iltasyazilim
FD Üye
sağlıklı iletişim yolları nelerdir
Günlüğümü takip edenler bilirler; bu aralar “sosyal insan kavramına takmış durumdayım Bazı kavramları sizlerle aydınlatmaya çalışırken takıldığımız en kayda değer noktalardan biride insanların irtibat eksikliği oldu
Bu eksikliğin öbür şekilleri sizlerinde başına gelmiştir Bir ortama girdiğinizde ırk birbirleri ile konuşurlarken siz bir kaç bile sözcük edememekten yakınırsınız kendi kendinize Benzeri söyleyecek birşeyiniz yoktur onlara
Yukarıda verdiğim minik örnek her insanın başına gelmiştir, bu bir sorundan ziyada sadece eksikliktir
Bu eksikiliği giderebilmek için bir takım teknikler geliştirilmiştir Yazının devamında bu tekniklere kısaca değineceğiz
a) Konum Değiştirme Yöntemi: Aynı uygulamalar aynı sonuçları doğurur Benzer yoldan gidersek aynı yere varırız Sonucu başkalaştırmak istiyorsak uygulamayı ve davranışı da değiştirmemiz gerekir Mesela, konuşuyor*uz ve problem hala çözülmüyorsa o vakit konuşmayı sürdürmenin bir faydası yoktur Hatta konuştukça şart daha da fena olabilir Böyle durumlarda konum başkalaşmak gerekir demektir Kısaca kaynak iken tip konumuna, tip iken kaynak rolüne geçmektir
b) Dürüst Irtibat Kurma Yöntemi: Kendini en kolay ifade etme yöntemi, dürüst konuşmak ve doğru olmaktır Bu teknik her devirde var olan ve sonsuza kadar yaşayacak bir irtibat tekniğidir Yabancılar “Doğruluk en iyi politikadır İbni Sina: “Konuştuğunuzda defalarca doğruyu söyleyin, fakat her doğruyu tekrar söylemeyin, demiştir Ne bildirmek istediğimizi bilmemiz ve dürüst kelimeleri seçip kullanmamız gerekir Doğruyu, dürüst zamanda doğru biçimde açıklama edebilmektir
c)Paralel Iletişim Kurma: Insanlar genellikle kendilerine benzeyenlerden hoşlanır Benzerlikler üzerinde yoğunlaşmak yakınlaşmaya, farklılıklar üzerine hedefe kilitlenmek ise çatışmaya ***ürür Aynı tavır ve tutumla kurulan iletişime paralel irtibat ya da harmoni kurma denilmektedir Bu da göstermektedir oysa, arkadaşlık kurup için ya karşımızdakiyle aynı veya onun bakış açısıyla dünyayı görmek gerekmektedir
Paralel irtibat, iki ayrı düşünceye kadar değerlendirilmektedir Birinci us, şahısların iletilere duyarlılıklarının öbür olduğu düşüncesinden hareketle bireyleri üç tipe ayırmaktadır Bunlar; dokunsal, görsel ve işitseldir Yani ahali, algı kanalları görme, duyma ya da dokunma konularında daha duyarlılar Dolayısıyla görsel duyarlılığı olan bir kimse ile iletişimde bulunurken onun görselliğine hitap edecek unsurlar uygulamak gerekliliği savunulmaktadır Böylece o kişiyle paralel bir irtibat kurulmaktadır Benzer kişiye, güzel ve süslü laflarla hazır iyi bir sözel sunum eksik kalacaktır Aynı düşünceyle dokunsal hassasiyeti olan birisine belki hiçbir şey söylemeden ve göstermeden sadece koluna girmek, sırtını sıvazlamak veya kucaklaşmak daha etkin olabilmektedir
Paralel irtibat konusundaki ikinci teşebbüs doğrusu bu konuda temel olan yaklaşımdır Psikolojide buna, “Transaksiyonel Tahlil denilmektedir Buna tarafından insan kişiliği üç alt benlikten oluşmaktadır
Bu benlikler; Belli Başlıbaba benliği, erişkin benliği ve çocuk benliği şeklindedir Bu benliklerin herbiri belirtilmiş birer kaset olarak insan bilincinde yer etmiştir Birey jurnal yaşamında, olay ve durumlar ya da kişilerle ilişkilerinde bu ego kasetlerini kullanır İşte paralel irtibat, müşterek iki kişi iletişimde bulunurken aynı ego kasetlerini çalıyorlarsa olası olan, aksi takdirde paralel olmayan bir iletişim laf konusudur
Olaylara Yaklaşımda Kullanılan, Kişiliğin Üç “Ego Durumu:
AnneBaba (Ebeveyn) Benliğimiz: Kural koyan, koruyucu, eleştiren tarafımızdır Diğer insanlara nasıl davranılması gerektiği konusunda öğütler ya da emirler verir
Erişkin Benliğimiz: Bireyleşmiş ve mantıklı yanımızdır Gerçekliği dikkate bölge, bilgi toplayan, değerlendiren, çözümleme yapan ve mantıklı sonuçlar çıkaran tarafımız Kişiliğin mantıklı yanıdır Dış dünyadan ve yukarıda belirttiğimiz diğer benliklerde gelen verileri kodlar, işler ve realist bir şekilde bir davranış biçimi oluşturur
Çocuk Benliğimiz: Duyguların ağır bastığı yanımızdır Çocuk benliğimiz doğal çocuk ve uyarlanmış çocuk olarak ikiye ayrılır Kişiliğimizin eksik gelişmiş ve çocuksu yanıdır Doğal çocuk benliğimiz kişinin maddi ihtiyaçlarını gözetir Tepkileri anlıktır Eğitilmemiştir Uyarlanmış çocuk benliği ise bağımlı ve eğitilmiş çocuktur
Bir insan başka biriyle konuşurken kendi ego durumlarının birinden, karşısındakinin ego durumlarından birine dürüst konuşur Burada beklediğimiz veya öğrenilmesini istediğimiz iletişimdeki iki kişinin yetişkin benlik durumlarını kullanmalarıdır
d)Dürüst Dili Kullanma: Yerine göre, “sen dili, “ben dili , biz dili, “ego geliştirici dil ve sevgi dili kullanılmalıdır (Bu diller ve kullanımı ile ilgili bilgiler aile içi irtibat ünitesinde verilmiştir)
e)İnsanları Değil Problemleri Karşımıza Alma: Kimilerine göre yaşam, bir sorun çözme sürecidir ve jurnal hayat, bu sorunları çözmek için gösterdiğimiz çabalardan oluşur Sorun çözerken insanları karşımıza alan bir davranış sergilediğimizde çatışma süreci başlar Bu, işleri zorlaştırır Ancak kişileri bir tarafa bırakıp yalnızca soruna (davranışa) yöneldiğimizde daha fazla işbirliği kurma ve geliştirme şansı yakalayabiliriz Kişi hakkında yok, şart (sorun) hakkında konuşmalıyız Bu da, başkalarıyla daha basit irtibat kurmayı ve beraberinde daha basit çözümü getirir Mesela; Duygulara yok, davranışlara sınır getirmeliyiz Öfkelenmen alışılagelmiş (anlayabiliyorum) fakat camakapıya vurman yerinde değil gibi
f)Çatışmayı Değil, Toleransı ve Uzlaşmayı Öğrenme: İnsanları koruyan gerginlikler değil, esnekliklerdir Bir düşünürün dediği gibi Sert olma kırılırsın Yumuşak olma ezilirsin Esnek davranmayı öğrenmek iyi bir iletişim ve olumlu insan ilişkileri için gereklidir Tolerans (elastikiyet) çatışmaları önler Çatışma, “Ben böyle dedim, sen şöyle dedin gibi karşıdakini tökezletecek ve düşürecek horoz dövüşü tarzındaki davranışlardan (iletişimden) doğar Dengede ise, kısaca herkes tahteravallinin bir tarafında ve karşısındakinin düşmeyeceği şekilde davranmasıdır
Çatışmayı çözmek için daima bir noktaya yoğunlaşmalı ve esas konunun dışına çıkılmamalıdır Çoğunlukla bir mesele tartışılırken diğer meselelere geçilerek eski defterler karıştırılarak çözüm yerine yeni problemler yaratılır Bu koşul sorunu büyüterek ve karmaşıklaştırarak içinden çıkılmaz hale getirir
g) Güvenli Tavır Sergileme ve Tutumunu Kontrol Etme: Davranış her şeydir ve her durum bizim davranışımıza göre şekil alır Başkaları ile sağlıklı haberleşmek isteyen kişinin yapabileceği en önemli tutum içten irtibat kurmaktır
Karşımızdakinin ne söylemesini istiyorsak, ona, böylece söylemeli ve davranmalıdır Bir insanın bize “Evet veya “Hayır demesinde bizim onunla kurduğunuz iletişim, belirleyici olmaktadır
İnsan davranışları, genellikle psikolojideki karşılılık ilkesine tarafından işler Bunun sonucu olarak, karşımızdakilerin davranışlarını, büyük ölçüde bizim onlara gösterdiğimiz davranış belirlemektedir “Agresif, “Utangaç yoksa “Güvenli tutum mu sergiliyorsunuz? Alacağımız tepki, bu tutumlardan hangisini gösterdiğimize yan olarak değişecektir Mevlâna, “Dünya aksi seda veren bir dağa aynı, ona ne gönderirseniz size, aynısını gönderir der Bu üç tutumun iletişim açısından sonuçlarına bir göz atalım
Kavgacı davranış: Kendini koruma adına başkalarının haklarına hasar verecek biçimde davranmadır Saldırgan, istekleri tehlikeye girdi mi, elde etmek için saldırıya geçer ve karşımızdakine zarar verir Kendisi de hasar görür Kendi sınırlarına sağduyu ama muhatabının sınırlarına karşısında aklıselim değildir Genelde cezalandırıcı, düşmanca, suçlayıcı ve fazla talepleri vardır
Çekingen tutum: Gerçek duygularını saklar ve sırf sorun çıkmasın diye haklarından, fedakârlık eder Başlıca sadece kendisi hasar görür Sınırlarını koruyamaz Sonuç fena iletişim ve bozuk insan ilişkileri
Atılgan (tehlikesiz) davranış: Etkileşimde bulunulan kişiye karşısında sağduyu olmaktır Ayrıca kendi haklarına hem de başkalarının haklarına saygılıdır Sınırlarının farkındadır Kendi sınırını korur Kimsenin sınırına tecavüze kalkışmaz İsteklerini ve duygularını uygunca belirtir Netice iyi irtibat ve dinç insan ilişkileri
h)Aynı Anda İki İşi Birlikte Yapmaya Kalkışmamak: İnsan çoğunlukla, iki işi benzer anda tam olarak yapamaz Bir iş yaparken birinin bize söylediklerini anlayamayabiliriz Nitekim böyle bir durumda annebabamız “oğlumkızım su istemiştim der, oysa biz, böyle bir şeyi asla hatırlamıyoruzdur Yalnız bir konuya yoğunlaşıp ve tek bir meslek yapmalıyız
I) Şahlanmış İken Iletişim Kurmama: Doğru ve etkin bir irtibat, kurnaz ve bilinçli bir halde iken gerçekleşendir Sakin olup Öfkeli anlarda irtibat kurulmamalıdır Hiddet ve hiddet, düşünme etkinliğini zayıflatan bir duygudur “Musibet, düşünceye öfke bulaştığında doğar ve “Doyumsuzluk gelir göz kararır; açgözlülük gider yüz kızarır, “sözleri bu yargıyı desteklemektedir
i)Yargılamama, Durumu Tanımlama Ve Duygularını Anlatma: Duyguların ifade edilmesini öğrenmeden etkili bir haberleşmek zordur Duygularını ifade edebilen onları biriktirmez Biriktirilen duyguların şiddeti artar Bir Takım ahali yalnızca negatif duygularını açıklama etmede ustalaşmışlardır Oysa kayda değer olan, olumsuz duygular kadar olumlu olanlarını da, açıklama etmektir Olumlu ve negatif duyguları ifade ederken, kendimizi teftiş etmeliyiz
Eleştiri yapmadan, insanları yargılamadan onları anlamaya çalışmalı sadece o konudaki duygularımızı anlatmalıyız Kusur değil, tedavi bulmalı, sadece soruna değil, çözüme de odaklanmalıyız Kusur bulmak, kusur bulmak ve muhakeme etmek iletişimi koparmanın en kestirme yollarındandır
k)İletişimde KOD Tekniğini Başvuru Formu: Bu teknik, Kabul, Onay ve Değer sözcüklerinin baş harflerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulan bir kelimedir Tekniğin özü, insanları olduğu gibi kabul et ve onlara değerinde ver olumlu davranışlarını onayla
Bizler, laf ve davranışlarımızla çevremize üç esas mesaj veririz Bunlar: “Kabul, “Inkar ve “Ihmal mesajlarıdır Yani, çevremizdekilerle kurduğumuz irtibat ve ilişkilerde, gizliden onlara, ya “Senin farkındayım, seni kabul ediyorum, benim için değerlisin, önemlisin, “mesajı veririz, ya da “seni umursamıyorum, benim için sen mahrum (reddediyorum), hiçbir kıymetin değilmesajı veririz KOD tekniği özetle bu temel anlama üzerine kurulmuştur
Bu kavramları özet olarak açıklayalım:
İnsanları olduğu gibi kabul etmeliyiz Çünkü kabul edilmek bütün insanların esas ihtiyaçlarındandır Kabul, bir insanın kendi olma hakkına saygıdır Bu dünyada değiştirme kudretine sahip olduğumuz tek birey var O da, kendimiz Başkasını değiştirmeye kalkmak anlamsız bir çabadır Mademki değiştiremiyoruz o kabul edip ve benzersizliğine hürmet duymalıyız
Olumlu davranışları onaylamalı, onaylama ifadeleri kullanmalıyız Olumlu davranışları onaylamak kısacası tasdik bakmak insanı olumlu yönde geliştirir, Onaylamak, kişinin güzel yönlerine odaklanmayı gerektirir Bir tv Programında, Prof Dr Üstün Dökmen, “Eşim bana, sen ne güzel köfte pişiriyorsun dediğini ve o gün bu gündür, evde köfteleri her zaman kendisinin pişirdiğini anlatmıştı Onaylanan birey, iyi bir iş yapma veya başarmanın mutluluğunu yaşar
İnsanlara ve bütün canlılara layık vermeliyiz Değerli elde etmek, değerinde verilmek tüm insanların karşılıklı hedefidir O halde insanlara bedel verdiğimiz, onlara gösterilmelidir Gerçekten değerinde devretmek saygının bir sonucudur Saygıda hata etmeyenler sevilir Değer görebilen insan, değerli olmaya çalışır İnsanları ayakta karşılamak, bekletmemek, teşekkür etmek vb bütün olumlu davranışlar layık vermenin ve saygının bir sonucudur Hiç kimse bayağı birey gibi algılanmak istemez Çünkü her insan kendini önemli ve mükemmel olarak görür
Ortak İhtiyaçlara Karşın Olma: İletişimde manâlı olan bir konu da, mesajın iletişimde bulunanların ihtiyaçlarına yönelik olmasıdır Sürdürülebilir iletişim, karşımızdakinin ihtiyaçlarına karşın olduğu sürece mümkündür Fiilen ise, kurulan iletişimden, her iki taraf karşılıklı yarar sağlamalıdır (kazankazan tutumu) Tek Taraflı ve çıkar ilişkisi üstüne kurulu irtibat, sağlıksızdır ve uzun sürmez Unutmayalım ancak, iletişim karşılıklı noktalar üstünde sürdürülebilir
Alaka Görüntü, Garip Olma ve İletişimi Sürdürme: Ilgi görme isteği bütün insanlarda ortaktır Maslow ’un yaptığı ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, fizyolojik ihtiyaçlardan daha sonra gelen manâlı bir ihtiyaçtır, “‘ilgi görme ihtiyacı Bir bakıma, istek ve barınmadan daha sonra gelir neticede, tüm halk alaka bakmak ister ve özel ilgiden hoşlanır Oysa nedense fazla az insan, ilgi görmenin tek yolu olan ilgi göstermeyi seçer Oysa ilgi bakış, irtibat başlatmanın en algılama yoludur Doğal olarak iletişim sürdürmenin de Çünkü insanlar arasındaki iletişimi sürdürme onların bir birlerine aleyhinde ilgilerini canlı tuttuğu sürece devam eder İnsanlarla ilişkilerinde ilginç olabilenler daima ilgi çekerler “Sıradanlık yegâne suçtur Sıradanlık ilişkileri öldürür haberleşmek kadar sürdürmek de önemlidir Bunun için, ilgi göstererek yardımcı olmak, mesela, ilgilendiği konularla ilgili kartlar yollamak, teşekkür mektupları yazmak, davetlere katılmak faks ve elektronik posta ile iletişim kurmak iletişimin sürdürülmesine muavin olacak bazı yöntemlerdir
Alıntıdır *
Günlüğümü takip edenler bilirler; bu aralar “sosyal insan kavramına takmış durumdayım Bazı kavramları sizlerle aydınlatmaya çalışırken takıldığımız en kayda değer noktalardan biride insanların irtibat eksikliği oldu
Bu eksikliğin öbür şekilleri sizlerinde başına gelmiştir Bir ortama girdiğinizde ırk birbirleri ile konuşurlarken siz bir kaç bile sözcük edememekten yakınırsınız kendi kendinize Benzeri söyleyecek birşeyiniz yoktur onlara
Yukarıda verdiğim minik örnek her insanın başına gelmiştir, bu bir sorundan ziyada sadece eksikliktir
Bu eksikiliği giderebilmek için bir takım teknikler geliştirilmiştir Yazının devamında bu tekniklere kısaca değineceğiz
a) Konum Değiştirme Yöntemi: Aynı uygulamalar aynı sonuçları doğurur Benzer yoldan gidersek aynı yere varırız Sonucu başkalaştırmak istiyorsak uygulamayı ve davranışı da değiştirmemiz gerekir Mesela, konuşuyor*uz ve problem hala çözülmüyorsa o vakit konuşmayı sürdürmenin bir faydası yoktur Hatta konuştukça şart daha da fena olabilir Böyle durumlarda konum başkalaşmak gerekir demektir Kısaca kaynak iken tip konumuna, tip iken kaynak rolüne geçmektir
b) Dürüst Irtibat Kurma Yöntemi: Kendini en kolay ifade etme yöntemi, dürüst konuşmak ve doğru olmaktır Bu teknik her devirde var olan ve sonsuza kadar yaşayacak bir irtibat tekniğidir Yabancılar “Doğruluk en iyi politikadır İbni Sina: “Konuştuğunuzda defalarca doğruyu söyleyin, fakat her doğruyu tekrar söylemeyin, demiştir Ne bildirmek istediğimizi bilmemiz ve dürüst kelimeleri seçip kullanmamız gerekir Doğruyu, dürüst zamanda doğru biçimde açıklama edebilmektir
c)Paralel Iletişim Kurma: Insanlar genellikle kendilerine benzeyenlerden hoşlanır Benzerlikler üzerinde yoğunlaşmak yakınlaşmaya, farklılıklar üzerine hedefe kilitlenmek ise çatışmaya ***ürür Aynı tavır ve tutumla kurulan iletişime paralel irtibat ya da harmoni kurma denilmektedir Bu da göstermektedir oysa, arkadaşlık kurup için ya karşımızdakiyle aynı veya onun bakış açısıyla dünyayı görmek gerekmektedir
Paralel irtibat, iki ayrı düşünceye kadar değerlendirilmektedir Birinci us, şahısların iletilere duyarlılıklarının öbür olduğu düşüncesinden hareketle bireyleri üç tipe ayırmaktadır Bunlar; dokunsal, görsel ve işitseldir Yani ahali, algı kanalları görme, duyma ya da dokunma konularında daha duyarlılar Dolayısıyla görsel duyarlılığı olan bir kimse ile iletişimde bulunurken onun görselliğine hitap edecek unsurlar uygulamak gerekliliği savunulmaktadır Böylece o kişiyle paralel bir irtibat kurulmaktadır Benzer kişiye, güzel ve süslü laflarla hazır iyi bir sözel sunum eksik kalacaktır Aynı düşünceyle dokunsal hassasiyeti olan birisine belki hiçbir şey söylemeden ve göstermeden sadece koluna girmek, sırtını sıvazlamak veya kucaklaşmak daha etkin olabilmektedir
Paralel irtibat konusundaki ikinci teşebbüs doğrusu bu konuda temel olan yaklaşımdır Psikolojide buna, “Transaksiyonel Tahlil denilmektedir Buna tarafından insan kişiliği üç alt benlikten oluşmaktadır
Bu benlikler; Belli Başlıbaba benliği, erişkin benliği ve çocuk benliği şeklindedir Bu benliklerin herbiri belirtilmiş birer kaset olarak insan bilincinde yer etmiştir Birey jurnal yaşamında, olay ve durumlar ya da kişilerle ilişkilerinde bu ego kasetlerini kullanır İşte paralel irtibat, müşterek iki kişi iletişimde bulunurken aynı ego kasetlerini çalıyorlarsa olası olan, aksi takdirde paralel olmayan bir iletişim laf konusudur
Olaylara Yaklaşımda Kullanılan, Kişiliğin Üç “Ego Durumu:
AnneBaba (Ebeveyn) Benliğimiz: Kural koyan, koruyucu, eleştiren tarafımızdır Diğer insanlara nasıl davranılması gerektiği konusunda öğütler ya da emirler verir
Erişkin Benliğimiz: Bireyleşmiş ve mantıklı yanımızdır Gerçekliği dikkate bölge, bilgi toplayan, değerlendiren, çözümleme yapan ve mantıklı sonuçlar çıkaran tarafımız Kişiliğin mantıklı yanıdır Dış dünyadan ve yukarıda belirttiğimiz diğer benliklerde gelen verileri kodlar, işler ve realist bir şekilde bir davranış biçimi oluşturur
Çocuk Benliğimiz: Duyguların ağır bastığı yanımızdır Çocuk benliğimiz doğal çocuk ve uyarlanmış çocuk olarak ikiye ayrılır Kişiliğimizin eksik gelişmiş ve çocuksu yanıdır Doğal çocuk benliğimiz kişinin maddi ihtiyaçlarını gözetir Tepkileri anlıktır Eğitilmemiştir Uyarlanmış çocuk benliği ise bağımlı ve eğitilmiş çocuktur
Bir insan başka biriyle konuşurken kendi ego durumlarının birinden, karşısındakinin ego durumlarından birine dürüst konuşur Burada beklediğimiz veya öğrenilmesini istediğimiz iletişimdeki iki kişinin yetişkin benlik durumlarını kullanmalarıdır
d)Dürüst Dili Kullanma: Yerine göre, “sen dili, “ben dili , biz dili, “ego geliştirici dil ve sevgi dili kullanılmalıdır (Bu diller ve kullanımı ile ilgili bilgiler aile içi irtibat ünitesinde verilmiştir)
e)İnsanları Değil Problemleri Karşımıza Alma: Kimilerine göre yaşam, bir sorun çözme sürecidir ve jurnal hayat, bu sorunları çözmek için gösterdiğimiz çabalardan oluşur Sorun çözerken insanları karşımıza alan bir davranış sergilediğimizde çatışma süreci başlar Bu, işleri zorlaştırır Ancak kişileri bir tarafa bırakıp yalnızca soruna (davranışa) yöneldiğimizde daha fazla işbirliği kurma ve geliştirme şansı yakalayabiliriz Kişi hakkında yok, şart (sorun) hakkında konuşmalıyız Bu da, başkalarıyla daha basit irtibat kurmayı ve beraberinde daha basit çözümü getirir Mesela; Duygulara yok, davranışlara sınır getirmeliyiz Öfkelenmen alışılagelmiş (anlayabiliyorum) fakat camakapıya vurman yerinde değil gibi
f)Çatışmayı Değil, Toleransı ve Uzlaşmayı Öğrenme: İnsanları koruyan gerginlikler değil, esnekliklerdir Bir düşünürün dediği gibi Sert olma kırılırsın Yumuşak olma ezilirsin Esnek davranmayı öğrenmek iyi bir iletişim ve olumlu insan ilişkileri için gereklidir Tolerans (elastikiyet) çatışmaları önler Çatışma, “Ben böyle dedim, sen şöyle dedin gibi karşıdakini tökezletecek ve düşürecek horoz dövüşü tarzındaki davranışlardan (iletişimden) doğar Dengede ise, kısaca herkes tahteravallinin bir tarafında ve karşısındakinin düşmeyeceği şekilde davranmasıdır
Çatışmayı çözmek için daima bir noktaya yoğunlaşmalı ve esas konunun dışına çıkılmamalıdır Çoğunlukla bir mesele tartışılırken diğer meselelere geçilerek eski defterler karıştırılarak çözüm yerine yeni problemler yaratılır Bu koşul sorunu büyüterek ve karmaşıklaştırarak içinden çıkılmaz hale getirir
g) Güvenli Tavır Sergileme ve Tutumunu Kontrol Etme: Davranış her şeydir ve her durum bizim davranışımıza göre şekil alır Başkaları ile sağlıklı haberleşmek isteyen kişinin yapabileceği en önemli tutum içten irtibat kurmaktır
Karşımızdakinin ne söylemesini istiyorsak, ona, böylece söylemeli ve davranmalıdır Bir insanın bize “Evet veya “Hayır demesinde bizim onunla kurduğunuz iletişim, belirleyici olmaktadır
İnsan davranışları, genellikle psikolojideki karşılılık ilkesine tarafından işler Bunun sonucu olarak, karşımızdakilerin davranışlarını, büyük ölçüde bizim onlara gösterdiğimiz davranış belirlemektedir “Agresif, “Utangaç yoksa “Güvenli tutum mu sergiliyorsunuz? Alacağımız tepki, bu tutumlardan hangisini gösterdiğimize yan olarak değişecektir Mevlâna, “Dünya aksi seda veren bir dağa aynı, ona ne gönderirseniz size, aynısını gönderir der Bu üç tutumun iletişim açısından sonuçlarına bir göz atalım
Kavgacı davranış: Kendini koruma adına başkalarının haklarına hasar verecek biçimde davranmadır Saldırgan, istekleri tehlikeye girdi mi, elde etmek için saldırıya geçer ve karşımızdakine zarar verir Kendisi de hasar görür Kendi sınırlarına sağduyu ama muhatabının sınırlarına karşısında aklıselim değildir Genelde cezalandırıcı, düşmanca, suçlayıcı ve fazla talepleri vardır
Çekingen tutum: Gerçek duygularını saklar ve sırf sorun çıkmasın diye haklarından, fedakârlık eder Başlıca sadece kendisi hasar görür Sınırlarını koruyamaz Sonuç fena iletişim ve bozuk insan ilişkileri
Atılgan (tehlikesiz) davranış: Etkileşimde bulunulan kişiye karşısında sağduyu olmaktır Ayrıca kendi haklarına hem de başkalarının haklarına saygılıdır Sınırlarının farkındadır Kendi sınırını korur Kimsenin sınırına tecavüze kalkışmaz İsteklerini ve duygularını uygunca belirtir Netice iyi irtibat ve dinç insan ilişkileri
h)Aynı Anda İki İşi Birlikte Yapmaya Kalkışmamak: İnsan çoğunlukla, iki işi benzer anda tam olarak yapamaz Bir iş yaparken birinin bize söylediklerini anlayamayabiliriz Nitekim böyle bir durumda annebabamız “oğlumkızım su istemiştim der, oysa biz, böyle bir şeyi asla hatırlamıyoruzdur Yalnız bir konuya yoğunlaşıp ve tek bir meslek yapmalıyız
I) Şahlanmış İken Iletişim Kurmama: Doğru ve etkin bir irtibat, kurnaz ve bilinçli bir halde iken gerçekleşendir Sakin olup Öfkeli anlarda irtibat kurulmamalıdır Hiddet ve hiddet, düşünme etkinliğini zayıflatan bir duygudur “Musibet, düşünceye öfke bulaştığında doğar ve “Doyumsuzluk gelir göz kararır; açgözlülük gider yüz kızarır, “sözleri bu yargıyı desteklemektedir
i)Yargılamama, Durumu Tanımlama Ve Duygularını Anlatma: Duyguların ifade edilmesini öğrenmeden etkili bir haberleşmek zordur Duygularını ifade edebilen onları biriktirmez Biriktirilen duyguların şiddeti artar Bir Takım ahali yalnızca negatif duygularını açıklama etmede ustalaşmışlardır Oysa kayda değer olan, olumsuz duygular kadar olumlu olanlarını da, açıklama etmektir Olumlu ve negatif duyguları ifade ederken, kendimizi teftiş etmeliyiz
Eleştiri yapmadan, insanları yargılamadan onları anlamaya çalışmalı sadece o konudaki duygularımızı anlatmalıyız Kusur değil, tedavi bulmalı, sadece soruna değil, çözüme de odaklanmalıyız Kusur bulmak, kusur bulmak ve muhakeme etmek iletişimi koparmanın en kestirme yollarındandır
k)İletişimde KOD Tekniğini Başvuru Formu: Bu teknik, Kabul, Onay ve Değer sözcüklerinin baş harflerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulan bir kelimedir Tekniğin özü, insanları olduğu gibi kabul et ve onlara değerinde ver olumlu davranışlarını onayla
Bizler, laf ve davranışlarımızla çevremize üç esas mesaj veririz Bunlar: “Kabul, “Inkar ve “Ihmal mesajlarıdır Yani, çevremizdekilerle kurduğumuz irtibat ve ilişkilerde, gizliden onlara, ya “Senin farkındayım, seni kabul ediyorum, benim için değerlisin, önemlisin, “mesajı veririz, ya da “seni umursamıyorum, benim için sen mahrum (reddediyorum), hiçbir kıymetin değilmesajı veririz KOD tekniği özetle bu temel anlama üzerine kurulmuştur
Bu kavramları özet olarak açıklayalım:
İnsanları olduğu gibi kabul etmeliyiz Çünkü kabul edilmek bütün insanların esas ihtiyaçlarındandır Kabul, bir insanın kendi olma hakkına saygıdır Bu dünyada değiştirme kudretine sahip olduğumuz tek birey var O da, kendimiz Başkasını değiştirmeye kalkmak anlamsız bir çabadır Mademki değiştiremiyoruz o kabul edip ve benzersizliğine hürmet duymalıyız
Olumlu davranışları onaylamalı, onaylama ifadeleri kullanmalıyız Olumlu davranışları onaylamak kısacası tasdik bakmak insanı olumlu yönde geliştirir, Onaylamak, kişinin güzel yönlerine odaklanmayı gerektirir Bir tv Programında, Prof Dr Üstün Dökmen, “Eşim bana, sen ne güzel köfte pişiriyorsun dediğini ve o gün bu gündür, evde köfteleri her zaman kendisinin pişirdiğini anlatmıştı Onaylanan birey, iyi bir iş yapma veya başarmanın mutluluğunu yaşar
İnsanlara ve bütün canlılara layık vermeliyiz Değerli elde etmek, değerinde verilmek tüm insanların karşılıklı hedefidir O halde insanlara bedel verdiğimiz, onlara gösterilmelidir Gerçekten değerinde devretmek saygının bir sonucudur Saygıda hata etmeyenler sevilir Değer görebilen insan, değerli olmaya çalışır İnsanları ayakta karşılamak, bekletmemek, teşekkür etmek vb bütün olumlu davranışlar layık vermenin ve saygının bir sonucudur Hiç kimse bayağı birey gibi algılanmak istemez Çünkü her insan kendini önemli ve mükemmel olarak görür
Ortak İhtiyaçlara Karşın Olma: İletişimde manâlı olan bir konu da, mesajın iletişimde bulunanların ihtiyaçlarına yönelik olmasıdır Sürdürülebilir iletişim, karşımızdakinin ihtiyaçlarına karşın olduğu sürece mümkündür Fiilen ise, kurulan iletişimden, her iki taraf karşılıklı yarar sağlamalıdır (kazankazan tutumu) Tek Taraflı ve çıkar ilişkisi üstüne kurulu irtibat, sağlıksızdır ve uzun sürmez Unutmayalım ancak, iletişim karşılıklı noktalar üstünde sürdürülebilir
Alaka Görüntü, Garip Olma ve İletişimi Sürdürme: Ilgi görme isteği bütün insanlarda ortaktır Maslow ’un yaptığı ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, fizyolojik ihtiyaçlardan daha sonra gelen manâlı bir ihtiyaçtır, “‘ilgi görme ihtiyacı Bir bakıma, istek ve barınmadan daha sonra gelir neticede, tüm halk alaka bakmak ister ve özel ilgiden hoşlanır Oysa nedense fazla az insan, ilgi görmenin tek yolu olan ilgi göstermeyi seçer Oysa ilgi bakış, irtibat başlatmanın en algılama yoludur Doğal olarak iletişim sürdürmenin de Çünkü insanlar arasındaki iletişimi sürdürme onların bir birlerine aleyhinde ilgilerini canlı tuttuğu sürece devam eder İnsanlarla ilişkilerinde ilginç olabilenler daima ilgi çekerler “Sıradanlık yegâne suçtur Sıradanlık ilişkileri öldürür haberleşmek kadar sürdürmek de önemlidir Bunun için, ilgi göstererek yardımcı olmak, mesela, ilgilendiği konularla ilgili kartlar yollamak, teşekkür mektupları yazmak, davetlere katılmak faks ve elektronik posta ile iletişim kurmak iletişimin sürdürülmesine muavin olacak bazı yöntemlerdir
Alıntıdır *