iltasyazilim
FD Üye
SALTANATIN KALDIRILMASI
( 1 KASIM 1922)
SALTANAT : Osmanlı Devleti ’nde babadan oğula geçen tahtın adıdır Yeni Türk Devleti ’nin siyasal yapısını sağlamlaştıracak birincil adım, saltanatın kaldırılması olacaktı Fakat bu ilk adımın atılması basit değildi Türk ulusu tarih baştan başa başında bir hükümdarın bulunmasına alışmıştı Eski Orta Asya Türklerindeki hakanlar, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde “Padişah olarak yaşamışlardı Eski Türk anlayışına göre, egemenlik tanrısal kavramdı Bu kutsallığı gök tanrısı, bir aileye vermişti Ailenin üyelerinden başkası, ulusu yönetme hakkına sahip değildi Türkler, İslamlığı kabul ettikten sonra bu kutsal egemenlik kavramı, yeni dinsel kurallarla da desteklendi Peygamberlerin vekili olan halifeler, Türk hakanlarına, ulusu idare etmek hakkını dinsel kurallara dayanarak verdiler Bu Nedenle, eski Türk egemenlik anlayışı, İslam ilkeleriyle bağdaşınca saltanatın önemi de arttı Osmanlılar ayrıca Bizans imparatorlarının şartsız hükümdarlık etme anlayışını benimsediler, ayrıca de XVI yy ’dan sonra kendilerine Halife şanı da vererek, son derece güçlendiler Yüzlerce yıl süren bu yönetim biçimi öylesine kökleşmişti oysa “padişahsız bir Türk devletinin var olabileceğini, yalnız ırk yok, bir fazla okumuş bile düşünemiyordu böylece Atatürk, egemenliği, padişahtan alıp,hakiki sahibi olan ulusa verme işini, öyle titiz ve sağduyulu biçimde gerçekleştirmiştir Mustafa Kemal, Anadolu ’ya çıktığı günden itibaren milli egemenliğe dayalı bağımsız bir devlet kurmayı hedefliyordu Fakat bu hedefi gerçekleştirebilmek için ilk önce ulusal güçleri birleştirme, siyasi birlik ve beraberliği temin etmek ve savaşın kazanılmasına öncelik belirlemek gerekiyordu Mustafa Kemal bir yandan ulusal güçleri birleştirmeye ve Kurtuluş Savaşı ’nın yönetim mekanizmasını kurmaya çalışırken, bir yanlamasına da milli bağımsızlık anlayışını çevresindekilere benimsetmeye çaba etti Genelge ve kongrelerle ulusal egemenlik anlayışını çevresinde yaydı TBMM ’yi açmakla da milli egemenlik ilkesini yürürlüğe koydu TBMM ’nin kurulmasından itibaren ulusal hakimiyet ilkesi uygulanıyordu Saltanatın varlığını sürdürmesi bu ilkeye ters düşmesine rağmen, kamuoyunun hazır olmamasından nedeniyle saltanata dokunulmamıştı Mudanya Ateşkes Antlaşmasından daha sonra uzlaştırma konferansı hazırlıkları başladığında İstanbul Hükümeti ve padişah, Kurtuluş Savaşı süresince Kuvai Milliye Hareketi ’ni bölmeye çalışmış ve padişahlık makamının sürdürülmesi uğruna İtilaf Devletleriyle işbirliği sürdürülmüştü İtilaf Devletleri Lozan Konferansı ’nda Osmanlı Devleti ’nin vekil gönderilmesini istemiştir Bu Nedenle Türk tarafında ikililik yaratarak bölücülük yapacaklar ve güçsüz düşeceklerdi Halbuki Kurtuluşa Osmanlı Devleti ’nin bir yardımı olmadığı gibi, bu hareketi engellemeye çalışmışlardı TBMM bu duruma sert karşı çıktı 23 Nisan 1920 ’de kurulan yeni Türk devleti egemenliğin ulusa aitliğini belirtirlerken, bir yanlamasına da padişaha tabi olduklarını söylüyorlardı Atatürk zafere an be an koştukça bu sorunun çözülmesi azıcık daha kolaylaştı Düşmanlarla işbirliği yapan bir hükümdarın, zaferi şampiyon yeni Türk Devletine baş olması bundan böyle kabul değildi Ancak ya başka bir Osmanlı prensi veya Atatürk ’ün kendisi “padişah olmalı idi Her iki çözüm yolunun da milli hakimiyet ilkesi aleyhinde istikrarlı yolu yoktu Lozan Konferansı arifesinde, İstanbul ’daki padişah hükümetinin barış görüşmelerine çağırılması, Atatürk ’e fırsat verdi Bütün aydınların düşüncesi adaletli bir barışma yapılması üstünde düğümlendiği sırada saltanat sorunu sezme yoldan çözümlenecekti Ulusal egemenliği tam olarak gerçekleştirebilmesi ve demokratik bir düzenin kurulabilmesi için saltanatın kaldırılması gerekiyordu
NEDENLERİ
Saltanat sisteminin ulusal hakimiyet anlayışına ters düşmesi
Osmanlı Devleti ’nin TBMM Hükümeti yanına Lozan görüşmelerine ağırlama edilmesi ve durumun Türk Milleti ’nin çıkarına ters düşmesi
İstanbul Hükümeti ve padişahının, Kurtuluş Savaşı sırasında milli direnişe karşısında olması
Bir ülkede iki hükümetin bulunmasının milli menfaatlerle bağdaşmaması
TBMM Hükümetinin padişahın da yanında bulunduğu İtilaf Devletlerine karşısında belirlenmiş galibiyet kazanılması
27 Ekim 1922 ’de İtilaf Devletleri TBMM Hükümeti yanında İstanbul hükümetini de Lozan görüşmelerine eğlence ettiler İtilaf Devletleri ’nin amacı; görüşmeler esnasında iki hükümeti birbirine düşürerek Türk Milleti aleyhine kararlar kabul ettirmektir Bu şart saltanatın kaldırılmasını hızlandırmıştır Bu gelişmeler ve nedenlerden nedeniyle Mustafa Kemal Paşa, padişahlıkla halifeliği birbirinden ayırıp Siyasi İktidarı temsil eden saltanatın kaldırılması, halifeliğin ise devam etmesi biçiminde bir çözüm yolu buldu Komisyonda görüşmelerinin çıkmaza girdiğini gören Mustafa Kemal Paşa, bir sıranın üstüne çıkarak şunları söylemiştir “Beyler, egemenliği, hiç kimse, hiç kimseye bilim gereğidir, diye görüşmeyle tartışmayla vermez Egemenlik güçle, kudretle ve cebren alınır Osman oğulları cebren Türk milletinin egemenliğine el koymuşlardır Bu yolsuzluklarını altı yüz yıldan beri sürdürmüşlerdir Acilen de Türk Milleti, bunlara yeter diyerek ve bunlara aleyhinde ayaklanarak egemenliğini kendi eline almış bulunuyor Bu bir oldu bittidirdedi
SONUÇLARI
Ulusal Egemenliğin gerçekleşmesi yolunda manâlı bir adım atıldı Saltanatın kaldırılmasıyla TBMM Hükümeti Türkiye ’de yönetimi kimsesiz ele almıştır
Devletin Laikliği konusunda birincil safha gerçekleştirildi Bu gelişme ile din ve devlet işleri birbirinden ayrılmıştır
TBMM ’nin açılışından sonradan ikinci büyük İnkılap hareketi gerçekleştirilmiştir
Altı yüz yıllık Osmanlı Saltanatı sona erdi Bu Nedenle Türkiye ’deki iki başlılığın ve iki hükümetin bulunması sona erdi
Milli egemenliğin bütün olarak sağlanması için önemli bir adım atıldı
Son Osmanlı padişahı VI Mehmet Vahdettin, 17 Kasım 1922 ’de İngiltere ’ye sığınarak ülkeyi terk etti
TBMM halifeliğinin İngiltere göre kullanılmasının engellenmesi amacıyla, Osmanlı hanedanından Abdülmecid Efendiyi halife seçtiğini bildiri etti
TBMM ’de tartışmalar daha da artarak Meclisin çalışmaları negatif yönde etkilendi Bununda etkisiyle, TBMM ’nin seçimlere gitmesi hızlandı
Türkiye ’de devlet başkanlığı sorunu ortaya çıktı Bu sorun Cumhuriyetin ilanını hızlandırmış ve devlet başkanlığı sorunu Cumhuriyetin ilanı ile çözümlenmişti *
( 1 KASIM 1922)
SALTANAT : Osmanlı Devleti ’nde babadan oğula geçen tahtın adıdır Yeni Türk Devleti ’nin siyasal yapısını sağlamlaştıracak birincil adım, saltanatın kaldırılması olacaktı Fakat bu ilk adımın atılması basit değildi Türk ulusu tarih baştan başa başında bir hükümdarın bulunmasına alışmıştı Eski Orta Asya Türklerindeki hakanlar, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde “Padişah olarak yaşamışlardı Eski Türk anlayışına göre, egemenlik tanrısal kavramdı Bu kutsallığı gök tanrısı, bir aileye vermişti Ailenin üyelerinden başkası, ulusu yönetme hakkına sahip değildi Türkler, İslamlığı kabul ettikten sonra bu kutsal egemenlik kavramı, yeni dinsel kurallarla da desteklendi Peygamberlerin vekili olan halifeler, Türk hakanlarına, ulusu idare etmek hakkını dinsel kurallara dayanarak verdiler Bu Nedenle, eski Türk egemenlik anlayışı, İslam ilkeleriyle bağdaşınca saltanatın önemi de arttı Osmanlılar ayrıca Bizans imparatorlarının şartsız hükümdarlık etme anlayışını benimsediler, ayrıca de XVI yy ’dan sonra kendilerine Halife şanı da vererek, son derece güçlendiler Yüzlerce yıl süren bu yönetim biçimi öylesine kökleşmişti oysa “padişahsız bir Türk devletinin var olabileceğini, yalnız ırk yok, bir fazla okumuş bile düşünemiyordu böylece Atatürk, egemenliği, padişahtan alıp,hakiki sahibi olan ulusa verme işini, öyle titiz ve sağduyulu biçimde gerçekleştirmiştir Mustafa Kemal, Anadolu ’ya çıktığı günden itibaren milli egemenliğe dayalı bağımsız bir devlet kurmayı hedefliyordu Fakat bu hedefi gerçekleştirebilmek için ilk önce ulusal güçleri birleştirme, siyasi birlik ve beraberliği temin etmek ve savaşın kazanılmasına öncelik belirlemek gerekiyordu Mustafa Kemal bir yandan ulusal güçleri birleştirmeye ve Kurtuluş Savaşı ’nın yönetim mekanizmasını kurmaya çalışırken, bir yanlamasına da milli bağımsızlık anlayışını çevresindekilere benimsetmeye çaba etti Genelge ve kongrelerle ulusal egemenlik anlayışını çevresinde yaydı TBMM ’yi açmakla da milli egemenlik ilkesini yürürlüğe koydu TBMM ’nin kurulmasından itibaren ulusal hakimiyet ilkesi uygulanıyordu Saltanatın varlığını sürdürmesi bu ilkeye ters düşmesine rağmen, kamuoyunun hazır olmamasından nedeniyle saltanata dokunulmamıştı Mudanya Ateşkes Antlaşmasından daha sonra uzlaştırma konferansı hazırlıkları başladığında İstanbul Hükümeti ve padişah, Kurtuluş Savaşı süresince Kuvai Milliye Hareketi ’ni bölmeye çalışmış ve padişahlık makamının sürdürülmesi uğruna İtilaf Devletleriyle işbirliği sürdürülmüştü İtilaf Devletleri Lozan Konferansı ’nda Osmanlı Devleti ’nin vekil gönderilmesini istemiştir Bu Nedenle Türk tarafında ikililik yaratarak bölücülük yapacaklar ve güçsüz düşeceklerdi Halbuki Kurtuluşa Osmanlı Devleti ’nin bir yardımı olmadığı gibi, bu hareketi engellemeye çalışmışlardı TBMM bu duruma sert karşı çıktı 23 Nisan 1920 ’de kurulan yeni Türk devleti egemenliğin ulusa aitliğini belirtirlerken, bir yanlamasına da padişaha tabi olduklarını söylüyorlardı Atatürk zafere an be an koştukça bu sorunun çözülmesi azıcık daha kolaylaştı Düşmanlarla işbirliği yapan bir hükümdarın, zaferi şampiyon yeni Türk Devletine baş olması bundan böyle kabul değildi Ancak ya başka bir Osmanlı prensi veya Atatürk ’ün kendisi “padişah olmalı idi Her iki çözüm yolunun da milli hakimiyet ilkesi aleyhinde istikrarlı yolu yoktu Lozan Konferansı arifesinde, İstanbul ’daki padişah hükümetinin barış görüşmelerine çağırılması, Atatürk ’e fırsat verdi Bütün aydınların düşüncesi adaletli bir barışma yapılması üstünde düğümlendiği sırada saltanat sorunu sezme yoldan çözümlenecekti Ulusal egemenliği tam olarak gerçekleştirebilmesi ve demokratik bir düzenin kurulabilmesi için saltanatın kaldırılması gerekiyordu
NEDENLERİ
Saltanat sisteminin ulusal hakimiyet anlayışına ters düşmesi
Osmanlı Devleti ’nin TBMM Hükümeti yanına Lozan görüşmelerine ağırlama edilmesi ve durumun Türk Milleti ’nin çıkarına ters düşmesi
İstanbul Hükümeti ve padişahının, Kurtuluş Savaşı sırasında milli direnişe karşısında olması
Bir ülkede iki hükümetin bulunmasının milli menfaatlerle bağdaşmaması
TBMM Hükümetinin padişahın da yanında bulunduğu İtilaf Devletlerine karşısında belirlenmiş galibiyet kazanılması
27 Ekim 1922 ’de İtilaf Devletleri TBMM Hükümeti yanında İstanbul hükümetini de Lozan görüşmelerine eğlence ettiler İtilaf Devletleri ’nin amacı; görüşmeler esnasında iki hükümeti birbirine düşürerek Türk Milleti aleyhine kararlar kabul ettirmektir Bu şart saltanatın kaldırılmasını hızlandırmıştır Bu gelişmeler ve nedenlerden nedeniyle Mustafa Kemal Paşa, padişahlıkla halifeliği birbirinden ayırıp Siyasi İktidarı temsil eden saltanatın kaldırılması, halifeliğin ise devam etmesi biçiminde bir çözüm yolu buldu Komisyonda görüşmelerinin çıkmaza girdiğini gören Mustafa Kemal Paşa, bir sıranın üstüne çıkarak şunları söylemiştir “Beyler, egemenliği, hiç kimse, hiç kimseye bilim gereğidir, diye görüşmeyle tartışmayla vermez Egemenlik güçle, kudretle ve cebren alınır Osman oğulları cebren Türk milletinin egemenliğine el koymuşlardır Bu yolsuzluklarını altı yüz yıldan beri sürdürmüşlerdir Acilen de Türk Milleti, bunlara yeter diyerek ve bunlara aleyhinde ayaklanarak egemenliğini kendi eline almış bulunuyor Bu bir oldu bittidirdedi
SONUÇLARI
Ulusal Egemenliğin gerçekleşmesi yolunda manâlı bir adım atıldı Saltanatın kaldırılmasıyla TBMM Hükümeti Türkiye ’de yönetimi kimsesiz ele almıştır
Devletin Laikliği konusunda birincil safha gerçekleştirildi Bu gelişme ile din ve devlet işleri birbirinden ayrılmıştır
TBMM ’nin açılışından sonradan ikinci büyük İnkılap hareketi gerçekleştirilmiştir
Altı yüz yıllık Osmanlı Saltanatı sona erdi Bu Nedenle Türkiye ’deki iki başlılığın ve iki hükümetin bulunması sona erdi
Milli egemenliğin bütün olarak sağlanması için önemli bir adım atıldı
Son Osmanlı padişahı VI Mehmet Vahdettin, 17 Kasım 1922 ’de İngiltere ’ye sığınarak ülkeyi terk etti
TBMM halifeliğinin İngiltere göre kullanılmasının engellenmesi amacıyla, Osmanlı hanedanından Abdülmecid Efendiyi halife seçtiğini bildiri etti
TBMM ’de tartışmalar daha da artarak Meclisin çalışmaları negatif yönde etkilendi Bununda etkisiyle, TBMM ’nin seçimlere gitmesi hızlandı
Türkiye ’de devlet başkanlığı sorunu ortaya çıktı Bu sorun Cumhuriyetin ilanını hızlandırmış ve devlet başkanlığı sorunu Cumhuriyetin ilanı ile çözümlenmişti *