Yapılan araştırmalar her on kadından sekizinde selülit olduğunu gösteriyor. Selülit genetik yatkınlığa bağlıdır ancak beslenme ve yaşam şekline göre ortaya çıkar. Genetik yatkınlığınız olsa bile hareketli ve aktif bir yaşam ve sağlıklı beslenme ile selülitsiz bacaklara sahip olmak mümkün. Aşağıda sıraladığım besinler bu savaşta en iyi yardımcılarınız olacaktır. Beslenmenizi değiştirin, bu besinlere yer açın. Günde 2-2,5 litre suyunuzu tüketin ve mutlaka yürüyüşe yer verin. Unutmayın, hareketli yaşam ve sağlıklı beslenme bir arada olmadan sağlıklı bir vücut ve güzel bir fizik elde etmeniz mümkün değil.
Keten tohumu: Keten tohumu omega 3 yağ asidinden zengindir. Bu özelliği ile damarların genişleterek kan dolaşımının hızlanmasını sağlar. Tane olarak çiğneyebilir veya yoğurt ve salataya çekilmiş olarak ilave edilebilir. Ancak tüketim miktarının aşırıya kaçmamasına dikkat edilmelidir. Kalori bakımından bir tatlı kaşığı keten tohumu bir yemek kaşığı sıvı yağa eşdeğerdir.
Sarımsak: Doğal antioksidan olarak bilinen sarımsağın faydaları yazmakla bitmez! Kan dolaşımını rahatlatması ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olmasından dolayı selülitle mücadelede en yardımcı besinlerdendir.
Soğan: Soğan da kan basıncının dengelenmesini sağlar, dolaşım sistemini harekete geçirir.
Muz: Glisemik indeksi yüksek bir meyve olmasına rağmen selülitlerin azalmasına yardımcı olan meyvelerdendir. Yüksek miktarda çinko ve potasyum içerir. İçerdiği potasyum kan akışını hızlandırarak dolaşım sisteminin çalışmasına yardımcı olur.
Portakal, greyfurt: Portakal ve greyfurt yüksek miktarda C vitamini içermesine bağlı olarak selülitlerle mücadelenize yardımcı olacaktır. C vitamini hem dolaşım sistemini hızlandırır hem de kollajen dokunun sıkılaşmasını sağlar.
Ananas: Ananas içerdiği bromelain enzimi sayesinde dokulardaki ödemi atmaya yardımcı olur, yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlar ve ayrıca yeni yağ hücreci yapımını engeller. Bu özelliği ile selülitle mücadele eden kadınların ve biz beslenme uzmanlarının selülit için favori besinlerindendir.
Maydanoz: C vitamini kollajen yapımında etkin rol oynar ve kollajen dokunun güçlenmesini sağlar. Maydanoz yüksek miktarda C vitamini içerir, bu özelliğinden faydalanmak için öğünlerinize mutlaka maydanoz, dereotu, roka gibi yeşil yapraklı sebzelerden ilave edin.
Brokoli: Brokoli hem C vitamini içermesi, hem içerdiği su miktarının fazla olması hem de içerdiği alfa lipoik asit sayesinde selülitin başta gelen düşmanlarından. Haftada 2-3 kez brokoli tüketin.
Soya: Türk mutfağında yaygın olarak kullanılmasa da soya içerdiği fitoöstrojenler aracılığıyla Türk kadınlarının selülitle mücadelesine destek olmak için bekliyor. Soya ürünlerini çeşitli kullanım şekilleriyle mutfağınıza sokun.
A ve C vitamini: C vitamini yukarıda bahsettiğim gibi kollajen dokuyu güçlendirmesinden dolayı dolaşım sistemi üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Ayrıca, yapılan birçok araştırmada güçlü antioksidan olan A ve C vitaminlerinin selülitleri gidermeye yardımcı oldukları kanıtlanmıştır.
Biberiye: Hem metabolizmayı hem de kan dolaşımını hızlandırır. Yemeklerinizi ve yoğurt ve salatalarınızı baharatlandırın.
Yeşilçay: Diyete en iyi destek olan çaylardandır. Hem güçlü antioksidanları içermesinden ötürü vücuttan toksinlerin atımına yardımcı olur, hem de metabolizmayı hızlandırır. Ayrıca son dönemde yapılan çalışmalar içerdiği teobramin sayesinde selülit oluşumunu engellediğini gösteriyor.
Limon: Limon da diğer turunçgiller gibi yüksek miktarda C vitamini içerir. Bu sayede vücuttan toksinlerin ve ağır metallerin atımını sağlar. Salatalarınıza, yemeklere, sıcak veya soğuk içeceklerinize ilave edebileceğiniz limona beslenmenizde günde 2-3 kez yer vermelisiniz.
Su: Besinlerin yanı sıra selülitle mücadelede en başta yapmanız gereken şey içtiğiniz su miktarına dikkat etmek olmalıdır. Günde ortalama olarak 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Besinlerin içerisinde bulunan yukarıda saydığım vitamin, mineral ve enzimlerin işlevlerini yerine getirebilmeleri için ve ayrıca vücuttan atık maddelerin atılabilmesi için su tüketimi çok önemlidir.