SATRANCIN TARİHCESİ Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır’da oynandığına dair bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine Çin’de, Mezopotamya’da ve Anadolu’da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS 3. – 4. yüzyıllarda Hindistan’da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar. Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan’dan kalmadır. Daha sonra satranç İran’a, onlardan Araplara, Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır. Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan sonra, İspanyol Lucena’nın ilk basılı satranç kitabında (1497) satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı. O zamandan bugüne kadar, satranç oyununun kuralları değişmeden gelmiştir. İspanya’dan sonra, İtalya, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’da satranç hızla yaygınlaştı. TÜRKİYEDE SATRANCIN TARİCESİ Türkiye’de ilk organize satranç faaliyetleri 1930’larda başladı. 1938 yılında Ankara Satranç Derneği kuruldu. 1943 yılında kurulan İstanbul Satranç Derneği (İSD) halen ayakta olan en eski geçmişe sahip satranç kurumudur. 1954 yılında dernekler yasasına göre Satranç Federasyonu kuruldu ve faaliyetlerini İSD lokalinde gerçekleştirdi. Türkiye FIDE’ye 1962 yılında üye oldu ve aynı yıl Bulgaristan’daki Satrannç Olimpiyatı’na ilk kez katıldık. SATRANCIN ÇOCUK GELİŞİMİNDEKİ ÖNEMİ A.B.D. satranç federasyonunun yaptırdığı bir araştırmaya göre satranç ”okuma yeteneğini ”arttırıyor. NEW YORK 9. bölge ortaokul öğrencileri detaylı bir araştırmaya tabi tutuldular. Satranç oynayan ve oynamayan öğrenciler gönüllü olarak bu programa katıldılar. Sonuçta satranç oynayan öğrencilerin test sonuçları satranç oynamayan öğrencilerin test sonuçlarına göre çok daha yüksek oldu. Satranç ustaları satranç oynamanın genel zeka, kendi kendini kontrol ve analitik yeteneği arttırdığını söylüyorlar. Bu yüzden okuma yetenekleri artıyor.