Sen İstanbul olsaydın;
Ben, sende konacak bir dal bulamayan martı gibi
cığlık cığlığa atardım kendimi denizlere!
Sen İstanbul olsaydın
Sen İstanbul olsaydın, aşka doğru
Burunup sevda rengine,
dursaydın gurubun onunde akşam vakitlerinde
Ve ben
Bense bir guneş gibi yakmaya gelirken seni;
saplansaydım kirpiklerine, tam kalbimden
Duşseydim ufkuna, kanrevan icinde!
Sen İstanbul olsaydın,
ve sorsaydın halimi kanatsız guvercinlere!
Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindanım olsaydın!
Sen İstanbul olsaydın;
Sacların, Ekim ’in yirmialtısındaki cınar yaprakları tonunda
Ve gozlerin Marmara Denizi renginde olurdu, değil mi?
Ve sen İstanbul olsaydın;
Bir pembe ibrişim gibi akardın gonlume doğru
Değil mi?
Sen İstanbul olsaydın;
Henuz gozden deryalar, gullerden kan damlamadan!
Ve bilip dağlardan kalyonlar gecireceğimi;
onume surlar dikmeden ve yoluma zincirler cekmeden
O ilk Altından gullem, duştuğunde tam kalbinin ustune, acardın bana kapılarını, değil mi;
Sen İstanbul olsaydın?
Sen İstanbul olsaydın;
Bir beyaz guvercinin,
şahbazdan korkuşu gibi urkerdin benden
Sen, İstanbul olsaydın
Ama sorsaydın halimi de, kanatsız guvercinlerden!
Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindanım olsaydın!
Muammer Erkul
Ben, sende konacak bir dal bulamayan martı gibi
cığlık cığlığa atardım kendimi denizlere!
Sen İstanbul olsaydın
Sen İstanbul olsaydın, aşka doğru
Burunup sevda rengine,
dursaydın gurubun onunde akşam vakitlerinde
Ve ben
Bense bir guneş gibi yakmaya gelirken seni;
saplansaydım kirpiklerine, tam kalbimden
Duşseydim ufkuna, kanrevan icinde!
Sen İstanbul olsaydın,
ve sorsaydın halimi kanatsız guvercinlere!
Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindanım olsaydın!
Sen İstanbul olsaydın;
Sacların, Ekim ’in yirmialtısındaki cınar yaprakları tonunda
Ve gozlerin Marmara Denizi renginde olurdu, değil mi?
Ve sen İstanbul olsaydın;
Bir pembe ibrişim gibi akardın gonlume doğru
Değil mi?
Sen İstanbul olsaydın;
Henuz gozden deryalar, gullerden kan damlamadan!
Ve bilip dağlardan kalyonlar gecireceğimi;
onume surlar dikmeden ve yoluma zincirler cekmeden
O ilk Altından gullem, duştuğunde tam kalbinin ustune, acardın bana kapılarını, değil mi;
Sen İstanbul olsaydın?
Sen İstanbul olsaydın;
Bir beyaz guvercinin,
şahbazdan korkuşu gibi urkerdin benden
Sen, İstanbul olsaydın
Ama sorsaydın halimi de, kanatsız guvercinlerden!
Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindanım olsaydın!
Muammer Erkul