Sakın dokunma göz yaşlarıma! Sakın dokunma göz yaşlarıma ! Silmek istemiyorum Giderken, ardındaki senli izler kalsın solgun benzimde… Dudaklarıma değsin göz yaşlarım hiç durmasın, teninin tuzu gibi yaksın…yaktıkça seni içeyim… Akıyorsun ruhumun acıyan yanından … Hani canıma candın, ahlar çekerdik daima karşılıklı sözlerimizde, bakarken birbirimize vuslatı içerdi gözlerimiz hasretle… Seni çoktan çok özledim biliyor musun ? Neden ızdırap eder sevenler birbirlerine anlamam oysa manasız sebeplerden…asalak, aç ruhlar dolaşırken etrafta, ben çelikten zırhımı kuşanan asker edasıyla yürürüm yolumda, sen bilmezsin ‘‘Hoşuna Gitmek kalp ister’’demiştin Yüreğimi sana vermişken acilen nasıl severim seni, bende olmayan yürekle İstemiyorum, sende kalsın ki seni ne kadar özlediğimi, ne değin sevdiğimi söylesin anbean… Senli düşünceleri doldurup cebime sokaklarda dolaştım avare, perişan… Bir kedi ve köpek çıktı aniden karşıma, birincil kere korktum köpekten, oysa korkmazdım, fark etmeden ne çok sen olmuşum meğerse… Senden sonradan, kahve içmeyi unuttum tıpkı hüzünlerim gibi… Bilirsin şekeri hiç sevmem ama senin için çayıma iki şeker attım bugün Yudumlarken gözümden bir damla düştü de tadına zehir karıştı aşkımın, oysa çayı da böylece sevmezdim ya seninle keyfine varmıştım içmenin… $imdi vazgeçilmezim oldu tıpkı sen gibi… Gün boyunca hep kuytulara gizlendim, gizledim hayattan kendimi… (Güneş ve gece ; birbirine kavuşamaz, hiçbir kitap yazmaz bunu) Sen güneştin, bense geceyken gündüze dönmüştüm Derhal sevginle (son tanem) kendime dönüyorum, yakan ayazlarıma…karanlığıma… Uyanırsan vakitsiz, ışıklandırma ışıkları, seyret, yıldızlarca ve sessizce öpeceğim, saracağım bedenini taki güneş doğana kadar… özel baskı