Samanyolu Galaksisi, Kavisli Bir Şekle Sahip

İnsanoğlu, çok uzun yıllardan beri gezegenimizin düz mü yoksa yuvarlak mı olduğunu tartışmaktaydı. Bugün bile hala kimi kesitler, yerkürenin kendine has "Geoit" halinin olduğuna inanırken birtakım kişilerse yerkürenin yuvarlak olmadığına inanmaktadır. Pekala Samanyolu Galaksisi için durum nasıl? Ucu bucağı olmayan bu kocaman cihanın rastgele bir biçime sahip olma durumu olabilir mi? Bilim kişileri bu sorunun yanıtını ahir buldular.

Polonya'da bulunan Varşova Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren bilim kişileri, 6 yıllık hummalı bir çalışmanın akabinde içerisinde bulunduğumuz galaksinin nasıl bir yapıya sahip olduğunu gözlemlediler. Bilim kişileri, galaksinin nasıl bir biçime sahip olduğunu sair galaksilerin biçim varsayımları ve yaptıkları gözlemlere dayanarak ortaya çıkardılar. Buna nazaran Dünya'nın da içerisinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi, eğimli bir yapıya sahip.


Bilim kişileri bu biçimi keşfedebilmek için uzaklıklar ve yıldızlardan yardım aldılar. Bu bağlamda bilim kişileri, "Sefeid Yıldızları" olarak bilinen bir yıldız cinsini incelediler. Sefeid yıldızları, ziyadesiyle değişken bir yapıya sahiptirler ve bu sayede daima olarak büzüşüp genleşirler. Bu da onların parlaklığını değiştirir. Parlaklıkların değişken dalga uzunluklarının kullanılarak yıldızın periyodunun belirlenmesi de yıldızların gezegenimize olan uzaklığını belirler.

Araştırmanın başkanı olan Dorota Skowron, bahisle ilgili olarak, bu yıldızlara olan uzaklığı yüzde 5'lik ata hakkıyla ölçülebildiğini ve araştırmaların temelinde de yattığını söyledi. Üstelik Skowron'a nazaran bu parlaklık değişkenleri, bilim kişilerinin varsayımları üzerinden değil, gözle görülebilir parlaklık farkından kaynaklanıyor.

Buna nazaran Samanyolu Galaksisi'nin biçiminin, nedeni bilinmeyen bir biçimde kavisli olduğu anlaşıldı. Bilim kişileri, bu eğimli şeklin modellemesini de ortaya çıkardılar. İşte modellenmiş bir biçimde Samanyolu Galaksisi, şöyle görünüyor;


Bilim kişilerinin bu eğriliğin nedenleriyle ilgili birtakım teori ve varsayımları bulunuyor. Ama şimdi bu eğime neyin neden olduğunu öğrenmek isteyen bilim kişileri, bu hususla ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar.