Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

SERGÜZEŞT Roman Özeti

SERGÜZEŞT Roman Özeti

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Sergüzeşt Romanı Sami Paşazade Sezai,
SAMİ PAŞAZADE SEZAİ Sergüzeşt ,

Sergüzeşt Romanın fikri:

Kitabın ana fikri evinden ayrılan bir insanın başına her zaman hertürlü kötülüğün gelebileceği bunlardan kurtulma yolununda sadece kendi elinde olduğu kimseden destek alamayacağı kimsesiz kalacağı

Sergüzeşt Romanın özeti:
Evinden ayrılıp bir gemi ile yurdundan uzaklaşan ufak kız, onun gibi diğer bir tutsak kız ile birlikte neresi olduğunu bilmediği bir yere getirilmiştir Bu kızı bundan sonradan birçok sürprizler beklemektedir

Sergüzeşt Romanın Konusu:

Evinden ayrılan ufak bir kızın başından gecen olaylar dramatize edilerek anlatılmıştır Kızın başından gecenler epeyce acıklıdır Uzun bir zaman kölelik hayatı yaşamıştır



Sergüzeşt Romanın HAKKINDAKİ KIŞIYE ÖZEL DÜŞÜNCELER:
Kitap çok ağır bir dille yazılma mıştır lakin ara ara anlaşılamayan sözcüklere rastlanabilir yinede kitap bize esaret hayatından bahsettiği ve bilgilendirdiği için epeyce kayda değer bir kaynak niteliğindedir ve yararlanabilecek seviyededir Bence kitap herkes tarafından beğeniyle okunabilir Epeyce sürükleyicidir


Sami Paşazade Sezai, YAZAN HAKKINDA KISA DATA:
1'ta İstanbul'da doğdu Devrin ileri gelen isimlerinden Sami Paşa'nın oğludur Özel öğrenim fark etti 20 yaşına dek resmi bir ödev almayıp, edebiyat konusundaki bilgilerini artırmayı seçim etti
1880'de Evkaf Nezareti Mektubi Kalemi'ne memur oldu Babasının ölümünden sonradan da Londra Elçiliği İkinci Kâtipliği'ne atanan Sezâi, orada kaldığı 4 yıl baştan başa İngiliz ve Fransız Edebiyatlarını yakından izledi Elçilikteki görevinden İstifa ederek İstanbul'a döndüğünde İstişare Odası'na memur oldu 7 yıl süren bu ikinci dönem memuriyetinde (18851901) sanatını olgunlaştırdı
Sergüzeşt adlı romanı yüzünden göz hapsine alındığını düşünerek bundan kurtulmak için Paris'e gitti ve Meşrutiyet'in ilanına değin da orada kaldı (1908) İstanbul'a döndüğünde Madrid Elçisi olarak görevlendirildi
Birinci Dünya Savaşı başlayınca Madrit'ten İsviçre'ye geçti, savaşın ardına kadar burada kaldı Ateşkes devrinde emekli olarak İstanbul'a döndü (1921) Son yıllarında kendisine, Büyük Ahali Meclisi'nin kararıyla Hidamatı vataniyye tertibindenmaaş bağlandı (1927) ve 26 Nisan 1936 tarihinde İstanbul'da öldü

ilk olarak kız (az önce bir ismi yoktur), yaşlı lakin varlıklı bir kadını yanına ona hizmet etmesi amacıyla satılmıştır Küçük kız burada tam bir tutsaklık hayatı yaşamaktadır durmadan buradan nasıl kurtulabileceğinin planlarını yapmaktadır Bu evin hanımının yanı sıra hanıma hizmet etmekte olan diğer bir kadın da kıza zorlama yapmaktadır Bu durum kızı yıpratmakta, zaten bir umudu olmayan yaşamdan onu tamamen somutlamaktadır Bir gün kız bu evden kaçmayı iyece kafasına taktığı bir anda bir gece yarısı evden kaçar Çevreyi pek tanımadığı için saatlerce yürür ama bir yerede bitkin bir şekilde yere yığılmaktan başka çaresi yoktur Yerde kaldığı bölgede bir evin bahçe kapısının önüdür

Sabah olunca evin hizmetlilerinden biri kızı farkeder ve onu içeri olmak için ihtiyar konut sahibine danışır Oda bunu fazla olumlu bir şekilde karşılar ve derhal yardımcı olmak niyetiyle onu yanında alır başlangıçta karnı doyurulur, güzel bir uyku çektirirlir sonra kız kendine gelince ona neler olup bittiği sorulur Oda analatır evin hanımı kızın yaşadıklarını duyunca çok üzülür ve ona yardım edeceğini söyler, kızdabuna çok sevinir Evin hanımı ona sahibinden müsade alacağını ve bundan böyle kendi yanında kalacağını söyler Bunun için hanımı kızın kaçtığı eve gider Ve onu yanına olmak istediğini söyler Fakat bayan bunu iftihar meselesi yaparak kabul etmez Bundan sonradan kızda eski evine geridöner Bu olay kızı fazla etkilemiştir Çünkü daha önce kaçtığı eve yeniden dönmüştür Gider gitmez yeniden hiç nahoş durumlarla karşılaşmıştır

Günler böyle geçip bu arada birgün Mustafa bey evin sahibi birkaç yıl önce işlediği bir hatadan nedeniyle bir çok borcu olmuştu ve bu borçları ödemek için karısıyla tartışırdı Birgün karısıyla beraber kızın satılmasına kara veridler

Kızın adı kaçtığı evde hanımın onu çok güzel bulması üzerine ‘dilber ’ olarak koyulmuştu Bundan sonrada ona ‘dilber ’ olarak seslenilmeye başlandı Dilber kendisi hakkında satılması kararının alınmasından sonra bir esirciye satıldı Ve Dilber ’in bütün hayatı bu yönde değişti Dilber bundan sonra emin bir zaman esir hayatı yaşamıştır Bu vakit içinde bir çok kendisi gibi tutsak hayatı yaşamış olan kız arkadaşları olmuştur Onların hayatlarını dinledikçe doğrusu kendi hayatının okadarda fena olmadığının farkına varmıştır Daha nice insanların kendisi gibi acımasızlık çektiğini anlamıştır Buradaki bir fazla kızın dağıtılmış meziyetleri vardır Bir adam başına bir şekilde ud çalmaktadır bu yüzden çoğu yerden çağrılmaktadır Dilber ’de onun gibi ud çalabilmeyi fazla istemektedir

Dilber ’e bir gün bir talip çıkmıştır, ve Dilber ’de o eve gitmek zorunda kalmıştır zaten onun böyle bir şeyi isteyip istemediği öyle önemli değildir, manâlı olan bir kaç kişinin işinin görülmesidir

Dilber ’in gittiği bu evde ona bir esir gibi yok, bir insan gibi yaklaşılması onu fazla etkilemiştir Evde bir hanımefendi, onun kocası ve onların tek oğlu olan Celal bey bulunmaktadır Celal bey bununla beraber bir ressamdır Yaptığı porrelerle ün kazanmıştır Dilber ’i evde görür görmez o da çok şaşırmıştır Çünkü Dilber ’i Cleopatra ’ya benzetmişti Celal bey yalnız yaşadığı için kız arkadaşı ya da sevgilisi yoktur fakat Dilber ’I gördüğü andan itibaren içinde bir kıvılcım oluşmuştur Ilk zamanlarda Dilber ’de buna bir karşılık doğmamış fakaat günler geçtikçe Dilber ’de onaa aleyhinde ilgi duymaya başlayacaktır Celalbey Dilber ’I boş bulduğu zamanlarda odasına çağırıp onun resimlerini yapmaya başlamıştır Kimi zaman nü resimlerinide çalışır Dilber ’in bebeksi vücudunu gördüğü zamanlarda daha önce hç yaşamadığı duyguları tadıyordu Ona her baktığında onun daha öbür bir güzelliğini yakalıyordu Günler geçtikçe Dilber zamanının büyük bir kısmını Celal beyin yanında geçirmeye başlar Böylelikle Celal beyin Dilber ’e olan aaşkı da diğer ev halkı kadar da öğrenilir bu arada Celal bey açık açık aşkını Dilber ’e de belli etmeye başlar Dilber bu olaya ilk önceleri çok şaşırır Çünkü böyle bir şeye asla olanak vermez Bunun nedeni de onun tutsak kız olmasıdır Daha ssonraları Dilber de Celaal beye karşılık vermeye başlar Günler geçtikçe onlar aşklarını keskin bir şekilde yaşarlar Evin baahçesinde yıldızları seyrederler, beraber gezerler Fakat bu şart Celal beyin annesini olddukça rahatsız eder ve buna akarşı bir tedbir edinmek ister Bu beraberliği bitirmek için Dilberi Celal beyin evde olmadığı bir zamanda bir esirciye satar Tabii Dilber ’in yapacak birşeyi yoktur Celal bey daha sonra eve döner ve ilk olarak Dilber ’in nerede olduğunu sorar önce bunu öğrenemesede sonradan öğrenir ama onu bütün aramalrına karşın bulamaz Bundan sonraki tüm hayatı baştan başa oda Dilber ’de mutlu olamaz

Bundan sonra ikiside hiç mutlu olmadığı gibi bu olay acınacak halde dilberi intihara değin sürükler bu yaptıklarına Celal bey ’in aileside fazla pişman olur lakin yapabilecek bir şey yoktur *
 
858,496Konular
982,164Mesajlar
30,105Kullanıcılar
jactellerSon üye
Üst Alt