalebeti'rricâl
ANLAMI: Allah'ım, sıkıntıdan, üzüntüden, güçsüzlükten, tenbellikten, cimrilikten, borcun yükünden ve kişilerin tahakkümünden Sana sığınırım
5 Ey mülk'ün sahibi Allah'ım! Sen malı ve mülkü dilediğine verir, dilediğinden de alırsın Dilediğin kulunu azız, dilediğin kulunu zelîl edersin Hayır, Senin elindedir Şüphesiz Senin her şeye gücün yeter(âli İmrân, 3126)
RIZIK DARALDIĞINDA OKUNACAK DUA
Allâhümme raddmî bi kazâike ve bârik lî fi mâ kuddira lî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte ve lâ te'hîra accelte
ANLAMI: Allah'ım, beni hükmüne razı kıl ve bana takdir olunanda bereket ihsan eyle ki, ben senin geri bıraktığını öne almanı, öne aldığım da geri bırakmanı istemeyeyim(Bilal Eren, Açıklamalı Dua Hazinesi)