Genetik saç dökülmesi: aile bireyleri ve kuşaklar arasında genlerle aktarılan, kimde ve ne şiddette ortaya çıkacağı evvelce ayan olmadığı düşünülen ilerleyici saç dökülme formudur. Umumide her iki cinste görülse de daha çok erkeklerin bir meselesi olarak ortaya çıkmaktadır. Genetik dökülmede kişi ortalama 45 yaşına kadar saçlarını geri gelmemek üzere kaybedebilir. Saf ki saç dökülmesinin genetik sebeplere mi ya da gayrı sebeplere mi bağlı olduğunu ama bu işin eksperi tabipler bilebilir. Hatunlarda ise durum biraz daha karmaşıktır; çünkü genetik dökülmenin yanında birçok farklı sebep saç dökülmesine neden olabilir: kansızlık, guatr, vitamin eksiklikleri vb. üzere.
Genetik olarak dökülmüş ve hiç saç kökü kalmamış meydanlar için maatteessüf hiçbir tıbbi tedavi şuan için mümkün görünmemektedir;
Bu meydanlar için tek tahlil “SAÇ EKİMİ” dir. Gelgelelim şimdi kaybedilmemiş ve genetik olarak dökülmeye meyilli saçlar için tıbbi tedavi vardır ve elbette ki bu işin mütehassısı olan tabip denetiminde uygulanmalıdır. Tıbbi tedavi yanında tüm saç dökülme tiplerinde çok önemli sonuçları olabilen destekleyici tedavi usulleri vardır ki, bunların en başında “Saç Mezoterapisi” gelmektedir. Saç mezoterapisi denilen prosedür ise saç köklerinin gereksinim duyabileceği her türlü (vitamin, mineral,
kan dolaşımını artırıcı unsurlar gibi) etken unsurun direkt olarak mikroenjeksiyon usulü ile muayyen aralıklarla saçlı deriye uygulanması usulüdür.
Evet, “Saç Ekimi” nedir?
Saç ekimi, kişinin başının art kısmında bulunan ve genetik olarak ömür uzunluğu dökülmemeye kodlanmış saç köklerinin lokal anestezi altında bulundukları yandan alınıp istenilen ortama naklidir. Şu an en şimdiki saç nakli tekniği ise “Fue Yöntemi” denilen ve halk arasında “ameliyatsız, dikişsiz yöntem” diye bilinen, saç kökü içeren ünitelerin bulundukları ortamdan 1 mm çaplı kişisel aletlerle tek tek alınması yoludur.
Mevzu saçlar olunca yazacak çok detay var ve münhasıran saç ekiminde en aktüel metot olan FUE yolu ile ilgili detayları ilerleyen vakitlerde sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.
Op. Dr. Çağatay Sezgin