nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Savaşta münafıkların tutumu hakkında ayetler
Sonra o kederin gerisinde Allah size bir güven indirdi ancak, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a aleyhinde hileli yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, «Bu işten bize ne!» diyorlardı De fakat: Meslek (başarı, destek, herşeyin karar ve buyruğu) en ince ayrıntısına kadar Allah'a aittir Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar «Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri arındırmak için (böyle yaptı) Allah içinizde ne varsa hepsini bilir
Âli İmrân : 154
Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler ve yeryüzünde sefere çıkan ya da savaşan kardeşleri hakkında: «Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi» diyenler gibi olmayın Allah bu kanaatı onların kalplerine (kaybettikleri yakınları için onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu Canı veren de bölge da Allah'tır Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür
Âli İmrân : 156
İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, fakat Allah'ın dilemesiyle olmuştur oysa, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi Bunlara: «Gelin, Allah yolunda çarpışın; veya savunma yapın» denildiği vakit, «Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik» dediler Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir
Âli İmrân : 166
(Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında: «Bize uysalardı öldürülmezlerdi» diyenlere, «Eğer içten sözlü ırk iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın bakalım!» de
Âli İmrân : 168
İçinizden bazıları vardır ancak (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar Eğer size bir facia erişirse: «Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım» der
Nisâ : 72
Eğer Allah'tan size bir lütuf erişirse yarı sizinle onun arasında (zahirî) bir arkadaşlık yokmuş gibi «Keşke onlarla beraber olsaydım da ben de büyük bir galibiyet kazansaydım!» der
Nisâ : 73
Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup anında Allah'tan korkar gibi, hatta daha artı bir nefret edilen şey ile insanlardan korkmaya başladılar da «Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye değin ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?» dediler Onlara de fakat: «Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı değin adaletsizlik edilmez»
Nisâ : 77
Nerede olursanız olun vefat size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa «Bu Allah'tan» derler; başlarına bir kötülük gelince de «Bu senden» derler «Tümü Allah'tandır» de Bu adamlara ne oluyor oysa bir türlü laf anlamıyorlar!
Nisâ : 78
Keza sizden keza de kendi toplumlarından belirli elde etmek isteyen başkalarını da bulacaksınız Bunlar her ne vakit fitneye götürülseler ona baş altında dalarlar (daldırılırlar) Eğer sizden uzaktan durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün İşte onlar üstüne sizin için açık açık yetki verdik
Nisâ : 91
O süre münafıklarla kalplerinde rahatsızlık bulunanlar, (sizin için), «Bunları, dinleri aldatmış» diyorlardı Halbuki kim Allah'a dayanırsa, bilsin fakat Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O'dur Yahut orduların rakam ve techizat üstünlüğü değildir)
Enfâl : 49
Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir gezi olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi Ama meşakkatli yol onlara uzakta geldi Yine De onlar, «Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çıkardık» diye kendilerini helâk edercesine Allah'a yemin edecekler Halbuki Allah onların mutlaka palavracı olduklarını biliyor
Tevbe : 42
De fakat: İster gönüllü verin ister isteksiz, sizden (sadaka) asla kabul olunmayacaktır Çünkü siz yoldan meydana çıkan bir topluluk oldunuz
Tevbe : 53
Eğer onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, biz yalnızca lafa kendini kaptırmış şakalaşıyorduk, derler De fakat: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz?
Tevbe : 65
(Gereksizce) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten daha sonra her yerde kâfir oldunuz Sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından nedeniyle cefa edeceğiz
Tevbe : 66
Allah'ın Resûlüne muhalefet etmek için geri kalanlar (sefere çıkmayıp) oturmaları ile sevindiler; mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmeyi çirkin gördüler; «bu sıcakta sefere çıkmayın» dediler De ama: «Cehennem ateşi daha sıcaktır!» Keşke anlasalardı!
Tevbe : 81
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu Bu yüzden onlar anlamazlar
Tevbe : 87
Bedevîlerden, (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler Allah ve Resûlüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar Onlardan kâfir olanlara çile verici bir cefa erişecektir
Tevbe : 90
Mesuliyet ancak, zengin oldukları halde senden müsade isteyenleredir Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular Allah da onların kalplerini mühürledi, bundan böyle onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler
Tevbe : 93
Onların yanında döndüğünüz vakit size, kendilerinden (onları cezalandırmaktan) vazgeçmeniz için Allah namına and içecekler Artık onlardan yüz çevirin Çünkü onlar murdardır Kazanmakta olduklarına (kötü işlerine) karşılık suç oluşturan olarak varacakları yer cehennemdir
Tevbe : 95
De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ancak, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (beyanat görevini gerçekleştirmek), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir Eğer ona itaat ederseniz, içten yolu bulmuş olursunuz Peygamber'e düşen, yalnızca açıkseçik duyurmaktır
Nûr : 54
Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşısında bir yel ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik Allah ne yaptığınızı mükemmel görmekteydi
Ahzâb : 9
Bunlar, düşman birliklerinin bozulup gitmedikleri evhamı içindedirler Müttefikler ordusu tekrar gelecek olsa, isterler oysa, çölde göçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzakta) sorsunlar Zaten içinizde bulunsalardı zeka böylece savaşacak değillerdi
Ahzâb : 20
Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları nedeniyle mükâfatlandıracak, münafıklara dilerse cefa edecek yoksa da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir Kuşkusuz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir
Ahzâb : 24
İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sûre kesilmiş olsaydı! derler Ama hükmü açık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık olanların, vefat baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün Onlara yakışan da budur!
Muhammed : 20
(Onların vazifesi) itaat ve hoş sözdür Meslek ciddiye bindiği vakit Allah'a sadakat gösterselerdi, kesinlikle kendileri için daha hayırlı olurdu
Muhammed : 21
Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler oysa: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse ya da bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ama, Allah yaptıklarınızdan haberdardır
Fetih : 11
Fiilen siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine yeniden dönmeyeceklerini sanmıştınız Bu sizin gönüllerinize hoş göründü de fena zanda bulundunuz ve helâki yargı etmiş bir topluluk oldunuz
Fetih : 12
Siz ganimetleri edinmek için gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir Onlar, Allah'ın sözünü başkalaştırmak isterler De ancak: «Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur» Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir Bilâkis onlar, öyle eksik anlayan kimselerdir
Fetih : 15
Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ama: Siz yakında fazla kuvvetli bir kavme aleyhinde savaşmaya çağırılacaksınız Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız Eğer emre itaat ederseniz, Allah size hoş bir mükâfat verir Fakat evvelden döndüğünüz gibi tekrar dönecek olursanız sizi dokunaklı bir azaba uğratır
Fetih : 16 *
Sonra o kederin gerisinde Allah size bir güven indirdi ancak, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a aleyhinde hileli yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, «Bu işten bize ne!» diyorlardı De fakat: Meslek (başarı, destek, herşeyin karar ve buyruğu) en ince ayrıntısına kadar Allah'a aittir Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar «Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri arındırmak için (böyle yaptı) Allah içinizde ne varsa hepsini bilir
Âli İmrân : 154
Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler ve yeryüzünde sefere çıkan ya da savaşan kardeşleri hakkında: «Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi» diyenler gibi olmayın Allah bu kanaatı onların kalplerine (kaybettikleri yakınları için onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu Canı veren de bölge da Allah'tır Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür
Âli İmrân : 156
İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, fakat Allah'ın dilemesiyle olmuştur oysa, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi Bunlara: «Gelin, Allah yolunda çarpışın; veya savunma yapın» denildiği vakit, «Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik» dediler Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir
Âli İmrân : 166
(Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında: «Bize uysalardı öldürülmezlerdi» diyenlere, «Eğer içten sözlü ırk iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın bakalım!» de
Âli İmrân : 168
İçinizden bazıları vardır ancak (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar Eğer size bir facia erişirse: «Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım» der
Nisâ : 72
Eğer Allah'tan size bir lütuf erişirse yarı sizinle onun arasında (zahirî) bir arkadaşlık yokmuş gibi «Keşke onlarla beraber olsaydım da ben de büyük bir galibiyet kazansaydım!» der
Nisâ : 73
Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup anında Allah'tan korkar gibi, hatta daha artı bir nefret edilen şey ile insanlardan korkmaya başladılar da «Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye değin ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?» dediler Onlara de fakat: «Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı değin adaletsizlik edilmez»
Nisâ : 77
Nerede olursanız olun vefat size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa «Bu Allah'tan» derler; başlarına bir kötülük gelince de «Bu senden» derler «Tümü Allah'tandır» de Bu adamlara ne oluyor oysa bir türlü laf anlamıyorlar!
Nisâ : 78
Keza sizden keza de kendi toplumlarından belirli elde etmek isteyen başkalarını da bulacaksınız Bunlar her ne vakit fitneye götürülseler ona baş altında dalarlar (daldırılırlar) Eğer sizden uzaktan durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün İşte onlar üstüne sizin için açık açık yetki verdik
Nisâ : 91
O süre münafıklarla kalplerinde rahatsızlık bulunanlar, (sizin için), «Bunları, dinleri aldatmış» diyorlardı Halbuki kim Allah'a dayanırsa, bilsin fakat Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O'dur Yahut orduların rakam ve techizat üstünlüğü değildir)
Enfâl : 49
Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir gezi olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi Ama meşakkatli yol onlara uzakta geldi Yine De onlar, «Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çıkardık» diye kendilerini helâk edercesine Allah'a yemin edecekler Halbuki Allah onların mutlaka palavracı olduklarını biliyor
Tevbe : 42
De fakat: İster gönüllü verin ister isteksiz, sizden (sadaka) asla kabul olunmayacaktır Çünkü siz yoldan meydana çıkan bir topluluk oldunuz
Tevbe : 53
Eğer onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, biz yalnızca lafa kendini kaptırmış şakalaşıyorduk, derler De fakat: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz?
Tevbe : 65
(Gereksizce) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten daha sonra her yerde kâfir oldunuz Sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından nedeniyle cefa edeceğiz
Tevbe : 66
Allah'ın Resûlüne muhalefet etmek için geri kalanlar (sefere çıkmayıp) oturmaları ile sevindiler; mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmeyi çirkin gördüler; «bu sıcakta sefere çıkmayın» dediler De ama: «Cehennem ateşi daha sıcaktır!» Keşke anlasalardı!
Tevbe : 81
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu Bu yüzden onlar anlamazlar
Tevbe : 87
Bedevîlerden, (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler Allah ve Resûlüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar Onlardan kâfir olanlara çile verici bir cefa erişecektir
Tevbe : 90
Mesuliyet ancak, zengin oldukları halde senden müsade isteyenleredir Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular Allah da onların kalplerini mühürledi, bundan böyle onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler
Tevbe : 93
Onların yanında döndüğünüz vakit size, kendilerinden (onları cezalandırmaktan) vazgeçmeniz için Allah namına and içecekler Artık onlardan yüz çevirin Çünkü onlar murdardır Kazanmakta olduklarına (kötü işlerine) karşılık suç oluşturan olarak varacakları yer cehennemdir
Tevbe : 95
De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ancak, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (beyanat görevini gerçekleştirmek), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir Eğer ona itaat ederseniz, içten yolu bulmuş olursunuz Peygamber'e düşen, yalnızca açıkseçik duyurmaktır
Nûr : 54
Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşısında bir yel ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik Allah ne yaptığınızı mükemmel görmekteydi
Ahzâb : 9
Bunlar, düşman birliklerinin bozulup gitmedikleri evhamı içindedirler Müttefikler ordusu tekrar gelecek olsa, isterler oysa, çölde göçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzakta) sorsunlar Zaten içinizde bulunsalardı zeka böylece savaşacak değillerdi
Ahzâb : 20
Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları nedeniyle mükâfatlandıracak, münafıklara dilerse cefa edecek yoksa da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir Kuşkusuz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir
Ahzâb : 24
İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sûre kesilmiş olsaydı! derler Ama hükmü açık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık olanların, vefat baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün Onlara yakışan da budur!
Muhammed : 20
(Onların vazifesi) itaat ve hoş sözdür Meslek ciddiye bindiği vakit Allah'a sadakat gösterselerdi, kesinlikle kendileri için daha hayırlı olurdu
Muhammed : 21
Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler oysa: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse ya da bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ama, Allah yaptıklarınızdan haberdardır
Fetih : 11
Fiilen siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine yeniden dönmeyeceklerini sanmıştınız Bu sizin gönüllerinize hoş göründü de fena zanda bulundunuz ve helâki yargı etmiş bir topluluk oldunuz
Fetih : 12
Siz ganimetleri edinmek için gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir Onlar, Allah'ın sözünü başkalaştırmak isterler De ancak: «Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur» Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir Bilâkis onlar, öyle eksik anlayan kimselerdir
Fetih : 15
Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ama: Siz yakında fazla kuvvetli bir kavme aleyhinde savaşmaya çağırılacaksınız Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız Eğer emre itaat ederseniz, Allah size hoş bir mükâfat verir Fakat evvelden döndüğünüz gibi tekrar dönecek olursanız sizi dokunaklı bir azaba uğratır
Fetih : 16 *