Sevgi ile ilgili kompozisyon örneği var mı?

sevgi ile ilgili kompozisyonlar uzun ve kısa

Hayatta var olan, korunmaya layık en güzel duygudur bence sevgi
Seven yürek taşlanmaz, seven insan defalarca sevilip saygı duyulan insandır

Etrafımıza bir göz atalım, layık verdiğimiz insanların ve hatta bizim neye ihtiyacımız var?
Tabi ama sevgi ve dostluğa
Dostluk, sevgiyle kurulan bir şeydir En sağlam temeller, sevgiyle atılan temellerdir

Her ne değin bir takım insanların bunlardan haberi olmasa da yalnızca somut hayata değer vererek, manevi duygularını hiçe saysalar da sadece içten yol, daima içinde doğruluk adalet ve sevgi bulunduran yoldurRuhumuzun beslenmesi için bu duyğgulara ihtiyacımız vardır Bunları önemsemeyen insanı kalbi taş olur
Sevgi baştan sevgidir, baştan güzeldir ama hak edilene verilirse natürel
Biz biz olalım bize verilen bu hoş duygunun değerini bilip, etrafımızdaki insanları da sevgiden yoksun etmeyelim ama hayatımız üzüntülü olmaktan çıkıp, umut ve sevgi batmış olsun



Sevgi Hakkında Kompozisyon


Söylemesi bile baskı geliyor insana baktığın vakit aynada görebileceğin başka bir yüzhayatı anlatan resimlerdeki ola ki en beti benzi kaçmış çizgilerbir denize bakarken,sonsuzluğu ve maviliği içinde hissettin mi hiç veya bir gece karanlıkta yıldızları sayacak dek çok sevdin mi?yalnızlıktan korktun mu, sevgisizliğinden korktuğun dek?siyah bir sevgiyi sevdin mi hiç?yaşamayı bırak,söylemesi bile zorlama geliyor insana bazenlakin hissetmesi hepsinden zor bence ’sevgi ’ye dair çok şey yazdım lakin neden hepsi mutsuzlukla bitti?

Yazdıklarımı okuyormusun?okuman içinde sevmen gerekmiyorpaylaşmak istiyosan, sevmek zorundamısın mutlaka?dünya dönüyor lakin bir gün duracakduracağını bilebile yaşıyosun ama değil mi? O vakit sevgi görmeden de verebilrsin sevgini…karşılık beklemeden ,hesapsızca,vazgeçmeden…sevdin mi gerçekten hiç?

Sevmeyi seviyorsan,sevilmeyi düşünme! Niçin romanı bitirdiğim süre son sayfadaki en sevdiğim karakter ölüyor benim onu sevdiğimden habersiz*aramızdaki yıkık dökük köprüleri sevgimi birleştirecek?bilmiyorum…

Gözlerimi birincil açtığımda bu ’ ’hakiki tiyatro ’ ’da tüm roller şimdiden paylaşılmıştıbana bakan iki göz sevgiyle oyna diyordu sonradanyıllar geçti aradan ve biz hala o tiyatro da oynuyoruzVe oynayacağızniçin sevmemiz gerektiğini bile bilmeden!!!sevmekten korkuyoruz biz Haklımıyız acaba?onuda bilmiyoruz tıpkı bağlanmaktan ve unutmaktan korktuğumuz gibi

Sonra;bana bakan iki gözün son sözü şu oluyor; ’ ’sevgini vermek için bir güle,yarını umma,bugün ver ’ ’o da korkuyordu geç kalmaktan galiba Uyandığımda ‘ ’RÜYA ’ ’gördüğüme inanmamıştım Geç mi kalmıştım acaba?ne dersin yoksa


SEVMENİNDE VAKTİ DEĞIL MU ÖLÜM GİBİ




SEVGİ

Size bir soru,sevgi ne anlayış gelmektedir ? Kendimce sevgi insani veya bir nesneye bağlılık göstermek anlamına gelmektedir
Peki sevgiyi birincil nerede öğreniriz ? Sevgi başlangıçta ailede sonradan arkadaşlıkta ve son olarak toplulukta öğrenilir Sevgi birincil ailede başlar Çünkü; ailemiz bize sevgi verir ve öğretir yani bize bedel verirler sonradan ailemizden öğrendiklerimizi arkadaşlıkta sergileriz Arkadaşlıkta ise şunları öğreniriz dürüstlük,hürmet vb duyguları öğreniriz Topluma geçtiğimizde ise tüm öğrendiklerimizi toplum içinde sergileriz Tüm bu yazdıklarıma örnek olacak tek kişi Mustafa Kemal Atatürk 'tür Atatürk ayrıca ulusuna keza ailesine ve son olarak çocuklara bedel vermiştir
Yani uzun lafın kısası sevgi her şeydir
NOT: Sevginin son yararlanma tarihi yoktur

Can Mikey MORGÜL




Sevgi yasatan bir iksirdir; insan sevgiyle yasar
sevgiyle mutlu olur ve sevgiyle çevresini mutlu eder Insanlik sözlügünde sevgi bizim canimizdir; biz birbirimizi onunla hisseder, onunla duyariz
Allah, insanlari birbirine baglama konusunda sevgiden daha enerjik bir irtibat unsuru, bir zincir yaratmamistir Aslinda dünya, yıkık dökük bir harabeden ibarettir, onu taze taze ve canli kilan sevgidir Cinlerin, insanlarin sultanlari; arilarin, karincalarin, termitlerin bile kraliçeleri, bu sultan ve kraliçelerin de tahtlari vardir Krallar, kraliçeler belli yol ve belli usullerle seçilir ve gelir tahtlarina otururlar Kimsenin intihâbina ihtiyaç duymadan gelip gönüllerimize taht kuran bir sultan varsa o da sevgidir Dildudak, gözkulak onun bayragini çektikleri ölçüde birer kiymet ifade ederler; sevgi ise kendinden kiymetlidir Sevginin otagi sayilan gönül onun doğru kiymetler üstü kiymete ulasmistir Sevgi sancaginin gidip önünde dalgalandigi kaleler, kan dökülmeden fethedilmislerdir Sevgi askerlerinin ulasabildigi yerlerdeki sultanlar, muhabbet çerisinin siradan birer neferi haline gelmislerdir

Biz, gözlerimizde sevginin zaferleri, kulaklarimizda onun davulunun, kösünün sesi bir atmosferde yetistik Gönüllerimiz her zaman onun bayraginin dalgalanma heyecaniyla atti Sevgiyle böylece içlidisli olduk fakat, sonuç olarak hayatimizi tamamen ona baglayip ruhumuzu da ona adadik Artik biz yasarsak sevgiyle yasar, ölürsek sevgiyle ölürüz Her nefeste, bütün benligimizde onu duyar; sogukta onunla isinir, sicakta da onunla serinleriz Bizim harb u darbimizde güm güm sevgi davulunun sesi duyulur; sulh u sükunumuz da yeniden sevgi mehteriyle sölenlesir
Binbir fenaligin kol gezdigi su fevkâlade kirlenmis dünyada, tekrar tekrar pak kalabilmis bir sey varsa o sevgi, onca sararip solan gülendam seylerin yaninda hiç renk atmadan alımlılık ve cazibesini koruyabilmis bir dilber varsa o da tekrar sevgidir Dünyada hiçbir halk ve hiçbir toplumda ondan daha hakiki, daha kalici bir sey yoktur
Varlik bilinip görülme fitilinin, sevgi çeragindan tutusturulmasi sonucu meydana gelmistir Eger Hakk'in yaratma sevgisi olmasaydi, ne aylar, ne günesler ne de yildizlar meydana gelirdi Kâinatlar birer sevgi siiri, yerküre de bu siirin kâfiyesidir Tabiat kitabi ve yankı sistemde her zaman sevginin gür soluklari duyulur Insanî münasebetlerde de her zaman onun bayragi dalgalanir durur
Insanin insanlari sevip çevresine alâka duymasi, hattâ bütün varligi sefkatle kucaklayabilmesi, biraz da kendini bulup bilmesine, kendi mahiyetini kesfedip Yaraticisiyla olan münasebetini duymasina baglidir O, kendi derinliklerini, kendi özündeki cevherleri duyup hissedebildigi ölçüde, ayni hususlarin baskalarinda da bulundugunu düsünür, keza Yaradana nisbetin hatirina hem de mahiyetindeki cevherlere karsi kadirsinas davranma hissiyle her varligi daha bir farkli görür daha bir farkli duyar ve daha bir farkli degerlendirir
Bu inceligi sezebilen bir ruh, özü askla yogurulmus Mevlânâ gibi: Gel, gel aramiza katil; biz Hakk'a gönül vermis ask insanlariyiz! Gel gel bize katil da sevgi kapisindan içeriye giriver, giriver ve evimizde bizimle beraber otur Gel birbirimizle dürüst konusalim (gönüllerimizle sarmasdolas olalim da) kulaklardan, gözlerden gizli konusalim Güller gibi dudaksiz ve gürültüsüz gülüselim Tipki düsünce gibi dudaksizdilsiz görüselim Mademki hepimiz biriz, birbirimize dilsizdudaksiz gönülden seslenelim Mademki ellerimiz kenetli, gel bu halden bahisler açalim; Elayak, gönül hareketlerini daha iyi anlar, o kadar ise gel dilimizi tutalim, titrek gönüllerimizle konusalimder ve gönül dilinden bize destanlar sunar

Dünyamizin, cennet haline gelmesinin ve cennet kapilarinin ardina kadar açilmasinin, açilip bize buyurunedilmesinin manâlı bir vesilesi sayilan aramizdaki birligi dağıtmak da neden! Birlik ve beraberlik, Allah'in muvaffak kilmasinin bir yolu ise, bu ihtilaf ve iftirakin mânâsi da ne!? Ne vakit, bizi birbirimizden uzaklastiran duygulari, düsünceleri, ruhumuzdan söküp atacak ve birbirimizi kucaklamak için yollara dökülecegiz! *