Sadece Yemekleriyle Değil Filmleriyle de Bizi Büyüleyen İtalya'nın Muhteşem Sinemasından 30 Klasik Film

İtalyan sineması, dünya üzerindeki en güçlü ülke sinemalarından biri. Sinema tarihine sayısız klasik armağan eden bu ülkenin tarihini ve kültürünü anlamanıza yardımcı olacak, kesinlikle görülmesi gereken otuz sineması sizin için listeledik. Âlâ okumalar!


1. Paura nella città dei morti viventi (1980)



Paranormal yeteneğe sahip olan Marry (Catriona MacColl) arkadaşlarıyla yaptığı seansta uzaklarda bulunan Dunwich kasabasında bir rahibin kendisini astığını görür. Bu intiharla birlikte cehennemin kapıları açılır ve kasabadaki ölüler dirilerek bölge halkına saldırmaya başlarlar . Sevgililer gününe kadar açılan kapıların kapatılması gerekmektedir. Bunun için de Marry ile  gazeteci Peter (Chistopher George)  rahibin cesedini imha ederek cehennemin kapılarını kapatmak üzere yola koyulurlar...

IMDb: 6,3

2. Gomorrah (2008)



Son yılların en güzel mafya sineması olan Gomorra, Napolili mafya gibisi bir örgüt olan Camarro'yla uğraşacak kadar yavuz olduğu için ülkesi İtalya'da bir kahraman kabul edilen Roberto Saviano'nun kitabından uyarlanmış. Gomorra, bu zalim ve yozlaşmış dünyada, binlerce cinayet ve sayısız cürmün sorumlusu Camorra hesabına çalışan beş adamın hikayesini birbirine bağlayan yabanî ve epik bir sinema. İnandırıcı, büyüleyici ve ürkütücü bir şekilde çekilen Gomorra, bu kanlı örgütün içyüzünün yanı sıra İtalya'da moda, çöp toplama ve uyuşturucu trafiği üzere çeşitli iş kollarının dışında siyaset ve finans kesiminin pisliğe ne kadar bulaştığını da gösteriyor.

IMDb: 7

3. 6 donne per l'assassino (1964)



Bir model olan Isabella, maskeli ve gizemli biri tarafından katledilir. Şüpheliler ortasında genç bayanın erkek arkadaşı da vardır. Genç bayanın günlüğüne bakıldığında ise değişik delillere rastlanacaktır. Akabinde maskeli katil, birer birer modelleri öldürmeye başlar.

IMDb: 7,2

4. Teorema (1968)



Milanolu bir endüstrici, durup dururken fabrikasını çalışanlarına hibe eder. Sinema, bu garip cömertliği doğuran olayları anlatır. Bundan kısa müddet evvel, endüstricinin konutunda kalmak üzere güzel ve garip bir delikanlı gelmiştir. Delikanlı mesken sahiplerinden hiçbir talepte bulunmaz, lakin bütün mesken halkı onun cazibesine kapılmakta gecikmez. Bir müddet sonra konuk ansızın meskenden ayrılınca, burjuva ailesinin üyelerinin ve köy kökenli hizmetçilerinin hayatı altüst olur.

IMDb: 7,2

5. Salvatore Giuliano (1962)


peramuzesi.org.tr
Francesco Rosi'ye memleketler arası şöhret getiren bu cinayet ve mafya sineması, direktörün kendine mahsus mozaik üslubunun birinci örneğidir. Konusunu, sonradan mafya babası olan ve savaşın akabinde Sicilya'nın gerilla bağımsızlık hareketinde değerli bir rol oynamış Sicilyalı haydut ve halk kahramanı Salvatore Giuliano'nun hayatından alan sinema, 1950'de Giuliano'nun öldürülmesiyle başlar, geri dönüşlerle çetelere katılmasını, komünistlere saldırmasını, kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya gelişini anlatır. Giuliano sonunda öylesine zalimleşir ki kendi adamları bile onu terk eder.

IMDb: 7,4

6. Suspiria (1977)



Amerikalı genç bayan Suzy Bannion, dünyanın en uygun bale okullarından birine gitmek için Almanya'ya sarfiyat. Bir akşam vakti okulun kapısını çalar ve tam da bu andan itibaren gizemli durumlara şahit olmaya başlar. Taksiden indiği an bir öteki öğrencinin okuldan çıkıp ormana yanlışsız koşturmaya başladığını gören genç bayan olaylara mana veremez. Öte yandan kendisine kapıyı açan biri de olmaz. Sonraki gün tekrar geldiğinde okula alınır ve akabinde yavaş yavaş ahenk sağlamaya başlar. Ama vakitle şahit olacağı tuhaf olay ve durumlar ürkütücü bir gerçeği keşfetmesine neden olur.Tansiyon cinsinin en ehil isimlerinden olan Dario Argento’nun başyapıtı olan Suspiria, sinema tarihinin en başarılı birkaç tansiyon sinemasından biri. Argento'ya has müzikleri bile üzerinden geçen yıllara meydan okur niteliktedir.

IMDb: 7,4

7. La stanza del figlio (2001)



Giovanni işinde epeyce başarılı olan ve aranan bir psikologdur. Bir gün çok sevdiği oğlunu kaybeder. Bu Giovanni'nin rutinleri içerisinde mutlu-mesut yaşadığı hayatının noktası olacaktır. Giovanni, artık tıpkı karısı üzere hiç memnun değildir. Konuttaki tansiyon kimsenin iddia edemeyeceği boyutlara ulaşmıştır. Karısı ve Giovanni birbirlerinden nefret etmektedirler. Bütün bu tansiyonun ortasında yer alan ailenin kız çocuğu ise, herkesten bağımsız bir noktada, yaşadığı hayatı tek başına sorgulamaya başlayacaktır.

IMDb: 7,4

8. Viaggio in Italia (1954)



İngiliz çift Alex (George Sanders) ve Katherine Joyce (Ingrid Bergman) Napoli'de kendilerine miras kalan bir villayı satmak üzere buraya gelirler. Alex işinden öteki bir şey düşünmeyen bir iş adamıdır. Katherine ile bağlantısı giderek berbata gitmektedir. Burada geçirdikleri kısa müddette ayrılmayı bile düşünmeye başlayacaklardır.

IMDb: 7,4

9. Matrimonio all'italiana (1964)



Filumena ve Domenico'nun yıllar sürecek sıradışı bağlantısının başlamasını sağlayan şey Filumena'nın çalıştığı randevu konutudur. Şimdi onyedi yaşındaki bir genç kızken randevu meskeninde karşılaştığı Domenico, genç kızın hayatını farklı bir istikamete hakikat sürükler. Akabinde geçen yirmi yıl boyunca Domenico'nun tüm konut işlerinden ve nizamından sorumlu olan bayan, Domenico'nun bir haberiyle yıkılır. Yıllardır birlikte olduğu bu adam genç bir kızla tanışmış ve onunla evlenmeye karar vermiştir. Kurnazca planları sayesinde bu evliliğin önüne geçen Filumena, planının anlaşılması sonrasında sıkıntı anlar yaşayacaktır.Bilhassa Sophia Loren'in performansıyla şahlanan sinema, bayan erkek bağlantıları üzerine yapılmış en eğlenceli ve en başarılı yapıtlardan biri.

IMDb: 7,5

10. Cani Arrabbiati (1974)



Büyük kısmı tek bir otomobilin içinde geçen sinema, baştan sona heyecanın hiç bitmediği, rahatsız edici Mario Bava işlerinden biri. Üç hırsız, polislerden kaçarken yanlarına bir bayanı rehin almak zorunda kalır. Kırmızı ışıkta araç değiştiren hırsızlar, yoldan geçen bir adamın otomobiline binerek onu da rehin alır. Adam, art koltukta yatmakta olan çocuğu hastaneye yetiştirmek zorunda olduğunu söylese de hırsızların pek umursadığı yoktur. Ancak adam hakkında bilmedikleri, müthiş bir gerçek vardır.

IMDb: 7,5

11. Io la conoscevo bene (1965)



Kasabadan gelen genç bir kız olan Adriana, Roma'da yükselişte olan gösteri dünyasında kendini kanıtlamak ister. Küçük bir daireye yerleşir, çeşitli işlerde çalışmaya başlar; hizmetçilik, kuaförlük, kasiyerlik yapar. Tanınma ve kendini ispatlama arayışı esnasında birçok hayal kırıklığı yaşayacak, yeni beşerlerle tanışma imkanı bulacaktır.

IMDb: 7,7

12. Vilayet Postino (1994)



Sıradan bir İtalyan postacı, ünlü bir şairin mektuplarını taşırken şiir sevmeyi öğrenir. Bu durumu Beatrice ismindeki hoşu etkilemek için kullanacaktır. Mektupların sahibi Pablo Neruda’dır. Onun gönderilerinden sorumlu postacı Mario, kısa müddette kendisi ile bir bağ kurar. Ondan aldığı dayanakla Mario, kendi içindeki cevheri açığa çıkartmayı öğrenir. Akabinde da aşka davet vakti gelir. 

IMDb: 7,7

13. Vilayet Grande Silenzio (1968)



Dilsiz bir silahşör, 1898 yılının soğuk kışında genç bir dul ve kasaba halkını kana susamış haydutlara karşı müdafaaya çalışır. Sergio Corbucci imzalı bu özgün 'spaghetti western'in başrollerinde Jean-Louis Trintignant ve Klaus Kinski yer alıyor. 

IMDb: 7,7

14. La Grande Bellezza (2013)



İlerleyen yaşına karşın karşı konulamaz bir cazibesi olan güzel Jep Gamberdella, kentin tadını sonuna kadar çıkarmaktadır. Şık akşam yemeklerinden çılgın partilere koşar. Kıvrak zekası ve mizahi kişiliğiyle her vakit baştan çıkarıcı ve bağımlılık yapan biri olmuştur. Birebir vakitte bir muharrir olan Jep, gençliğinde ödül aldığı kitabı ile büyük bir muvaffakiyet yakalar ve Roma yüksek sosyetesinde kıymetli bir prestij edinerek ihtişamlı bir hayat sürmeye başlar. Roma’nın en hoş görünümlü meskenlerinden birinde oturan Jep, terasında eğlenceli partilere mesken sahipliği yapar. Takındığı alaycı tutum ile dejenere olmuş insanları ve hayal kırıklıklarını maskeleyerek dünyayı biraz daha güzel bir yer olarak görmeye çalışır. Onun için masumiyetini koruyan tek şey hala hayallerinde yaşattığı eski aşkıdır. Artık yine kalemi kağıdı eline almanın vakti gelmiştir, lakin hoşluğuyla insanı etkisiz hale getiren bu göz kamaştırıcı kentte içinde biriken derin yorgunluğun üstesinden gelebilecek midir?

IMDb: 7,8

15. I Pugni in Tasca (1965)



Mario Bellocchio'nun birinci sineması; aile ve toplumdaki dini ve ahlaki bedellerdeki aşınmayı, toplumsal yozlaşmayı, toplumsak çöküşü çarpıcı ve tuhaf bir biçimde gözler önüne seriyor.

IMDb: 7,8

16. Kaos (1984)



Birden fazla eleştirmenin Taviani Kardeşlerin başyapıtlarından biri olarak nitelemekle kalmayıp, tıpkı vakitte sinema tarihinin en güzel sinemaları ortasında da andıkları Kaos, Luigi Pirandello’nun hikayelerinden yapılmış bir uyarlama (Paolo ve Vittorio Taviani, senaryoyu iki yıl evvel hayata veda eden Tonino Guerra ile yazmışlardı). Bir küme köylünün bir kargaya yaptıkları zulümle başlayan sinema, onların elinden kurtulan kuşun birbirine bağladığı dört öykü ve bir sonsözden oluşur. Bu öyküler, gerçek ve doğaüstü ortasında gidip gelirken, tüm zaafları ve yaşama sevinciyle insanoğlunun eşsiz bir portresine dönüşürler.

IMDb: 7,9

17. Vilayet Posto (1961)



Mesleğinin birinci yıllarında yüklü olarak belgesel sinema çeken Ermanno Olmi’nin I Fidanzati (1963) ile erken periyot başyapıtları ortasında sayılan Vilayet Posto, Milano’nun varoşlarında yaşayan, ailesinin geçimine katkı sağlamak için eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmış, az vasıflı Domenico’nun iş bulma ve tutunma kıssasını anlatıyor. Yalın bir sinema lisanıyla, profesyonel olmayan oyuncuların doğaçlama yüklü performanslarıyla, tamamı gerçek yerlerde geçen sinema, orta sınıfın günlük ömründen kesitler sunuyor ve Domenico ile tıpkı iş yerinde çalışmak için mülakata giren Antonietta’yı merkeze alarak küçük insanların büyük kentte hissettikleri yalnızlık ve yabancılaşma meselelerine dikkat çekiyor. David di Donatello Sinema Ödülleri’nde “En Âlâ Yönetmen”, Venedik Sinema Festivali’nde de İtalyan Sinema Eleştirmenleri mükafatını kazanan Vilayet Posto, her ne kadar direktörü Olmi tarafından yeni gerçekçilik akımına dahil olmadığı savunulsa da pek çok özelliğiyle postneoralist periyodun en tipik örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

IMDb: 8

18. La Dolce Vita (1960)



Tuhaf gazeteci Marcello Rubini, güçlü ve şöhretli İtalyan aristokrasisine dair söylentilerin yayınlanacağı bir köşede yazması için Roma’da çalıştığı gazete tarafından görevlendirilir. Marcello, bir partiden başkasına geçmekte, bu esnada da sosyetenin en hoş, en farklı insanlarıyla tanışmaktadır. Bu başlardan tatlı görünen hayat, vakitle Marcello’yu daha yalnız, daha ucuz bir insan haline getirir. Bol içki ve dansla kapattığı geceler Marcello’yu hem bedenen hem de zihnen yavaş yavaş yok etmektedir.Sinema tarihinin en efsanevi isimlerinden biri olan İtalyan direktör Federico Fellini’nin en kusursuz başyapıtlarından biri olan sinema, Cannes Sinema Festivali’nde Altın Palmiye ödülüyle taçlandırılmıştır.

IMDb: 8

19. I soliti ignoti (1958)



Bu sinema, İtalyan sinemasının başyapıtlarından biri olarak kabul edilmenin yanı sıra, en çok hürmet duyulan, övülen, tekrar çevrilen soygun öykülerinden biri; kara sinemanın, İtalyan gerçekçiliğinin, farsın ve soygun sinemalarının parlak bir parodisi: Bir küme küçük soyguncu en son ve en âlâ işleri olacaklarına yemin ettikleri bir iş için toplanır. Ancak her şey aykırı sarfiyat. Her ne kadar hırsız olsalar da son derece uygun kalpli, sempatik ve çok derecede şanssızdırlar. Hızla akan diyalogları ve Toto ile Claudia Cardinale üzere yıldız oyuncularıyla Mario Monicello’nin bu en çok bilinen klasik güldürüsü sürprizlerle dolu.

IMDb: 8

20. 8½ (1963)



Sekiz Buçuk, yeni sinemasına duyduğu ilgiyi kaybeden bir direktörün anılarını ve fantezilerini bahis ediyor. Guido Anselmi, merakla beklenen yeni projesini gerçekleştirmeye çalışırken müellif tıkanması üslubu bir handikapla karşılaşan ünlü bir İtalyan direktördür. Yeni projesi biyografik öğeler de barındıran bir bilimkurgu sinemasıdır. Fakat direktör bir anda vuku bulan bu durum nedeniyle sanata ve sinemasına duyduğu tüm ilgisini ve heyecanını kaybetmiş durumdadır. İşi üzerinde ağırlaşmaya ve bir formda bitirmeye çalışan Guido, vakitle bir küme flashback ve düşlerle, anıları ve fantezileri ortasında gidip, gerçeklik hissini kaybetmeye başlar. Usta direktör Federico Fellini'nin başyapıtları ortasında yer alan sinema direktörün hayatından gerçek kesitler barındırıyor. Sekiz Buçuk ele aldığı mevzu, büyüleyici atmosferi ve ruhsal derinliğiyle sinema tarihinin en değerli sinemalarından biri.

IMDb: 8

21. Vilayet conformista (1970)



Mussolini'nin faşist hükümetini sorgusuz sualsiz kabullenen Marcello (Jean Louis Trintignant) kapalı polise katılır ve yeni bir eşi de (Stefania Sandrelli) kapsayan yeni bir yaşama başlar. Fakat çıktıkları balayının bilinmeyen bir gayesi vardır. Antifaşist hareketin öncülerinden yaşlı bir profesörü (Enzo Tarascio) öldürecektir. Lakin Marcello, bastırılmış çocukluk anılarının da tesiriyle misyonunun yasallığından kuşku duymaya başlar.

IMDb: 8

22. La Notte (1961)



Tanınmış ve başarılı bir müellif olan Giovanni Pontano ve hoşlar hoşu eşi Lidia ile birlikte münzevi bir hayat sürmektedir. Lidia, ölmek üzere olan Tommaso Garani isimli arkadaşlarını Milan'da yatmakta olduğu hastanede ziyaret eder. Bu adam, Lidia'nın bilinmeyen bir bağ içerisinde olduğu bir aile dostlarıdır. Hasılı Giovanni ve karısı ortasındaki evlilik uzun vakit evvel bitme noktasına gelmiştir. Bunu uzun vakit evvel fark eden taraf ise Lidia olmuştur. Giovanni'nin hastanede karşılaştığı bayan ise farklı bir kırılma anına neden olur.

IMDb: 8,1

23. Le notti di Cabiria (1957)



Orta yaşlı gariban bir fahişe olan saf ve alıngan 'Cabiria' (Giulietta Masina) Roma 'nın pejmürde semtlerinden Ostia 'da 'iş tutmaktadır'. Yoksul semtlerden birinde de kendine ilişkin küçücük bir konutu, bankada bir ölçü parası ve kocaman hayalleri vardır. Cabiria takma ismini 1914 tarihli bir İtalyan sinemasından almıştır. Daima olarak gerçek aşkı arayan Cabiria, her seferinde ihanete ve hayal kırıklığına uğrar; hatta bir kezinde gerçek aşkını bulduğunu sandığı bir anda, erkek arkadaşı parasını alıp kaçar ve onu suda mevte terk eder. Daima olarak benzeri olaylarla aşağılanan ve hırpalanan Cabiria incinir fakat asla yıkılmaz. 

IMDb: 8,1

24. Indagine su un cittadino al di sopra di ogni sospetto (1970)



Cinayet Masası komiserliğinden Güvenlik Ofisi'ne terfi ettirilen bir dedektif (Gian Maria Volontè), birlikte olduğu Augusta Terzi'yi (Florinda Bolkan) öldürmüş, geride de bilerek son derece bariz kanıtlar bırakmıştır. Fakat bütün bu soruşturma esnasında hiç kimse dedektifi suçlamayı aklına getirmez. O herkes için tüm kuşkuların üstünde olan bir kişidir. Dedektif, sonrasında birçok kere cinayeti işlediğini gösteren deliller sunsa da devlet için çalışan birinin yerinin sağlam olduğunu anlayacaktır.

IMDb: 8,1

25. Roma città aperta (1945)



2.Dünya Savaşı 'nın sonlarına gerçek 1944 yılında Nazi işgali altındaki Roma kentinde yaşayan bir küme insanın öyküsü anlatılır.Gestapo Nazilere karşı yapılan direniş hareketinin önderi olan Giorgio Manfredi (Marcello Pagliero) 'nin peşine düşmüştür.Yakın arkadaşı Francesco (Francesco Grandjacquet),Francesco'nun evlenmek üzere olduğu dul Pina (Anna Magnani)ve Rahip Don Pietro Pellegrini (Aldo Fabrizi) birlikte Giorgio'nun bir an evvel Roma'dan ayrılabilmesi için yeni bir kimlik edinmesine yardımcı olurlar.

IMDb: 8,1

26. Rocco e i suoi fratelli (1960)



Yoksulluktan kurtulmaya and içen dul Rosaria, yeni hayatlarında büyük oğlu Vincenzo’nun yardımıyla ayakta kalabileceklerini düşünür. Simone ise umut veren bir boksördür lakin sorumsuz bir ömür sürer. Kardeşi Rocco ise onun akabinde başladığı boksörlükte süratle yıldızlaşır. Rocco ve Simone bir bayan yüzünden karşı karşıya geleceklerdir...

IMDb: 8,3

27. Ladri di biciclette (1948)



Bisiklet Hırsızları'nda, savaş sonrası yaşanan iki yıllık işsizlik periyodunun akabinde nihayet iş bulabilen Antonio memnunluktan havalara uçmaktadır. İşi için kendisine lazım olan bisikleti almak için yataklarını satmaları gerekmiştir; fakat Antonio en sonunda para kazanabileceği için memnundur. Yeni işinin birinci gününde bisikleti çalınan Antonio neye uğradığını şaşırır. Yaşadığı ailevi ve dünyevi sorunları çözebilmesi için ivedilikle bisikletine tekrar kavuşması gerekmektedir.İtalyan Yeni Gerçekçiliği’nin mimarlarından Vittorio De Sica’nın imzasını taşıyan Bisiklet Hırsızları, bir savaş sonrası toplumunun portresini hayli geniş bir perspektiften çiziyor.

IMDb: 8,3

28. Nuovo Cinema Paradiso (1988)



Artık ünlü bir direktör olmuş Salvatore, 30 yıl sonra bir arkadaşının öldüğü haberi üzerine doğduğu kasabaya geri döner. Kasabaya geldiğinde eski anıları canlanan Salvatore, Cinema Paradiso isimli sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfred ile alakalarını hatırlar. Küçük bir çocuk olan Salvatore, günlerini Alfred’in yanında geçirmekte, sinemalarla ilgili konuşmakta ve Alfred’in sinema konusunda tecrübe ve bilgilerinden yararlanmaktadır. Babacan halleriyle Salvatore’nin hayatında değerli bir yere sahip olacak Alfred sayesinde sinemaya olan aşkını ve tutkusu keşfedecektir. Sıcaklığı ve anlattığı yazlık sinema kültürüyle de Türk sinema kültürüne yakın bir noktada duran Giuseppe Tornatore’un başyapıtı Cennet Sineması, 1989 Cannes Sinema Festivali’nde Heyet Özel Ödülü’nü kazanmasının akabinde Yabancı Lisanda En Âlâ Sinema Oscarı'nı da ülkesine götürmüştü.

IMDb: 8,5

29. C'era una volta vilayet West (1968)



Kanun dışı işler yapan ve acımasız biri olan Frank (Henry Fonda) ve adamları yaşadıkları bölgede süren demiryolu projesi ile ilgili cinayet işlerler. Öldürdükleri Brett McBain'in eşi Jill (Claudia Cardinale) bölgede kalmaya karar verir. Frank ile evvelce bir hesabı olan Harmonica (Charles Bronson), Jill ve öteki bir kanun kaçağı olan Cheyenne ile bir arada Frank ve adamlarına karşı gelmeye karar verirler.

IMDb: 8,5

30. Vilayet buono, vilayet brutto, vilayet cattivo (1966)



Tuco (çirkin), üzerine ödül konulmuş bir kanun kaçağıdır. Keskin nişancı Blondie (iyi) isimli kovboyla işbirliği yaparak kasabaları dolaşmaktadırlar. Tuco'yu kanun adamlarına teslim eden Blondie, mükafatı alıp Tuco'yu asılmaktan son anda kurtarmaktadır. Bir kasabada işlerin aykırı gitmesi üzerine iştirakleri bozulur.Melekgöz (kötü) lakaplı Sentenza ise Bill Carson isminde büyük ölçüde altını ele geçirmiş eski bir askerin izini sürmektedir. Tuco'nun çölde Blondie'yi öldürmek üzere olduğu bir anda Bill Carson'la müsabakaları tüm planları değiştirir. Carson, altınları İç Savaş'ın hareketli olduğu bir cephede mezarlığa saklamıştır. Lakin Tuco mezarlığın yerini, Blondie ise mezarın ismini öğrenebilmiştir. Mecburen işbirliğine tekrar dönen ikili altınları aramaya koyulur. Sonunda üçünün yolu altınların olduğu yerde birleşir.

IMDb: 8,8