iltasyazilim
FD Üye
SAİNT SİMON
1760 yılında doğan SaintSimon'un büyük amcası XIV Louis sarayının tarihsel hatıralar yazarıdır Saint Simon kendini büyük işler varisi olmak için yaratılmış olarak görmekte ancak önce hangi alandan başlayacağına karar verememiştir Önce subay olmuş ve Amerikan Serbest Savaşı'nda kısa zamanda albaylığa yükselmiştir Sonra Nikaragua'da Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus'u birleştirecek bir proje üzerinde çalışmış, sonradan İspanya'da Madrid'i denizle birleştirecek bir kanal projesi üzerinde çalışmıştır Fransız İhtilal'i ortaya çıkınca sahip olduğu ünvanlarından vazgeçmiş olduğunu bildirmesine karşın tutuklanarak dokuz ay hapis yatmıştır Parasını çağının en ünlü bilim adamı düşünürlerini çevresinde biriktirmek ve gösterişli bir hayat sürmek ile harcamıştır Fazla geçmeden parası tükenip yoksullaşınca bir müddet kendi yanında çalışanların yardımı sonradan da arkadaşlarının yardımı ile geçinmiştir
1802 tarihinden itibaren düşüncelerini yazıp yayımlamaya başlamıştır Bu dönemlerde A Comte'da yazmanlarından biri olarak kendisi ile beraber çalışmıştır
Artı bilimlerin bütün dalları ile ilgilenen düşünür bu bilimlerin ancak fazla bir sosyal ilimin yaratılması ile tamamlanacağına inanmış, bu ilime ise sosyal fizik adını vermiştir Simon'a göre fizik bilimi bedensel olayları evvelden görmeyi, onları yoklama altına almayı muhtemel kıldığı gibi sosyal fizik de sosyal olayları önceden görmeyi onları yoklama altına almayı ve şekillendirmeyi mümkün kılacaktır
SaintSimon sosyolojiyi önce teorik olarak kurmayı sonradan da uygulamaya geçerek yaşadığı devirdeki sosyal krizlere ve düzensizliklere çözüm bulmayı amaçlamaktaydı Ancak sosyolojinin uygulamalı yönü kendisine daha çekici geldiği için sosyolojinin sistematiğinden çok, mevcut ve gelecekteki sosyal sorunlarla uğraşmayı seçim etmiştir Sosyolojinin gücüne inanan düşünür bu ilmi yeni bir din haline dönüştürerek sosyoloji aracılığı ile toplumu baştan örgütlemeyi planlamıştır Simon sosyal sorunların çözümlenmesinde doğa bilimleri için geçerli olan yöntemlerin kullanılmasını önermiştir
SaintSimon'un başlangıç noktası Fransız İhtilali'nin ardındaki Fransa ve Avrupa'nın durumu ile ilgili görüşleridir Simon'a tarafından Fransa'da toplumun tüm fertleri aralarında mevcut armoni alt üst olmuş, anarşi ortaya çıkmış ve bütün bunlar en cahil kimseye bile düzeni yeniden kurma duygusu uyandırmıştır Dolayısıyla asıl meselenin toplumun eski politik sisteminin çöküşünden yeni olanın bütün olarak yerleşmesine kadar geçen süredeki sıkıntıları ortadan uyandırmak olduğunu düşünmüştür Bu saptama o dönemdeki devrimin karşısında olan bütün zihin akımlarının paylaştığı bir konu olmuştur Simon onlardan ayrı olarak toplumdaki yeni kuvvetleri ve toplum bütünleşmesinin yeni temellerini sezmiş, devrimden sonra ne dini ne de feodal kuvvetlerin toplumu bir arada tutacak güce ve itibara sahip olmadıklarını ileri sürmüştür O dönemde Simon'un esas ilgisi toplumu bir arada tutacak bu gerekli ve organik bağın hangi us ile tedarik edileceği olmuştur Simon buna yanıt olarak sanayinin gelişmesini ele alarak amacının sanayiye en müsait olan teşkilatlanma tarzını meydana getirmek olduğunu ileri sürmüştür
Simon yaşadığı dönemde, feodalizm ile ona yerinde hiyerarşik toplumsal yapıların ihtilal kadar ortadan kaldırıldığını, tarımın bundan böyle eskisi gibi ayrıca büyük kazançlar yaratmadığını ayrıca de en önemli doğal iş olarak görülmediğini gözlemlemiştir Artık yeni buluşları, çabuk üretimi ve doğaya aklın egemenliği ile endüstri ortaya çıkmıştır Doğa teknikle birlikte Bacon'ın fakat o zaman gerçekte kullanılan eski formülü gereğince insanın hizmetine girmiştir Bu Vesile Ile bilim dominant konumda olmuştur
Bu bağlamda Simon, sosyolojiyi ırk arasındaki ilişkileri teknik olarak örgütleyecek ve doğa bilimleri endüstri ve tekniği kullanarak nasıl doğayı insana boyun eğdirip yararlanabilir hale getirdilerse sosyolojide insanlığın bütünlüğünü sağlayacak olan yeni bir bilim olarak tanımlamıştır Derebeyliğinfeodal yapının devrim yolu ile ortadan kaldırılmasından ve bütün toplumsal bağların çözülmesinden sonra toplumun tekrar bütünlenme arabulucu olarak bu bilimsel sosyoloji kavramı, SaintSimon'un toplumsal düşüncesinin temeli olmuştur A Comte ise sonradan bu temel düşüncelere biçim vererek, sistematize etmiştir
SaintSimon çağdaşı olan İngiliz ekonomistlerin görüşlerinden de etkilenerek sosyal düzenin her şeyden önce ekonomik yapıyla belirlendiği görüşünü benimsemiştir Bu Nedenle Simon, insanlık tarihinin gelişmesinde yalnızca düşünüş biçimlerinin değil ama bununla beraber üretim düzeni, mülkmal bölüşümü, servet dağılımı ve sınıfsal tabakalaşmanın da etkili olduğunu göstermeye çalışmıştır Üç hal kanununa (toplumların evrimsel olarak gelişme yasaları) hesaplı bir yön vererek teolojik, metafizik ve pozitif hafıza safhalarını feodalizm, köklü değişiklik ve endüstriyel toplum ya da feodal, liberal, sosyalist ekonomi üçlüsüyle değiştirmiştir Toplumun bütün hakiki güçleri neticede endüstride temellenmektedir Simon'a göre endüstri yalnız sanayi tarzı üretimi yok, tüm imal faaliyetlerini ifade etmektedir Böylece SaintSimon bir çağın manevifikri kültürünün dayandığı temelin idareli yapı olduğunu savunmuştur Simon'un bu yaklaşımı ise, tarihi maddecilik düşüncesini açıklama etmektedir böylece SaintSimon, sonra Marx tarafından geliştirilmiş olan tarihsel materyalizm teorisinin öncüsü sayılmaktadır
SaintSimon'un düşüncelerinin ileriki derslerde inceleyeceğimiz Marx'ın görüşünden öbür olan tarafı SaintSimon'un teknikbilimsel ve artı yönden saptanmış endüstriyi bilim adamı, çalışan ve işverenin birliği olarak görmesidir Ilk Olarak derslik ayrımını hiç görmemiş daha sonra da bu ayrım ona hiç manâlı gelmemiştir SaintSimon, hiç kuşkusuz çağının ulusal devletlerinin politikasında liberal ekonominin ve mülkiyet sisteminin sonucu olarak ve aynı zamanda feodal yapının sonucu olan hiyerarşinin negatif yönlerini de görmüştür Ancak, insanlığın kurtuluşunu yeni bir devrimden de sınıflar aralarında meydana gelecek bir ayrımdan da beklememiş, yalnızca bilim, teknik ve endüstride pozitivizmin evrensel olarak yerleşmesini çözüm olarak öngörmüştür
Bu anlama ise Simon'u o dönemin düşünürlerinden Proudhon, Fourier ve Owen'ın sosyalizmlerinin karşıt bir düşüncesi olarak büyük endüstriye, sermayelerin bir araya toplanmasına hatta şirketler arası tröstlerin kurulmasına götürmüştür Bu önsezi de onu öteki sosyalist düşünürlerden ayırmıştır
Simon, 1789 devriminden ziyade esas değişikliği yaratan unsurun sanayi devrimi olduğunu ileri sürmüştür Bundan sonradan ilk plandaki kişiler sanayiciler (bu kavram ile çalışan ve patron olarak tümünü anlatır) ve bilim adamları olacaktır Yeni toplumsal hiyerarşinin kurulması bu çerçevede olacaktır Simon bu durumu anlatabilmek için şöyle bir örnek vermiştir: Bir gece korkunç bir facia olsa , kral ailesine yan olan kişiler, bakanlar, yüksek dereceli memurlar ölse, toplum için bir yıkım olmayacaktır, ama bu facia esnasında o toplumdaki belli başlı bilim adamları , sanayiciler, bankacılar ölmüş olsa idi o zaman o toplum için bu durum bir facia olurdu Çünkü onların yerine hemen kimse konuşamazdı Bu ifadeden de anlaşıldığı gibi Simon, endüstri toplumunda başat konumda olarak bilim adamı ve sanayicileri görmüştür
Simon'un öngördüğü bu yeni ahenk olan endüstri toplumunda herkes yeteneğine tarafından kazanacak ve çalışmanın tanrısal niteliği sebebiyle çalışanların saygınlığı artacaktır Bu düzende çalışmayanlara yer verilmemektedir Simon bu toplumsal yapıda teknisyen, maliyeci, bankacılardan meydana gelen bir teknokratların yönetimini öngörmüştür
Simon'da görüldüğü gibi, sosyoloji politik icraata( işleyişe) öncülük etmek amacında olan araç konumundadır Simon gelecekteki devlet biçiminin belirlenmesinde ilmi temellere dayanılması gerektiğini söylemiş, bu konuda sosyolojinin yardımına güvenmiştir
Simon'a göre devletin başlıca görevi toplum için yardımcı işlerin engellenmemesini sağlamak, toplumun istekleri doğrultusunda karar alınmasına imkan tanımak, çalışanlarını değerini çakmak türünden olmalıdır O süre imalatçı işinin karşılığını sadece tüketicilerle olan bağlantısı ile halledebilecek, böyle olunca da sınıflar arası mücadele ve hükmetme arzusu son bulacaktır Simon'un görüşleri İngiliz Liberalizmini, Rus Sosyalizmini ve İtalyan Nasyonalizmini etkilemiştir *
1760 yılında doğan SaintSimon'un büyük amcası XIV Louis sarayının tarihsel hatıralar yazarıdır Saint Simon kendini büyük işler varisi olmak için yaratılmış olarak görmekte ancak önce hangi alandan başlayacağına karar verememiştir Önce subay olmuş ve Amerikan Serbest Savaşı'nda kısa zamanda albaylığa yükselmiştir Sonra Nikaragua'da Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus'u birleştirecek bir proje üzerinde çalışmış, sonradan İspanya'da Madrid'i denizle birleştirecek bir kanal projesi üzerinde çalışmıştır Fransız İhtilal'i ortaya çıkınca sahip olduğu ünvanlarından vazgeçmiş olduğunu bildirmesine karşın tutuklanarak dokuz ay hapis yatmıştır Parasını çağının en ünlü bilim adamı düşünürlerini çevresinde biriktirmek ve gösterişli bir hayat sürmek ile harcamıştır Fazla geçmeden parası tükenip yoksullaşınca bir müddet kendi yanında çalışanların yardımı sonradan da arkadaşlarının yardımı ile geçinmiştir
1802 tarihinden itibaren düşüncelerini yazıp yayımlamaya başlamıştır Bu dönemlerde A Comte'da yazmanlarından biri olarak kendisi ile beraber çalışmıştır
Artı bilimlerin bütün dalları ile ilgilenen düşünür bu bilimlerin ancak fazla bir sosyal ilimin yaratılması ile tamamlanacağına inanmış, bu ilime ise sosyal fizik adını vermiştir Simon'a göre fizik bilimi bedensel olayları evvelden görmeyi, onları yoklama altına almayı muhtemel kıldığı gibi sosyal fizik de sosyal olayları önceden görmeyi onları yoklama altına almayı ve şekillendirmeyi mümkün kılacaktır
SaintSimon sosyolojiyi önce teorik olarak kurmayı sonradan da uygulamaya geçerek yaşadığı devirdeki sosyal krizlere ve düzensizliklere çözüm bulmayı amaçlamaktaydı Ancak sosyolojinin uygulamalı yönü kendisine daha çekici geldiği için sosyolojinin sistematiğinden çok, mevcut ve gelecekteki sosyal sorunlarla uğraşmayı seçim etmiştir Sosyolojinin gücüne inanan düşünür bu ilmi yeni bir din haline dönüştürerek sosyoloji aracılığı ile toplumu baştan örgütlemeyi planlamıştır Simon sosyal sorunların çözümlenmesinde doğa bilimleri için geçerli olan yöntemlerin kullanılmasını önermiştir
SaintSimon'un başlangıç noktası Fransız İhtilali'nin ardındaki Fransa ve Avrupa'nın durumu ile ilgili görüşleridir Simon'a tarafından Fransa'da toplumun tüm fertleri aralarında mevcut armoni alt üst olmuş, anarşi ortaya çıkmış ve bütün bunlar en cahil kimseye bile düzeni yeniden kurma duygusu uyandırmıştır Dolayısıyla asıl meselenin toplumun eski politik sisteminin çöküşünden yeni olanın bütün olarak yerleşmesine kadar geçen süredeki sıkıntıları ortadan uyandırmak olduğunu düşünmüştür Bu saptama o dönemdeki devrimin karşısında olan bütün zihin akımlarının paylaştığı bir konu olmuştur Simon onlardan ayrı olarak toplumdaki yeni kuvvetleri ve toplum bütünleşmesinin yeni temellerini sezmiş, devrimden sonra ne dini ne de feodal kuvvetlerin toplumu bir arada tutacak güce ve itibara sahip olmadıklarını ileri sürmüştür O dönemde Simon'un esas ilgisi toplumu bir arada tutacak bu gerekli ve organik bağın hangi us ile tedarik edileceği olmuştur Simon buna yanıt olarak sanayinin gelişmesini ele alarak amacının sanayiye en müsait olan teşkilatlanma tarzını meydana getirmek olduğunu ileri sürmüştür
Simon yaşadığı dönemde, feodalizm ile ona yerinde hiyerarşik toplumsal yapıların ihtilal kadar ortadan kaldırıldığını, tarımın bundan böyle eskisi gibi ayrıca büyük kazançlar yaratmadığını ayrıca de en önemli doğal iş olarak görülmediğini gözlemlemiştir Artık yeni buluşları, çabuk üretimi ve doğaya aklın egemenliği ile endüstri ortaya çıkmıştır Doğa teknikle birlikte Bacon'ın fakat o zaman gerçekte kullanılan eski formülü gereğince insanın hizmetine girmiştir Bu Vesile Ile bilim dominant konumda olmuştur
Bu bağlamda Simon, sosyolojiyi ırk arasındaki ilişkileri teknik olarak örgütleyecek ve doğa bilimleri endüstri ve tekniği kullanarak nasıl doğayı insana boyun eğdirip yararlanabilir hale getirdilerse sosyolojide insanlığın bütünlüğünü sağlayacak olan yeni bir bilim olarak tanımlamıştır Derebeyliğinfeodal yapının devrim yolu ile ortadan kaldırılmasından ve bütün toplumsal bağların çözülmesinden sonra toplumun tekrar bütünlenme arabulucu olarak bu bilimsel sosyoloji kavramı, SaintSimon'un toplumsal düşüncesinin temeli olmuştur A Comte ise sonradan bu temel düşüncelere biçim vererek, sistematize etmiştir
SaintSimon çağdaşı olan İngiliz ekonomistlerin görüşlerinden de etkilenerek sosyal düzenin her şeyden önce ekonomik yapıyla belirlendiği görüşünü benimsemiştir Bu Nedenle Simon, insanlık tarihinin gelişmesinde yalnızca düşünüş biçimlerinin değil ama bununla beraber üretim düzeni, mülkmal bölüşümü, servet dağılımı ve sınıfsal tabakalaşmanın da etkili olduğunu göstermeye çalışmıştır Üç hal kanununa (toplumların evrimsel olarak gelişme yasaları) hesaplı bir yön vererek teolojik, metafizik ve pozitif hafıza safhalarını feodalizm, köklü değişiklik ve endüstriyel toplum ya da feodal, liberal, sosyalist ekonomi üçlüsüyle değiştirmiştir Toplumun bütün hakiki güçleri neticede endüstride temellenmektedir Simon'a göre endüstri yalnız sanayi tarzı üretimi yok, tüm imal faaliyetlerini ifade etmektedir Böylece SaintSimon bir çağın manevifikri kültürünün dayandığı temelin idareli yapı olduğunu savunmuştur Simon'un bu yaklaşımı ise, tarihi maddecilik düşüncesini açıklama etmektedir böylece SaintSimon, sonra Marx tarafından geliştirilmiş olan tarihsel materyalizm teorisinin öncüsü sayılmaktadır
SaintSimon'un düşüncelerinin ileriki derslerde inceleyeceğimiz Marx'ın görüşünden öbür olan tarafı SaintSimon'un teknikbilimsel ve artı yönden saptanmış endüstriyi bilim adamı, çalışan ve işverenin birliği olarak görmesidir Ilk Olarak derslik ayrımını hiç görmemiş daha sonra da bu ayrım ona hiç manâlı gelmemiştir SaintSimon, hiç kuşkusuz çağının ulusal devletlerinin politikasında liberal ekonominin ve mülkiyet sisteminin sonucu olarak ve aynı zamanda feodal yapının sonucu olan hiyerarşinin negatif yönlerini de görmüştür Ancak, insanlığın kurtuluşunu yeni bir devrimden de sınıflar aralarında meydana gelecek bir ayrımdan da beklememiş, yalnızca bilim, teknik ve endüstride pozitivizmin evrensel olarak yerleşmesini çözüm olarak öngörmüştür
Bu anlama ise Simon'u o dönemin düşünürlerinden Proudhon, Fourier ve Owen'ın sosyalizmlerinin karşıt bir düşüncesi olarak büyük endüstriye, sermayelerin bir araya toplanmasına hatta şirketler arası tröstlerin kurulmasına götürmüştür Bu önsezi de onu öteki sosyalist düşünürlerden ayırmıştır
Simon, 1789 devriminden ziyade esas değişikliği yaratan unsurun sanayi devrimi olduğunu ileri sürmüştür Bundan sonradan ilk plandaki kişiler sanayiciler (bu kavram ile çalışan ve patron olarak tümünü anlatır) ve bilim adamları olacaktır Yeni toplumsal hiyerarşinin kurulması bu çerçevede olacaktır Simon bu durumu anlatabilmek için şöyle bir örnek vermiştir: Bir gece korkunç bir facia olsa , kral ailesine yan olan kişiler, bakanlar, yüksek dereceli memurlar ölse, toplum için bir yıkım olmayacaktır, ama bu facia esnasında o toplumdaki belli başlı bilim adamları , sanayiciler, bankacılar ölmüş olsa idi o zaman o toplum için bu durum bir facia olurdu Çünkü onların yerine hemen kimse konuşamazdı Bu ifadeden de anlaşıldığı gibi Simon, endüstri toplumunda başat konumda olarak bilim adamı ve sanayicileri görmüştür
Simon'un öngördüğü bu yeni ahenk olan endüstri toplumunda herkes yeteneğine tarafından kazanacak ve çalışmanın tanrısal niteliği sebebiyle çalışanların saygınlığı artacaktır Bu düzende çalışmayanlara yer verilmemektedir Simon bu toplumsal yapıda teknisyen, maliyeci, bankacılardan meydana gelen bir teknokratların yönetimini öngörmüştür
Simon'da görüldüğü gibi, sosyoloji politik icraata( işleyişe) öncülük etmek amacında olan araç konumundadır Simon gelecekteki devlet biçiminin belirlenmesinde ilmi temellere dayanılması gerektiğini söylemiş, bu konuda sosyolojinin yardımına güvenmiştir
Simon'a göre devletin başlıca görevi toplum için yardımcı işlerin engellenmemesini sağlamak, toplumun istekleri doğrultusunda karar alınmasına imkan tanımak, çalışanlarını değerini çakmak türünden olmalıdır O süre imalatçı işinin karşılığını sadece tüketicilerle olan bağlantısı ile halledebilecek, böyle olunca da sınıflar arası mücadele ve hükmetme arzusu son bulacaktır Simon'un görüşleri İngiliz Liberalizmini, Rus Sosyalizmini ve İtalyan Nasyonalizmini etkilemiştir *