iltasyazilim
FD Üye
Selefiyecilik nedir
Sual: Selefiyecilik nedir? Selefiye mezhebi diye bir mezhep var mı?
CEVAP
Selefiyecilik, vehhabiliğin kamufle adıdır Vehhabiler, bu isim altında kendilerini gizliyorlar Hatta kendilerine hakiki ehli sünnet anlamında Ehli sünneti hassa diyorlar
Selef, önceki demektir Istılahta Sahabe ve Tabiine Selef veya selefi salihin denir Selefi salihinin yolunda bulunan müslümanlara (Ehli sünnet) denir Ehli sünnet olmayıp, Ehli sünnet âlimlerinin nasslarda açık bildirilmemiş olan ahkamdaki ictihadlarını beğenmeyen ve bu manası açıkça anlaşılamayan nassları yanlış tevil ederek, anladıklarını Selefi salihinin yolu olarak savunan sapıklara Selefiye denir Selefin mezhebi vardır, selefiye mezhebi diye bir şey yoktur Selefin mezhebi ise ehli sünnet vel cemaattir
Ehli sünnet itikadından ayrılan bazı din adamları Selefiye adını verdikleri sapık bir yol tutmuşlardır
Bunun itikadda mezhep olduğunu söyleyip, kitaplarında yazmışlardır Halbuki İslamiyet’te Selefiye mezhebi diye bir şey yoktur Ehli sünnet âlimleri böyle bir şey bildirmemişler ve kitaplarında asla yazmamışlardır
İslamiyet’te Selefi salihin mezhebi, yani Ehli sünnet mezhebi vardır Selefi salihin; hadisi şerif ile methedilen, övülen ilk iki asrın müslümanlarıdır Yani Selefi salihin, Eshabı kiram ve Tabiine verilen isimdir Bu şerefli insanların itikadına Ehli sünnet velcemaat mezhebi denir Bu mezhep, iman, inanç mezhebidir Eshabı kiramın ve Tabiini i'zamın imanları hep aynı idi, inançları arasında hiçbir fark yoktu
İmamı Gazali hazretleri İlcamülavam kitabında; Bu kitapta itikad fırkalarından Selef mezhebinin hak olduğunu bildireceğim Bu mezhepten ayrılanların bid’at sahibi olduklarını anlatacağım Selef mezhebi demek, Eshabın ve Tabiinin itikadları demektirbuyurarak Selef mezhebi demenin, Ehli sünnet velcemaat mezhebi demek olduğunu açıkça bildirmiştir
Mısır'daki Ezher Üniversitesinden mezun üstad ibni Halife Alivi Akıdetüsselefi velhalef adlı kitabında şöyle yazmıştır:
Ebu Zehra Tarihülmezahibül islamiyye kitabında yazdığı gibi, hicretin dördüncü asrında, Hanbeli mezhebinden ayrılan bazı kimseler, kendilerine Selefiyin ismini verdiler Hanbeli mezhebi âlimlerinden Ebu'lFerec ibni Cevzi ve diğer âlimler bu selefilerin, Selefi salihinin yolunda olmadıklarını, bid’at ehli, mücessime fırkasından olduklarını bildirerek, bu fitnenin yayılmasını önlediler Daha sonra yedinci asırda, ibni Teymiye elHarrani bu fitneyi tekrar alevlendirdi Kendilerine Selefiye ismini takanlar, ibni Teymiye’yi kendilerine imam bildiler
İbni Teymiye, Hanbeli mezhebinde olarak yetişti Yani Ehli sünnet idi Fakat sonradan kendi aklına uyarak, sapık görüşler ortaya attı Ehli sünnet itikadından ve dolayısı ile Hanbeli mezhebinden ayrılıp uzaklaştı
Kendi başına ayrı bir yol tutup, tuttuğu bu sapık yolda sürüklenip gitti Kendine tâbi olanları da saptırdı Ona tâbi olanlar onun bu yoluna selefiye dediler Bu hususu derinlemesine araştırıp, incelememiş ve kaynakları iyi anlayamamış olan bazıları Ehli sünnet âlimlerinin kitaplarındaki Selef ve Selefi salihinifadelerini değiştirerek, Selefiye şeklinde nakletmişler ve yazmışlardır İtikadda Selefiye diye bir mezhep yoktur Peygamber efendimizin hadisi şerifte fırkai naciyye, kurtuluş fırkası olarak bildirdiği tek bir itikad mezhebi vardır O da Ehli sünnet velcemaat mezhebidir, imamı Matüridi ve imamı Eşari bu mezhepte iki itikad imamıdır ve bu mezhebi yaymışlardır
İmamı Matüridi ve imamı Eşari hazretleri ayrı bir mezhep kurmamışlar, Eshabı kiramın, Tabiinin, dört mezhep imamının ve sonra Ehli sünnet âlimlerinin nakil ve tevatür yolu ile bildirdikleri iman ve itikad bilgilerini açıklamışlar, anlaşılmasını kolaylaştırmak için kısımlara bölmüşler ve herkesin anlayabileceği şekilde yaymışlardır Bunlardan imamı Eşari, imamı Şafi hazretlerinin talebe zincirinde bulunmaktadır İmamı Matüridi ise imamı a’zam hazretlerinin talebe zincirindedir
Ehli sünnet itikadının açıklamasında bu iki imam meşhur olmuş, yaşadıkları zamanlarda itikadda doğru yoldan ayrılmış sapıkların ve yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış maddecilerin bozuk düşüncelerine karşı Ehli sünnet velcemaat itikadını izah etmekte, bazı bakımlardan farklı usuller takip etmişlerdir Daha sonraki asırlarda gelen Ehli sünnet âlimleri, bu iki imamın koyduğu usullere uyarak, Ehli sünnet itikadını nakletmişlerdir
Ehli sünnetin reisi ise imamı a’zam Ebu Hanife hazretleridir İmamı a’zam Ebu Hanife hazretleri, fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve usuller, metotlar koyduğu gibi, Resulullahın ve Eshabı kiramın bildirdiği itikad, iman bilgilerini de topladı ve yüzlerce talebesine bildirdi Talebesinden, ilmi kelam, yani iman bilgileri mütehassısları yetişti Bunlardan imamı a’zamın talebesi olan imamı Muhammed Şeybani'nin yetiştirdiklerinden, Ebu Bekri Cürcani dünyaca meşhur oldu Bunun talebesinden de, Ebu Nasırı Iyad, kelam ilminde, Ebu Mensuri Matüridi'yi yetiştirdi Ebu Mensur, imamı a’zamdan gelen kelam bilgilerini kitaplara yazdı Doğru yoldan sapmış olanlarla mücadele ederek, Ehli sünnet itikadını kuvvetlendirdi ve her tarafa yaydı
İmamı Eşari de, imamı Şafii'nin talebesi zincirinde bulunmaktadır Bu iki büyük imam, Eshabı kiram, Tabiin ve Tebei tabiinin bildirdiği itikad ve iman bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, herkesin anlayabileceği bir şekilde yaymışlardır İmamı Eşari ve imamı Matüridi hazretleri, hocalarının müşterek mezhebi olan Ehli sünnet velcemaattan dışarı çıkmamışlar, ayrı bir mezhep kurmamışlardır
Taşköprüzade şöyle yazmıştır:
Ehli sünnet vel cemaatın kelam ilmindeki reisleri iki zattır Bunlardan birisi Hanefi, diğeri Şafii'dir Hanefi olanı, Ebu Mensur Matüridi, Şafii olanı ise Ebu'l Hasen elEşari'dir
Bazı kitaplarda, Eşariyye mezhebi, Matüridiyye mezhebi diye yazılı ise de, bu kendi çalışmalarına verilen isimdir, ayrı mezhep değildir Her ikisi de Ehli sünnet itikadını anlatmıştır Aralarında ictihad farkları vardır Bu ayrılıklar temelde ayrılık olmadığı için, ikisi de Ehli sünnettir
Zebidi de şöyle demiştir:
Ehli sünnet velcemaat ismi geçince, Eşariler ve Matüridiler kastedilir
İmanda, itikadda tek mezhep vardır
Bu iki imamın ve hocalarının, amelde dört hak mezhep imamlarının ve onlara tâbi olanların; imanda, itikadda tek bir mezhebi vardır Bu mezhep Ehli sünnet velcemaat mezhebidir Çünkü İslamiyet, bütün insanlara yalnız bir tek imanı ve itikadı emretmektedir Bu imanın esaslarını ve nasıl itikad edileceğini, bizzat Peygamber efendimiz tebliğ etmiştir İnsanlara, kendilerini ve her şeyi yaratan Allahü teâlâyı haber veren Peygamberimiz, Allahü teâlâya, Onun yarattıklarına ve Onun emir ve yasaklarına imanın nasıl olacağını da bildirmiştir Muhammed aleyhisselama ve Onun bildirdiklerine, temiz, dürüst ve hakiki bir iman, ancak Onun bildirdiğine tam ve hiç şüphesiz kabul edip inanmakla mümkün olur Bu hususta çok az, kıl kadar da olsa bir ayrılığın, Ondan ayrılmak olacağı meydandadır Böyle bir ayrılığa düşenlerin kendilerini haklı çıkarmak için öne sürecekleri dini, siyasi, beşeri, içtimai, fenni vs gibi sebeplerin hiçbir kıymeti yoktur Çünkü İslamiyet her ne suret ve sebeple olursa olsun, imanda ve itikadda ayrılığa asla izin vermemekte, yasaklamaktadır
Eshabı kiramın iman ve itikadda hiçbir ayrılıkları olmadı Eshabdan olmayanlar ve daha sonraki asırlarda gelenler arasında ise zamanla imanda, itikadda bazı ayrılıklar ortaya çıkarıldı ve bid’at fırkalarının sayısı 72’ye ulaştı Bu ayrılıkları çıkaranların ve bunların sözlerine inanarak bozuk düşüncelerini benimseyenlerin ileri sürdükleri sebepler çok çeşitli ve herbirine göre farklı olmakla beraber, esas sebepler; Münafık ve başka dinden olanların çıkardıkları fitneler, Kur’anı kerimin müteşabih âyetlerini kendi anlayışlarına göre tevil etmeye kalkışmaları, eski Hind ve Yunan felsefesi ile Mecusi inançlarının İslamiyet’e sokulma çabaları, Eshabı kiramın maslahata (huzurun, dirliğin, iyiliğin teminine) ait konulardaki ictihad ayrılıklarını anlayamama ve bunları kendi nefsani arzularına, siyasi maksat ve ihtiraslarına perde veya alet etme, kısa zamanda çok geniş ülkelere yayılan İslamiyet’in henüz yeni müslüman olmuş büyük kitlelerce tam anlaşılmadan birtakım insanların eski din ve inançlarına ait bazı unsurları tamamen terk edememeleri ve bunları İslamiyet’ten sayma yanlışına düşmelerişeklinde özetlenebilir
Ancak, İslam tarihinde görülen 72 sapık fırkanın ortak vasfı; siyasi ve dünyevi menfaat ve saiklerle ortaya çıkmış olmalarına rağmen, hemen hepsi Kur’anı kerimdeki muhkem ve bilhassa müteşabih âyeti kerimeleri kendi akıllarına göre tefsir yoluna gitmişler, böylece felsefe yaparak ve bu âyetleri, iddiaları istikametinde tevil ederek kendilerine Kur’anı kerimden deliller bulduklarını ileri sürmüşlerdir
Mesela, Kur’anı kerimde geçen, Allah’ın eli, yüzü vb sıfatlarını gösteren ifadeleri, kendi düşüncelerine ve konuşma dilindeki manalarıyla kabul ederek, Allahü teâlâyı zatı ve sıfatlarıyla tecsim eden, yani cisim ve insan şeklinde düşünen bu sapık fırkalar, Kur’anı kerimin doğru manası olan muradı ilahiyi anlayamamışlar, doğrusunu anlatan Ehli sünnet âlimlerinin açıklamalarını kabul etmedikleri gibi, ayrıca onlara fikren ve fiilen saldırmışlardır
İslamiyet’te (Selefiye mezhebi) diye bir şey yoktur
Selefi salihinin yolunda bulunan müslümanlara (Ehli sünnet) denir Ehli sünnet olmayıp, Ehli sünnet âlimlerinin nasslarda açık bildirilmemiş olan ahkamdaki ictihadlarını beğenmeyen ve bu manası açıkça anlaşılamayan nassları yanlış tevil ederek, anladıklarını Selefi salihinin yolu olarak savunan sapıklara Selefiye denir Bu bid’ati ortaya çıkaranların en meşhuru İbni Teymiye ve vehhabilerdir Bunlar kendilerinin Eshabı kiram yolunda olduğunu savunuyor, Kur’anı kerimden ve hadisi şeriflerden yanlış ve bozuk manalar çıkararak, Ehli sünnet olan hakiki müslümanları kötülüyorlar
Hemen söyleyelim ki, Ehli sünnet âlimlerinin kitaplarında, Selefiye denilen bir isim ve Selefiye Mezhebi diye bir yazı yoktur Bu isimler mezhepsizler tarafından sonradan uydurulmuş ve cahil din adamları tarafından, mezhepsizlerin kitapları Arabiden Türkçeye tercüme edilirken, Türkler arasında da yayılmaya başlamıştır
Bunlara göre:
(Eşari ve Matüridi mezhepleri kurulmadan evvel bütün Sünnilerin tâbi oldukları mezhebe Selefiye adı verilmektedir Bunlar Sahabe ve Tabiinin izinde yürümüşlerdir Selefiye mezhebi Eshabın, Tabiinin ve Tebei tabiinin mezhebidir Dört büyük imam bu mezhebe mensup idi Selefiye mezhebini müdafaa için ilk eser, (Fıkhulekber) ismi ile imamı a’zam tarafından yazılmıştır İmamı Gazali, (İlcamül avamanil kelam) eserinde Selefiye mezhebinin esaslarını yedi olarak bildirmektedir İmamı Gazalinin zuhuru ile müteahhirinin ilmi kelamı başlar İmamı Gazali, önce gelen kelamcıların mezheplerini ve İslam filozoflarının fikirlerini tetkik ettikten sonra, kelam ilminin metotlarında değişiklikler yaptı Felsefi düşünceleri, red maksadıyla kelama soktu Razi ve Amidi, kelam ile felsefeyi mecz ederek bir ilim haline koydular Beydavi ise, kelam ile felsefeyi birbirinden ayrılmaz hâle koydu Müteahhirinin ilmi kelamı Selefiye mezhebinin yayılmasına mani oldu İbni Teymiye ve talebesi İbnülKayyımilcevziyye, Selefiye mezhebini ihyaya çalıştılar Selefiye mezhebi sonradan ikiye ayrılmıştır: Eski Selefiler, Allah’ın sıfatları ve müteşabih nassları hakkında tafsilata girmemişlerdir Sonraki Selefiler bunlar hakkında tafsil cihetine ehemmiyet vermişlerdir İbni Teymiye ve ibni Kayyım Cevziyye gibi sonraki Selefilerde bu hâl açık olarak görülmektedir Eski ve yeni Selefilerin hepsine birden (Ehli sünneti hassa) denir Ehli sünnet kelamcıları bazı nassları tevil etmişlerse de, Selefiye buna muhaliftir Selefiye, Allah’ın yüzü ve gelmesi, insanların yüzüne ve gelmesine benzemez diyerek müşebbiheden ayrılmıştır) diyorlar
CEVAP
Eşari ve Matüridi mezhepleri sonradan kurulmuş demek doğru değildir Bu iki büyük imam, Selefi salihinin bildirdikleri itikad, iman bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, herkesin anlayabileceği bir şekilde yaymışlardır İmamı Eşari, imamı Şafii’nin talebesi zincirinde bulunmaktadır İmamı Matüridi de, imamı a’zam Ebu Hanife’nin talebeleri zincirinin büyük bir halkasıdır
İmamı Eşari ve imamı Matüridi, hocalarının itikaddaki müşterek olan mezheplerinden dışarı çıkmamış, mezhep kurmamıştır Bu ikisinin ve hocalarının ve dört mezhep imamının tek bir itikadı vardır Bu da Ehli sünnet vel cemaat ismi ile meşhur olan itikad mezhebidir Bu fırkada bulunanların itikadları, inanışları, Eshabı kiramın ve Tabiinin ve Tebei tabiinin inanışlarıdır İmamı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin yazdığı, Fıkhulekber kitabı, Ehli sünnet mezhebini müdafaa etmektedir Bu kitapta ve imamı Gazali hazretlerinin, İlcamülavamanilkelam kitabında Selefiye kelimesi yoktur Bu iki kitap ve Fıkhulekber kitabının şerhleri arasında Kavlülfasl kitabı, Ehli sünnet fırkasını bildirmekte ve bid’at fırkaları ile felsefecilere cevaplar vermektedir
İmamı Gazali hazretleri, İlcamülavam kitabında, (Bu kitapta itikaddaki fırkalardan, Selef mezhebinin hak olduğunu, bildireceğim Bu mezhepten ayrılanların bid’at sahibi olduklarını anlatacağım Selef mezhebi demek, Eshabın ve Tabiinin itikadları demektir Bu mezhebin esasları yedidir) diyor Görülüyor ki, İlcam kitabı, Selef mezhebinin yedi esasını yazmaktadır Buna Selefiyenin yedi esası demek, kitabın yazısını değiştirmek ve imamı Gazali hazretlerine iftira etmek olmaktadır
Ehli sünnet kitaplarının hepsinde, mesela, çok kıymetli fıkıh kitabı olan, Dürrülmuhtar’ın şahidlik kısmında, Selef ve Halef dedikten sonra; (Selef, Eshabı kiramın ve Tabiinin ismidir Bunlara (Selefi salihin) de denir Halef de, Selefi salihinden sonra gelen Ehli sünnet âlimlerine denir) yazılıdır
İmamı Gazali ve imamı Razi ve tefsir âlimlerinin baş tacı olan imamı Beydavi hazretleri, hep Selefi salihin mezhebinde idiler Bunların zamanında türeyen bid’at fırkaları, ilmi kelama felsefeyi karıştırdılar Hatta imanlarının esasını felsefe üzerine kurdular Milel ve Nihal kitabında bu bozuk fırkaların inançları geniş anlatılmaktadır
Bu üç imam, bu bozuk fırkalara karşı Ehli sünnet itikadını müdafaa ederken ve onların sapık fikirlerini çürütürken, onların felsefelerine de geniş cevaplar verdiler Bu cevapları, Ehli sünnet mezhebine felsefeyi karıştırmak değildir Bilakis kelam ilmini, kendisine karıştırılan felsefi düşüncelerden temizlemektir Beydavi’de ve bunun şerhlerinin en kıymetlisi olan Şeyhzade tefsirinde hiçbir felsefi düşünce, hiçbir felsefi metot yoktur Bu yüce imamlara felsefe yolunda idiler demek, çok çirkin iftiradır
Ehli sünnet âlimlerine bu iftirayı ilk olarak, İbni Teymiye, Vasıta kitabında yazmıştır İbni Teymiye’nin ve talebesi İbnülKayyımılcevziyye’nin Selefiye mezhebini ihyaya çalıştıklarını söylemek ise, hak yolda olanlar ile bâtıl yola sapmış olanların ayrıldığı mühim bir noktadır Bu iki şahıstan evvel Selefiye mezhebi, hatta Selefiye kelimesi yok idi ki, bu ikisinin ihyaya çalıştığı söylenilebilsin Bu ikisinden evvel yalnız ve tek hak itikad olarak (Ehli sünnet velcemaat) ismi verilmiş olan Selefi salihinin mezhebi vardı İbni Teymiye, bu hak mezhebi bozmuş, birçok bid’atler meydana çıkarmıştır Şimdi mezhepsizlerin, dinde reformcuların, kitaplarının, sözlerinin, yanlış düşüncelerinin kaynağı, hep İbni Teymiye’nin bid’atleridir
Bunlar, kendilerinin hak yolda olduklarına gençleri inandırmak için, korkunç bir hile ortaya çıkardılar İbni Teymiye’nin bid’atlerini, yanlış fikirlerini haklı göstererek, gençleri onun yoluna sürüklemek için, Selefi salihine Selefiye ismini verdiler Selefi salihinin halefleri olan İslam âlimlerine felsefe ve bid’at lekelerini bulaştırdılar Bunları, Selefiye dedikleri uydurma isimden ayrılmakla suçladılar İbni Teymiye’yi Selefiyeyi yeniden canlandıran bir kahraman, bir müctehid olarak ortaya koydular Halbuki, Selefi salihinin halefleri olan Ehli sünnet âlimleri, zamanımıza kadar, hatta bugün bile, yazdıkları kitaplarında Selefi salihinin mezhebi olan (Ehli sünnet) itikad bilgilerini savunmuşlar, ibni Teymiye’nin, Şevkani’nin ve benzerlerinin Selefi salihinin yolundan ayrıldıklarını ve müslümanları felakete ve Cehenneme sürüklediklerini bildirmişlerdir EttevessülübinNebi ve bisSalihin ve Ulemaülmüslimin velmuhalifun ve Şifaüssikam ile bunun ön sözü olan Tathirulfüad mindenisilitikad kitaplarını okuyanlar, yeni Selefiye denilen bu inanışları ortaya çıkaranların, müslümanları felakete götürdüklerini ve İslam dinini içeriden yıkmakta olduklarını çok iyi anlar
Son günlerde, bazı ağızlardan Selefiye ismi işitilmeye başlandı Her müslüman şunu iyi bilmelidir ki, İslamiyet’te Selefiye mezhebi diye bir şey yoktur İslamiyet’te yalnız Selefi salihin mezhebi vardır Selefi salihin, hadisi şerif ile meth ve sena buyurulmuş olan, ilk iki asrın müslümanlarıdır Üçüncü ve dördüncü asırlarda gelen İslam âlimlerine Halefi sadıkin denir Bu şerefli insanların itikadına, Ehli sünnet velcemaat mezhebi denir Bu mezhep, iman, inanış mezhebidir Selefi salihinin, yani Eshabı kiram ile Tabiini izamın imanları hep aynı idi İnanışları arasında hiç fark yoktu Şimdi yer yüzünde bulunan müslümanların çoğu, Ehli sünnet mezhebindedirler Yetmişiki sapık bid’at fırkalarının hepsi ikinci asırdan sonra ortaya çıktı Bunların bir kısmının kurucuları daha önceden yaşamış iseler de, kitaplarının yazılması ve toplu olarak ortaya çıkmaları ve Ehli sünnete karşı baş kaldırmaları Tabiini izamdan sonra oldu
Ehli sünnet itikadını ortaya koyan Resulullahtır
Ehli sünnet itikadını ortaya koyan Resulullahtır İman bilgilerini Eshabı kiram bu kaynaktan aldılar Tabiini izam da bu bilgilerini, Eshabı kiramdan öğrendiler Daha sonra gelenler, bunlardan öğrendiler Böylece, Ehli sünnet bilgileri bizlere nakil ve tevatür yoluyla geldi Bu bilgiler akıl ile bulunamaz Akıl bunları değiştiremez Akıl, bunları anlamaya yardımcı olur Yani, bunları anlamak, doğruluklarını, kıymetlerini kavramak için akıl lazımdır
Hadis âlimlerinin hepsi, Ehli sünnet itikadında idiler Amelde dört mezhebin imamları da bu mezhepte idi İtikadda mezhebimizin iki imamı olan Matüridi ve Eşari de Ehli sünnet mezhebinde idi Bu her iki imam, hep bu mezhebi yaydılar Sapıklara karşı ve eski yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış olan maddecilere karşı bu tek mezhebi savundular Bu iki büyük Ehli sünnet âliminin zamanları aynı ise de, bulundukları yerler birbirinden ayrı ve karşılarındaki saldırganların düşünüş ve davranışları başka olduğundan, savunma metotları ve tenkitleri birbirinden farklı olmuş ise de, bu hâl, yollarının ayrı olduğunu göstermez Bunlardan sonra gelen yüzbinlerle derin âlim ve veliler, bu iki yüce imamın kitaplarını inceleyerek ikisinin de, Ehli sünnet mezhebinde olduklarını söz birliği ile bildirmişlerdir
Ehli sünnet âlimleri, manaları açık olan nassları, zahirleri üzere almışlardır Yani, böyle âyeti kerimelere ve hadisi şeriflere açık olan manaları vermişler, zaruret olmadıkça böyle nassları (tevil) etmemişler, bu manaları değiştirmemişlerdir Kendi bilgileri ve görüşleri ile bir değişiklik hiç yapmamışlardır Sapık fırkalardan olanlar ve mezhepsizler ise, yunan felsefecilerinden ve din düşmanı olan fen taklitçilerinden işittiklerine uyarak, iman bilgilerinde ve ibadetlerde değişiklik yapmaktan çekinmemişlerdir
İmanda parçalanmak, fırkalara ayrılmak yasaktır
İmanda parçalanma, gruplara ayrılmak kötüdür, asla caiz değildir Kur’anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Hidayeti kurtuluş yolunu öğrendikten sonra, Peygambere uymayıp, müminlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fena olan Cehenneme atarız) Nisa 115
(Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız İmanda Fırkalara bölünmeyiniz) Ali İmran 103
Peygamber efendimiz de, Müslümanlar arasında imanda ve itikadda ayrılıkların felaket olduğunu bildirerek, meşhur olan bir hadisi şerifinde, (Yahudiler, 71 fırkaya ayrılmıştı Bunlardan 70’i Cehenneme gidip, ancak bir fırkası kurtuldu Hıristiyanlar da, 72 fırkaya ayrıldı 71’i Cehenneme gitti Benim ümmetim de 73 fırkaya ayrılır Bunlardan 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur) buyurdu Eshabı kiram, bu bir fırkanın kimler olduğunu sorduğunda; (Cehennemden kurtulan fırka, benim ve Eshabımın gittiği yolda gidenlerdir) buyurdu (Tirmizi, İbni Mace)
İbni Teymiye’nin sapık fikirleri vehhabilere kaynak oldu
Mezhepsizler kendilerine, Selefiye ismini takmışlar İbni Teymiye, Selefilerin büyük imamıdır diyorlar Bu sözleri bir bakımdan doğrudur Çünkü, ibni Teymiye’den önce (Selefi) ismi yoktu Selefi salihin vardı Bunların itikadları da Ehli sünnet mezhebi idi İbni Teymiye’nin sapık fikirleri vehhabilere ve diğer mezhepsizlere kaynak oldu İbni Teymiye Hanbeli mezhebinde olarak yetişti Yani Ehli sünnet idi Fakat ilmi çoğalınca kendi fikirlerini beğenmeye, kendini Ehli sünnet âlimlerinden üstün görmeye başladı İlminin çoğalması, dalaletine, sapıtmasına sebep oldu Hanbeli olması kalmadı Çünkü, dört mezhepten birinde olabilmek için, ehli sünnet itikadında olmak lazımdır Ehli sünnet itikadında olmayan kimse için Hanbeli mezhebindedir denilemez
Zamanımızda, ibni Teymiye’yi taklit etmek modası ortaya çıktı Onun sapık yazılarını savunuyor ve kitaplarını, bilhassa Vasıta kitabını bastırıyorlar Bu kitap baştan başa onun Kur’anı kerime ve hadisi şeriflere ve icmaı müslimine uymayan fikirleri ile doludur Okuyanlar arasında büyük fitne ve bölücülük uyandırmakta, kardeşi kardeşe düşman etmektedir Hindistan’da bulunan vehhabiler ve başka İslam memleketlerinde, bunların tuzaklarına düşmüş olan cahil din adamları, ibni Teymiye’yi kendilerine bayrak yapmışlar, ona (Büyük müctehid), (Şeyhülİslam) gibi isimler takıyorlar Onun sapık fikirlerine, bozuk yazılarına din ve iman diye sarılıyorlar Müslümanları parçalayan, İslamiyet’i içerden yıkan bu feci akıntıyı durdurmak için Ehli sünnet âlimlerinin onu red eden, vesikalarla çürüten kıymetli kitaplarını okumalıdır Bu kıymetli kitaplar arasında, büyük imam, derin âlim TakıyyüddinüsSübki hazretlerinin, Şifaüssikam fiziyaretihayrilenam kitabı, İbni Teymiye’nin bozuk fikirlerini mahvetmekte, fesatlarını yok etmekte, inatçılığını ortaya koymaktadır Kötü niyetlerinin, bozuk inanışlarının yayılmasını önlemektedir
Vehhabilerin ve bazı mezhepsizlerin Şeyhülİslam bilip yolundan gittikleri İbni Teymiye hakkında geniş bilgi Mezhebin Önemi maddesinde, Bazı şahıslar hakkında özet bilgi kısmında var
Yehova Şahitleri ve Selefiyecilerin benzer yönleri
Yehova (Yehve), Yahudilerin milli ilahlarıdır Yehova dini, önce Russel tarikatı, 1931'de Yehova Şahitleri adını aldı İsa'nın dünya krallığı başladıdiyerek, devletlerin sonunun yaklaştığını, tarihler vererek ortaya attılar Bu tarihler, 1914, 1918, 1925 ve 1975'tir Tabii hepsi de boşa çıktı
Öteki Hıristiyanlar (İsa üç tanrıdan biridir) derler iken, Yehovacılar için, ilah tek ise de, (İsa, Yehova'nın oğludur) derler Hz İsa'yı ilahlıktan çıkarmaları diğer Hıristiyanları kızdırmıştır Milliyet ve vatan sevgisini reddederler ve askerlik yapmaya karşıdırlar Mevcut rejimlere ayaklanmaları, isyanı teşvik ederler
Yahudilik dışında bütün dinleri düşman bilirler Yöneticilerin hemen hepsi Yahudi'dir Yahudi'lerin 19 kitabını bunlar da mukaddes kabul ederler 144 bin seçkin Yahudi'nin dünyayı yönlendireceğine, Cennetin dünyada olacağına, Hz İsa'nın dünyadaki Cennette krallık kuracağına, Yehovacıların dışında herkesin ölüp bir daha dirilmeyeceğine ve ölen Yehovacıların dirileceğine ve bir daha ölmeyeceğine inanırlar Her çocuk günahkâr doğar derler
Müslümanları aldatmak için, Yehova yerine Allahve diğer İslami terimleri kullanırlar Şık, süslü giyinmiş güzel kızlarla, tatlı, okşayıcı dillerle cahilleri aldatmaya, Hıristiyan yapmaya çalışırlar Ele geçirdikleri adreslere broşür, kitap ve kaset gönderirler Emaillerle, sitelerle zehir kusarlar
Bunlar, birçok yönden Selefiyecilere (Necdilere) benzerler
Bazıları şöyledir:
1 Yehovacılar, İlk Hıristiyanlar gibi, İncillere sarılalımderler Selefiyeciler de, Yalnız Kur'ana sarılalımderler
2 Yehovacılar da, selefiyeciler de mezhebe, tarikata karşıdırlar Selefiyeciler, birçok tasavvuf büyüğüne kâfir derler
3 Yehovacılar, ilk Hıristiyanların yolunda olduklarını söylerler Selefiyeciler de aynı mantıkla ilk Müslümanların yolunda olduklarını söylerler (Selef, ilk Müslümanlar manasına gelir)
4 Yehovacılar Cehennemi inkâr ederler Selefiyeciler de, pirleri olan İbni Teymiye gibi Cehennem sonsuz değil derler
5 Yehovacılar, Allah insan gibi düşünür diyerek Tanrının düşüncesitabirini kullanırlar Selefiyeciler de, Kur'ani düşünce, İslam düşüncesigibi tabirler kullanırlar Halbuki İslamiyet’i bir düşünce olarak kabul etmek küfürdür
6 Yehovacılar da Selefiyeciler de, Allah gökte derler
7 Yehovacılar ruha inanmaz, Elektriğe benzeyen kişiliksiz bir kuvvetderler Bazı selefiyeciler de meleklere, rüzgar, tabiat kuvvetleri derler
8 Yehovacılar, doğum günü kutlamazlar Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler Selefiyeciler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler
9 Yehovacılar, kadere inanmazlar Selefiyecilerin bir kısmı da kadere inanmaz
10 İncilleri işlerine geldiği gibi yorumlar, Yehovacı olmayanlara kâfir derler Selefiyeciler de, Kur'anı işlerine geldiği gibi yorumlarlar Selefiyeci olmayanlara müşrik derler
İbni Sebe, bir Yahudidir, Hıristiyanlığı bozan Pavlos da Yahudi'dir Selefiyecilerin Yehovacılara benzemeleri tesadüf değildir Her bozuk fırkanın altında, bir Yahudi veya İngiliz parmağı vardır Her taşın altında onlar gizlidir
Selefilik Vehhabilik
Sual: İtikadda tek mezhep, Ehli sünnet vel cemaattir Amelde ise dört hak mezhep vardır Son zamanlarda, selefiye mezhebi diye bir şey çıkardılar Selefilik nedir?
CEVAP
Eshabı kirama, tabiine, tebei tabiine selef veya selefi salihin denir Bunların yoluna Ehli sünnet velcemaat denir
Mezhepsizler, selef kelimesini istismar ediyorlar (Selefiye mezhebi, selefin yoludur) diyorlar İmamı a’zamın, imamı Eşari’nin, imamı Matüridi’nin yolu selefin yolu değilmiş gibi bir intiba vermeye çalışıyorlar
Bazı sapıklar da çıkıp, (Peygamberiyye mezhebi) kursa, buna da bu peygamberin yoludur dese itibar edilir mi? İmamı Gazali hazretleri, Eshabı kiramın yolu olan Ehli sünnet itikadını anlatıp, (İşte selefin mezhebi budur) buyuruyor
İtikadda mezhep tektir Çünkü itikadda ayrılık olmaz İtikadda mezhebimiz Ehli sünnet velcemaattır Ehli sünnet fırkasının meşhur iki imamı vardır Birincisi imamı eşari, ikincisi imamı Matüridi’dir İkisinin ictihadları arasındaki farklılık temelde değildir Eğer farklılık temelde olsa idi, birisi Ehli sünnet itikadından ayrı olsaydı, elbette onun itikadı Ehli sünnet kabul edilmezdi
Amele ait bir mezhepte farklı ictihadlara sahip imamlar olabilir Mesela imamı a'zam ile imamı Ebu Yusuf’un ictihadı farklı olabilir Farklı olması, rahmet olup Hanefi mezhebine aykırı olmaz İmamı Eşari ile imamı Matüridi arasında iman konusunda temelde ayrılık yoktur Hatta biri Hanefilerin, diğeri Şafiilerin imamı demek de doğru değildir İkisi de ehli sünnetin imamlarıdır
İmamı Rabbani ve imamı Matüridi, Hanefi mezhebine göre amel ettikleri için itikadda Hanefi imamları olarak bilinmektedir Ebul Haseni Eşari de Şafii’ye göre amel ettiği için itikadda Şafii imamı olarak tanınmaktadır Bir şafii, imamı Matüridi gibi inansa veya bir hanefi, imamı Eşari gibi inansa Ehli sünnet olmaktan çıkmaz Fakat bir kimse, amele ait bir hükümde ihtiyaçsız kendi mezhebini bırakıp, başka bir mezhebin hükmü ile amel etse mezhepsiz olur (Hulasatüttahkik)
Hiçbir İslam âlimi, selefiye mezhebi diye bir mezhepten bahsetmemiştir İbni Teymiyeciler, selefiyiz diyorlar Selefilik, vehhabiliğin kamufle adıdır Bazı selefi yazarlar, itikadda hak olan mezhebi üçe ayırıyorlar Halbuki Tirmizi’nin bildirdiği hadisi şerifte (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, yetmiş ikisi Cehenneme gidecektir) buyurulurken, üç fırkaya fırkai naciyye denir mi, itikadda üç tane hak mezhep olur mu? Fırkai naciyye denilen kurtuluş fırkası bir tanedir O da Ehli sünnetvelcemaattir Hadisi şerifle de bildirildiği gibi, diğerleri Cehenneme gidecektir (Hadika)
Sual: Selefiyecilik nedir? Selefiye mezhebi diye bir mezhep var mı?
CEVAP
Selefiyecilik, vehhabiliğin kamufle adıdır Vehhabiler, bu isim altında kendilerini gizliyorlar Hatta kendilerine hakiki ehli sünnet anlamında Ehli sünneti hassa diyorlar
Selef, önceki demektir Istılahta Sahabe ve Tabiine Selef veya selefi salihin denir Selefi salihinin yolunda bulunan müslümanlara (Ehli sünnet) denir Ehli sünnet olmayıp, Ehli sünnet âlimlerinin nasslarda açık bildirilmemiş olan ahkamdaki ictihadlarını beğenmeyen ve bu manası açıkça anlaşılamayan nassları yanlış tevil ederek, anladıklarını Selefi salihinin yolu olarak savunan sapıklara Selefiye denir Selefin mezhebi vardır, selefiye mezhebi diye bir şey yoktur Selefin mezhebi ise ehli sünnet vel cemaattir
Ehli sünnet itikadından ayrılan bazı din adamları Selefiye adını verdikleri sapık bir yol tutmuşlardır
Bunun itikadda mezhep olduğunu söyleyip, kitaplarında yazmışlardır Halbuki İslamiyet’te Selefiye mezhebi diye bir şey yoktur Ehli sünnet âlimleri böyle bir şey bildirmemişler ve kitaplarında asla yazmamışlardır
İslamiyet’te Selefi salihin mezhebi, yani Ehli sünnet mezhebi vardır Selefi salihin; hadisi şerif ile methedilen, övülen ilk iki asrın müslümanlarıdır Yani Selefi salihin, Eshabı kiram ve Tabiine verilen isimdir Bu şerefli insanların itikadına Ehli sünnet velcemaat mezhebi denir Bu mezhep, iman, inanç mezhebidir Eshabı kiramın ve Tabiini i'zamın imanları hep aynı idi, inançları arasında hiçbir fark yoktu
İmamı Gazali hazretleri İlcamülavam kitabında; Bu kitapta itikad fırkalarından Selef mezhebinin hak olduğunu bildireceğim Bu mezhepten ayrılanların bid’at sahibi olduklarını anlatacağım Selef mezhebi demek, Eshabın ve Tabiinin itikadları demektirbuyurarak Selef mezhebi demenin, Ehli sünnet velcemaat mezhebi demek olduğunu açıkça bildirmiştir
Mısır'daki Ezher Üniversitesinden mezun üstad ibni Halife Alivi Akıdetüsselefi velhalef adlı kitabında şöyle yazmıştır:
Ebu Zehra Tarihülmezahibül islamiyye kitabında yazdığı gibi, hicretin dördüncü asrında, Hanbeli mezhebinden ayrılan bazı kimseler, kendilerine Selefiyin ismini verdiler Hanbeli mezhebi âlimlerinden Ebu'lFerec ibni Cevzi ve diğer âlimler bu selefilerin, Selefi salihinin yolunda olmadıklarını, bid’at ehli, mücessime fırkasından olduklarını bildirerek, bu fitnenin yayılmasını önlediler Daha sonra yedinci asırda, ibni Teymiye elHarrani bu fitneyi tekrar alevlendirdi Kendilerine Selefiye ismini takanlar, ibni Teymiye’yi kendilerine imam bildiler
İbni Teymiye, Hanbeli mezhebinde olarak yetişti Yani Ehli sünnet idi Fakat sonradan kendi aklına uyarak, sapık görüşler ortaya attı Ehli sünnet itikadından ve dolayısı ile Hanbeli mezhebinden ayrılıp uzaklaştı
Kendi başına ayrı bir yol tutup, tuttuğu bu sapık yolda sürüklenip gitti Kendine tâbi olanları da saptırdı Ona tâbi olanlar onun bu yoluna selefiye dediler Bu hususu derinlemesine araştırıp, incelememiş ve kaynakları iyi anlayamamış olan bazıları Ehli sünnet âlimlerinin kitaplarındaki Selef ve Selefi salihinifadelerini değiştirerek, Selefiye şeklinde nakletmişler ve yazmışlardır İtikadda Selefiye diye bir mezhep yoktur Peygamber efendimizin hadisi şerifte fırkai naciyye, kurtuluş fırkası olarak bildirdiği tek bir itikad mezhebi vardır O da Ehli sünnet velcemaat mezhebidir, imamı Matüridi ve imamı Eşari bu mezhepte iki itikad imamıdır ve bu mezhebi yaymışlardır
İmamı Matüridi ve imamı Eşari hazretleri ayrı bir mezhep kurmamışlar, Eshabı kiramın, Tabiinin, dört mezhep imamının ve sonra Ehli sünnet âlimlerinin nakil ve tevatür yolu ile bildirdikleri iman ve itikad bilgilerini açıklamışlar, anlaşılmasını kolaylaştırmak için kısımlara bölmüşler ve herkesin anlayabileceği şekilde yaymışlardır Bunlardan imamı Eşari, imamı Şafi hazretlerinin talebe zincirinde bulunmaktadır İmamı Matüridi ise imamı a’zam hazretlerinin talebe zincirindedir
Ehli sünnet itikadının açıklamasında bu iki imam meşhur olmuş, yaşadıkları zamanlarda itikadda doğru yoldan ayrılmış sapıkların ve yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış maddecilerin bozuk düşüncelerine karşı Ehli sünnet velcemaat itikadını izah etmekte, bazı bakımlardan farklı usuller takip etmişlerdir Daha sonraki asırlarda gelen Ehli sünnet âlimleri, bu iki imamın koyduğu usullere uyarak, Ehli sünnet itikadını nakletmişlerdir
Ehli sünnetin reisi ise imamı a’zam Ebu Hanife hazretleridir İmamı a’zam Ebu Hanife hazretleri, fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve usuller, metotlar koyduğu gibi, Resulullahın ve Eshabı kiramın bildirdiği itikad, iman bilgilerini de topladı ve yüzlerce talebesine bildirdi Talebesinden, ilmi kelam, yani iman bilgileri mütehassısları yetişti Bunlardan imamı a’zamın talebesi olan imamı Muhammed Şeybani'nin yetiştirdiklerinden, Ebu Bekri Cürcani dünyaca meşhur oldu Bunun talebesinden de, Ebu Nasırı Iyad, kelam ilminde, Ebu Mensuri Matüridi'yi yetiştirdi Ebu Mensur, imamı a’zamdan gelen kelam bilgilerini kitaplara yazdı Doğru yoldan sapmış olanlarla mücadele ederek, Ehli sünnet itikadını kuvvetlendirdi ve her tarafa yaydı
İmamı Eşari de, imamı Şafii'nin talebesi zincirinde bulunmaktadır Bu iki büyük imam, Eshabı kiram, Tabiin ve Tebei tabiinin bildirdiği itikad ve iman bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, herkesin anlayabileceği bir şekilde yaymışlardır İmamı Eşari ve imamı Matüridi hazretleri, hocalarının müşterek mezhebi olan Ehli sünnet velcemaattan dışarı çıkmamışlar, ayrı bir mezhep kurmamışlardır
Taşköprüzade şöyle yazmıştır:
Ehli sünnet vel cemaatın kelam ilmindeki reisleri iki zattır Bunlardan birisi Hanefi, diğeri Şafii'dir Hanefi olanı, Ebu Mensur Matüridi, Şafii olanı ise Ebu'l Hasen elEşari'dir
Bazı kitaplarda, Eşariyye mezhebi, Matüridiyye mezhebi diye yazılı ise de, bu kendi çalışmalarına verilen isimdir, ayrı mezhep değildir Her ikisi de Ehli sünnet itikadını anlatmıştır Aralarında ictihad farkları vardır Bu ayrılıklar temelde ayrılık olmadığı için, ikisi de Ehli sünnettir
Zebidi de şöyle demiştir:
Ehli sünnet velcemaat ismi geçince, Eşariler ve Matüridiler kastedilir
İmanda, itikadda tek mezhep vardır
Bu iki imamın ve hocalarının, amelde dört hak mezhep imamlarının ve onlara tâbi olanların; imanda, itikadda tek bir mezhebi vardır Bu mezhep Ehli sünnet velcemaat mezhebidir Çünkü İslamiyet, bütün insanlara yalnız bir tek imanı ve itikadı emretmektedir Bu imanın esaslarını ve nasıl itikad edileceğini, bizzat Peygamber efendimiz tebliğ etmiştir İnsanlara, kendilerini ve her şeyi yaratan Allahü teâlâyı haber veren Peygamberimiz, Allahü teâlâya, Onun yarattıklarına ve Onun emir ve yasaklarına imanın nasıl olacağını da bildirmiştir Muhammed aleyhisselama ve Onun bildirdiklerine, temiz, dürüst ve hakiki bir iman, ancak Onun bildirdiğine tam ve hiç şüphesiz kabul edip inanmakla mümkün olur Bu hususta çok az, kıl kadar da olsa bir ayrılığın, Ondan ayrılmak olacağı meydandadır Böyle bir ayrılığa düşenlerin kendilerini haklı çıkarmak için öne sürecekleri dini, siyasi, beşeri, içtimai, fenni vs gibi sebeplerin hiçbir kıymeti yoktur Çünkü İslamiyet her ne suret ve sebeple olursa olsun, imanda ve itikadda ayrılığa asla izin vermemekte, yasaklamaktadır
Eshabı kiramın iman ve itikadda hiçbir ayrılıkları olmadı Eshabdan olmayanlar ve daha sonraki asırlarda gelenler arasında ise zamanla imanda, itikadda bazı ayrılıklar ortaya çıkarıldı ve bid’at fırkalarının sayısı 72’ye ulaştı Bu ayrılıkları çıkaranların ve bunların sözlerine inanarak bozuk düşüncelerini benimseyenlerin ileri sürdükleri sebepler çok çeşitli ve herbirine göre farklı olmakla beraber, esas sebepler; Münafık ve başka dinden olanların çıkardıkları fitneler, Kur’anı kerimin müteşabih âyetlerini kendi anlayışlarına göre tevil etmeye kalkışmaları, eski Hind ve Yunan felsefesi ile Mecusi inançlarının İslamiyet’e sokulma çabaları, Eshabı kiramın maslahata (huzurun, dirliğin, iyiliğin teminine) ait konulardaki ictihad ayrılıklarını anlayamama ve bunları kendi nefsani arzularına, siyasi maksat ve ihtiraslarına perde veya alet etme, kısa zamanda çok geniş ülkelere yayılan İslamiyet’in henüz yeni müslüman olmuş büyük kitlelerce tam anlaşılmadan birtakım insanların eski din ve inançlarına ait bazı unsurları tamamen terk edememeleri ve bunları İslamiyet’ten sayma yanlışına düşmelerişeklinde özetlenebilir
Ancak, İslam tarihinde görülen 72 sapık fırkanın ortak vasfı; siyasi ve dünyevi menfaat ve saiklerle ortaya çıkmış olmalarına rağmen, hemen hepsi Kur’anı kerimdeki muhkem ve bilhassa müteşabih âyeti kerimeleri kendi akıllarına göre tefsir yoluna gitmişler, böylece felsefe yaparak ve bu âyetleri, iddiaları istikametinde tevil ederek kendilerine Kur’anı kerimden deliller bulduklarını ileri sürmüşlerdir
Mesela, Kur’anı kerimde geçen, Allah’ın eli, yüzü vb sıfatlarını gösteren ifadeleri, kendi düşüncelerine ve konuşma dilindeki manalarıyla kabul ederek, Allahü teâlâyı zatı ve sıfatlarıyla tecsim eden, yani cisim ve insan şeklinde düşünen bu sapık fırkalar, Kur’anı kerimin doğru manası olan muradı ilahiyi anlayamamışlar, doğrusunu anlatan Ehli sünnet âlimlerinin açıklamalarını kabul etmedikleri gibi, ayrıca onlara fikren ve fiilen saldırmışlardır
İslamiyet’te (Selefiye mezhebi) diye bir şey yoktur
Selefi salihinin yolunda bulunan müslümanlara (Ehli sünnet) denir Ehli sünnet olmayıp, Ehli sünnet âlimlerinin nasslarda açık bildirilmemiş olan ahkamdaki ictihadlarını beğenmeyen ve bu manası açıkça anlaşılamayan nassları yanlış tevil ederek, anladıklarını Selefi salihinin yolu olarak savunan sapıklara Selefiye denir Bu bid’ati ortaya çıkaranların en meşhuru İbni Teymiye ve vehhabilerdir Bunlar kendilerinin Eshabı kiram yolunda olduğunu savunuyor, Kur’anı kerimden ve hadisi şeriflerden yanlış ve bozuk manalar çıkararak, Ehli sünnet olan hakiki müslümanları kötülüyorlar
Hemen söyleyelim ki, Ehli sünnet âlimlerinin kitaplarında, Selefiye denilen bir isim ve Selefiye Mezhebi diye bir yazı yoktur Bu isimler mezhepsizler tarafından sonradan uydurulmuş ve cahil din adamları tarafından, mezhepsizlerin kitapları Arabiden Türkçeye tercüme edilirken, Türkler arasında da yayılmaya başlamıştır
Bunlara göre:
(Eşari ve Matüridi mezhepleri kurulmadan evvel bütün Sünnilerin tâbi oldukları mezhebe Selefiye adı verilmektedir Bunlar Sahabe ve Tabiinin izinde yürümüşlerdir Selefiye mezhebi Eshabın, Tabiinin ve Tebei tabiinin mezhebidir Dört büyük imam bu mezhebe mensup idi Selefiye mezhebini müdafaa için ilk eser, (Fıkhulekber) ismi ile imamı a’zam tarafından yazılmıştır İmamı Gazali, (İlcamül avamanil kelam) eserinde Selefiye mezhebinin esaslarını yedi olarak bildirmektedir İmamı Gazalinin zuhuru ile müteahhirinin ilmi kelamı başlar İmamı Gazali, önce gelen kelamcıların mezheplerini ve İslam filozoflarının fikirlerini tetkik ettikten sonra, kelam ilminin metotlarında değişiklikler yaptı Felsefi düşünceleri, red maksadıyla kelama soktu Razi ve Amidi, kelam ile felsefeyi mecz ederek bir ilim haline koydular Beydavi ise, kelam ile felsefeyi birbirinden ayrılmaz hâle koydu Müteahhirinin ilmi kelamı Selefiye mezhebinin yayılmasına mani oldu İbni Teymiye ve talebesi İbnülKayyımilcevziyye, Selefiye mezhebini ihyaya çalıştılar Selefiye mezhebi sonradan ikiye ayrılmıştır: Eski Selefiler, Allah’ın sıfatları ve müteşabih nassları hakkında tafsilata girmemişlerdir Sonraki Selefiler bunlar hakkında tafsil cihetine ehemmiyet vermişlerdir İbni Teymiye ve ibni Kayyım Cevziyye gibi sonraki Selefilerde bu hâl açık olarak görülmektedir Eski ve yeni Selefilerin hepsine birden (Ehli sünneti hassa) denir Ehli sünnet kelamcıları bazı nassları tevil etmişlerse de, Selefiye buna muhaliftir Selefiye, Allah’ın yüzü ve gelmesi, insanların yüzüne ve gelmesine benzemez diyerek müşebbiheden ayrılmıştır) diyorlar
CEVAP
Eşari ve Matüridi mezhepleri sonradan kurulmuş demek doğru değildir Bu iki büyük imam, Selefi salihinin bildirdikleri itikad, iman bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, herkesin anlayabileceği bir şekilde yaymışlardır İmamı Eşari, imamı Şafii’nin talebesi zincirinde bulunmaktadır İmamı Matüridi de, imamı a’zam Ebu Hanife’nin talebeleri zincirinin büyük bir halkasıdır
İmamı Eşari ve imamı Matüridi, hocalarının itikaddaki müşterek olan mezheplerinden dışarı çıkmamış, mezhep kurmamıştır Bu ikisinin ve hocalarının ve dört mezhep imamının tek bir itikadı vardır Bu da Ehli sünnet vel cemaat ismi ile meşhur olan itikad mezhebidir Bu fırkada bulunanların itikadları, inanışları, Eshabı kiramın ve Tabiinin ve Tebei tabiinin inanışlarıdır İmamı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin yazdığı, Fıkhulekber kitabı, Ehli sünnet mezhebini müdafaa etmektedir Bu kitapta ve imamı Gazali hazretlerinin, İlcamülavamanilkelam kitabında Selefiye kelimesi yoktur Bu iki kitap ve Fıkhulekber kitabının şerhleri arasında Kavlülfasl kitabı, Ehli sünnet fırkasını bildirmekte ve bid’at fırkaları ile felsefecilere cevaplar vermektedir
İmamı Gazali hazretleri, İlcamülavam kitabında, (Bu kitapta itikaddaki fırkalardan, Selef mezhebinin hak olduğunu, bildireceğim Bu mezhepten ayrılanların bid’at sahibi olduklarını anlatacağım Selef mezhebi demek, Eshabın ve Tabiinin itikadları demektir Bu mezhebin esasları yedidir) diyor Görülüyor ki, İlcam kitabı, Selef mezhebinin yedi esasını yazmaktadır Buna Selefiyenin yedi esası demek, kitabın yazısını değiştirmek ve imamı Gazali hazretlerine iftira etmek olmaktadır
Ehli sünnet kitaplarının hepsinde, mesela, çok kıymetli fıkıh kitabı olan, Dürrülmuhtar’ın şahidlik kısmında, Selef ve Halef dedikten sonra; (Selef, Eshabı kiramın ve Tabiinin ismidir Bunlara (Selefi salihin) de denir Halef de, Selefi salihinden sonra gelen Ehli sünnet âlimlerine denir) yazılıdır
İmamı Gazali ve imamı Razi ve tefsir âlimlerinin baş tacı olan imamı Beydavi hazretleri, hep Selefi salihin mezhebinde idiler Bunların zamanında türeyen bid’at fırkaları, ilmi kelama felsefeyi karıştırdılar Hatta imanlarının esasını felsefe üzerine kurdular Milel ve Nihal kitabında bu bozuk fırkaların inançları geniş anlatılmaktadır
Bu üç imam, bu bozuk fırkalara karşı Ehli sünnet itikadını müdafaa ederken ve onların sapık fikirlerini çürütürken, onların felsefelerine de geniş cevaplar verdiler Bu cevapları, Ehli sünnet mezhebine felsefeyi karıştırmak değildir Bilakis kelam ilmini, kendisine karıştırılan felsefi düşüncelerden temizlemektir Beydavi’de ve bunun şerhlerinin en kıymetlisi olan Şeyhzade tefsirinde hiçbir felsefi düşünce, hiçbir felsefi metot yoktur Bu yüce imamlara felsefe yolunda idiler demek, çok çirkin iftiradır
Ehli sünnet âlimlerine bu iftirayı ilk olarak, İbni Teymiye, Vasıta kitabında yazmıştır İbni Teymiye’nin ve talebesi İbnülKayyımılcevziyye’nin Selefiye mezhebini ihyaya çalıştıklarını söylemek ise, hak yolda olanlar ile bâtıl yola sapmış olanların ayrıldığı mühim bir noktadır Bu iki şahıstan evvel Selefiye mezhebi, hatta Selefiye kelimesi yok idi ki, bu ikisinin ihyaya çalıştığı söylenilebilsin Bu ikisinden evvel yalnız ve tek hak itikad olarak (Ehli sünnet velcemaat) ismi verilmiş olan Selefi salihinin mezhebi vardı İbni Teymiye, bu hak mezhebi bozmuş, birçok bid’atler meydana çıkarmıştır Şimdi mezhepsizlerin, dinde reformcuların, kitaplarının, sözlerinin, yanlış düşüncelerinin kaynağı, hep İbni Teymiye’nin bid’atleridir
Bunlar, kendilerinin hak yolda olduklarına gençleri inandırmak için, korkunç bir hile ortaya çıkardılar İbni Teymiye’nin bid’atlerini, yanlış fikirlerini haklı göstererek, gençleri onun yoluna sürüklemek için, Selefi salihine Selefiye ismini verdiler Selefi salihinin halefleri olan İslam âlimlerine felsefe ve bid’at lekelerini bulaştırdılar Bunları, Selefiye dedikleri uydurma isimden ayrılmakla suçladılar İbni Teymiye’yi Selefiyeyi yeniden canlandıran bir kahraman, bir müctehid olarak ortaya koydular Halbuki, Selefi salihinin halefleri olan Ehli sünnet âlimleri, zamanımıza kadar, hatta bugün bile, yazdıkları kitaplarında Selefi salihinin mezhebi olan (Ehli sünnet) itikad bilgilerini savunmuşlar, ibni Teymiye’nin, Şevkani’nin ve benzerlerinin Selefi salihinin yolundan ayrıldıklarını ve müslümanları felakete ve Cehenneme sürüklediklerini bildirmişlerdir EttevessülübinNebi ve bisSalihin ve Ulemaülmüslimin velmuhalifun ve Şifaüssikam ile bunun ön sözü olan Tathirulfüad mindenisilitikad kitaplarını okuyanlar, yeni Selefiye denilen bu inanışları ortaya çıkaranların, müslümanları felakete götürdüklerini ve İslam dinini içeriden yıkmakta olduklarını çok iyi anlar
Son günlerde, bazı ağızlardan Selefiye ismi işitilmeye başlandı Her müslüman şunu iyi bilmelidir ki, İslamiyet’te Selefiye mezhebi diye bir şey yoktur İslamiyet’te yalnız Selefi salihin mezhebi vardır Selefi salihin, hadisi şerif ile meth ve sena buyurulmuş olan, ilk iki asrın müslümanlarıdır Üçüncü ve dördüncü asırlarda gelen İslam âlimlerine Halefi sadıkin denir Bu şerefli insanların itikadına, Ehli sünnet velcemaat mezhebi denir Bu mezhep, iman, inanış mezhebidir Selefi salihinin, yani Eshabı kiram ile Tabiini izamın imanları hep aynı idi İnanışları arasında hiç fark yoktu Şimdi yer yüzünde bulunan müslümanların çoğu, Ehli sünnet mezhebindedirler Yetmişiki sapık bid’at fırkalarının hepsi ikinci asırdan sonra ortaya çıktı Bunların bir kısmının kurucuları daha önceden yaşamış iseler de, kitaplarının yazılması ve toplu olarak ortaya çıkmaları ve Ehli sünnete karşı baş kaldırmaları Tabiini izamdan sonra oldu
Ehli sünnet itikadını ortaya koyan Resulullahtır
Ehli sünnet itikadını ortaya koyan Resulullahtır İman bilgilerini Eshabı kiram bu kaynaktan aldılar Tabiini izam da bu bilgilerini, Eshabı kiramdan öğrendiler Daha sonra gelenler, bunlardan öğrendiler Böylece, Ehli sünnet bilgileri bizlere nakil ve tevatür yoluyla geldi Bu bilgiler akıl ile bulunamaz Akıl bunları değiştiremez Akıl, bunları anlamaya yardımcı olur Yani, bunları anlamak, doğruluklarını, kıymetlerini kavramak için akıl lazımdır
Hadis âlimlerinin hepsi, Ehli sünnet itikadında idiler Amelde dört mezhebin imamları da bu mezhepte idi İtikadda mezhebimizin iki imamı olan Matüridi ve Eşari de Ehli sünnet mezhebinde idi Bu her iki imam, hep bu mezhebi yaydılar Sapıklara karşı ve eski yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış olan maddecilere karşı bu tek mezhebi savundular Bu iki büyük Ehli sünnet âliminin zamanları aynı ise de, bulundukları yerler birbirinden ayrı ve karşılarındaki saldırganların düşünüş ve davranışları başka olduğundan, savunma metotları ve tenkitleri birbirinden farklı olmuş ise de, bu hâl, yollarının ayrı olduğunu göstermez Bunlardan sonra gelen yüzbinlerle derin âlim ve veliler, bu iki yüce imamın kitaplarını inceleyerek ikisinin de, Ehli sünnet mezhebinde olduklarını söz birliği ile bildirmişlerdir
Ehli sünnet âlimleri, manaları açık olan nassları, zahirleri üzere almışlardır Yani, böyle âyeti kerimelere ve hadisi şeriflere açık olan manaları vermişler, zaruret olmadıkça böyle nassları (tevil) etmemişler, bu manaları değiştirmemişlerdir Kendi bilgileri ve görüşleri ile bir değişiklik hiç yapmamışlardır Sapık fırkalardan olanlar ve mezhepsizler ise, yunan felsefecilerinden ve din düşmanı olan fen taklitçilerinden işittiklerine uyarak, iman bilgilerinde ve ibadetlerde değişiklik yapmaktan çekinmemişlerdir
İmanda parçalanmak, fırkalara ayrılmak yasaktır
İmanda parçalanma, gruplara ayrılmak kötüdür, asla caiz değildir Kur’anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Hidayeti kurtuluş yolunu öğrendikten sonra, Peygambere uymayıp, müminlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fena olan Cehenneme atarız) Nisa 115
(Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız İmanda Fırkalara bölünmeyiniz) Ali İmran 103
Peygamber efendimiz de, Müslümanlar arasında imanda ve itikadda ayrılıkların felaket olduğunu bildirerek, meşhur olan bir hadisi şerifinde, (Yahudiler, 71 fırkaya ayrılmıştı Bunlardan 70’i Cehenneme gidip, ancak bir fırkası kurtuldu Hıristiyanlar da, 72 fırkaya ayrıldı 71’i Cehenneme gitti Benim ümmetim de 73 fırkaya ayrılır Bunlardan 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur) buyurdu Eshabı kiram, bu bir fırkanın kimler olduğunu sorduğunda; (Cehennemden kurtulan fırka, benim ve Eshabımın gittiği yolda gidenlerdir) buyurdu (Tirmizi, İbni Mace)
İbni Teymiye’nin sapık fikirleri vehhabilere kaynak oldu
Mezhepsizler kendilerine, Selefiye ismini takmışlar İbni Teymiye, Selefilerin büyük imamıdır diyorlar Bu sözleri bir bakımdan doğrudur Çünkü, ibni Teymiye’den önce (Selefi) ismi yoktu Selefi salihin vardı Bunların itikadları da Ehli sünnet mezhebi idi İbni Teymiye’nin sapık fikirleri vehhabilere ve diğer mezhepsizlere kaynak oldu İbni Teymiye Hanbeli mezhebinde olarak yetişti Yani Ehli sünnet idi Fakat ilmi çoğalınca kendi fikirlerini beğenmeye, kendini Ehli sünnet âlimlerinden üstün görmeye başladı İlminin çoğalması, dalaletine, sapıtmasına sebep oldu Hanbeli olması kalmadı Çünkü, dört mezhepten birinde olabilmek için, ehli sünnet itikadında olmak lazımdır Ehli sünnet itikadında olmayan kimse için Hanbeli mezhebindedir denilemez
Zamanımızda, ibni Teymiye’yi taklit etmek modası ortaya çıktı Onun sapık yazılarını savunuyor ve kitaplarını, bilhassa Vasıta kitabını bastırıyorlar Bu kitap baştan başa onun Kur’anı kerime ve hadisi şeriflere ve icmaı müslimine uymayan fikirleri ile doludur Okuyanlar arasında büyük fitne ve bölücülük uyandırmakta, kardeşi kardeşe düşman etmektedir Hindistan’da bulunan vehhabiler ve başka İslam memleketlerinde, bunların tuzaklarına düşmüş olan cahil din adamları, ibni Teymiye’yi kendilerine bayrak yapmışlar, ona (Büyük müctehid), (Şeyhülİslam) gibi isimler takıyorlar Onun sapık fikirlerine, bozuk yazılarına din ve iman diye sarılıyorlar Müslümanları parçalayan, İslamiyet’i içerden yıkan bu feci akıntıyı durdurmak için Ehli sünnet âlimlerinin onu red eden, vesikalarla çürüten kıymetli kitaplarını okumalıdır Bu kıymetli kitaplar arasında, büyük imam, derin âlim TakıyyüddinüsSübki hazretlerinin, Şifaüssikam fiziyaretihayrilenam kitabı, İbni Teymiye’nin bozuk fikirlerini mahvetmekte, fesatlarını yok etmekte, inatçılığını ortaya koymaktadır Kötü niyetlerinin, bozuk inanışlarının yayılmasını önlemektedir
Vehhabilerin ve bazı mezhepsizlerin Şeyhülİslam bilip yolundan gittikleri İbni Teymiye hakkında geniş bilgi Mezhebin Önemi maddesinde, Bazı şahıslar hakkında özet bilgi kısmında var
Yehova Şahitleri ve Selefiyecilerin benzer yönleri
Yehova (Yehve), Yahudilerin milli ilahlarıdır Yehova dini, önce Russel tarikatı, 1931'de Yehova Şahitleri adını aldı İsa'nın dünya krallığı başladıdiyerek, devletlerin sonunun yaklaştığını, tarihler vererek ortaya attılar Bu tarihler, 1914, 1918, 1925 ve 1975'tir Tabii hepsi de boşa çıktı
Öteki Hıristiyanlar (İsa üç tanrıdan biridir) derler iken, Yehovacılar için, ilah tek ise de, (İsa, Yehova'nın oğludur) derler Hz İsa'yı ilahlıktan çıkarmaları diğer Hıristiyanları kızdırmıştır Milliyet ve vatan sevgisini reddederler ve askerlik yapmaya karşıdırlar Mevcut rejimlere ayaklanmaları, isyanı teşvik ederler
Yahudilik dışında bütün dinleri düşman bilirler Yöneticilerin hemen hepsi Yahudi'dir Yahudi'lerin 19 kitabını bunlar da mukaddes kabul ederler 144 bin seçkin Yahudi'nin dünyayı yönlendireceğine, Cennetin dünyada olacağına, Hz İsa'nın dünyadaki Cennette krallık kuracağına, Yehovacıların dışında herkesin ölüp bir daha dirilmeyeceğine ve ölen Yehovacıların dirileceğine ve bir daha ölmeyeceğine inanırlar Her çocuk günahkâr doğar derler
Müslümanları aldatmak için, Yehova yerine Allahve diğer İslami terimleri kullanırlar Şık, süslü giyinmiş güzel kızlarla, tatlı, okşayıcı dillerle cahilleri aldatmaya, Hıristiyan yapmaya çalışırlar Ele geçirdikleri adreslere broşür, kitap ve kaset gönderirler Emaillerle, sitelerle zehir kusarlar
Bunlar, birçok yönden Selefiyecilere (Necdilere) benzerler
Bazıları şöyledir:
1 Yehovacılar, İlk Hıristiyanlar gibi, İncillere sarılalımderler Selefiyeciler de, Yalnız Kur'ana sarılalımderler
2 Yehovacılar da, selefiyeciler de mezhebe, tarikata karşıdırlar Selefiyeciler, birçok tasavvuf büyüğüne kâfir derler
3 Yehovacılar, ilk Hıristiyanların yolunda olduklarını söylerler Selefiyeciler de aynı mantıkla ilk Müslümanların yolunda olduklarını söylerler (Selef, ilk Müslümanlar manasına gelir)
4 Yehovacılar Cehennemi inkâr ederler Selefiyeciler de, pirleri olan İbni Teymiye gibi Cehennem sonsuz değil derler
5 Yehovacılar, Allah insan gibi düşünür diyerek Tanrının düşüncesitabirini kullanırlar Selefiyeciler de, Kur'ani düşünce, İslam düşüncesigibi tabirler kullanırlar Halbuki İslamiyet’i bir düşünce olarak kabul etmek küfürdür
6 Yehovacılar da Selefiyeciler de, Allah gökte derler
7 Yehovacılar ruha inanmaz, Elektriğe benzeyen kişiliksiz bir kuvvetderler Bazı selefiyeciler de meleklere, rüzgar, tabiat kuvvetleri derler
8 Yehovacılar, doğum günü kutlamazlar Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler Selefiyeciler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler
9 Yehovacılar, kadere inanmazlar Selefiyecilerin bir kısmı da kadere inanmaz
10 İncilleri işlerine geldiği gibi yorumlar, Yehovacı olmayanlara kâfir derler Selefiyeciler de, Kur'anı işlerine geldiği gibi yorumlarlar Selefiyeci olmayanlara müşrik derler
İbni Sebe, bir Yahudidir, Hıristiyanlığı bozan Pavlos da Yahudi'dir Selefiyecilerin Yehovacılara benzemeleri tesadüf değildir Her bozuk fırkanın altında, bir Yahudi veya İngiliz parmağı vardır Her taşın altında onlar gizlidir
Selefilik Vehhabilik
Sual: İtikadda tek mezhep, Ehli sünnet vel cemaattir Amelde ise dört hak mezhep vardır Son zamanlarda, selefiye mezhebi diye bir şey çıkardılar Selefilik nedir?
CEVAP
Eshabı kirama, tabiine, tebei tabiine selef veya selefi salihin denir Bunların yoluna Ehli sünnet velcemaat denir
Mezhepsizler, selef kelimesini istismar ediyorlar (Selefiye mezhebi, selefin yoludur) diyorlar İmamı a’zamın, imamı Eşari’nin, imamı Matüridi’nin yolu selefin yolu değilmiş gibi bir intiba vermeye çalışıyorlar
Bazı sapıklar da çıkıp, (Peygamberiyye mezhebi) kursa, buna da bu peygamberin yoludur dese itibar edilir mi? İmamı Gazali hazretleri, Eshabı kiramın yolu olan Ehli sünnet itikadını anlatıp, (İşte selefin mezhebi budur) buyuruyor
İtikadda mezhep tektir Çünkü itikadda ayrılık olmaz İtikadda mezhebimiz Ehli sünnet velcemaattır Ehli sünnet fırkasının meşhur iki imamı vardır Birincisi imamı eşari, ikincisi imamı Matüridi’dir İkisinin ictihadları arasındaki farklılık temelde değildir Eğer farklılık temelde olsa idi, birisi Ehli sünnet itikadından ayrı olsaydı, elbette onun itikadı Ehli sünnet kabul edilmezdi
Amele ait bir mezhepte farklı ictihadlara sahip imamlar olabilir Mesela imamı a'zam ile imamı Ebu Yusuf’un ictihadı farklı olabilir Farklı olması, rahmet olup Hanefi mezhebine aykırı olmaz İmamı Eşari ile imamı Matüridi arasında iman konusunda temelde ayrılık yoktur Hatta biri Hanefilerin, diğeri Şafiilerin imamı demek de doğru değildir İkisi de ehli sünnetin imamlarıdır
İmamı Rabbani ve imamı Matüridi, Hanefi mezhebine göre amel ettikleri için itikadda Hanefi imamları olarak bilinmektedir Ebul Haseni Eşari de Şafii’ye göre amel ettiği için itikadda Şafii imamı olarak tanınmaktadır Bir şafii, imamı Matüridi gibi inansa veya bir hanefi, imamı Eşari gibi inansa Ehli sünnet olmaktan çıkmaz Fakat bir kimse, amele ait bir hükümde ihtiyaçsız kendi mezhebini bırakıp, başka bir mezhebin hükmü ile amel etse mezhepsiz olur (Hulasatüttahkik)
Hiçbir İslam âlimi, selefiye mezhebi diye bir mezhepten bahsetmemiştir İbni Teymiyeciler, selefiyiz diyorlar Selefilik, vehhabiliğin kamufle adıdır Bazı selefi yazarlar, itikadda hak olan mezhebi üçe ayırıyorlar Halbuki Tirmizi’nin bildirdiği hadisi şerifte (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, yetmiş ikisi Cehenneme gidecektir) buyurulurken, üç fırkaya fırkai naciyye denir mi, itikadda üç tane hak mezhep olur mu? Fırkai naciyye denilen kurtuluş fırkası bir tanedir O da Ehli sünnetvelcemaattir Hadisi şerifle de bildirildiği gibi, diğerleri Cehenneme gidecektir (Hadika)