iltasyazilim
FD Üye
Selmanı Farisi hazretleri, eshabı kiramın büyüklerinden ve meşhurlarındandır Ehli beytten sayılmıştır İnsanları Hakka davet eden, doğru yolu göstererek saadete kavuşturan ve kendilerine Silsilei aliyye denilen büyük âlim ve velilerin ikinci halkasıdır
Hendek savaşından itibaren bütün gazalara katıldı Bedir ve Uhud savaşından sonra, Medine üzerine üçüncü defa yürüyen müşriklere karşı nasıl bir savunma yapılması gerektiği istişare ediliyordu Bütün müşriklerin birleşerek hücum ettiği bu savaşta Selmanı Farisi, Resulullaha hendek kazmak suretiyle savunma yapmayı söyledi Onun bu teklifi kabul edilip, hendek kazıldı Bu sebeple bu savaşa, Hendek Savaşı denildi Selmanı Farisi, içlerinde Amr bin Avf, Huzeyfe bin Yeman, Numan bin Mukarrin ile Ensar'dan altı kişinin bulunduğu bir grupla beraber bulunuyordu Kendisi güçlü ve kuvvetli bir zat idi Hendek kazma işinde gayet mahir ve becerikli idi Yalnız başına on kişinin kazdığı yeri kazardı Cabir bin Abdullah: Selman’ın kendisine ayrılan beş arşın uzunluğunda, beş arşın derinliğinde yeri vaktinde kazıp bitirdiğini gördümbuyurmuştur
Hendek savaşındaki gayret ve hizmetinden dolayı ona Peygamberimiz Selmanül HayrHayırlı Selmanbuyurdu
Eshabı kiram tarafından da çok sevilip hürmet görürdü Selmanı Farisi hazretleri dünyaya hiç rağbet etmezdi Kendisine gelen bütün dünya malını Allah rızası için dağıtırdı Ayakta duramayacak hale gelinceye kadar namaz kılar, sonra bedeni yorulunca oturur dili ile zikir ederdi Dili yorulduğu zaman da Allahü teâlânın yarattığı şeylerdeki hikmetleri düşünürdü ki, bu tefekkürü Peygamberimizin Bir saat tefekkür bin sene ibadetten hayırlıdırbuyurdukları tefekkürdü Birazcık dinlenince Ey nefsim sen iyi dinlendin Şimdi kalk Allahü teâlâya ibadet etDiline de Ey lisanım, sen de Allahü teâlânın zikrine başladerdi
Selmanı Farisi hazretleri zaten Eshabı Suffe denilen ve Peygamberimizin bizatihi kendilerini ilim öğrenmekle vazifeli kıldıkları ve Peygamberimizden hazarda ve seferde bir an ayrılmayan kimselerdendi Bazı geceler Resulullahın huzurunda bulunarak başbaşa saatlerce sohbetinde kalırdı
Elinde mal bulundurmazdı Kinde kabilesinden bir hanım ile evlenmişti Evlendiği kadının evine girdiği zaman duvarlarına süs eşyalarının asılmış olduğunu gördü
Ziynetli, süs örtülerin Kâbei Muazzamaya yakışacağını söyledi ve eve girmedi Kapının örtüsü hariç bütün örtüler kaldırıldı Eve girdiği zaman bir hayli mal gördü Bunlar kimin içindirdiye sordu Dediler ki, Senin ve hanımının malıdır Buyurdu ki: Resulullah bana bunu tavsiye etmedi Bana bir yolcunun malından ve ihtiyacından fazla bir şey bulundurmamamı tavsiye ettiBiraz sonra bir hizmetçi gördü Bu hizmetçi kimindiye sordu Senin ve ehlinindirdediler Buyurdu ki: Halilim (sallallahü aleyhi ve sellem) bana bunu tavsiye etmedi ve evinde nikahlı zevcenden başka kimse bulundurma, buyurdu Eğer bulundurursam onlar kadınların yapması icap eden şeyleri (yalanı, geçimsizliği, dedikoduyu) yaparlar diye tavsiye ettiBunun üzerine hizmetçi kadını da gönderdi Daha sonra hanımının yanına girdi ve ona Sen bana emrettiğim şeylerde itaat edecek misindiye sordu
Hanımı, Senin meclisine itaat etmek üzere oturdumYani sana itaat etmek üzere geldim, evlendim dedi Bunun üzerine Halilim (sallallahü aleyhi ve sellem) bana buyurdu ki, Sen ehlinle Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmek üzere bir araya geldedi
Bundan sonra namaz kılmaya kalktı ve ehline de namaz kılmasını emretti Çok ibadet edip gözyaşı döktü ve bereketli kılması için Allahü teâlâya dua etti Selmanı Farisi hazretleri hanımı ile de gayet zahidane bir hayat sürdüler Eshabı Suffe içerisinde Resulullahın önünde, İslam ilimlerini öğreniyordu Hz Selman (radıyallahü anh) senelerce fakirlik ve kölelik içerisinde çektiği sıkıntıları, vahiy pınarının berrak sularından, kana kana içip gideriyordu Ehli Suffe içerisinde Resulullaha en yakın olan Selmanı Farisi hazretleri idi Hz Âişe validemiz buyuruyor ki: Selmanı Farisi geceleri uzun zaman Resulullah ile beraber kalırdı ve sohbetinde bulunurdu Neredeyse Resulullahın yanında bizden fazla kalırdı Peygamberimiz Allahü teâlânın bana sevdiğini bildirdiği, benim de sevmemi emrettiği dört kişiden biri Selman’dırbuyurdular
Hz Ebu Bekir devrinde Medine'den ve Hz Ebu Bekir'in sohbetinden bir an ayrılmayan Hz Selman, Hz Ömer zamanında İran fethine katılmıştır, İslam ordusunun büyük zaferlere kavuştuğu bu seferlerde çok büyük hizmetleri olmuştur, İranlılar hakkında büyük malumat sahibi idi Çünkü kendisi İranlıydı İranlıları kendi lisanlarıyla dine davet ediyor, onlara İslamiyet’i anlatıyordu İranlılar savaşlarında fil kullanıyorlardı Müslümanlar o zamana kadar fil görmedikleri için çok şaşırdılar Hz Selman fillerle nasıl çarpışılacağını ve nasıl öldürüleceğini İslam askerlerine gösterdi İran'ın Medayin şehri alınınca onu Hz Ömer şehre vali tayin etti İlmi, basireti vazifesindeki adaleti ve nezaketi ile Medayin halkı tarafından çok sevilip sayıldı Böylece İslamiyet orada süratle yayıldı
Selmanı Farisi hazretleri HzÖmer zamanında Medayin valisi iken otuz bin kişiye hutbe okuduğu zaman yanında da iki parçadan müteşekkil bir hırka vardı Hırkasının bir parçasını namazlık olarak serer namaz kılar, diğer parçasını da giyerdi Ondan başka hiçbir elbisesi yoktu Vali olduğu için kendisine maaş verildi Maaşını aldığı zaman ondan hiçbir şey harcamaz hepsini fakirlere dağıtırdı Kendi emeği ile geçinirdi Topraktan tabak çanak yapar üç dirheme satardı Onun bir dirhemi ile bir daha tabak yapmak için malzeme alır, bir dirhemini sadaka verir, bir dirhemiyle de evinin ihtiyacı olan şeyler alırdı
Medayin'de vali iken Şam'dan bir kimse geldi Yanında bir çuval incir vardı Selmanı Farisi hazretlerini tek bir hırka ile görünce işçi zannetti ' Gel şunu taşıdedi O da çuvalı yüklendi ve yürümeye başladı Bunu görenler, adama, Sen ne yapıyorsun bu validirdediler Adam, Kusurumu bağışlayınız, sizi tanıyamadım Çuvalı indirindedi Hz Selman; Hayır niyet ettim gideceğin yere kadar götüreceğimdedi ve adamın evine kadar götürdü
Çok sade bir hayat yaşayan Selmanı Farisi hazretleri, Hz Osman devrinde hastalandı Bu sırada kendisini ziyarete gelen Sa'd bin Ebi Vakkas'a artık dünyadan ayrılacağım ve bütün servetinin bir kase (tas), bir leğen, bir kilim ve bir hasırdan ibaret olduğunu söyledi Kendisini ziyarete gelen Eshabı kiram nasihat isteyince, onlara hasta olduğu halde devamlı nasihatte bulunuyordu Bu hastalığı neticesinde Medayin'de vefat etti
İlim öğretmeyi çok severdi Çok âlim yetiştirmiştir Ebu Said elHudri, ibni Abbas, Evs bin Malik, onun talebeleri arasında idi Tabiinin büyüklerinden ve o zaman Medine'de Fukahai Seb'a denilen, yedi büyük âlimden biri olan, Kasım bin Muhammed de Selmanı Farisi'nin talebelerindendir Onun derslerinde ve sohbetlerinde kemale gelmiştir
Selmanı Farisi hazretleri, Resulullahın huzurunda ve sohbetlerinde kemale geldi Zahir ve batin ilimlerinde çok yüksek derecelere kavuştu Eshabı kiramın hepsi de böyle olmuştu Fakat Resulullahtan herkes, kendi kabiliyeti ve kapasitesi kadar feyz alırdı Hz Ebu Bekir'in kavuştuğu derecelere hiçbir Sahabi kavuşamadı Selmanı Farisi hazretleri, Resulullahtan sonra Hz Ebu Bekir'in sohbetinde ve hizmetinde de çok bulunarak, ondan da feyz aldı
Hanımı anlatır:
Vefatına yakın bana: Evde biraz misk olacak, onu suya koy ve başımın etrafına saç, insan ve cin olmayan kimseler (melekler) yanıma geleceklerdirdedi Söylediği gibi yaptım Dışarı çıktım Odadan, Esselamü aleyke, ey Allah’ın velisi ve Resulullahın arkadaşıdiyen bir ses duydum, içeri girdiğimde ruhunu teslim etmişti Yatağında uyuyor gibiydi
Said bin Müseyyeb, Abdullah bin Selam'dan naklen anlatır:
Selmanı Farisi bana: Ey kardeşim, hangimiz evvel vefat ödersek, vefat eden kendini, hayatta olana göstersindedi, ben de bu mümkün müdür? dedim Evet, mümkündür Çünkü müminin ruhu bedeninden ayrılınca, istediği yere gidebilir; kâfirin ruhu Siccinde hapsedilmiştirdedi Selman vefat etti Bir gün kaylüle yaparken (gün ortasında uyurken) Selman'ın geldiğini gördüm Selam verdi Selamına cevap verdim Yerini nasıl buldun diye sordum, İyidir Tevekkül et Tevekkül ne iyi şeydirdedi ve üç kere tekrarladı
Selmanı Farisi hazretlerinin ilmi ile fazileti pek çoktu Her ilimde âlim idi Hz Ali, Selmanı Farisi evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir denizdirbuyurmuşlardır Resulullaha sıdk ve muhabbeti sebebiyle Eshabı kiramın seçkinleri arasına Resulullah tarafından dahil edildi Muhacirlerle Ensar arasında, Muhacirlerden mi yoksa Ensardan mı meselesinde ihtilaf çıkınca Peygamberimiz, Selman bizdendir, ehli beyttendirbuyurdu
Selmanı Farisi hazretlerinin kıymetli nasihatlerinden bazıları şöyledir:
Mümin, doktoru yanında olan hastaya benzer Doktoru, ona yarayan ve yaramayanı bilir Hasta, kendine zararlı bir şeyi isterse, mani olur ve yersen ölürsün der Müminin hali budur O birçok şeyleri arzular, ama Allahü teâlâ mani olur, tâ ölünceye kadar Sonra Cennete gider
Şaşılır şu kimseye ki, dünyaya hırsla sarılır, ama ölüm onu aramaktadır Unutmuş ama unutulmuş değildir Güler, ama bilmez ki, Rabbi ondan razı mıdır, yoksa değil midir?
Üç şey beni hayrete düşürdü Bunlar; ölüm kendisini yakalamak üzere olduğu halde, dünyalık peşinde olan kimselerin hali, kendisi gaflete dalıp, kendini unuttuğu halde unutulmamış olup, hesaba çekilecek olan kimseler ve Rabbinin kendinden razı olup, olmadığını bilmediği halde, ağız dolusu gülen kimselerin hali
İlim çoktur fakat ömür kısadır O halde önce dinde zaruri lazım olan ilimleri öğren!
Kalb ile bedenin hali kör ve topal bir kimsenin hali gibidir Kör bir ağacın altına gider, fakat onda meyve olduğunu göremez Topal, ağaçtaki meyveyi görür fakat alamaz, ilahi nimetleri kalb bilmeli, inanmalı, beden de onunla amil olmalı ki ahiretteki sonsuz nimetlere kavuşmak nasip olsun
Sizler mümkün olduğu kadar sabah çarşıya ilk çıkan ve akşam en son dönen olmayınız Çünkü bu iki vakit şeytanların harp ettikleri zamanlardır
Müminler de çok şeyler arzu ederler Fakat Allahü teâlâ onlara faydalı olanları yaratır, zararlı olanları yaratmaz Müminler bu şekilde vefat ederler Ve Allahü teâlânın Cennetine girerler
Bir kimse Allahü teâlâya açık günah işlerse; tevbesi açık, gizli olarak günah işlerse tevbesi gizli olur Tevbe ettikten sonra: Ya Rabbi bu tevbe ile günahımı affetdiye dua etsin
Bir zenginle arkadaş olduğun zaman, onun yanında dereceni düşürmek istemiyorsan kendisinden bir şey isteme Çünkü istemek insanoğlunun yüzünde siyah bir lekedir Verileni red eden kimse ise, verenin gözünde büyük ve ona karşı makamını korumuş olur
Farzları tam yapmadığı halde, nafilelerle derecesini yükseltmeye çalışan kimsenin hali, sermayesi elinden çıktığı (iflas ettiği) halde kâr peşinde koşan bir tüccarın haline benzer
Müminin ölüm zamanında alnının terlemesi, gözleri yaşarıp, burun deliklerinin kabarması, Allahü teâlânın rahmetine nail olduğunun alametidir
Namaz bir ölçektir Kim dolu dolu ölçer, onu hakkıyla kılarsa, büyük ecir ve mükafata kavuşur Kim ki, eksik ölçerse (adabına uygun kılmazsa Allahü teâlânın buyurduğu Veyl'i (Cehennemi) hatırlasın
Ebu Vail diyor ki:
Bir arkadaşımla Selman'ın ziyaretine gittim Bize bir miktar arpa ekmeği ile biraz da tuz getirdi Arkadaşım Şu tuzun yanında biraz da sater (kekik gibi bir ot) olsaydıdedi Bunun üzerine Selman matarasını rehin vererek o otu aldı geldi Yemeği bitirince arkadaşım, Bize verdiği nimete kanaat ettiğimiz, Allahü teâlâya hamd ederizdedi Selman: Eğer kanaat etseydin, matara rehin olmazdıbuyurdu
Gayet az yerdi Bir sofrada kendisine daha ziyade yemesi için ısrar edilince, Peygamberimizin kendisine; İnsanların ahirette çok açlık çekecek olanları, dünyada doyuncaya kadar yemek yiyenlerdirbuyurduğunu haber verdi Çok cömert olan Selman hazretleri günlük gelirinin çoğunu dağıtırdı ve el emeği ile geçinirdi Fakirleri daima doyurur, onlarla beraber yerdi Kendisi çok ihtiyar olduğu halde kendi işini kendi görürdü Bir şey taşırken elleri titrerdi Halk etrafına toplanır, eşyalarını biz taşıyalım derler, onlara; Hayır yerine kadar kendim götüreceğimderdi Halbuki emrinde binlerce kişi vardı
Buyurdu ki:
Dünyada Allah için tevazu edin Dünyada tevazu sahibi olanları Allahü teâlâ kıyamet günü yüceltir
Eline geçmediği halde geçmiş gibi nimetlere şükür edip razı olan, eline geçmiş hükmündedir,
Cehennemin zulmeti ve azabı, dünyada iken insanların kendilerine ve başkalarına yaptıkları zulümdür
Allahü teâlâ müminin hastalığını ona kefaret yapar ve günahlarının affına sebep olur Fasıkın hastalığı ise, sahibi tarafından bağlanan devenin hali gibidir Daha sonra salındığında niçin bağlandığını ve neden salındığını bilmez
Resuli Ekrem, bizde olmayan şeyi misafir için almak suretiyle külfete girmememizi ve mevcut ile yetinmemizi bizlere emretti
Selmanı Farisi hazretleri ölüm döşeğine yattığı vakit ağladı Sebebini soranlara Dünyadan ayrıldığım için ağlamıyorum Ancak Resuli Ekrem Efendimiz; Dünyadan ayrılırken sermayeniz bir yolcunun yol azığından fazla olmasınbuyurmuştu, işte buna ağlıyorumdedi Halbuki öldüğü vakit bıraktığı malın kıymeti on dirhem civarında idi
Bir gün yanında misafiri olduğu halde Medayinden çıkıp bir yere gidiyorlardı Yolda karınları acıktı, yiyecek bir şeyleri de yoktu Orada geyikler ve kuşlar vardı Selmanı Farisi hazretleri bir geyik ile bir kuşu yanına çağırdı, ikisi de yanlarına geldi Onlara Bu kimse benim misafirimdir Sizi ona ikram etmek istiyorumdedi Geyik ve kuş hiç itiraz etmediler Onları kesip yediler O zat bu işe çok hayret etti ve Ey efendim, geyik ve kuşu çağırdınız hiç kaçmadan yanınıza geldiler, ben buna hayret ettimdedi Hz Selman buyurdu ki: Bunda hayret edilecek bir şey yok Bir kimse Allahü teâlâya itaat eder ve Ona hiç günah işlemezse, her şey ona itaat eder
Hendek savaşından itibaren bütün gazalara katıldı Bedir ve Uhud savaşından sonra, Medine üzerine üçüncü defa yürüyen müşriklere karşı nasıl bir savunma yapılması gerektiği istişare ediliyordu Bütün müşriklerin birleşerek hücum ettiği bu savaşta Selmanı Farisi, Resulullaha hendek kazmak suretiyle savunma yapmayı söyledi Onun bu teklifi kabul edilip, hendek kazıldı Bu sebeple bu savaşa, Hendek Savaşı denildi Selmanı Farisi, içlerinde Amr bin Avf, Huzeyfe bin Yeman, Numan bin Mukarrin ile Ensar'dan altı kişinin bulunduğu bir grupla beraber bulunuyordu Kendisi güçlü ve kuvvetli bir zat idi Hendek kazma işinde gayet mahir ve becerikli idi Yalnız başına on kişinin kazdığı yeri kazardı Cabir bin Abdullah: Selman’ın kendisine ayrılan beş arşın uzunluğunda, beş arşın derinliğinde yeri vaktinde kazıp bitirdiğini gördümbuyurmuştur
Hendek savaşındaki gayret ve hizmetinden dolayı ona Peygamberimiz Selmanül HayrHayırlı Selmanbuyurdu
Eshabı kiram tarafından da çok sevilip hürmet görürdü Selmanı Farisi hazretleri dünyaya hiç rağbet etmezdi Kendisine gelen bütün dünya malını Allah rızası için dağıtırdı Ayakta duramayacak hale gelinceye kadar namaz kılar, sonra bedeni yorulunca oturur dili ile zikir ederdi Dili yorulduğu zaman da Allahü teâlânın yarattığı şeylerdeki hikmetleri düşünürdü ki, bu tefekkürü Peygamberimizin Bir saat tefekkür bin sene ibadetten hayırlıdırbuyurdukları tefekkürdü Birazcık dinlenince Ey nefsim sen iyi dinlendin Şimdi kalk Allahü teâlâya ibadet etDiline de Ey lisanım, sen de Allahü teâlânın zikrine başladerdi
Selmanı Farisi hazretleri zaten Eshabı Suffe denilen ve Peygamberimizin bizatihi kendilerini ilim öğrenmekle vazifeli kıldıkları ve Peygamberimizden hazarda ve seferde bir an ayrılmayan kimselerdendi Bazı geceler Resulullahın huzurunda bulunarak başbaşa saatlerce sohbetinde kalırdı
Elinde mal bulundurmazdı Kinde kabilesinden bir hanım ile evlenmişti Evlendiği kadının evine girdiği zaman duvarlarına süs eşyalarının asılmış olduğunu gördü
Ziynetli, süs örtülerin Kâbei Muazzamaya yakışacağını söyledi ve eve girmedi Kapının örtüsü hariç bütün örtüler kaldırıldı Eve girdiği zaman bir hayli mal gördü Bunlar kimin içindirdiye sordu Dediler ki, Senin ve hanımının malıdır Buyurdu ki: Resulullah bana bunu tavsiye etmedi Bana bir yolcunun malından ve ihtiyacından fazla bir şey bulundurmamamı tavsiye ettiBiraz sonra bir hizmetçi gördü Bu hizmetçi kimindiye sordu Senin ve ehlinindirdediler Buyurdu ki: Halilim (sallallahü aleyhi ve sellem) bana bunu tavsiye etmedi ve evinde nikahlı zevcenden başka kimse bulundurma, buyurdu Eğer bulundurursam onlar kadınların yapması icap eden şeyleri (yalanı, geçimsizliği, dedikoduyu) yaparlar diye tavsiye ettiBunun üzerine hizmetçi kadını da gönderdi Daha sonra hanımının yanına girdi ve ona Sen bana emrettiğim şeylerde itaat edecek misindiye sordu
Hanımı, Senin meclisine itaat etmek üzere oturdumYani sana itaat etmek üzere geldim, evlendim dedi Bunun üzerine Halilim (sallallahü aleyhi ve sellem) bana buyurdu ki, Sen ehlinle Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmek üzere bir araya geldedi
Bundan sonra namaz kılmaya kalktı ve ehline de namaz kılmasını emretti Çok ibadet edip gözyaşı döktü ve bereketli kılması için Allahü teâlâya dua etti Selmanı Farisi hazretleri hanımı ile de gayet zahidane bir hayat sürdüler Eshabı Suffe içerisinde Resulullahın önünde, İslam ilimlerini öğreniyordu Hz Selman (radıyallahü anh) senelerce fakirlik ve kölelik içerisinde çektiği sıkıntıları, vahiy pınarının berrak sularından, kana kana içip gideriyordu Ehli Suffe içerisinde Resulullaha en yakın olan Selmanı Farisi hazretleri idi Hz Âişe validemiz buyuruyor ki: Selmanı Farisi geceleri uzun zaman Resulullah ile beraber kalırdı ve sohbetinde bulunurdu Neredeyse Resulullahın yanında bizden fazla kalırdı Peygamberimiz Allahü teâlânın bana sevdiğini bildirdiği, benim de sevmemi emrettiği dört kişiden biri Selman’dırbuyurdular
Hz Ebu Bekir devrinde Medine'den ve Hz Ebu Bekir'in sohbetinden bir an ayrılmayan Hz Selman, Hz Ömer zamanında İran fethine katılmıştır, İslam ordusunun büyük zaferlere kavuştuğu bu seferlerde çok büyük hizmetleri olmuştur, İranlılar hakkında büyük malumat sahibi idi Çünkü kendisi İranlıydı İranlıları kendi lisanlarıyla dine davet ediyor, onlara İslamiyet’i anlatıyordu İranlılar savaşlarında fil kullanıyorlardı Müslümanlar o zamana kadar fil görmedikleri için çok şaşırdılar Hz Selman fillerle nasıl çarpışılacağını ve nasıl öldürüleceğini İslam askerlerine gösterdi İran'ın Medayin şehri alınınca onu Hz Ömer şehre vali tayin etti İlmi, basireti vazifesindeki adaleti ve nezaketi ile Medayin halkı tarafından çok sevilip sayıldı Böylece İslamiyet orada süratle yayıldı
Selmanı Farisi hazretleri HzÖmer zamanında Medayin valisi iken otuz bin kişiye hutbe okuduğu zaman yanında da iki parçadan müteşekkil bir hırka vardı Hırkasının bir parçasını namazlık olarak serer namaz kılar, diğer parçasını da giyerdi Ondan başka hiçbir elbisesi yoktu Vali olduğu için kendisine maaş verildi Maaşını aldığı zaman ondan hiçbir şey harcamaz hepsini fakirlere dağıtırdı Kendi emeği ile geçinirdi Topraktan tabak çanak yapar üç dirheme satardı Onun bir dirhemi ile bir daha tabak yapmak için malzeme alır, bir dirhemini sadaka verir, bir dirhemiyle de evinin ihtiyacı olan şeyler alırdı
Medayin'de vali iken Şam'dan bir kimse geldi Yanında bir çuval incir vardı Selmanı Farisi hazretlerini tek bir hırka ile görünce işçi zannetti ' Gel şunu taşıdedi O da çuvalı yüklendi ve yürümeye başladı Bunu görenler, adama, Sen ne yapıyorsun bu validirdediler Adam, Kusurumu bağışlayınız, sizi tanıyamadım Çuvalı indirindedi Hz Selman; Hayır niyet ettim gideceğin yere kadar götüreceğimdedi ve adamın evine kadar götürdü
Çok sade bir hayat yaşayan Selmanı Farisi hazretleri, Hz Osman devrinde hastalandı Bu sırada kendisini ziyarete gelen Sa'd bin Ebi Vakkas'a artık dünyadan ayrılacağım ve bütün servetinin bir kase (tas), bir leğen, bir kilim ve bir hasırdan ibaret olduğunu söyledi Kendisini ziyarete gelen Eshabı kiram nasihat isteyince, onlara hasta olduğu halde devamlı nasihatte bulunuyordu Bu hastalığı neticesinde Medayin'de vefat etti
İlim öğretmeyi çok severdi Çok âlim yetiştirmiştir Ebu Said elHudri, ibni Abbas, Evs bin Malik, onun talebeleri arasında idi Tabiinin büyüklerinden ve o zaman Medine'de Fukahai Seb'a denilen, yedi büyük âlimden biri olan, Kasım bin Muhammed de Selmanı Farisi'nin talebelerindendir Onun derslerinde ve sohbetlerinde kemale gelmiştir
Selmanı Farisi hazretleri, Resulullahın huzurunda ve sohbetlerinde kemale geldi Zahir ve batin ilimlerinde çok yüksek derecelere kavuştu Eshabı kiramın hepsi de böyle olmuştu Fakat Resulullahtan herkes, kendi kabiliyeti ve kapasitesi kadar feyz alırdı Hz Ebu Bekir'in kavuştuğu derecelere hiçbir Sahabi kavuşamadı Selmanı Farisi hazretleri, Resulullahtan sonra Hz Ebu Bekir'in sohbetinde ve hizmetinde de çok bulunarak, ondan da feyz aldı
Hanımı anlatır:
Vefatına yakın bana: Evde biraz misk olacak, onu suya koy ve başımın etrafına saç, insan ve cin olmayan kimseler (melekler) yanıma geleceklerdirdedi Söylediği gibi yaptım Dışarı çıktım Odadan, Esselamü aleyke, ey Allah’ın velisi ve Resulullahın arkadaşıdiyen bir ses duydum, içeri girdiğimde ruhunu teslim etmişti Yatağında uyuyor gibiydi
Said bin Müseyyeb, Abdullah bin Selam'dan naklen anlatır:
Selmanı Farisi bana: Ey kardeşim, hangimiz evvel vefat ödersek, vefat eden kendini, hayatta olana göstersindedi, ben de bu mümkün müdür? dedim Evet, mümkündür Çünkü müminin ruhu bedeninden ayrılınca, istediği yere gidebilir; kâfirin ruhu Siccinde hapsedilmiştirdedi Selman vefat etti Bir gün kaylüle yaparken (gün ortasında uyurken) Selman'ın geldiğini gördüm Selam verdi Selamına cevap verdim Yerini nasıl buldun diye sordum, İyidir Tevekkül et Tevekkül ne iyi şeydirdedi ve üç kere tekrarladı
Selmanı Farisi hazretlerinin ilmi ile fazileti pek çoktu Her ilimde âlim idi Hz Ali, Selmanı Farisi evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir denizdirbuyurmuşlardır Resulullaha sıdk ve muhabbeti sebebiyle Eshabı kiramın seçkinleri arasına Resulullah tarafından dahil edildi Muhacirlerle Ensar arasında, Muhacirlerden mi yoksa Ensardan mı meselesinde ihtilaf çıkınca Peygamberimiz, Selman bizdendir, ehli beyttendirbuyurdu
Selmanı Farisi hazretlerinin kıymetli nasihatlerinden bazıları şöyledir:
Mümin, doktoru yanında olan hastaya benzer Doktoru, ona yarayan ve yaramayanı bilir Hasta, kendine zararlı bir şeyi isterse, mani olur ve yersen ölürsün der Müminin hali budur O birçok şeyleri arzular, ama Allahü teâlâ mani olur, tâ ölünceye kadar Sonra Cennete gider
Şaşılır şu kimseye ki, dünyaya hırsla sarılır, ama ölüm onu aramaktadır Unutmuş ama unutulmuş değildir Güler, ama bilmez ki, Rabbi ondan razı mıdır, yoksa değil midir?
Üç şey beni hayrete düşürdü Bunlar; ölüm kendisini yakalamak üzere olduğu halde, dünyalık peşinde olan kimselerin hali, kendisi gaflete dalıp, kendini unuttuğu halde unutulmamış olup, hesaba çekilecek olan kimseler ve Rabbinin kendinden razı olup, olmadığını bilmediği halde, ağız dolusu gülen kimselerin hali
İlim çoktur fakat ömür kısadır O halde önce dinde zaruri lazım olan ilimleri öğren!
Kalb ile bedenin hali kör ve topal bir kimsenin hali gibidir Kör bir ağacın altına gider, fakat onda meyve olduğunu göremez Topal, ağaçtaki meyveyi görür fakat alamaz, ilahi nimetleri kalb bilmeli, inanmalı, beden de onunla amil olmalı ki ahiretteki sonsuz nimetlere kavuşmak nasip olsun
Sizler mümkün olduğu kadar sabah çarşıya ilk çıkan ve akşam en son dönen olmayınız Çünkü bu iki vakit şeytanların harp ettikleri zamanlardır
Müminler de çok şeyler arzu ederler Fakat Allahü teâlâ onlara faydalı olanları yaratır, zararlı olanları yaratmaz Müminler bu şekilde vefat ederler Ve Allahü teâlânın Cennetine girerler
Bir kimse Allahü teâlâya açık günah işlerse; tevbesi açık, gizli olarak günah işlerse tevbesi gizli olur Tevbe ettikten sonra: Ya Rabbi bu tevbe ile günahımı affetdiye dua etsin
Bir zenginle arkadaş olduğun zaman, onun yanında dereceni düşürmek istemiyorsan kendisinden bir şey isteme Çünkü istemek insanoğlunun yüzünde siyah bir lekedir Verileni red eden kimse ise, verenin gözünde büyük ve ona karşı makamını korumuş olur
Farzları tam yapmadığı halde, nafilelerle derecesini yükseltmeye çalışan kimsenin hali, sermayesi elinden çıktığı (iflas ettiği) halde kâr peşinde koşan bir tüccarın haline benzer
Müminin ölüm zamanında alnının terlemesi, gözleri yaşarıp, burun deliklerinin kabarması, Allahü teâlânın rahmetine nail olduğunun alametidir
Namaz bir ölçektir Kim dolu dolu ölçer, onu hakkıyla kılarsa, büyük ecir ve mükafata kavuşur Kim ki, eksik ölçerse (adabına uygun kılmazsa Allahü teâlânın buyurduğu Veyl'i (Cehennemi) hatırlasın
Ebu Vail diyor ki:
Bir arkadaşımla Selman'ın ziyaretine gittim Bize bir miktar arpa ekmeği ile biraz da tuz getirdi Arkadaşım Şu tuzun yanında biraz da sater (kekik gibi bir ot) olsaydıdedi Bunun üzerine Selman matarasını rehin vererek o otu aldı geldi Yemeği bitirince arkadaşım, Bize verdiği nimete kanaat ettiğimiz, Allahü teâlâya hamd ederizdedi Selman: Eğer kanaat etseydin, matara rehin olmazdıbuyurdu
Gayet az yerdi Bir sofrada kendisine daha ziyade yemesi için ısrar edilince, Peygamberimizin kendisine; İnsanların ahirette çok açlık çekecek olanları, dünyada doyuncaya kadar yemek yiyenlerdirbuyurduğunu haber verdi Çok cömert olan Selman hazretleri günlük gelirinin çoğunu dağıtırdı ve el emeği ile geçinirdi Fakirleri daima doyurur, onlarla beraber yerdi Kendisi çok ihtiyar olduğu halde kendi işini kendi görürdü Bir şey taşırken elleri titrerdi Halk etrafına toplanır, eşyalarını biz taşıyalım derler, onlara; Hayır yerine kadar kendim götüreceğimderdi Halbuki emrinde binlerce kişi vardı
Buyurdu ki:
Dünyada Allah için tevazu edin Dünyada tevazu sahibi olanları Allahü teâlâ kıyamet günü yüceltir
Eline geçmediği halde geçmiş gibi nimetlere şükür edip razı olan, eline geçmiş hükmündedir,
Cehennemin zulmeti ve azabı, dünyada iken insanların kendilerine ve başkalarına yaptıkları zulümdür
Allahü teâlâ müminin hastalığını ona kefaret yapar ve günahlarının affına sebep olur Fasıkın hastalığı ise, sahibi tarafından bağlanan devenin hali gibidir Daha sonra salındığında niçin bağlandığını ve neden salındığını bilmez
Resuli Ekrem, bizde olmayan şeyi misafir için almak suretiyle külfete girmememizi ve mevcut ile yetinmemizi bizlere emretti
Selmanı Farisi hazretleri ölüm döşeğine yattığı vakit ağladı Sebebini soranlara Dünyadan ayrıldığım için ağlamıyorum Ancak Resuli Ekrem Efendimiz; Dünyadan ayrılırken sermayeniz bir yolcunun yol azığından fazla olmasınbuyurmuştu, işte buna ağlıyorumdedi Halbuki öldüğü vakit bıraktığı malın kıymeti on dirhem civarında idi
Bir gün yanında misafiri olduğu halde Medayinden çıkıp bir yere gidiyorlardı Yolda karınları acıktı, yiyecek bir şeyleri de yoktu Orada geyikler ve kuşlar vardı Selmanı Farisi hazretleri bir geyik ile bir kuşu yanına çağırdı, ikisi de yanlarına geldi Onlara Bu kimse benim misafirimdir Sizi ona ikram etmek istiyorumdedi Geyik ve kuş hiç itiraz etmediler Onları kesip yediler O zat bu işe çok hayret etti ve Ey efendim, geyik ve kuşu çağırdınız hiç kaçmadan yanınıza geldiler, ben buna hayret ettimdedi Hz Selman buyurdu ki: Bunda hayret edilecek bir şey yok Bir kimse Allahü teâlâya itaat eder ve Ona hiç günah işlemezse, her şey ona itaat eder
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.