iltasyazilim
FD Üye
Yattığı yerde gözlerinden ince ince yaşlar süzülüyordu Sanki her biri bir şebnem gibi teker teker iniyordu gözyaşları Yanında elinden sıkıca tuttuğu can dostu “üzülme iyileşeceksin demeye başladığında şebnemleri daha bir sıklaşıyordu İkisi de derin bir sessizlik içinde kolundaki serumun damla damla akışını izliyorlardı
Sessiz, birazda loş bir hastane odasıydı Keskin bir ilaç kokusu hakimdi her yere Eşi yalnızlığını giderebilecek kitap Kur’an ve tespihini getirmişti ama rayihasıyla ferahlayacağı sevdiği kırmızı gülleri yine unutmuştu Odadan ayrılırken “istediğin bir şey var mı diye sorduğunda mahcup bir sesle “kırmızı bir gül deyivermişti
Saatler ilerliyor, ama daha bir şişe serum bitmek bilmiyordu Bu esnada ikindi namazı geçmek üzereydi Hemşireyi çağırarak serumu çıkarmasını rica etti Hemşire hanım ricasını kırmadı Arkadaşının kolunda abdest aldı ve seccadesine durdu
Sübhaneke duasını defalarca okuyordu, çünkü Rabbinin karşına dinç olarak çıkabilmek tek başına tekbir alıp kıyamda bekleyebilmek gücünü nasip ettiği için defalarca tesbih etmek istiyordu Rabbini Ardından Fatiha suresine geçti ve bütün yüreğiyle söylüyordu;
“Rabbim yalnız sana ibadet ediyor ama yalnız senden yardım diliyorum beni anam babam eşim dahil hiçbir kimseye muhtaç etme yalnızca kapına muhtaç eyle, kapında köle kıl…
Kendini çok sıkmış olmalı ki başı döndü kısa bir kıraat okuyarak hafifçe rukuya vardı, ama her an düşmekten korkuyor, beyni dağılacak kadar hızla dönüyordu
Selam verip yere yığılıverdi Ve ağlamaya başladı;
Seccadesinde dimdik dinç bir şekilde namaz kılabilmek, uzun uzun Rabbini tesbih edip rukularda ve secdelerde O’nu yüceltmek O’nun büyüklüğü karşısında acziyetle boyun büküp istemek, seccadeleri yatak edip üzerinde tesbihinle uyuklamak…
Ne büyük nimetlermiş meğer…
Rabbim verdiğin sağlığın kıymetini bilemedik, sağlıklı bir şekilde, hazla namaz kılamadık, sağlıklı bir şekilde seccadelerde kıyama durup seni tekbir edemedik, secdelerde rukularda dakikalarca seni yüceltemedik sağlığımızın kıymetini bilemedik, fark edemedik Efendim Affet bizleri Mevlam, affet üzerimizdeki en büyük sağlık nimetini göremeyip hakkını eda edemeyip hala isteyip durduklarımız için affet
Bu isyankar bu günahkar kalplerimizle önce sağlık istiyoruz sana olan vazifelerimizi yapabilmek için Onurla kıyamlarda kıraat okuyup, acziyetle ruku ve secdelerde istiğfar edebilmek saatlerce ilahi kelamını okuyarak Seninle sohbet edebilmek için
Bizler seni duaları kabul eden, isteklere cevap veren olarak biliyoruz Bu duamızı da kabul et, ibadetlerimizi daha güzel yapabilmek için sağlık ver Mevlam, sağlık ver
Gözyaşları sanki çağlayanlar olmuş koca dağların böğründen fışkırır gibi coşuyordu İçindeki nedamet duygusu bütün vücudunu sarmış başka hiçbir şey düşündürtmüyordu
Neden bunca nimetleri veren büyük sultana gerektiği ölçüde kulluk yapılmıyor cimrice davranılıyordu?
Neden bu sultanın emrine gereği gibi itina gösterilerek titiz davranılmıyordu?
Neden büyük üstad mahzun ediliyor kırılıyordu?
Beyni bu sorularla hemhalken ten kafesi yatağına alınmış serumu takılmış ve uyutulmak için iğneleri bile yapılmıştı
Yarım kalan namazına ise rüyasında devam ediyor dünyasında alamadığı hazzı rüyasında almanın huzuru içinde tatlı bir tebessümle gözlerini açıyordu Gözlerini açtığında deruni bir gül rayihası bütün ciğerlerini sarmış, sevdikleri yanı başında, karşısında ise kırmızı gülleri selam veriyordu
Yapılacak tek şey vardı, bunca büyük nimetleri veren Rabbi tesbih etmek, öyle yaptı
Sübhanallahi ve bihamdihi adede hakgıhı ve rıza nefsihi ve zinete arşıhi ve midade kelimatihi
Ama seccadesi üzerinde yarım kalan namazı için buruk ahhh çekerek
Daha güzel namazlar ve dualar ümidiyle sağlıcakla kalın…
Sessiz, birazda loş bir hastane odasıydı Keskin bir ilaç kokusu hakimdi her yere Eşi yalnızlığını giderebilecek kitap Kur’an ve tespihini getirmişti ama rayihasıyla ferahlayacağı sevdiği kırmızı gülleri yine unutmuştu Odadan ayrılırken “istediğin bir şey var mı diye sorduğunda mahcup bir sesle “kırmızı bir gül deyivermişti
Saatler ilerliyor, ama daha bir şişe serum bitmek bilmiyordu Bu esnada ikindi namazı geçmek üzereydi Hemşireyi çağırarak serumu çıkarmasını rica etti Hemşire hanım ricasını kırmadı Arkadaşının kolunda abdest aldı ve seccadesine durdu
Sübhaneke duasını defalarca okuyordu, çünkü Rabbinin karşına dinç olarak çıkabilmek tek başına tekbir alıp kıyamda bekleyebilmek gücünü nasip ettiği için defalarca tesbih etmek istiyordu Rabbini Ardından Fatiha suresine geçti ve bütün yüreğiyle söylüyordu;
“Rabbim yalnız sana ibadet ediyor ama yalnız senden yardım diliyorum beni anam babam eşim dahil hiçbir kimseye muhtaç etme yalnızca kapına muhtaç eyle, kapında köle kıl…
Kendini çok sıkmış olmalı ki başı döndü kısa bir kıraat okuyarak hafifçe rukuya vardı, ama her an düşmekten korkuyor, beyni dağılacak kadar hızla dönüyordu
Selam verip yere yığılıverdi Ve ağlamaya başladı;
Seccadesinde dimdik dinç bir şekilde namaz kılabilmek, uzun uzun Rabbini tesbih edip rukularda ve secdelerde O’nu yüceltmek O’nun büyüklüğü karşısında acziyetle boyun büküp istemek, seccadeleri yatak edip üzerinde tesbihinle uyuklamak…
Ne büyük nimetlermiş meğer…
Rabbim verdiğin sağlığın kıymetini bilemedik, sağlıklı bir şekilde, hazla namaz kılamadık, sağlıklı bir şekilde seccadelerde kıyama durup seni tekbir edemedik, secdelerde rukularda dakikalarca seni yüceltemedik sağlığımızın kıymetini bilemedik, fark edemedik Efendim Affet bizleri Mevlam, affet üzerimizdeki en büyük sağlık nimetini göremeyip hakkını eda edemeyip hala isteyip durduklarımız için affet
Bu isyankar bu günahkar kalplerimizle önce sağlık istiyoruz sana olan vazifelerimizi yapabilmek için Onurla kıyamlarda kıraat okuyup, acziyetle ruku ve secdelerde istiğfar edebilmek saatlerce ilahi kelamını okuyarak Seninle sohbet edebilmek için
Bizler seni duaları kabul eden, isteklere cevap veren olarak biliyoruz Bu duamızı da kabul et, ibadetlerimizi daha güzel yapabilmek için sağlık ver Mevlam, sağlık ver
Gözyaşları sanki çağlayanlar olmuş koca dağların böğründen fışkırır gibi coşuyordu İçindeki nedamet duygusu bütün vücudunu sarmış başka hiçbir şey düşündürtmüyordu
Neden bunca nimetleri veren büyük sultana gerektiği ölçüde kulluk yapılmıyor cimrice davranılıyordu?
Neden bu sultanın emrine gereği gibi itina gösterilerek titiz davranılmıyordu?
Neden büyük üstad mahzun ediliyor kırılıyordu?
Beyni bu sorularla hemhalken ten kafesi yatağına alınmış serumu takılmış ve uyutulmak için iğneleri bile yapılmıştı
Yarım kalan namazına ise rüyasında devam ediyor dünyasında alamadığı hazzı rüyasında almanın huzuru içinde tatlı bir tebessümle gözlerini açıyordu Gözlerini açtığında deruni bir gül rayihası bütün ciğerlerini sarmış, sevdikleri yanı başında, karşısında ise kırmızı gülleri selam veriyordu
Yapılacak tek şey vardı, bunca büyük nimetleri veren Rabbi tesbih etmek, öyle yaptı
Sübhanallahi ve bihamdihi adede hakgıhı ve rıza nefsihi ve zinete arşıhi ve midade kelimatihi
Ama seccadesi üzerinde yarım kalan namazı için buruk ahhh çekerek
Daha güzel namazlar ve dualar ümidiyle sağlıcakla kalın…