Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Sahabelerin Derecesine Ulaşılır mı?

Sahabelerin Derecesine Ulaşılır mı?
0
131

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Sahabelerin Derecesine Ulaşılır mı?

Her insanın dünyaya gelmesi bir takdir ve hikmet iledir. İnsanlar kendi zamanlarını kendileri belirlemez. Allah bizim hakkımızda hangi zamanı takdir buyurmuşsa bizim için en hayırlı zaman odur. Çünkü sahabeler döneminde gelmek mutlaka sahabe olacağımız anlamına gelmez ve gelemez. O günün Ebu Cehilleri olmak ihtimali de vardır.

Acaba ayaklarından açılarak ikiye ayrılan Yasir Ailesi gibi olsaydık, ona sabredeceğimizin ve imanla öleceğimizin garantisi var mıdır?

Peygamber efendimizin Ahirzaman’da gelecek bazı kimselere “kardeşim” demesi ve onları övmesi Ahirzaman’ın dehşetli fitnelerine dikkat çekmek ve o fitneler içerisinde imanını muhafaza edenleri övmek içindir. Sahabeleri geçme konusu ise bazı hususi fazilet hakkındadır. Yoksa külli fazilette sahabeler geçilemez.

Sahabelere külli fazilette neden yetişilemediğine gelince:

1- Risalet sohbetinin tesiri açısından sahabeler geçilemezler:
Evet, Rasulüllah’ın kendileri ile sohbet etmesi noktasından onlara yetişilemez. Çünkü Rasulullah’ın (s.a.v) nübüvvet sohbeti, nebi olmayan hiç kimsede bulunmayan bir özellik taşır. Rasulüllahın sohbeti bir iksirdir. Bir dakika o sohbeti dinleyen ve ona mazhar olan bir kimse, o iksirle değişir.(1) Sahabeleşir.

Kömürken elmas olur. Senelerce seyr-u sülukla kazanılacak hakikat nurlarına mazhar olur. Nübüvvet Güneşinin nuru ile renklenir. Çünkü her sohbette renk vurucu bir özellik vardır. Rasulüllahın talebeleri olan sahabelerine, manevi rütbe bakımından, velayeti ve Peygamberliği ciheti ile, peygamberlerin en büyüğünün manevi boyası vurulmuştur. Bu cihetten o manevi boya, o tarzda ve o özellikte risalet asrından sonra vurulamaz.

Daha sonra gelenler mümin ve müslüman da olsalar o özellikte olamazlar. (2) O özellikle kazanılan fazilette onlara yetişemezler. Ayrıca Rasulullah’ın sohbeti onların kalp aynalarında aksetmiş, O Güneş, perdesiz onlara, onların kalplerine, manevi latifelerine sirayet etmiştir.

Burada ilki yansıyan, ikincisi kendisinde yansıma tezahür eden iki taraf vardır. Yansıyanın özellikleri mazhar ve aynalarına geçmiştir. O Şems-i Risaletle onlar da bir nevi güneşleşmişler, peygamberlik güneşinin ışıklandırması ile aydınlanan yıldızlar, hakikat ışıkları haline gelmişlerdir. Bu mazhariyetle, ayinedarlıkla, ona yüzünü dönüp tabi olmakla ve Nübüvvetin en büyük nuru ile, sahabeler en büyük mertebelere çıkmışlardır.

Rasulüllah’ın vefatından sonra, Celaleddin Suyuti gibi bazıları, uyanık halde Rasulüllah’ı görmüşler, onunla konuşmuşlardır. Fakat bu konuşmaları nübüvvet itibarıyla değil, Velayet-i Ahmediye yönüyledir. Rasulüllah onlara velayeti ciheti ile temessül etmiş, görünmüştür. Çünkü Rasulüllah’ın ölümü ile vahiy bitmiş Nübüvvet sona ermiştir. Ölümünden sonra onu Nübüvvetle görmek, sahabe olmak mümkün değildir.

Şu halde Nübüvvetin derecesi velayetin derecesinden ne kadar yüksekse, bir nebi ile sohbet ile, bir veli ile sohbet arasında da o kadar fark vardır.

2- Risalet sohbetindeki meziyyet ve fazilet
Rasulüllah’ın Ashabının en hayırlı oluşu Zeydilerin büyük alimlerinden es-Sanani (H. 1059-1182) tarafından birkaç yönden şöyle anlatılır:

Birincisi Rasulüllah’ın hadis-i şeriflerde kendi asrının en hayırlı asır (karn) olduğunu haber vermesidir. Bu ve benzeri hadis-i şeriflerde kastedilen kimselerin, Rasulüllah asrında yaşayıp, özellikle onun etrafında bir Bunyan-ı Mersus gibi, bir insanın uzuvları, bir fabrikanın çarkları şeklinde sistemleşen cemaati, ümmeti olduğu anlaşılır. Ondan sonra gelenler de ashaba uyan “Tabiin” dir. Bunları da diğerleri takip eder. (3)

İkincisi; cumhuru ulema, fert fert sahabelerin üstün olduğu görüşündedirler. Bazıları da sahabenin hep birden, diğer asırlardaki ümmet fertlerinden daha faziletli olduğu görüşündedirler. Bedir’e katılanlar ve Hudeybiye’de bulunanlar, sahabe olsun olmasın kendilerinden sonrakilerden faziletlidirler. İkinci görüşe göre, sahabenin hepsi birden, kendilerinden sonra gelenlerin hepsinden daha faziletlidir. (4)

Buradan anlaşılan şu ki, fıkhi bakış açısı yönünden, hadisçiler, şerhçiler ve müfessirler açısından İslam alimleri sahabenin faziletinde müttefiktirler. (5)

3- Nübüvvet muhitinin kendilerini yetiştirmesi açısından geçilemezler
İnsanların yetişmesinde çevrenin pek büyük etkisi vardır. Rasulullah’ın dava arkadaşları olan sahabeler ekseriyetle en yüksek kemaldedirler. Çünkü o zaman büyük bir inkılap olmuş, İslam inkılabı ile hayır ve hakkın bütün güzelliği ortaya çıktığı(6) gibi, kötülüklerin ve batılın da bütün çirkinliği açıkça kendini göstermiştir. Bu da hayır ve hak tarafı ile, şer ve batıl tarafının iyice, belirgin şekilde birbirinden ayrılması ile mümkün olmuştur.

Bir yanda Hak Peygamber, bir yanda ümmetin Firavunu Ebu Cehil ve Peygamberlik iddiasında bulunanlar; bir yanda olabildiğince şefkat ve merhamet, bir yanda kendi kızını hiç acımadan, gözünü kırpmadan gömebilme kasaveti(7) ve vahşiliği; bir yanda kemalatın en yüksek zirvesinde olan Peygamber (s.a.v) ve Onun sahabeleri, diğer yanda her türlü rezalet içindeki küfür liderleri ve esfel-i safilindeki müşrikler.

İşte böyle bir durumda misilsiz bir ahlak yüceliğine sahip sahabeler, elbette doğruluğun, hayrın, hakkın dellalı ve davasının en güzel numunesi olan Rasulüllah’a koşmuşlar. Onun boyası ile boyanmışlardır. Çünkü böyle bir atmosferde yapılacak tek şey budur.

4- Asr-ı Saadet; bol yağmurlu verimli toprak gibidir
Rasulüllah (s.a.v) bir hadislerinde; fiziki çevrenin bazı özellikleri ile, bir temsil getirerek Nübüvvet muhitini anlatır: Ebu Musa (r.a) tan: Rasulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Allah’ın benimle gönderdiği hidayet ve ilim, toprağa yağan bol yağmur gibidir. Yağmur düşen yerlerden bir kısmı iyidir. Suyu kabul eder, içine alır ve çayırlar ve bol otlar bitirir. Yağış alan topraklardan bir kısmı da çoraktır. Suyu tutar, geçirmez. Böylece Allah o sularla insanlara fayda verir, o sulardan içerler, hayvanlarını sularlar, otlatırlar.

Yağmur alan topraktan bir diğer kısmı vardır ki, orası ancak düz ve engin, suyu tutmayan ot bitirmeyen bir çöldür. İşte bu anlattığım temsil Allah’ın dini hususunda ince anlayışı olan, Allah’ın benimle gönderdikleri kendisine fayda veren, onları öğrenen ve öğreten kimselerle, ilim ve hidayete başını kaldırıp bakmayan, benim kendisi ile gönderildiğim Allah’ın hidayetini kabul etmeyen kimselerin temsilidir.” (8)
Kaynaklar:

1. Bk. Tefsiru’l-Kurani’l-Azim, IV, 305; Hayatu’s-Sahabe III, 141, 279, 281, 282 (Nitekim Rasulüllah (SAV) iyi kimseyi misk satana benzetmiş, kişinin dostunun dini üzerinde olduğunu belirtmiştir. Sahabeler onun dostu, Nübüvvet miskinden koklan, onun sohbeti ile iksirlenen kimselerdir.)

Ayrıca bk. Cevahiru’l-Buhari s. 231; Şerhu’l-Akideti’t-Tahaviye II, 691-692; Rasulüllah ile sohbet imtiyazının, ilk sahabeleri bile diğerlerinden öne çıkardığı belirtilmektedir. Çünkü bu hususta ilkler ikincilerle müşterek değillerdir. Hiç Onun sohbetinde bulunmayanların durumu ise daha açıktır) sahabe olmak, sohbet, arkadaşlık dostluk, mulazemet, itaat gibi manalara gelir. el-Kamusu’l-Muhit, I, 93; es-Savaiku’l-Muhrika s. 212; Şerhu’l-Makasıd, V, 319.

2. İbn-i Abbas (RA) onların-peygamberle birlikte bir saati sizden birinizin kırk yılından hayırlıdır der bk. Şerhu’l-Akideti’t-Tahaviye II, 693.

3. Sübülüs-Selam, IV, 127.

4. A.g.e., IV, 127; Ayrıca bk. el-Cami‘Li Ahkami’l-Kuran IV, 170, Şerhu’l-Akideti’t-Tahaviye II, 691 vd. İbnu Kuteybe, Abdullah b. Müslim, Te’vilu Muhtelifi’l-Hadis, Beyrut, 1985, s. 107-108.

5. Kelamcılar, usulüddin alimleri de hilafetle ilgili konularda bu husustaki görüşlerini belirtmişlerdir.

6. Rasulüllah ümmetin gittikçe bozulacağını, müşrik toplumlara benzeyeceğini ilk devirdeki kemalini kaybedeceğini belirtir. Bk. Sünenu İbn-i Mace II, 1304, 1305, 1310, 1319, 1320, 1333, 1340, 1343, 1348; Tefsiru’l-Kurani’l-Azim IV, 204; 230; Riyazu’s-Salihin s. 271-282, 369; Ramuzu’l-Ehadis no: 1366, 6308; Şerhu’l-Akideti’t-Tahaviye II, 691 vd; Bahru’l-Muhit, III, 301; Mustafa Muhammed Umare Cevahiru’l-Buhari, terc. Alioğlu, Hasan, İstanbul, ty. s. 231, 405; Şerhu Fıkhı’l-Ekber, s. 206.

7. Nahl, 58-59, Çağatay, Neset, İslam Dönemine dek Arap Tarihi... s. 86, 106, 122. Tekvir, 8-9. Mahmud Esad, Tarih-i Din-i İslam, İstanbul, 1983 s. 138; Berki Ali Himmet Keskioğlu Osman Hz. Muhammed ve Hayatı, Ankara, 1993,.... s. 169. Heyet, Doğustan Günümüze I-XIV, İstanbul, 1989, I, 182.

8. Riyazu’s-Salihin, s. 149, no: 162; Mecma‘ut-Tefasir (Lübabu’t-Te’vil). III, 483.
 

Similar threads

Sahabe mi Üstün, Mehdi mi Üstün ? ümmet-i Muhammed'in en faziletlileri sahabelerdir. En büyük bir veli de olsa sahabeleri geçemez. Bu açıdan sahabeler külli fazilette Hz Mehdi'den daha üstündür. İmam-ı Rabbani gibi bazı alimler, Mehdi'yi bir kısım sahabeyle karşılaştırmışlardır. Ancak külli...
Cevaplar
0
Görüntüleme
453
Peygamberimizin Emri “Allahın Kullarını Üzmeyin Sadece sahabeler açısından değil, islamın genel kuralı bize bütün müslümanların ayıplarının araştırılmamasını yayılmamasını emreder İslamda genel prensip kötülüğün tecessüsü hoş karşılanmamasıdır Bir hadisi şerifte Rasulüllah (SAV): “Allahın...
Cevaplar
0
Görüntüleme
68
Cemel Vakası Nedir? Hz. Osman'ın katili Yemenli bir Yahudi olan el-Gafıki idi. Hz. Osman'ın şahadetiyle İbn-i Sebe, davasında büyük bir merhale kat'etmiş .oluyordu. Artık nifak tohumları meyvelerini vermeye başlamıştı. Bu elim hadise Müslümanların, İslam dinini başka ülkelere ulaştırmalarına...
Cevaplar
0
Görüntüleme
133
Peygamberimize Gelen Vahiy Arapça mıydı ? Peygamber Efendimizin (s.a.s) Allah Teala ile konuşması ve Allah Teala'dan gelen emirler vahiy ile olmuştur. Vahiy de Arapça olarak Peygamberimize (s.a.s) gelmekteydi. Vahyin gelişi değişik şekillerde olmuştur. Vahyin Geliş Şekilleri Vahyin geliş...
Cevaplar
0
Görüntüleme
193
Sahabe Sevgisinin Dinimizdeki Yeri? Ashab-ı kiramın dinimizdeki yerini, onlara muhabbetin önemini ve Müslümanların ashap arasındaki ayrılıklara nasıl bakması gerektiğini açıklamakta zorunluluk vardır. Sahabe-i Kiram Efendilerimiz, Resul-i Ekrem Efendimize (asm.) hakkıyla varis ve vekil...
Cevaplar
0
Görüntüleme
151
858,461Konular
981,117Mesajlar
29,532Kullanıcılar
Üst Alt