Rüyalar bilinçdışını (bilinçaltı) en iyi gösteren yollardan biridir. Yapılan EEG çalışma sonuçları gösteriyor ki gündüz beyin uyanıkken nasıl çalışıyorsa rüyalı uykuda da beynimiz aynen öyle çalışmaya devam ediyor. Bu nedenle beynimiz rüyasız uykuda dinleniyor, yani rüya görmediyseniz dinlenmişiniz demektir. Bu nedenle eğer çok rüya görüyorsanız daha yorgun uyanırsınız.
Problemler arttıkça rüya görme sıklığı artar. Kişi kendi içine döndükçe, çocukluğunu, travmalarını düşündükçe yani regrese (geçmişe gitmek) oldukça rüya görme sıklığı artar. Kişiler bazen bazı rüyaları ve genelde de tehlikeli ve bastırdığı duyguların su yüzüne çıktığı rüyaları uyanınca tam hatırlayamaz. Bu nedenle yatağınızın yanına kağıt kalem koymanız faydalı olabilir. Birkaç kelime de olsa uyanınca akla gelenler yazılabilir.
Rüyayı etkileyen şeylerden birisi de yediklerimizdir. Uyumadan önce yüksek miktarlarda yemek yerseniz vücudunuzda insülin salgısı artmaya başlar bu nedenle de uyku öncesi yemek yemek rüya görmeyi engelleyebilir. İnsülin hormonunuz yükseldikçe kendinizi ruhen iyi hissedersiniz ve bu his rüyayı bastırır. Rüyayı görseniz bile hatırlamak zorlaşır. Fakat aç yatarsanız rüya görmeniz ve hatırlamanız daha da kolaylaşır. Kişi aç uyuduğu zaman beyin glikozsuz kalır ve daha çok rüya senaryosu üretir.
Bazen kişinin rüyasında yarım kalmış veya flu kalmış yerler, olaylar veya kişiler vardır. Kişinin esas meselesi bu olay ve kişilerdedir. Kişi yüzleşmeye hazır olmadığı için bilinçaltı o kısımları sansürler ve rüyada karşımıza eksik ya da flu olarak çıkartır. Örneğin; rüyanda iki kişi vardır. Birinin yüzünü hatırlıyorsun diğerini hatırlamıyorsundur. Esas mesela o hatırlayamadığın yüzdedir. Böyle rüyaları tekrar tekrar düşünmek gerekir; o kişi kimdi? Orası neresiydi? Hayal et, imajinasyon yap ve biraz bekle. İlk aklına neler geliyor? Bu kişi erkek mi, kadın mı? Genç mi yaşlı mı? Bir milyon farklı rüya görebilirdin ama beynin bu senaryoyu yazdı, neden? Bunun bir anlamı olmalı ve bu nedenledir ki iç dünyan değiştikçe rüyaların da değişir. . .