Selamın Başım Ustune
Selam, benden sana zarar gelmez kardeş, emin olabilirsin, benden yana guvendesin, esenlik seninle olsun demektir ki, bu ulkenin toplum yapısı onca şeytan oyununa, onca ifrit planına, onca kazılan kuyuya rağmen hala bozulmamışsa, bu selam sayesindedir
Yazıya okuyucuyu selamlayarak başlayalım ve diyelim ki, şu otuz iki dişi ışıldayası dunyada iyi ki selam diye bir şey vardır ve insanlar selamlaşırlar Birden herkesin ve her kesimin birbiriyle selamı sabahı kestiğini duşunun; yeryuzu coraklaşacak, coraklaşma ne demek, adeta cehennem hazretleri yeryuzune hucum edecek yahut dunyanın dort bir yanı Kuzey Kutbuna donecektir Selam, iletişim biliminin temel taşlarından biridir ve o taş yerinden oynadığında, Allah esirgesin, iletişimin ileti kısmı buharlaştığı gibi, bilimi de kendisine kacmak icin koşe bucak yol arar da, yine Allah korusun, yolda selam verecek birini bulamaz
Meramım selamı bahane ederek ve dahi selam verdik borclu cıktık noktasına getirmeden hoş bir deneme yazmaktan ibarettir ve işaretini verdiğim gibi, bu deneme selamselamlaşma uzerine olacaktır Karşılıklı iki kişinin birbirine selam vermesi anlamına gelen fiilimiz, neredeyse bayramlaşma kadar sevimli, sıcak ve insanın icini arındıran bir mahiyete sahiptir ve bu mahiyetin yerine ikame edilecek başka bir kelime de bulunmamaktadır Merhabalaşmak, gunaydınlaşmak, iyi gunler dilemek, hatta gule gule demek, tekrar goruşmeyi dilemek, Allaha emanet ol sozu, ne bileyim, eskilerin dediği gibi zatınızı hoşca tutun efendimli dilekler ve bunların cumlesi selamlaşma halleridir ve muhatabınızla selamı ve tabii ki sabahı kesmediğinizi gosterir
Bunlar tali selamlardır demeyin, selamın talisi aslisi olmaz, selam, selamdır ve elbette en makbul olanı da Allahın Selamıdır Takdir edersiniz ki, Allahın selamı (esenliği, barışı) uzerinize olsun demek kadar anlamlı ve guzel bir selam bulunmaz Cumleye doğrusu diye başlamayı sevmem ama sevmesem de yeri geldi, doğrusu, her selamın Allahın selamı olduğudur ve bunu daha cok gonul erbabı, hal ehli bilir
Selamın kelama donuşmediği, donuşmesinin de vacip olmadığı, vacip bir yana (hemen cahillikle suclamayın, selam vermenin ve almanın dini ıstılahta karşılığının ne olduğunu biliyorum) yerine gore luzumsuz addedildiği anlar ve mekanlar vardır ki, bu fasıl da hususi izahat vermeyi gerektirecektir
Selam verilir ve alınır; bu haliyle selam, yeryuzunun en guzel alışverişidir, verilmeyen selam kadar, hatta daha fazla, alınmayan selam da, denize dokulemeyen ırmak mahzunluğunu yaşar; her iki durum da esenlik bahsinden fersahlarca uzaktır
Her şeyin olduğu gibi, selamın da sadesi makbuldur; bir selam verdikten sonra ardından Acem milletinde adet olduğu uzere selamı alan kişiye saatlerce ovguler dizmek, onu neredeyse kanatlandırıp ucuracak derecede yuceltmek bizim selam anlayışımızca zararlı olmasa bile, en azından yersiz laf kalabalığıdır ve takdir edersiniz ki her şey yerli yerindeyerince gerektir
Siz sanmayın ki yalnız selamlaşmak insana mahsustur; sabah guneşinin, akşam ruzgarının, duşen yahut acan bir yaprağın, gul kanadındaki ciğin, daldaki sercenin, yoldaki karıncanın, yuvarlanan taşın, sudaki berraklığın hasılı yeryuzunde varlık adına ne varsa cumlesinin kendi haliyle ve diliyle, kelam etmese bile selam ettiğini, birbirini ve sizi selamladığını bilmek gerekir Bilmek gerekir, zira, bizim evrene ve eşyaya bakışımız her nesnenin bir can taşıdığı hakikatinin tılsımlı penceresinden gercekleşmektedir Boyle baktığımız zaman dunya surgun yurdu olsa bile, esenlikli bir surgun yurdu olarak anlam kazanacak, Yaratanla ve yaratılanla olan bağımıza halel gelmeyecektir
Sadede gelirsek, bu ulkenin cocukları selamı baş tacı etmeyi bilmişler, arada bir selam kesseler bile, bu bayramdan bayrama kadar suren bir kusluk mesabesinde kalmıştır Selam o kadar yer etmiştir ki, kırk gurbetlik mesafeden yazılan mektuplar bile ilk cumlesine once selam ederimle başlamıştır Sıcakkanlı bir millet oluşumuzun temel belirleyicilerinden biri, belki de en onemlisi bu selam hassasiyetimizdir Selam vermez selam almaz taifesini adamdan saymamış, yine de, almasa bile selam vermeye devam etmişizdir
Selam, benden sana zarar gelmez kardeş, emin olabilirsin, benden yana guvendesin, esenlik seninle olsun demektir ki, bu ulkenin toplum yapısı onca şeytan oyununa, onca ifrit planına, onca kazılan kuyuya rağmen hala bozulmamışsa, bu selam sayesindedir
Yalnızca yaşayanlara değil, kabir ehline bile selam vermeyi şiar haline getiren bir milletin şairinin Biz dunyadan gider oldukKalanlara selam olsun demesi ise, ayrı bir guzelliktir; anmadan gecmek olmaz
Şimdi, sabah uyandınız ve evdekileri selamladınız; diyelim evde kimse yok, saksıdaki ciceği, minderdeki kediyi selamladınız, diyelim onlar da yok evde, ne duruyorsunuz canım, aynanın karşısına gecin ve kendi yuzunuzu selamlayın! Emin olun yuzunuz o andan itibaren bir esenlik bildirisi okumaya başlayacaktır
Diyelim, buraya kadar okudunuz, yazı da bir selamdır; yazarın selamı Kaleme, yazıya ve okuyucuya selam olsun
Yazar: Mehmet Berat IRMAK
Selam, benden sana zarar gelmez kardeş, emin olabilirsin, benden yana guvendesin, esenlik seninle olsun demektir ki, bu ulkenin toplum yapısı onca şeytan oyununa, onca ifrit planına, onca kazılan kuyuya rağmen hala bozulmamışsa, bu selam sayesindedir
Yazıya okuyucuyu selamlayarak başlayalım ve diyelim ki, şu otuz iki dişi ışıldayası dunyada iyi ki selam diye bir şey vardır ve insanlar selamlaşırlar Birden herkesin ve her kesimin birbiriyle selamı sabahı kestiğini duşunun; yeryuzu coraklaşacak, coraklaşma ne demek, adeta cehennem hazretleri yeryuzune hucum edecek yahut dunyanın dort bir yanı Kuzey Kutbuna donecektir Selam, iletişim biliminin temel taşlarından biridir ve o taş yerinden oynadığında, Allah esirgesin, iletişimin ileti kısmı buharlaştığı gibi, bilimi de kendisine kacmak icin koşe bucak yol arar da, yine Allah korusun, yolda selam verecek birini bulamaz
Meramım selamı bahane ederek ve dahi selam verdik borclu cıktık noktasına getirmeden hoş bir deneme yazmaktan ibarettir ve işaretini verdiğim gibi, bu deneme selamselamlaşma uzerine olacaktır Karşılıklı iki kişinin birbirine selam vermesi anlamına gelen fiilimiz, neredeyse bayramlaşma kadar sevimli, sıcak ve insanın icini arındıran bir mahiyete sahiptir ve bu mahiyetin yerine ikame edilecek başka bir kelime de bulunmamaktadır Merhabalaşmak, gunaydınlaşmak, iyi gunler dilemek, hatta gule gule demek, tekrar goruşmeyi dilemek, Allaha emanet ol sozu, ne bileyim, eskilerin dediği gibi zatınızı hoşca tutun efendimli dilekler ve bunların cumlesi selamlaşma halleridir ve muhatabınızla selamı ve tabii ki sabahı kesmediğinizi gosterir
Bunlar tali selamlardır demeyin, selamın talisi aslisi olmaz, selam, selamdır ve elbette en makbul olanı da Allahın Selamıdır Takdir edersiniz ki, Allahın selamı (esenliği, barışı) uzerinize olsun demek kadar anlamlı ve guzel bir selam bulunmaz Cumleye doğrusu diye başlamayı sevmem ama sevmesem de yeri geldi, doğrusu, her selamın Allahın selamı olduğudur ve bunu daha cok gonul erbabı, hal ehli bilir
Selamın kelama donuşmediği, donuşmesinin de vacip olmadığı, vacip bir yana (hemen cahillikle suclamayın, selam vermenin ve almanın dini ıstılahta karşılığının ne olduğunu biliyorum) yerine gore luzumsuz addedildiği anlar ve mekanlar vardır ki, bu fasıl da hususi izahat vermeyi gerektirecektir
Selam verilir ve alınır; bu haliyle selam, yeryuzunun en guzel alışverişidir, verilmeyen selam kadar, hatta daha fazla, alınmayan selam da, denize dokulemeyen ırmak mahzunluğunu yaşar; her iki durum da esenlik bahsinden fersahlarca uzaktır
Her şeyin olduğu gibi, selamın da sadesi makbuldur; bir selam verdikten sonra ardından Acem milletinde adet olduğu uzere selamı alan kişiye saatlerce ovguler dizmek, onu neredeyse kanatlandırıp ucuracak derecede yuceltmek bizim selam anlayışımızca zararlı olmasa bile, en azından yersiz laf kalabalığıdır ve takdir edersiniz ki her şey yerli yerindeyerince gerektir
Siz sanmayın ki yalnız selamlaşmak insana mahsustur; sabah guneşinin, akşam ruzgarının, duşen yahut acan bir yaprağın, gul kanadındaki ciğin, daldaki sercenin, yoldaki karıncanın, yuvarlanan taşın, sudaki berraklığın hasılı yeryuzunde varlık adına ne varsa cumlesinin kendi haliyle ve diliyle, kelam etmese bile selam ettiğini, birbirini ve sizi selamladığını bilmek gerekir Bilmek gerekir, zira, bizim evrene ve eşyaya bakışımız her nesnenin bir can taşıdığı hakikatinin tılsımlı penceresinden gercekleşmektedir Boyle baktığımız zaman dunya surgun yurdu olsa bile, esenlikli bir surgun yurdu olarak anlam kazanacak, Yaratanla ve yaratılanla olan bağımıza halel gelmeyecektir
Sadede gelirsek, bu ulkenin cocukları selamı baş tacı etmeyi bilmişler, arada bir selam kesseler bile, bu bayramdan bayrama kadar suren bir kusluk mesabesinde kalmıştır Selam o kadar yer etmiştir ki, kırk gurbetlik mesafeden yazılan mektuplar bile ilk cumlesine once selam ederimle başlamıştır Sıcakkanlı bir millet oluşumuzun temel belirleyicilerinden biri, belki de en onemlisi bu selam hassasiyetimizdir Selam vermez selam almaz taifesini adamdan saymamış, yine de, almasa bile selam vermeye devam etmişizdir
Selam, benden sana zarar gelmez kardeş, emin olabilirsin, benden yana guvendesin, esenlik seninle olsun demektir ki, bu ulkenin toplum yapısı onca şeytan oyununa, onca ifrit planına, onca kazılan kuyuya rağmen hala bozulmamışsa, bu selam sayesindedir
Yalnızca yaşayanlara değil, kabir ehline bile selam vermeyi şiar haline getiren bir milletin şairinin Biz dunyadan gider oldukKalanlara selam olsun demesi ise, ayrı bir guzelliktir; anmadan gecmek olmaz
Şimdi, sabah uyandınız ve evdekileri selamladınız; diyelim evde kimse yok, saksıdaki ciceği, minderdeki kediyi selamladınız, diyelim onlar da yok evde, ne duruyorsunuz canım, aynanın karşısına gecin ve kendi yuzunuzu selamlayın! Emin olun yuzunuz o andan itibaren bir esenlik bildirisi okumaya başlayacaktır
Diyelim, buraya kadar okudunuz, yazı da bir selamdır; yazarın selamı Kaleme, yazıya ve okuyucuya selam olsun
Yazar: Mehmet Berat IRMAK