Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Şehzade Mustafa yı Kimler Öldürmüştür

Şehzade Mustafa yı Kimler Öldürmüştür

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Şehzade Mustafa'nın Ölümü Şehzade Mustafa Neden Öldürülmüştür
Hürrem Sultan'ın Şehzade Mustafa'nın Öldürülmesindeki Rolü

Osmanlı İmparatorluğu en enerjik dönemini Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamıştır Edebiyatta Baki, mimaride Sinan, ilimde Ebussuud, denizcilikte Barbaros bu dönemin boy isimlerinden bir kaçıdır Harikulade namıyla maruf Sultan Süleyman`ın bu parlaklığa ulaşmasında şüphesiz önceki sultanların, lakin bilhassa de Yavuz Sultan Selim`in büyük payı vardırBöylesine parlak bir dönemi, Duraklama Devri`nin ve tereddinin peşine düşüp takip etmesi üstünde durulması gereken bir noktadır Kanuni Sultan Süleyman`ın hükümdarlık döneminin bütününü bu yazıda bırakın anlatmayı, özetlemek bile muhtemel değildir Fakat Kanuni döneminin bu yazıya konu olan icraatı, oğlu Şehzade Mustafa`yı boğdurması ve bunun hangi şartlar aşağıda gerçekleştiğidir

Konu Şehzade Mustafa olduğuna tarafından, fecii bir akıbete maruz kalan bu bahtsız şehzade hakkında data vermekte menfaat var Şehzade Mustafa, 1515 yılında babası Kanuni`nin Manisa Sancakbeyliği esnasında doğdu Annesi, Kanuni`nin birincil başkadını olan Mahidevran Hatun`dur Dedesi Yavuz Sultan Selim`in vefatı üstüne, babası Kanuni ile birlikte İstanbul`a gelen Şehzade Mustafa, 1533 yılında Saruhan Sancakbeyliğine atandı Aynı dönem, Şehzade Mustafa`nın annesi Mahidevran Hatun ile Mehmed, Selim, Bayezid ve Cihangir adlı dört şehzadenin annesi olan Hurrem Sultan arasındaki rekabetin ateşli bir biçimde yaşandığı yıllardır

Tarihi kaynaklar Şehzade Mustafa`yı iyi yetişmiş, gözü kara ve halkın sevdiği bir kişi olarak tanım etmekteyse de, babası Kanuni için durum öyle de öyle gözükmemektedir Manisa sancakbeyliği, padişah`ın vefatı durumunda yerine geçecek şehzadeye ayrılan bir yer olarak bilinmekteydi Burada sancakbeyliği görevini yürüten Şehzade Mustafa bir zaman sonradan Amasya`ya kaydırıldı Manisa`ya ise, Kanuni`nin Hurrem`den olma ve Şehzade Mustafa`dan altı yaş küçük oğlu Şehzade Mehmet getirildi Bunun anlamı, Hurrem`in oğullarından birinin sultan olması için yoğun bir çaba gösterildiği ve Kanuni`nin de bu etkiye direnemediğiydi Tüm bunlar gerçekleşirken beklenmeyen bir durum ortaya çıktı Kanuni`nin Şehzade Mustafa`ya tercih ettiği Şehzade Mehmet, demin 22 yaşında iken vefat etti Şehzade Mehmet`in vefatından sonradan Şehzade Mustafa bir defa daha öne çıksa da, Manisa Sancakbeyliğine bu kez yeniden Hurrem`in oğlu olan Şehzade Selim getirildi Bu durum, Hurrem`in kendi oğullarından birisini sultan yapmak konusundaki ihtirasını ve gayretini göstermekteydi

İmparatorluğun büyük başarılar elde ettiği bu dönemde bir yandan da taht kavgaları için için devam etmekteydi Ordu, ulema ve meşayih Şehzade Mustafa`nın sultanlığının uygun olduğunu düşünürken, Hurrem ve Rüstem Paşa Şehzade Bayezid`in sultanlığından yana idiler Fiziksel Olarak özürlü olan Şehzade Cihangir`i ise hizmetli takımı çok sevmekteydi Tüm bu taht mücadelelerinde adı anılmayan tek kişi ise Şehzade Selim idi Gerek sultan olmaya kayıtsızlığı, lüzum tutarsız ve düzensiz hayatı onun sultan olabileceğine ilişkin herhangi bir ihtimalin doğmamasına yol açıyordu

Ordunun, alimlerin ve meşayihin Şehzade Mustafa`dan yandan olması boşuna değildi elbette Zira Şehzade Mustafa, keza fiziksel olarak, ayrıca de karakter itibariyle dedesi Yavuz Sultan Selim`e benzemekteydi Öteki kardeşlerinden bambaşka olarak yetişmiş, döneminin alimleri ve şairleri kadar çevrelenmişti İmparatorluğun daha da güçlenmesini sağlayacak adımları atmakta kararlılık gösterecek bir şehzade olmasının yanısıra, yavaşça Osmanlı seçkinlerini çürütmeye başlayan içkiye ve kötü alışkanlıklara karşı büyük bir nefret edilen şey duyuyordu Halk kadar sevilmesinin sebebi ise, güleryüzlü, mütevazı ve cömert olmasıydı

Her ne kadar hemen cümbür cemaat Şehzade Mustafa`nın Kanuni ardından tahta geçmesinin uygun olduğunu düşünse de, Hurrem ve Rüstem Paşa Şehzade Mustafa`ya karşı harikulade bir kin duyuyorlardı giderken Hurrem, çirkin ve cahil bir kimse olan Rüstem`e kızını vererek onu sultanın damadı da yapmasını bilmişti Hurrem`in bunu yapmaktaki amacı, Şehzade Mustafa`nın tahta geçmesini engelleyecek ittifaklar kurmak istemesiysi Rüstem Paşa`nın Şehzade Mustafa`ya olan kini ise, Mustafa`nın sultan olduğu takdirde saraydan uzaklaştırılacağını çok iyi bilmesiydi Böylece Şehzade Mustafa`nın tahta çıkmasını isteyen ordu, ulema, meşayih ve millet aleyhinde, saray entrikalarını haberdar olan HurremRüstem ittifakı tüm hileleriyle ve pervasızlığıyla işlemeye başlamıştı

Peki Kanuni bu işin neresindeydi? Kanuni Sultan Süleyman, on bir askeri sefere çıkmış olmanın yorgunluğunu ve nikris hastalığıyla uğraş etmenin zayıflığını yaşıyordu Bu koşul onun gün geçtikçe HurremRüstem ittifakının etkisi altına girmesine yol açıyordu Hurrem ve Rüstem de Kanuni Sultan Süleyman`a durmadan Şehzade Mustafa`nın sultan edinmek istediğini ve Yavuz Sultan Selim`in babası II Bayezid`i tahttan indirmesini hatırlatıyorlardı Gerçekten de Yavuz Sultan Selim, doğuda gelişen ve Osmanlı halkını tehdit eden Safevi tehlikesine ve Memlukların yıkıcı teşebbüslerine karşı zorunlu tedbirleri bir türlü alamayan babası II Bayezid`i tahttan inmeye zorlamıştı Ihtiyar Bayezid, Safevi ve Memluk tehlikeleri aleyhinde gün geçtikçe zayıflayan devlete yön vermekten uzaklaşmış, saraydaki bir takım muhterisler ise Yavuz`un kendi çıkarlarına mani olacağı gerekçesiyle ona diş biliyorlardı Yavuz Sultan Selim`in babası II Bayezid`i tahttan inmeye zorlaması bu koşullar aşağıda olmuştu İşte Hurrem ile Rüstem`in Kanuni`ye sürekli olarak hatırlattıkları koşul buydu İşin aslı ise, Hürrem`in kendi oğlunu sultan yapmak istemesi ve Rüstem`in de güvey olması hasebiyle saraydan edindiği nüfuzu kaybetme korkusuydu

Osmanlı tarihinin en muhteris bayan efendisi Hurrem, en hileci veziri ise Rüstem Paşa`dırdense gösterişli olmaz Bu ikili karşısında Şehzade Mustafa`nın durumu fazla zordu Artık seferlere bile çıkmayan Kanuni`den sonradan sultanın belli Şehzade Mustafa olması gerektiği fikri gittikçe yaygınlaşıyordu Bu teveccüh ve Şehzade Mustafa`yı herkesin sevmesi karşı HurremRüstem ittifakının entrikaları ve pervasızlığı da gitgide artıyordu Rüstem Paşa, Şehzade Mustafa`nın mührünü yaptırarak İran Şahı Tahmasb`a mektup yazmış, İran Şahının cevabını da Kanuni Sultan Süleyman`a sunmuştu Bu ve sanki bir dizi komplo ile Kanuni Sultan Süleyman, oğlu Şehzade Mustafa`nın kendisine isyan edeceğine ve tahtı elinden alacağına ikna edilmişti Bundan Böyle Şehzade Mustafa, yani, Osmanlı tahtına en iyi varis olabilecek, halkın, ordunun, alimlerin, meşayihin sevdiği bu değerli şahsiyet, oğlunu sultan yerine getirmek isteyen Hurrem`in ve damatlıktan gelen çıkarlarını ve maddi nüfuzunu elde tutmaya çalışan Rüstem Paşa`nın hileleriyle hemen hemen bir isyancı gibi gösterilmekteydi

Peki daha sonra ne olmuştur? İşin o kısmı epeyce hazindir Şehzade Mustafa, sefere giden ve kumandanlığını babasının yaptığı orduya katılma emri alır Yanına beş bin kişilik bir kuvveti olduğu halde emredileni yapar Şehzade Mustafa kendisinden ve masumiyetinden böylece emindir oysa, ikinci vezir Ahmed Paşa`nın çaktırmadan kendisine yolladığı uyarıyı umursamadan babasının huzuruna çıkmaktan çekinmez Zira babasının adaletine ve kendisinin masumiyetine güvenmektedir Hatta, hayatından üzüntü eden bazı yakınları Şehzade Mustafa`yı, babası ile açık alanda ve at üzerinde görüşmesi yönünde ikna etmeye çalışmışlarsa da, Mustafa bunu bile yersiz saymıştır

Şehzade, babasının adaletine ve kendi masumiyetine güvenerek babasının çadırına gitmeye karar vermiştir Şehzade Mustafa`yı o çadırda bekleyen, Hurrem`in ihtirasla ve Rüstem`in hilelerle doldurduğu Kanuni Sultan Süleyman`ın verdiği emirdir Osmanlı`nın en iyi yetişmiş Şehzadelerinden olan Mustafa babasının çadırına girer girmez, yedi dilsiz celladın saldırısına uğrayarak hunharca boğulmuştur Rivayet odur ancak, boğulduktan sonradan çadır önünde teşhir edilen Şehzade Mustafa`nın yüzü bembeyaz imiş Ayaklarında kırmızı çizmeleri, kavuğunda da beyaz turna tüyü sokulu imiş

Kanuni Sultan Süleyman`ın, Hurrem`in ihtirası ve Rüstem Paşa`nın hileleri ile boğdurttuğu Şehzade Mustafa`nın akıbeti Osmanlı halkında geniş yankı bulmuştur Kanuni`nin süt kardeşi Mehmed Çelebi bu kararı dolayısıyla sultana çok ağır sözler söylemiş, padişahla araları açılmıştır Her kesimden insanın sevdiği Şehzade Mustafa`nın boğdurtulması nedeniyle derin bir endişe ve ümitsizlik doğmuştur Halk aralarında uzun zaman, Umudumuz Mustafa ile söndüsözünün söylendiği söylenti edilmektedir Hatta, saraya gönderilen imzasız bir ihbar mektubunda, keşke Mustafa öleceğine biz kırılsaydıkdenilmiştir Lakin olan olmuş, Şehzade Mustafa saray entrikalarına ve Rüstem Paşanın hilelerine kurban gitmiştir

Şehzade Mustafa`nın öldürülmesi başlı başına acıklı bir olay ve adaletsizlik olduğu kadar, Osmanlı tarihinde de bir dönüm noktasıdır Fiziksel Olarak özürlü olan Şehzade Cihangir`in vefatı, Şehzade Bayezid`in babasına ayaklanma ederek İran`a kaçması ve gerisinde da idam ettirilmesi ardından, sultan olması hiç umulmayan Şehzade Selim Osmanlı tahtına çıkmıştır Osmanlı sultanı olmayı hakedecek donanımdan ve beceriden mahrum olan Sultan Selim ise, devleti yönetmek ve yeni fetihlere yönelmek yerine, saray eğlenceleri ile vakit geçirmiş, alkol ve sefahat hayatına dalmıştır

Yazının başına dönelim yeniden Şöyle demiştik: Tarihi çakmak, bugünü anlayıp yarını hazırlamak için mecburidirGerçekte de durum budur Tarihin nasıl işlediğini, nerelerde hatalar yapıldığını, benzer hataları tekrarlamamanın lüzumunu iyi bilmek gerekir Bu gereksinim, büyük iddialarla toplum karşısına meydana çıkan, dünyaya nizam verme arzusunda olanlar için daha da önemlidir Görüldüğü üzere, oğlu tahta geçsin diye tutku içinde yanan Hurrem, kendi düzeni bozulmasın diye her çeşit hileyi uygulayan damat Rüstem Paşa, Osmanlı`yı yıkacak bir teşebbüsün parçası olmuşlardır Hurrem`in ve Rüstem Paşa`nın nasıl böylesine büyük bir hatayı işlediğini kavramak olası yok Şehzade Mustafa`nın ne değin iyi yetiştiğini, alimler, meşayıh, ordu ve ahali göre ne değin çok sevildiğini; lüks hayata düşkün ve toy Sarı Selim`den ne değin üstün olduğunu niye göremedi Hurrem ve Rüstem Paşa? Göremediler çünkü, tutku ve kin gözlerini âmâ etmişti Peki ya Kanuni, o neden kavrayamadı bunu? Kavrayamadı çünkü, Şehzade Mustafa`nın kendisini tahttan indireceğine inandırılmıştı Ama Şehzade Mustafa, ordunun, alimlerin, meşayihin ve halkın sevgilisi olan Mustafa, başına gelebilecekler kendisine haber verildiği halde babasının huzuruna çıkacak dek emindi masumiyetinden

Tarihi uzun kış gecelerini dolduran masallar olarak görmemek gerek Millet tarihi öğrendikçe bugünü daha iyi anlayabilirler Yarını kurmanın tek yolu, tarihin gösterdiği ibretlerden ders almaktır *
 
858,475Konular
981,253Mesajlar
29,554Kullanıcılar
MiklosSon üye
Üst Alt