iltasyazilim
FD Üye
Sanayi kuruluşlarımızın ülke ekonomisine katkısı nedir
Türkiye ’deki hesaplı sıkıntılardan bugünlerde böylece laf edilmemekte, genelde ülke gündemi farklı konularla işgal edilmektedir Ülkemizde her ne dek üstü kapalı bir “Idareli kriz den bahsedilse de gerçekte kayıtlı sektörlerde bunun sancıları hala önemli anlamda kendini hissettirmektedir
Özelikle orantısız dağılan gelirler, işsizlik oranı, yeni madenlerin işlenememesi ve yeni gelir kaynakları arayışına girilmemesi önümüzdeki yıllarda ülke ekonomisini daha da sıkıntıya sokabilir
Türkiye keza konum olarak hem nüfus dağılımı olarak fazla avantajlı bir ülke, genç nüfusun fazla olması, kaynaklarının bol olması, ulaşımının kolaylıkla gerçekleşmesi ülkemizi bir fazla yönden avantajlı kılmaktadır Fakat maalesef birçok yatırımcı içten bölgeleri seçemiyor, bakir kalan şehirlere girmeye ürküyor hükümette yönlendirmede bulunmuyor
Hal böyle olunca da tek bölgeye yönlendirilen sanayi belirtilmiş bir düzeyden sonra dıygunluk noktasına ulaşıyor rekabet oranı hep aynı kent ve alan içersinde döndüğünden hesaplı krizler meydana geliyor
Sanayi açılımı, tarım açılımı, yatırım açılımı gerçekleştirmek birçok yönden ekonomiye daha fazla katkı maddesi sunacaktır Sanayinin en büyük sorunu tek bir bölgeye sıkışıp kalmasıdır
Sadece Bursa ’daki fabrikaların sayısı, güneydoğu ’daki tüm fabrikaların sayısından daha fazladır Kuşkusuz fakat şartlar benzer yok, bir takım işletmeler, fabrikalar Güneydoğu ’da, Karadeniz ’de işletilemez fakat daha ufak ölçekli o bölgenin iklim ve şartlarına yerinde imal yapan fabrika ve işletmeler kurulabilir Sanayi kuruluşları, yeni yatırımlar defalarca İstanbul ve çevresine yapılmakta olup böylece de orantısız bir göç almaktadır Bu da hesaplı sorunların başlıca nedenlerinden biridir
Ülkemizde tarım önemsenmeli, bereketli her metrekare topraktan mahsul elde edilmelidir Tarm sektöründe insanların üretim gücünün yanı sıra toprakların verimliliği o ülkeye özgünlük katmaktadır
Türkiye ’nin tüm bölgelerini gözümüzün önüne getirelim Her bölgede ayrı bir iklim bambaşka tarım ürünleri yetiştirilmekte Birçoğu dünya pazarına sunulmaktadır Verimli topraklar daha iyi değerlendirilse hesaplı girdimizde kısa zaman içersinde artacaktır
Ekonominin en manâlı unsurlarından bir diğeri ithalat ve ihracattır Ülkemizde Cumhuriyet tarihinden bu yana ihracat yapılmaktadır Bu son dönemlerde tarım ürünlerinden daha fazla sanayi ürünleriyle yapılmaktadır Ama burada şöyle manâlı bir ayrım var Sanayideki ihracat, tarımdaki kadar ülke ekonomisine girdi sağlamamaktadır
Çünkü bir fazla sanayi kuruluşu üretim yaparken yaklaşık olarak taşeronluk yapıyor Tüm ham maddeyi ve kullanılacak olan aparatları dışarıdan ithal ediyor sadece insan gücü ile üretip dış ülkelere ihraç ediyor bu anlamda da kar oranı hayli düşük oluyor Lakin tarım ürünlerinde iyice ülkeye, şehre, ilçeye özgü olan ürünler yetiştirilip, toplanıp dış pazara sunuluyor yani her şey burada başlayıp burada sonlanıyor
bu nedenle de tarım ürünlerinin ihraç edilmesindeki ekonomiye katkı maddesi daha fazla oluyor
İhracat rakamlarımız her geçen gün artmaktadır Bu ilk etapta idareli olarak sevindirici gibi görünse de asıl tablo böylece değildir
Çünkü çoğalan ihracat rakamlarının yanına ithalat rakamları da artmaktadır böylece bir negatif artış oluşmaktadır
Imal yapısının atıl teknolojilerden kurtulması zorunlu hale gelmiştir Otomotiv alanında Türkiye keza ithalat keza ihracat yapmakta ve ihracat ancak ithalatı karşılamaktadır Dolayısıyla dış ticaret hacmi büyürken bu durum idareli büyümeye katkı sağlamamaktadır
Bu anlamda, imalatçı firmalara teknoloji alanında teşvikler sağlanmalıdır
Kimyevi maddeleri üretecek özel sanayi bölgeleri kurulmalıdır Türkiye'de otomotivden boyaya kadar böylece fazla sektörde ara malı olarak kullanılan kimyasal hammaddeler, dış ticaretimizin en cılız noktalarından biridir
Tarım üretiminde endüstriyel ur, özellikle yağlı bitkilere ağırlık verilmelidir Çiftçi bu amaçla bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir Meyve ve sebze alanında verimliliği artırıcı önlemler alınmalıdır
Türkiye'nin tekstil alanında milletlerarası pazarlarda laf sahibi olabilmesi için dünyaca bilinen markalar oluşturması şarttır Hâlihazırdaki markaların haricen bu alanda çalışan firmalara dış ticaret müsteşarlığınca destek ve fon sağlanmaktadır Tekstil makinelerinin Türkiye'de üretilmesi için destekler verilmelidir Dış ticaret ülke ekonomisi için büyük yük taşımaktadır Hükümet bu anlamda müteşebbisleri özendirici teşvik paketleri hazırlayarak dış ticaretin canlanmasına katkı maddesi sağlayabilir *
Türkiye ’deki hesaplı sıkıntılardan bugünlerde böylece laf edilmemekte, genelde ülke gündemi farklı konularla işgal edilmektedir Ülkemizde her ne dek üstü kapalı bir “Idareli kriz den bahsedilse de gerçekte kayıtlı sektörlerde bunun sancıları hala önemli anlamda kendini hissettirmektedir
Özelikle orantısız dağılan gelirler, işsizlik oranı, yeni madenlerin işlenememesi ve yeni gelir kaynakları arayışına girilmemesi önümüzdeki yıllarda ülke ekonomisini daha da sıkıntıya sokabilir
Türkiye keza konum olarak hem nüfus dağılımı olarak fazla avantajlı bir ülke, genç nüfusun fazla olması, kaynaklarının bol olması, ulaşımının kolaylıkla gerçekleşmesi ülkemizi bir fazla yönden avantajlı kılmaktadır Fakat maalesef birçok yatırımcı içten bölgeleri seçemiyor, bakir kalan şehirlere girmeye ürküyor hükümette yönlendirmede bulunmuyor
Hal böyle olunca da tek bölgeye yönlendirilen sanayi belirtilmiş bir düzeyden sonra dıygunluk noktasına ulaşıyor rekabet oranı hep aynı kent ve alan içersinde döndüğünden hesaplı krizler meydana geliyor
Sanayi açılımı, tarım açılımı, yatırım açılımı gerçekleştirmek birçok yönden ekonomiye daha fazla katkı maddesi sunacaktır Sanayinin en büyük sorunu tek bir bölgeye sıkışıp kalmasıdır
Sadece Bursa ’daki fabrikaların sayısı, güneydoğu ’daki tüm fabrikaların sayısından daha fazladır Kuşkusuz fakat şartlar benzer yok, bir takım işletmeler, fabrikalar Güneydoğu ’da, Karadeniz ’de işletilemez fakat daha ufak ölçekli o bölgenin iklim ve şartlarına yerinde imal yapan fabrika ve işletmeler kurulabilir Sanayi kuruluşları, yeni yatırımlar defalarca İstanbul ve çevresine yapılmakta olup böylece de orantısız bir göç almaktadır Bu da hesaplı sorunların başlıca nedenlerinden biridir
Ülkemizde tarım önemsenmeli, bereketli her metrekare topraktan mahsul elde edilmelidir Tarm sektöründe insanların üretim gücünün yanı sıra toprakların verimliliği o ülkeye özgünlük katmaktadır
Türkiye ’nin tüm bölgelerini gözümüzün önüne getirelim Her bölgede ayrı bir iklim bambaşka tarım ürünleri yetiştirilmekte Birçoğu dünya pazarına sunulmaktadır Verimli topraklar daha iyi değerlendirilse hesaplı girdimizde kısa zaman içersinde artacaktır
Ekonominin en manâlı unsurlarından bir diğeri ithalat ve ihracattır Ülkemizde Cumhuriyet tarihinden bu yana ihracat yapılmaktadır Bu son dönemlerde tarım ürünlerinden daha fazla sanayi ürünleriyle yapılmaktadır Ama burada şöyle manâlı bir ayrım var Sanayideki ihracat, tarımdaki kadar ülke ekonomisine girdi sağlamamaktadır
Çünkü bir fazla sanayi kuruluşu üretim yaparken yaklaşık olarak taşeronluk yapıyor Tüm ham maddeyi ve kullanılacak olan aparatları dışarıdan ithal ediyor sadece insan gücü ile üretip dış ülkelere ihraç ediyor bu anlamda da kar oranı hayli düşük oluyor Lakin tarım ürünlerinde iyice ülkeye, şehre, ilçeye özgü olan ürünler yetiştirilip, toplanıp dış pazara sunuluyor yani her şey burada başlayıp burada sonlanıyor
bu nedenle de tarım ürünlerinin ihraç edilmesindeki ekonomiye katkı maddesi daha fazla oluyor
İhracat rakamlarımız her geçen gün artmaktadır Bu ilk etapta idareli olarak sevindirici gibi görünse de asıl tablo böylece değildir
Çünkü çoğalan ihracat rakamlarının yanına ithalat rakamları da artmaktadır böylece bir negatif artış oluşmaktadır
Imal yapısının atıl teknolojilerden kurtulması zorunlu hale gelmiştir Otomotiv alanında Türkiye keza ithalat keza ihracat yapmakta ve ihracat ancak ithalatı karşılamaktadır Dolayısıyla dış ticaret hacmi büyürken bu durum idareli büyümeye katkı sağlamamaktadır
Bu anlamda, imalatçı firmalara teknoloji alanında teşvikler sağlanmalıdır
Kimyevi maddeleri üretecek özel sanayi bölgeleri kurulmalıdır Türkiye'de otomotivden boyaya kadar böylece fazla sektörde ara malı olarak kullanılan kimyasal hammaddeler, dış ticaretimizin en cılız noktalarından biridir
Tarım üretiminde endüstriyel ur, özellikle yağlı bitkilere ağırlık verilmelidir Çiftçi bu amaçla bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir Meyve ve sebze alanında verimliliği artırıcı önlemler alınmalıdır
Türkiye'nin tekstil alanında milletlerarası pazarlarda laf sahibi olabilmesi için dünyaca bilinen markalar oluşturması şarttır Hâlihazırdaki markaların haricen bu alanda çalışan firmalara dış ticaret müsteşarlığınca destek ve fon sağlanmaktadır Tekstil makinelerinin Türkiye'de üretilmesi için destekler verilmelidir Dış ticaret ülke ekonomisi için büyük yük taşımaktadır Hükümet bu anlamda müteşebbisleri özendirici teşvik paketleri hazırlayarak dış ticaretin canlanmasına katkı maddesi sağlayabilir *