Sakın etrafınızdakileri dinlemeyin!

Obez olan insanlar bir çok formülü denemelerine karşın kalıcı kilo veremediklerinde obezite cerrahisini düşünür hale gelirler. Ama başta 1. radde yakınları olmak üzere etrafındakiler bu operasyona sıcak bakmazlar. Kimi bu operasyonların “çok riskli” olduğu mütalaasıyla, kimisi ise tut boğazını verirsin, iradeli ol, sen bu türlü de güzelsin söylemleri ile destek olmadıkları üzere vazgeçirmeye çalışırlar. Aslında düşünülenin tersine günümüzde obezite cerrahisi alt yapısı müsait merkezlerde, deneyimli ve tecrübeli bariatrik cerrahlarda nispeten düşük risklere sahiptir. Ayrıyeten obezite oluştuktan sonra obezite cerrahisi yolları dışındaki metotlarla (diyet, spor, ilaç…) kalıcı kilo verme ihtimali %2-3’tür.

Obezite cerrahisi sonrası hastanın ameliyat sonrası çabucak erken periyottan itibaren bağımsız bir biçimde hareket etmesi, ağrı olmaması, ek illetlerinden acilen kurtulması ve süratli bir biçimde kilo vermesiyle birlikte ameliyata karşı çıkan herkeste bir pişmanlık oluşmakta, keşke daha evvel olsaymış kelamları söylenir hale gelmektedir.

Ameliyatın üzerinden altı ay, bir yıl üzere bir müddet geçtiğinde ise yeniden etraftakiler ameliyat olan insana kâfi artık kilo verme, yüzün çöktü, hasta mısın sen üzere laflar söylemekte, bu da kişi de önemli ruhsal travmalar yaratmakta ve kilo verimini durdurmak için eski beslenme alışkanlıklarına dönmektedir. Bir müddet sonra ise kilo verimi durmakta, geri kilo alımı başlamaktadır. Böylelikle başarısız bir sonuç ile karşılaşılmaktadır. Burada sistemli denetimlere gelmenin değeri belirmektedir. Nizamlı denetimlere gelen hasta tabibinin denetiminde kilo takibi, beslenme durumu, kan ve başka tetkikleri ile sağlıklı bir formda gaye kilosuna gelmesi için takip edilir. Düzgün bir doktor-hasta armonisi muvaffakiyete ulaşmanın adımlarından biridir.

Sonuç olarak hekiminizin size belirlediği amaç kilo doğrultusunda sağlıklı beslenme nizamını bozmadan sakın etrafınızdakileri dinlemeyin.