iltasyazilim
FD Üye
Kur’anın cihad(adil savaş) ile ilgili olarak belirlediği ilkeler şunlardır:
1 Haklı savaş gerekçesi ilkesi:
Kuranı Kerimdeki savaşın sebebi, düşmanın saldırı ve zulmüdür Düşman Müslümanların yurtlarını basar, hicrete zorlar, can, mal ve din ve namus güvenliğini tehdit ederse, bu durum; savaşı zorunlu ve mecbur kılar
Kur’ana göre, düşman güçlere karşı verilecek savaşın gerekçesinin makul ve haklı olması gerekir Esasen “istila, “sömürü ve “tecavüz için yapılan savaşları tanımayan İslam dini ( Bakara Sûresi, 205 ; Nisa Sûresi,94 ; Kasas Sûresi,83 ; Şura Sûresi,4142) savaşa ancak :Müslümanların can ve mal güvenliğini sağlamak, hak ve hürriyetlerini korumak, İslama ve İslam ülkelerine yönelik saldırıları önlemek amacıyla başvurulacağını hükme bağlamış ve meşru gördüğü bu savaşı da diğerlerinden ayırmak için ona cihad adını vermiştir
2 Adil savaş ilkesi:
Adil savaş ilkesi, cihat fiilen başladığı zaman uygulanacak bir ilkedir Bu ilkeye göre, savaş sadece savaşa iştirak eden tarafa yöneliktir İslam’da düşmanı öldürmekten ziyada insanı kazanmak esastır Bu amaçla, savaştan önce düşman İslam’ı kabul etmeye çağrılır, kabul etmezse itaat ve cizye(savaş tazminatı) teklif edilir Bunlar yapılmadan cihada teşebbüs edilmez Düşmana sunulan bu gerekçeler kabul edilmediğinde Allah’tan yardım dilenerek savaşa girilir
Savaşa girildiğinde, Müslümanlar, “adil savaş ilkesine göre adım atmak zorundadırlar Bu ilkeye göre, savaşta vurulacak hedef sadece düşman askerleridir Savaş sırasında çocuklar, kadınlar, yaşlılar, yatalak hastalar, mecnunlar, sakatlar öldürülemez Savaşa iştirak etmeyen din adamlarına ve ihtiyarlara silah çekilmez, savaşa katılmayanlar (esnaf ve çiftçiler gibi sivil halk) katledilemez (Bakara Sûresi,191)
Savfan İbnu Assal (ra) anlatıyor : “Resulullah (asm) beni seriyyede savaşa gönderdiYola çıkarken şu talimatı verdiler :
“Allah’ın adıyla, ALLAH YOLUNDA YÜRÜYÜNAllah’ı inkar edenlerle savaşın, işkence yapmayın, ahdinizi bozmayın ganimeti çalmayın, çocukları öldürmeyiniz ( Müslim, Cihad 3,(1731), Tirmizi, siyer 48,(1617) Ebu Davut, Cihad 90, (2612,2613)
3 Savaşta aşırı gitmemek ilkesi:
İslam, savaş halinde bile, insanî değerlere itibar eder Savaş anında, dehşet ve vahşeti sergileyen şiddetli hiddetleri mutedil hale getirir Savaşta bile ölçüyü kaçırmamayı bir temel prensip olarak kabul eder İslam, aşırı ve haddi aşan tavırlara karşı müeyyideler getirmiştir Bu nedenle, İslam hukukunda saldırıya ancak misli ile mukabele edilir; aşırı gitmek suçtur
Kur’anı Kerim, düşmanla yapılan yüz yüze savaşta bile, aşırı gidilmesini yasaklar Bu husus, şu ayeti kerime ile beyan burulmuştur:
“Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açınSakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez (Bakara Sûresi,190)
Nitekim bir başka ayette de şöyle buyrulur:
“ Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın Allah’tan korkun ve bilin ki Allah müttakilerle beraberdir (Bakara Sûresi, 194)
4 Sulh ve barış ilkesi:
İslam, düşman tarafından teklif edilen sulh ve barış anlaşmalarına karşı barış ve sulh ile mukabele etmeyi prensip olarak kabul eder(Enfal Sûresi,61,62,63 ; Hucurat Sûresi,9) Kur’an “Sulh (daima) hayırlıdır(Nisa Sûresi,128) mesajı ile bütün dünyaya bu hakikati 1400 seneden beri duyurmaktadır “Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse,(şunu iyi bilin ki)Allah gafur ve rahimdir(Bakara Sûresi,192) ayeti ile “Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur(Bakara Sûresi,193) ayeti de sulhun önemini vurgulamaktadır
5 Esirlere iyi muamele etme ilkesi:
İslam, esirlere iyi muamele edilmesini emredir Müslümanlar esirleri yedirmekle, aç ve susuz bırakmamakla mükelleftirler Bu görevi de Allah rızası içi yaparlar(Bakara Sûresi,177;Enfal Sûresi,69,70,71;Muhammed
Sûresi,4; İnsan Sûresi, 8,9,10,11,12)
1 Haklı savaş gerekçesi ilkesi:
Kuranı Kerimdeki savaşın sebebi, düşmanın saldırı ve zulmüdür Düşman Müslümanların yurtlarını basar, hicrete zorlar, can, mal ve din ve namus güvenliğini tehdit ederse, bu durum; savaşı zorunlu ve mecbur kılar
Kur’ana göre, düşman güçlere karşı verilecek savaşın gerekçesinin makul ve haklı olması gerekir Esasen “istila, “sömürü ve “tecavüz için yapılan savaşları tanımayan İslam dini ( Bakara Sûresi, 205 ; Nisa Sûresi,94 ; Kasas Sûresi,83 ; Şura Sûresi,4142) savaşa ancak :Müslümanların can ve mal güvenliğini sağlamak, hak ve hürriyetlerini korumak, İslama ve İslam ülkelerine yönelik saldırıları önlemek amacıyla başvurulacağını hükme bağlamış ve meşru gördüğü bu savaşı da diğerlerinden ayırmak için ona cihad adını vermiştir
2 Adil savaş ilkesi:
Adil savaş ilkesi, cihat fiilen başladığı zaman uygulanacak bir ilkedir Bu ilkeye göre, savaş sadece savaşa iştirak eden tarafa yöneliktir İslam’da düşmanı öldürmekten ziyada insanı kazanmak esastır Bu amaçla, savaştan önce düşman İslam’ı kabul etmeye çağrılır, kabul etmezse itaat ve cizye(savaş tazminatı) teklif edilir Bunlar yapılmadan cihada teşebbüs edilmez Düşmana sunulan bu gerekçeler kabul edilmediğinde Allah’tan yardım dilenerek savaşa girilir
Savaşa girildiğinde, Müslümanlar, “adil savaş ilkesine göre adım atmak zorundadırlar Bu ilkeye göre, savaşta vurulacak hedef sadece düşman askerleridir Savaş sırasında çocuklar, kadınlar, yaşlılar, yatalak hastalar, mecnunlar, sakatlar öldürülemez Savaşa iştirak etmeyen din adamlarına ve ihtiyarlara silah çekilmez, savaşa katılmayanlar (esnaf ve çiftçiler gibi sivil halk) katledilemez (Bakara Sûresi,191)
Savfan İbnu Assal (ra) anlatıyor : “Resulullah (asm) beni seriyyede savaşa gönderdiYola çıkarken şu talimatı verdiler :
“Allah’ın adıyla, ALLAH YOLUNDA YÜRÜYÜNAllah’ı inkar edenlerle savaşın, işkence yapmayın, ahdinizi bozmayın ganimeti çalmayın, çocukları öldürmeyiniz ( Müslim, Cihad 3,(1731), Tirmizi, siyer 48,(1617) Ebu Davut, Cihad 90, (2612,2613)
3 Savaşta aşırı gitmemek ilkesi:
İslam, savaş halinde bile, insanî değerlere itibar eder Savaş anında, dehşet ve vahşeti sergileyen şiddetli hiddetleri mutedil hale getirir Savaşta bile ölçüyü kaçırmamayı bir temel prensip olarak kabul eder İslam, aşırı ve haddi aşan tavırlara karşı müeyyideler getirmiştir Bu nedenle, İslam hukukunda saldırıya ancak misli ile mukabele edilir; aşırı gitmek suçtur
Kur’anı Kerim, düşmanla yapılan yüz yüze savaşta bile, aşırı gidilmesini yasaklar Bu husus, şu ayeti kerime ile beyan burulmuştur:
“Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açınSakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez (Bakara Sûresi,190)
Nitekim bir başka ayette de şöyle buyrulur:
“ Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın Allah’tan korkun ve bilin ki Allah müttakilerle beraberdir (Bakara Sûresi, 194)
4 Sulh ve barış ilkesi:
İslam, düşman tarafından teklif edilen sulh ve barış anlaşmalarına karşı barış ve sulh ile mukabele etmeyi prensip olarak kabul eder(Enfal Sûresi,61,62,63 ; Hucurat Sûresi,9) Kur’an “Sulh (daima) hayırlıdır(Nisa Sûresi,128) mesajı ile bütün dünyaya bu hakikati 1400 seneden beri duyurmaktadır “Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse,(şunu iyi bilin ki)Allah gafur ve rahimdir(Bakara Sûresi,192) ayeti ile “Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur(Bakara Sûresi,193) ayeti de sulhun önemini vurgulamaktadır
5 Esirlere iyi muamele etme ilkesi:
İslam, esirlere iyi muamele edilmesini emredir Müslümanlar esirleri yedirmekle, aç ve susuz bırakmamakla mükelleftirler Bu görevi de Allah rızası içi yaparlar(Bakara Sûresi,177;Enfal Sûresi,69,70,71;Muhammed
Sûresi,4; İnsan Sûresi, 8,9,10,11,12)