iltasyazilim
FD Üye
Sanayileşmenin Olumlu Sonuçları,
Sanayileşmenin Negatif Etkileri,
Sanayileşmenin Olumlu ve Negatif Sonuçları
Sanayileşmeyle birlikte kimyasal gübre ve hap kullanımındaki artışlar da suları kirletmeye başlamıştır Böylece ortaya çıkan kirlenmenin imal ve tüketim faaliyetleri sonucunda oluştuğu ortaya çıkmaktadır
A) SANAYİ ATIKLARI
Sanayinin gelişmesiyle birlikte, kirletici türleri ve miktarları artmıştır Bu kirleticiler suları da kirletmeye başlamıştır Sanayi kuruluşlarının akışkan atıkları suları kirletmektedir Ayrı sanayi kuruluşlarının kirletici etkileri ve dereceleri de farklıdır
SU KİRLİLİĞİ VE KİRLİLİĞE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER
Su kirliliği , doğada temiz olarak bulunan suyun insan eliyle doğrudan ya da insan yaşamı için üretim yapan kuruluşlar göre kirletilmesidir20 yüzyılda sanayileşmenin hızlanması ve insan sayısının artması su kirliliğini de sonuçları güvenli olmayan olacak kadar arttırmıştır
1 Şehirlerdeki Atık Suların Temizleme Tesisinde Arıtılmadan Nehirlere,Göllere ve Denizlere Verilmesi:
Suların hijyenik açıdan kirlenmesine neden olan organizmalar, çoğunlukla hastalıkla veya
hastalık taşıyıcı olan hayvan ve insanların dışkı ve idrarlarından kaynaklanır Bulaşıcı etki ya bu atıklarla doğrudan temasla ya da atıklarının karıştığı sulardan dolambaçlı olarak gerçekleşir İçme suyu temini açısından hijyenik kirlenme kayda değer bir sorun oluşturmaktadırSu yakınlarına hayvan barınağı yapılmamalı,mezarlıklar sulardan uzağa yerleştirilmelidir Ölmüş hayvan ve bitki artıkları ile tarımsal artıkların yüzeysel sulara karışması sonucunda da kirlenme ortaya çıkmaktadır Bu yolla su kirlenmesini önlemek için bitki ve hayvan artıklarının sulara verilmemesi ya da suların yakınlarında değil edilmemesi gerekir
Keza,sentetik deterjanlar içerdikleri fosfatlar ile üstünkörü sularda kirlenmeye neden
olmaktadır Evsel atıkların mutlaka özel tesislerde arıtılması gerekmektedir
2 Fabrikalardaki Atıklarda Bulunan Ağır Metallerin Suya Karışması:
Değişik endüstri faaliyetleri sonucu oluşurlar ve fenol, arsenik, siyanür, krom, kadmiyum gibi toksik maddeler içerirler Tedbir olarak fabrikalar sulardan uzağa kurulmalı,sanayi atıklarını sulara vermeleri önlenmeli Her fabrikanın artıklarını arıtması için tesisler yapması sağlanmalıdır
3Tarımsal Alanlarda Kullanılan İlaçların Nehirlere Karışması:
Tarımda kullanılan haşere ilaçlarının suya karışması, içtiğimiz su için risk yaratır Bu
sularla sulanan besinleri yediğimizde tarımsal ilaçların maddeleri bizim vücudumuza girer Bu sularla sulanmış otları yiyen hayvanlar da hastalanırlar Tarlaların tatmin edici miktarda ve çevreye hasar vermeyen kimyasalları taşıyan ilaçlarla ilaçlanması sağlanmalıdır
4Gemilerin Çöplerinin ve Atık Sularının Denize Dökülmesi:
Denizlerimizde dolaşan yerli ve tanıdık olmayan gemilerin gezileri esnasında toplanan çöplerini
denize boşalttıklarını görmekteyiz Ayrıca bu gemilerin atık sularını
da arıtmadan denizlerimize döktükleri gözlenmiştir Bu konuda büyük cezalar getirilerek denizlerimizin kirlenmesi önlenmelidir
5Batmış Gemilerin Artıkları ve Petrol Kirliliği:
Denizlerde batan gemilerden denize dökülen metal parçaları ,eşyalar ,kimyasal maddeler ve sızan petrol doğayı kirletmektedir Deniz kıyılarında gemi tamir ve söküm yapılması da kirlilik yaratmaktadır Tankerler ya da boru hatlarıyla taşınan petrolün kazalar sonucunda yüzeysel sulara karışmasının yarattığı negatif etkiler açısından tartma taşımaktadır Bugün suların en önemli ve düşündürücü kirlenme şekli, petrol ve petrol ürünlerinin su üzerinde ince bir tabaka teşkil etmeleriyle meydana kazanç Denilebilir oysa çevre bakımından en kayda değer sorun da budur
Petrol ve sözde maddeler suda erimediklerinden dağılıp büyük su kitlelerinde kaybolmazlar Tersine suyun yüzeyine yayılırlar Kaza sonunda suya dökülen büyük miktarlardaki petrol vs ürünlerini büyük oranda toplayabilen öyle çok usuller bulunmuştur Akaryakıt sızıntısını önleyecek önlemler alınmalıdır Zararların önlenmesi için ağır para ve işten uzaklaşma cezaları verilmelidir Deniz kenarlarında fabrikalar yapılması engellenmelidir Gemi tamir ve sökme işletmelerinin deniz kenarlarında yapılmaması için önlemler alınmalıdır
6Nükleer Atık Taşıyan Gemilerin Batması:
Nükleer atık taşıyan gemilerin batması sonucu sızan nükleer maddeler suya karışmakta
büyük bir doğa kirliliği oluşturmaktadır Keza radyoaktif kirlenme hastanelerden, araştırma kuruluşlarında ve bazı endüstri dallarından da kaynaklanabilmektedir Nükleer tabanca denemeleri sonucunda artan radyoaktivite, yağmur sularım da kirletmekte ve bunun sonucu olarak üstünkörü sular, radyoaktif kirlenmeye maruz kalmaktadır Su kaynaklarından fazla uzaklarda nükleer denemeler yapılmalı ,fabrikaların bu nesil atıklarını suya bırakmalarına büyük cezalar verilmelidir
7Denizlerde Açılan Petrol Kuyuları,Bu Kuyularda Meydana Gelen Yangınlar ve
Kazalar Sonucu Suya Petrol Karışması:
Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde durmadan sahillere de dağılmaktadır Bilhassa yağlar, katranlar ve aynı maddeler değerli sahilleri, plajları ve her türlü yapı ve tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve fiziksel hasarlara sebep olmaktadır Deniz içinde yapılan petrol aramaları ve petrol tümdengelim kuyuları ile buralarda meydana gelen yangın ve kazalar sonucu petrol su yüzeyine dağılmaktadır
Doğada,suların yüzeyine yayılan akaryakıtın sebep olabileceği sorunları kısaca şöyledir:
1)Suların atmosferden oksijen emmesi zorlaşır, suların kalitesi düşer, yani canlı varlıklar
için gerekli koşullar bozulur
2)Su yüzeyindeki ince çeper, su ile atmosfer arasındaki ısı alışverişini de etkiler
3)Su üzerindeki ince istikrarsız tabakası deniz kuşlarının yüzme olanaklarını etkileyebilir, hatta
en ince ayrıntısına kadar yok edebilir Son yıllarda martı vs kuş ölülerine sık bir şekilde rastlanmasının
nedeni budur
4) Denizde yaşayan her türlü bitki ve hayvanın yaşamalarını sürdürmeleri ve üremeleri,
sulardaki kirlenmelerle orantılı olarak zorlaşıyor
5) Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde sürekli olarak sahillere de dağılmaktadır
Bilhassa yağlar, katranlar ve aynı maddeler kıymetli sahilleri, plajları ve her türlü bina ve
tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve maddesel hasarlara sebep olmaktadırBu etkenin ortadan
kaldırılması için denizlerde petrol araması ve çıkarılması önlenmelidir
İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan etmenler ise aşağıdaki gibi sıralanabilir
* Evler, meslek yerleri ve araç araçlarında; petrol, düşük kalite kömür gibi fosil yakıtların aşırı ve bilinçsiz tüketilmesi
* Sanayi atıkları ve evsel atıkların çevreye kazara bırakılması
* Nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleer denemeler gibi etmenlerle radyasyon yayılması
* Kimyasal ve biyolojik silahların kullanılması
* Bilinçsiz ve yersiz tarım ilaçları, böcek öldürücüler, soğutucu ve spreylerde zararlı gazlar üretilip kullanılması
* Orman yangınları, ağaçların kesilmesi, bilinçsiz ve vakitsiz avlanmalardır
Yukarıda sanılan olumsuzlukların önlenmesiyle çevre kirliliği büyük ölçüde önlenebilir
Çevre bilimcilere kadar genelde, aşağıda verilen iki çeşitlilik kirlenme vardır
Birinci tip kirlenme; biyolojik olarak ya da kendi kendine zararsız hale dönüşebilen maddelerin oluşturduğu kirliliktir Hayvanların besin artıkları, dışkıları, ölüleri, bitki kalıntıları gibi maddeler birinci alıcı kirlenmeye niçin olur Zahmetsizce ve kısa zamanda değil olan maddelerin meydana getirdiği kirliliğe geçici kirlilik de denir
İkinci müşteri kirlenme: biyoloji ile ilgili olarak veye kendi kendişne değil olmayan ya da fazla uzun yıllarda değil olan maddelerin oluşturduğu kirliliktir Plastik, temizlik maddesi, tarım ilaçları, böcek öldürücüler (DDT gibi), radyasyon vb maddeler ikinci müşteri kirlenmeye niçin olur
Kalıcı kirlenme de denilen ikinci herif kirlenmeye niçin olan maddeler bitki ve hayvanların vücutlarına katılır Sonra beslenme zincirinin son halkasını oluşturan insana geçerek insanın yaşamını tehlikeye sokar Mesela; Marmara denizine sanayi atıkları ile cıva ve kadminyum iyonları bırakılmaktadır Zararlı atıklar beslenme zincirinde alglere, balıklara ve sonunda insana geçerek önemli hastalıklara ve ani ölümlere neden olmaktadır
Köy gibi kırsal yaşama birliklerindeki halk müziği çoğunlukla büyük kentlerde yaşayan insanlardan daha dinç ve daha uzun ömürlüdür Çünkü kırsal ekosistemler, çevre kirliliği yönünden kentsel ekosistemlerden daha iyi durumdadır Bunu bilen şehir insanı fırsat buldukça, çevre kirliliği asgari olan kırlara, köylere koşmaktadır
Günümüzde en yaygın olan kirlilik su, hava, toprak, ses ve radyasyon kirliliğidir
SU KİRLİLİĞİ
Yeryüzündeki içme ve kullanım suyunun miktarı sınırlıdır Zamanla su kaynaklarının azalması, insan nüfusunun artması ve daha önemlisi, suların kirlenmesi yaşamı giderek zorlaştırmaktadır
Su kirliliğini oluşturan etmenlerin başında lağım sularıyla sanayi atık suları gelmektedir Bunun yanında petrol atıkları, nükleer atıklar, katı sanayi ve ev atıkları da manâlı kirleticilerdir Bunlar deniz kenarındaki bitki ve yosun gibi kaynakları değil etmektedir Kirlenme sonucu denizlerde hayvan soyu tükenmeye başlamıştır Örneğin; Marmara denizi, kirlilik sebebiyle balıkların yaşamasına yerinde etraf olmaktan çıkmıştır Karadeniz'deki kirlenme sebebiyle hamsi ve diğer balık türleri giderek azalmaktadır İstakozların larva halindeyken temiz su bulamamaları nedeniyle nesilleri tükenmektedir Çay ve göllerimizde kirlilik sebebiyle canlılar tükenmek üzeredir
Yeni yeni kurulmaya başlanan arıtma tesisleri, lağım ve sanayi atık sularını keza kimyasal keza de biyolojik olarak temizlemektedir Böylece keza sulandırma suyu gibi tekrar kullanılabilir su kazanılmakta keza de denizlerin kirlenmesi önlenmektedir bu nedenle sanayileşme mutlaka meslek yerleri planlanırken arıtma tesisleri ile birlikte düşünülmelidir
HAVA KİRLİLİĞİ
Hava, içinde yaşadığımız gaz ortamı oluşturmanın yanında hayat için esas bir gaz olan oksijeni miktar Oksijen yanma olaylarını da karşılayan esas bir maddedir
Pak hava olarak nitelendirilen atmosferin alt katmanı; azot, oksijen, karbondioksit ve fazla eksik miktarda diğer gazlardan oluşur Hem atmosferin üst katmanında diğer taraftan ozon gazının (O3) oluşturduğu katman vardır Ozon, güneşten gelen zararlı ışınların çoğunu yansıtıp bir kısmını tutarak yeryüzüne ulaşmasını engeller
Evler, iş yerleri, sanayi kuruluşları ve otomobillerin çevreye verdikleri gaz atıklar havanın bileşimini değiştirir Havaya karışan zararlı maddelerin başlıcaları kükürt dioksit (SO3), karbon monoksit (CO), karbon dioksit (CO2), kurşun bileşikleri, karbon partikülleri (duman), toz vb kirleticilerdir Keza deodorant, saç spreyleri ve böcel öldürücülerde kullanılan azot oksitleri, freon gazları ile süpersonik uçaklardan meydana çıkan atıklar da havayı kirletir
Zararlı gazların (bilhassa kükürt bileşikleri); yağmur, bulut, kar gibi nemli ya da sözde ıslak maddelerle karışmaları sonucunda asit yağmurları oluşur Asit yağmurları da bir yanlamasına orman alanları vb yeşil alanları yok etmekte bir yana da suları kirletmektedir
Aşırı gelişen CO2, atmosferin üst katmanlarında birikerek ısının, atmosfer dışına çıkmasını engeller Bu Nedenle yeryüzü artan bir şekilde daha pozitif ısınır Bu da buzulların eriyerek denizlerin yükselmesine kıyıların sularla kaplanmasına neden olabilecektir Sera etkisidenilen bu durum sonucu denizlerin 16 metre kadar yükselebileceği varsayım edilmektedir
Freon, kloroflorokarbon (CFC) gibi gazların etkisiyle ozon tabakası incelmektedir Bunun sonunda güneşin zararlı ışınlarıyeryüzüne ulaşarak cilt kanseri gibi hastalıklara ve ölümlere niçin olmaktadır Sonuçta, biyosferin canlı kitlesini imha etme tehlikesi vardır
Büyük yangınlar da manâlı ölçüde hava kirliliği yaratır Mesela; orman yangınları, körfez savaşında olduğu gibi petrol yangınları vb
Hava kirliliği aşağıda bahşedilen uygulamalarla önlenebilir:
* Hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden olan fosil yakıtlar olabildiğince az kullanılmalı Bunun yerine doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji vb enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır
* Karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve deniz taşımacılığına ağırlık verilmelidir Büyük kentlerde toplu taşıma hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır Böylece, araba egzozlarının neden olduğu kirlilik azaltılabilir
* Sanayi kuruluşlarının atıklarını havaya vermeleri önlenmelidir
* Yeşil alanlar artırılmalı, orman yangınları önlenmelidir
* Ozon tabakasına hasar veren maddeler kullanılmamalıdır
TOPRAK KİRLİLİĞİ
Canlılığın kaynağı sayılabilecek toprağın yapısına katılan ve doğal olmayan maddeler toprak kirliliğine niçin olur Böyle topraklarda ot gibi yaşama yetişmez ve toprağı havalandırarak fayda karşılayan solucan vb hayvanlar yaşayamaz duruma kazanç Topraktan bitkilere geçen kirletici maddeler, beslenme zinciri yoluyla insana kadar ulaşır Hastahane atıkları gibi mikroplu atıklar, hastalıkların yayılmasına neden olur
Toprak kirliliğine neden olan başlıca etmenler:
* Ev, meslek yeri, hastahane ve sanayi atıkları
* Radyoaktif atıklar
* Hava kirliliği sonucu oluşan asit yağmurları
* gereksiz yere ve aşırı miktarda suni gübre, tarım ilacı vb kullanılması
* Tarımda gereksiz ya da aşırı hormon kullanımı
* Suların kirlenmesi Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken, toprak kirliliği de özellikle yer altı sularının kirlenmesine niçin olur
Toprak kirliliğinin önlenmesi için aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır
* Verimli tarım topraklarında ikâmetgâh ve sanayi alanları kurulmamalı, yeşil alanlar artırılmalıdır
* Konut ve sanayi atıkları, toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır
* Suni gübre ve tarım ilaçlarının kulanılmasında hatalı uygulamalar önlenmelidir
* Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılamlıdır
SES KİRLİLİĞİ
Sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya meydana çıkan çevre sorunlarından biri de ses kirliliğidir Gürültü de denilen ses kirliliği, istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı rahatsız eden düzensiz ve yüksek seslerdir Ses kirliliğini yaratan kayda değer etmenler;
* Sanayileşme
* Plansız kentleşme
* Seri nüfus artışı
* Idareli yetersizlikler
* İnsanlara, şamata ve gürültünün yaratacağı sonuçları konusunda yeterli ve etkili eğitimin verilmemiş olmasıdır
Ses kirliliği, insan üzerinde çok manâlı negatif etkiler yaratır Bu etkileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz
İşitme sistemine etkileri: Ses kirliliği işitme sistemi üstünde, geçici ve kalıcı etkiler olmak üzere iki çeşitlilik tesir yapar Ses kirliliğinin geçici etkisi, duyma yorulması olarak da aşina işitme duyarlılığındaki geçici kayıplar şeklinde olur Duyma yorulması düzelmeden bitmiş gürültüden etkilenilmesi ve etkileşmenin fazla artı olması durumunda işitme kaybı kalıcı olur
Fizyolojik etkileri: İnsanlarda görülen stresin manâlı bir kaynağı ses kirliliğidir Ani olarak oluşan şamata insanın kalp atışlarında (nabzında), kan basıncında (tansiyonunda), solunum hızında, metabolizmasında, görme olayında bozulmalar yaratır Bunların sonucunda uykusuzluk, migren, ülser, yürek krizi gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar Oysa en önemli olumsuzluk kulakta yaptığı tahribattır
Psikolojik etkileri: Açıklanmış bir sınırı aşan gürültünün etkisinde kalan kişiler, sinirli, rahatsız ve sıkıntılı olmaktadır Bu olumsuzluklar, gürültünün etkisi ortadan kalktıktan sonradan da sürebilmektedir
Iş yapabilme yeteneğine etkileri: Özellikle umulmayan zamanlarda ortaya meydana çıkan ses kirliliği, iş veriminin düşmesi, kendini işine verememe ve hareketlerin engellenmesi şeklinde performansı düşürücü etkiler yapar Gürültünün öğrenmeyi ve sağlıklı düşünmeyi de engellediği deneylerle saptanmıştır
Ülkemizde, insanları gürültünün zararlı etkilerinden korumak için zorunlu önlemleri içeren ve çevre yasasına göre hazırlanmış olan Gürültü kontrol yönetmeliğiuygulanmaktadır Fakat yönetmeleğin hedeflerine ulaşabilmesi için insanların bu konuda eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleri gerekir
Ses kirliliğinin saptanmasında ses şiddetini değer biçmek için bölüm olarak desibel (dB) kullanılır İnsan için 3565 dB sesler normaldir 6590 dB sesler, kesintisiz işitildiğinde zarar verebilecek dek risklidir 90 dB'in üzerindeki sesler tehlikelidir
Ses kirliliği aşağıdaki uygulamalarla önlenebilir:
* Araba kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır
* Ev ve meslek yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ısıcam gibi) kullanılmalıdır
* Misafir Etme yerleri vb ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir
* Şamata yapan kuruluşlar, şehirlerin dışında kurulmalıdır
RADYASYON
Radyoaktif element denilen bazı elementlerin atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanarak etrafa yaydığı alfa, beta ve gama gibi ışınlara radyasyon denir Çevreye yayılan bu ışınlar, canlı hücreleri doğrudan etkileyerek değişim denilen genlerdeki bozulmaya neden olur Çok yoğun olmayan radyasyon, canlının bazı özelliklerinin değişmesne niçin olurken yoğun radyasyon, canlının ölümüne niçin olabilir Mesela; 1945'te Japonya'ya atılan atom bombası, atıldıktan sonraki 7 gün içinde, vucutlarının tamamı 10 saniye radyasyon almış insanların % 90'ı hiç bir bere ve yanma izi olmadan öldü 26 Nisan 1986'da Çernobil'deki nükleer kazanın; ani ölümler, hamile kadınlarda düşük olayları, kan kanseri, sakat doğumlar gibi negatif etkileri oldu
Bir çevredeki emin bir dozun üzerinde olan radyasyon, canlının karoser hücrelerini etkileyerek doku ve organlarda bozulmalara, anormalliklere, üreme hücrelerini etkileyerek doğacak yavrularda sakatlıklara neden olur Uzun süre radyasyon etkisinde kalmanın yaratacağı sonuçlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
* Kanser oluşması,
* Ömrün kısalması (erken ölümler),
* Katarakt oluşması,
* Sakat ve ölü doğumlar biçiminde sıralanabilir
Radyasyonun zararlı etkilerinden korunmak için, alınabilecek önlemler şunlardır:
* Özel giysiler (kurşun önlük, özel maske) kullanılmalıdır
* Radyasyon kaynağından uzakta durulmalı, en kısa sürede radyas
* yonlu ortam terk edilmelidir Radyasyonlu cihazlarla yapılan teşhis ve tedaviye sık sık başvurulmamalıdır
Radyasyon, doğadaki radyoaktif maddelerden fazla, bunların kullanıldığı etraf ve olaylardan çıkar Bunlar; nükleer santraller, nükleer enerjiyle çalışan gemiler ve nükleer denemelerdir Ayrıca teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, tıbbi malzemelerin ve suların dezenfekte edilmesi için kullanılan araçlardanda radyasyon yayılmaktadır
Özel Baskı *
Sanayileşmenin Negatif Etkileri,
Sanayileşmenin Olumlu ve Negatif Sonuçları
Sanayileşmeyle birlikte kimyasal gübre ve hap kullanımındaki artışlar da suları kirletmeye başlamıştır Böylece ortaya çıkan kirlenmenin imal ve tüketim faaliyetleri sonucunda oluştuğu ortaya çıkmaktadır
A) SANAYİ ATIKLARI
Sanayinin gelişmesiyle birlikte, kirletici türleri ve miktarları artmıştır Bu kirleticiler suları da kirletmeye başlamıştır Sanayi kuruluşlarının akışkan atıkları suları kirletmektedir Ayrı sanayi kuruluşlarının kirletici etkileri ve dereceleri de farklıdır
SU KİRLİLİĞİ VE KİRLİLİĞE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER
Su kirliliği , doğada temiz olarak bulunan suyun insan eliyle doğrudan ya da insan yaşamı için üretim yapan kuruluşlar göre kirletilmesidir20 yüzyılda sanayileşmenin hızlanması ve insan sayısının artması su kirliliğini de sonuçları güvenli olmayan olacak kadar arttırmıştır
1 Şehirlerdeki Atık Suların Temizleme Tesisinde Arıtılmadan Nehirlere,Göllere ve Denizlere Verilmesi:
Suların hijyenik açıdan kirlenmesine neden olan organizmalar, çoğunlukla hastalıkla veya
hastalık taşıyıcı olan hayvan ve insanların dışkı ve idrarlarından kaynaklanır Bulaşıcı etki ya bu atıklarla doğrudan temasla ya da atıklarının karıştığı sulardan dolambaçlı olarak gerçekleşir İçme suyu temini açısından hijyenik kirlenme kayda değer bir sorun oluşturmaktadırSu yakınlarına hayvan barınağı yapılmamalı,mezarlıklar sulardan uzağa yerleştirilmelidir Ölmüş hayvan ve bitki artıkları ile tarımsal artıkların yüzeysel sulara karışması sonucunda da kirlenme ortaya çıkmaktadır Bu yolla su kirlenmesini önlemek için bitki ve hayvan artıklarının sulara verilmemesi ya da suların yakınlarında değil edilmemesi gerekir
Keza,sentetik deterjanlar içerdikleri fosfatlar ile üstünkörü sularda kirlenmeye neden
olmaktadır Evsel atıkların mutlaka özel tesislerde arıtılması gerekmektedir
2 Fabrikalardaki Atıklarda Bulunan Ağır Metallerin Suya Karışması:
Değişik endüstri faaliyetleri sonucu oluşurlar ve fenol, arsenik, siyanür, krom, kadmiyum gibi toksik maddeler içerirler Tedbir olarak fabrikalar sulardan uzağa kurulmalı,sanayi atıklarını sulara vermeleri önlenmeli Her fabrikanın artıklarını arıtması için tesisler yapması sağlanmalıdır
3Tarımsal Alanlarda Kullanılan İlaçların Nehirlere Karışması:
Tarımda kullanılan haşere ilaçlarının suya karışması, içtiğimiz su için risk yaratır Bu
sularla sulanan besinleri yediğimizde tarımsal ilaçların maddeleri bizim vücudumuza girer Bu sularla sulanmış otları yiyen hayvanlar da hastalanırlar Tarlaların tatmin edici miktarda ve çevreye hasar vermeyen kimyasalları taşıyan ilaçlarla ilaçlanması sağlanmalıdır
4Gemilerin Çöplerinin ve Atık Sularının Denize Dökülmesi:
Denizlerimizde dolaşan yerli ve tanıdık olmayan gemilerin gezileri esnasında toplanan çöplerini
denize boşalttıklarını görmekteyiz Ayrıca bu gemilerin atık sularını
da arıtmadan denizlerimize döktükleri gözlenmiştir Bu konuda büyük cezalar getirilerek denizlerimizin kirlenmesi önlenmelidir
5Batmış Gemilerin Artıkları ve Petrol Kirliliği:
Denizlerde batan gemilerden denize dökülen metal parçaları ,eşyalar ,kimyasal maddeler ve sızan petrol doğayı kirletmektedir Deniz kıyılarında gemi tamir ve söküm yapılması da kirlilik yaratmaktadır Tankerler ya da boru hatlarıyla taşınan petrolün kazalar sonucunda yüzeysel sulara karışmasının yarattığı negatif etkiler açısından tartma taşımaktadır Bugün suların en önemli ve düşündürücü kirlenme şekli, petrol ve petrol ürünlerinin su üzerinde ince bir tabaka teşkil etmeleriyle meydana kazanç Denilebilir oysa çevre bakımından en kayda değer sorun da budur
Petrol ve sözde maddeler suda erimediklerinden dağılıp büyük su kitlelerinde kaybolmazlar Tersine suyun yüzeyine yayılırlar Kaza sonunda suya dökülen büyük miktarlardaki petrol vs ürünlerini büyük oranda toplayabilen öyle çok usuller bulunmuştur Akaryakıt sızıntısını önleyecek önlemler alınmalıdır Zararların önlenmesi için ağır para ve işten uzaklaşma cezaları verilmelidir Deniz kenarlarında fabrikalar yapılması engellenmelidir Gemi tamir ve sökme işletmelerinin deniz kenarlarında yapılmaması için önlemler alınmalıdır
6Nükleer Atık Taşıyan Gemilerin Batması:
Nükleer atık taşıyan gemilerin batması sonucu sızan nükleer maddeler suya karışmakta
büyük bir doğa kirliliği oluşturmaktadır Keza radyoaktif kirlenme hastanelerden, araştırma kuruluşlarında ve bazı endüstri dallarından da kaynaklanabilmektedir Nükleer tabanca denemeleri sonucunda artan radyoaktivite, yağmur sularım da kirletmekte ve bunun sonucu olarak üstünkörü sular, radyoaktif kirlenmeye maruz kalmaktadır Su kaynaklarından fazla uzaklarda nükleer denemeler yapılmalı ,fabrikaların bu nesil atıklarını suya bırakmalarına büyük cezalar verilmelidir
7Denizlerde Açılan Petrol Kuyuları,Bu Kuyularda Meydana Gelen Yangınlar ve
Kazalar Sonucu Suya Petrol Karışması:
Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde durmadan sahillere de dağılmaktadır Bilhassa yağlar, katranlar ve aynı maddeler değerli sahilleri, plajları ve her türlü yapı ve tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve fiziksel hasarlara sebep olmaktadır Deniz içinde yapılan petrol aramaları ve petrol tümdengelim kuyuları ile buralarda meydana gelen yangın ve kazalar sonucu petrol su yüzeyine dağılmaktadır
Doğada,suların yüzeyine yayılan akaryakıtın sebep olabileceği sorunları kısaca şöyledir:
1)Suların atmosferden oksijen emmesi zorlaşır, suların kalitesi düşer, yani canlı varlıklar
için gerekli koşullar bozulur
2)Su yüzeyindeki ince çeper, su ile atmosfer arasındaki ısı alışverişini de etkiler
3)Su üzerindeki ince istikrarsız tabakası deniz kuşlarının yüzme olanaklarını etkileyebilir, hatta
en ince ayrıntısına kadar yok edebilir Son yıllarda martı vs kuş ölülerine sık bir şekilde rastlanmasının
nedeni budur
4) Denizde yaşayan her türlü bitki ve hayvanın yaşamalarını sürdürmeleri ve üremeleri,
sulardaki kirlenmelerle orantılı olarak zorlaşıyor
5) Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde sürekli olarak sahillere de dağılmaktadır
Bilhassa yağlar, katranlar ve aynı maddeler kıymetli sahilleri, plajları ve her türlü bina ve
tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve maddesel hasarlara sebep olmaktadırBu etkenin ortadan
kaldırılması için denizlerde petrol araması ve çıkarılması önlenmelidir
İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan etmenler ise aşağıdaki gibi sıralanabilir
* Evler, meslek yerleri ve araç araçlarında; petrol, düşük kalite kömür gibi fosil yakıtların aşırı ve bilinçsiz tüketilmesi
* Sanayi atıkları ve evsel atıkların çevreye kazara bırakılması
* Nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleer denemeler gibi etmenlerle radyasyon yayılması
* Kimyasal ve biyolojik silahların kullanılması
* Bilinçsiz ve yersiz tarım ilaçları, böcek öldürücüler, soğutucu ve spreylerde zararlı gazlar üretilip kullanılması
* Orman yangınları, ağaçların kesilmesi, bilinçsiz ve vakitsiz avlanmalardır
Yukarıda sanılan olumsuzlukların önlenmesiyle çevre kirliliği büyük ölçüde önlenebilir
Çevre bilimcilere kadar genelde, aşağıda verilen iki çeşitlilik kirlenme vardır
Birinci tip kirlenme; biyolojik olarak ya da kendi kendine zararsız hale dönüşebilen maddelerin oluşturduğu kirliliktir Hayvanların besin artıkları, dışkıları, ölüleri, bitki kalıntıları gibi maddeler birinci alıcı kirlenmeye niçin olur Zahmetsizce ve kısa zamanda değil olan maddelerin meydana getirdiği kirliliğe geçici kirlilik de denir
İkinci müşteri kirlenme: biyoloji ile ilgili olarak veye kendi kendişne değil olmayan ya da fazla uzun yıllarda değil olan maddelerin oluşturduğu kirliliktir Plastik, temizlik maddesi, tarım ilaçları, böcek öldürücüler (DDT gibi), radyasyon vb maddeler ikinci müşteri kirlenmeye niçin olur
Kalıcı kirlenme de denilen ikinci herif kirlenmeye niçin olan maddeler bitki ve hayvanların vücutlarına katılır Sonra beslenme zincirinin son halkasını oluşturan insana geçerek insanın yaşamını tehlikeye sokar Mesela; Marmara denizine sanayi atıkları ile cıva ve kadminyum iyonları bırakılmaktadır Zararlı atıklar beslenme zincirinde alglere, balıklara ve sonunda insana geçerek önemli hastalıklara ve ani ölümlere neden olmaktadır
Köy gibi kırsal yaşama birliklerindeki halk müziği çoğunlukla büyük kentlerde yaşayan insanlardan daha dinç ve daha uzun ömürlüdür Çünkü kırsal ekosistemler, çevre kirliliği yönünden kentsel ekosistemlerden daha iyi durumdadır Bunu bilen şehir insanı fırsat buldukça, çevre kirliliği asgari olan kırlara, köylere koşmaktadır
Günümüzde en yaygın olan kirlilik su, hava, toprak, ses ve radyasyon kirliliğidir
SU KİRLİLİĞİ
Yeryüzündeki içme ve kullanım suyunun miktarı sınırlıdır Zamanla su kaynaklarının azalması, insan nüfusunun artması ve daha önemlisi, suların kirlenmesi yaşamı giderek zorlaştırmaktadır
Su kirliliğini oluşturan etmenlerin başında lağım sularıyla sanayi atık suları gelmektedir Bunun yanında petrol atıkları, nükleer atıklar, katı sanayi ve ev atıkları da manâlı kirleticilerdir Bunlar deniz kenarındaki bitki ve yosun gibi kaynakları değil etmektedir Kirlenme sonucu denizlerde hayvan soyu tükenmeye başlamıştır Örneğin; Marmara denizi, kirlilik sebebiyle balıkların yaşamasına yerinde etraf olmaktan çıkmıştır Karadeniz'deki kirlenme sebebiyle hamsi ve diğer balık türleri giderek azalmaktadır İstakozların larva halindeyken temiz su bulamamaları nedeniyle nesilleri tükenmektedir Çay ve göllerimizde kirlilik sebebiyle canlılar tükenmek üzeredir
Yeni yeni kurulmaya başlanan arıtma tesisleri, lağım ve sanayi atık sularını keza kimyasal keza de biyolojik olarak temizlemektedir Böylece keza sulandırma suyu gibi tekrar kullanılabilir su kazanılmakta keza de denizlerin kirlenmesi önlenmektedir bu nedenle sanayileşme mutlaka meslek yerleri planlanırken arıtma tesisleri ile birlikte düşünülmelidir
HAVA KİRLİLİĞİ
Hava, içinde yaşadığımız gaz ortamı oluşturmanın yanında hayat için esas bir gaz olan oksijeni miktar Oksijen yanma olaylarını da karşılayan esas bir maddedir
Pak hava olarak nitelendirilen atmosferin alt katmanı; azot, oksijen, karbondioksit ve fazla eksik miktarda diğer gazlardan oluşur Hem atmosferin üst katmanında diğer taraftan ozon gazının (O3) oluşturduğu katman vardır Ozon, güneşten gelen zararlı ışınların çoğunu yansıtıp bir kısmını tutarak yeryüzüne ulaşmasını engeller
Evler, iş yerleri, sanayi kuruluşları ve otomobillerin çevreye verdikleri gaz atıklar havanın bileşimini değiştirir Havaya karışan zararlı maddelerin başlıcaları kükürt dioksit (SO3), karbon monoksit (CO), karbon dioksit (CO2), kurşun bileşikleri, karbon partikülleri (duman), toz vb kirleticilerdir Keza deodorant, saç spreyleri ve böcel öldürücülerde kullanılan azot oksitleri, freon gazları ile süpersonik uçaklardan meydana çıkan atıklar da havayı kirletir
Zararlı gazların (bilhassa kükürt bileşikleri); yağmur, bulut, kar gibi nemli ya da sözde ıslak maddelerle karışmaları sonucunda asit yağmurları oluşur Asit yağmurları da bir yanlamasına orman alanları vb yeşil alanları yok etmekte bir yana da suları kirletmektedir
Aşırı gelişen CO2, atmosferin üst katmanlarında birikerek ısının, atmosfer dışına çıkmasını engeller Bu Nedenle yeryüzü artan bir şekilde daha pozitif ısınır Bu da buzulların eriyerek denizlerin yükselmesine kıyıların sularla kaplanmasına neden olabilecektir Sera etkisidenilen bu durum sonucu denizlerin 16 metre kadar yükselebileceği varsayım edilmektedir
Freon, kloroflorokarbon (CFC) gibi gazların etkisiyle ozon tabakası incelmektedir Bunun sonunda güneşin zararlı ışınlarıyeryüzüne ulaşarak cilt kanseri gibi hastalıklara ve ölümlere niçin olmaktadır Sonuçta, biyosferin canlı kitlesini imha etme tehlikesi vardır
Büyük yangınlar da manâlı ölçüde hava kirliliği yaratır Mesela; orman yangınları, körfez savaşında olduğu gibi petrol yangınları vb
Hava kirliliği aşağıda bahşedilen uygulamalarla önlenebilir:
* Hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden olan fosil yakıtlar olabildiğince az kullanılmalı Bunun yerine doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji vb enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır
* Karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve deniz taşımacılığına ağırlık verilmelidir Büyük kentlerde toplu taşıma hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır Böylece, araba egzozlarının neden olduğu kirlilik azaltılabilir
* Sanayi kuruluşlarının atıklarını havaya vermeleri önlenmelidir
* Yeşil alanlar artırılmalı, orman yangınları önlenmelidir
* Ozon tabakasına hasar veren maddeler kullanılmamalıdır
TOPRAK KİRLİLİĞİ
Canlılığın kaynağı sayılabilecek toprağın yapısına katılan ve doğal olmayan maddeler toprak kirliliğine niçin olur Böyle topraklarda ot gibi yaşama yetişmez ve toprağı havalandırarak fayda karşılayan solucan vb hayvanlar yaşayamaz duruma kazanç Topraktan bitkilere geçen kirletici maddeler, beslenme zinciri yoluyla insana kadar ulaşır Hastahane atıkları gibi mikroplu atıklar, hastalıkların yayılmasına neden olur
Toprak kirliliğine neden olan başlıca etmenler:
* Ev, meslek yeri, hastahane ve sanayi atıkları
* Radyoaktif atıklar
* Hava kirliliği sonucu oluşan asit yağmurları
* gereksiz yere ve aşırı miktarda suni gübre, tarım ilacı vb kullanılması
* Tarımda gereksiz ya da aşırı hormon kullanımı
* Suların kirlenmesi Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken, toprak kirliliği de özellikle yer altı sularının kirlenmesine niçin olur
Toprak kirliliğinin önlenmesi için aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır
* Verimli tarım topraklarında ikâmetgâh ve sanayi alanları kurulmamalı, yeşil alanlar artırılmalıdır
* Konut ve sanayi atıkları, toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır
* Suni gübre ve tarım ilaçlarının kulanılmasında hatalı uygulamalar önlenmelidir
* Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılamlıdır
SES KİRLİLİĞİ
Sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya meydana çıkan çevre sorunlarından biri de ses kirliliğidir Gürültü de denilen ses kirliliği, istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı rahatsız eden düzensiz ve yüksek seslerdir Ses kirliliğini yaratan kayda değer etmenler;
* Sanayileşme
* Plansız kentleşme
* Seri nüfus artışı
* Idareli yetersizlikler
* İnsanlara, şamata ve gürültünün yaratacağı sonuçları konusunda yeterli ve etkili eğitimin verilmemiş olmasıdır
Ses kirliliği, insan üzerinde çok manâlı negatif etkiler yaratır Bu etkileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz
İşitme sistemine etkileri: Ses kirliliği işitme sistemi üstünde, geçici ve kalıcı etkiler olmak üzere iki çeşitlilik tesir yapar Ses kirliliğinin geçici etkisi, duyma yorulması olarak da aşina işitme duyarlılığındaki geçici kayıplar şeklinde olur Duyma yorulması düzelmeden bitmiş gürültüden etkilenilmesi ve etkileşmenin fazla artı olması durumunda işitme kaybı kalıcı olur
Fizyolojik etkileri: İnsanlarda görülen stresin manâlı bir kaynağı ses kirliliğidir Ani olarak oluşan şamata insanın kalp atışlarında (nabzında), kan basıncında (tansiyonunda), solunum hızında, metabolizmasında, görme olayında bozulmalar yaratır Bunların sonucunda uykusuzluk, migren, ülser, yürek krizi gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar Oysa en önemli olumsuzluk kulakta yaptığı tahribattır
Psikolojik etkileri: Açıklanmış bir sınırı aşan gürültünün etkisinde kalan kişiler, sinirli, rahatsız ve sıkıntılı olmaktadır Bu olumsuzluklar, gürültünün etkisi ortadan kalktıktan sonradan da sürebilmektedir
Iş yapabilme yeteneğine etkileri: Özellikle umulmayan zamanlarda ortaya meydana çıkan ses kirliliği, iş veriminin düşmesi, kendini işine verememe ve hareketlerin engellenmesi şeklinde performansı düşürücü etkiler yapar Gürültünün öğrenmeyi ve sağlıklı düşünmeyi de engellediği deneylerle saptanmıştır
Ülkemizde, insanları gürültünün zararlı etkilerinden korumak için zorunlu önlemleri içeren ve çevre yasasına göre hazırlanmış olan Gürültü kontrol yönetmeliğiuygulanmaktadır Fakat yönetmeleğin hedeflerine ulaşabilmesi için insanların bu konuda eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleri gerekir
Ses kirliliğinin saptanmasında ses şiddetini değer biçmek için bölüm olarak desibel (dB) kullanılır İnsan için 3565 dB sesler normaldir 6590 dB sesler, kesintisiz işitildiğinde zarar verebilecek dek risklidir 90 dB'in üzerindeki sesler tehlikelidir
Ses kirliliği aşağıdaki uygulamalarla önlenebilir:
* Araba kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır
* Ev ve meslek yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ısıcam gibi) kullanılmalıdır
* Misafir Etme yerleri vb ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir
* Şamata yapan kuruluşlar, şehirlerin dışında kurulmalıdır
RADYASYON
Radyoaktif element denilen bazı elementlerin atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanarak etrafa yaydığı alfa, beta ve gama gibi ışınlara radyasyon denir Çevreye yayılan bu ışınlar, canlı hücreleri doğrudan etkileyerek değişim denilen genlerdeki bozulmaya neden olur Çok yoğun olmayan radyasyon, canlının bazı özelliklerinin değişmesne niçin olurken yoğun radyasyon, canlının ölümüne niçin olabilir Mesela; 1945'te Japonya'ya atılan atom bombası, atıldıktan sonraki 7 gün içinde, vucutlarının tamamı 10 saniye radyasyon almış insanların % 90'ı hiç bir bere ve yanma izi olmadan öldü 26 Nisan 1986'da Çernobil'deki nükleer kazanın; ani ölümler, hamile kadınlarda düşük olayları, kan kanseri, sakat doğumlar gibi negatif etkileri oldu
Bir çevredeki emin bir dozun üzerinde olan radyasyon, canlının karoser hücrelerini etkileyerek doku ve organlarda bozulmalara, anormalliklere, üreme hücrelerini etkileyerek doğacak yavrularda sakatlıklara neden olur Uzun süre radyasyon etkisinde kalmanın yaratacağı sonuçlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
* Kanser oluşması,
* Ömrün kısalması (erken ölümler),
* Katarakt oluşması,
* Sakat ve ölü doğumlar biçiminde sıralanabilir
Radyasyonun zararlı etkilerinden korunmak için, alınabilecek önlemler şunlardır:
* Özel giysiler (kurşun önlük, özel maske) kullanılmalıdır
* Radyasyon kaynağından uzakta durulmalı, en kısa sürede radyas
* yonlu ortam terk edilmelidir Radyasyonlu cihazlarla yapılan teşhis ve tedaviye sık sık başvurulmamalıdır
Radyasyon, doğadaki radyoaktif maddelerden fazla, bunların kullanıldığı etraf ve olaylardan çıkar Bunlar; nükleer santraller, nükleer enerjiyle çalışan gemiler ve nükleer denemelerdir Ayrıca teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, tıbbi malzemelerin ve suların dezenfekte edilmesi için kullanılan araçlardanda radyasyon yayılmaktadır
Özel Baskı *