iltasyazilim
FD Üye
Can Dündar Sevgililer Günü Şiiri
Can Dündar eğer sevgililer günü
Can Dündar'ın sevgililer günü yazısı
Can Dündar 14 Şubat
Eğer;
Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine veya asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu sebepsiz ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin
Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, Onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep değin alçak
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, Ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, güzel koku kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa
dünyanın en hoş yeri Onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse
yaşam Onunla hoş ve onsuz müptezelse
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, Onun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar
her şiirde anlatılan Fakat her filmin kahramanı O her roman Ondan söz ediyor, her çiçek Onu açıyorsa
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez açlık saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir lezzet buluyorsa
eliniz telefonda yaşıyor, dikkat çekici parmağınızla ha bire Onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi Ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken keşke O anlatsadiye iç geçiriyorsanız
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayınlama gibi taşıyorsanız gün boyu
ayrıca kimseler duymasın, keza cümlealem bilsin istiyorsanız
Onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse
gamze gamze gülüş de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca hitabe, onca dayanıklılık ve nihayetsiz kahır defalarca Onun yüzü suyu hürmetine
uğruna ödenmeyecek değerinde, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yahut
dışarıya yer yerinden oynuyor ve içeride bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
sebepsiz küsüyor, nedensiz affediyorsanız ve tüm bu hallerinize siz bile zihin erdiremiyorsanız
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura etken çıkıyorsa bu yüzden her daim
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan aşina bir şarkı, tüm acı sözleri unutturmaya yetiyorsa
Her gidişte ayaklarınız Geri döndiye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, hırslı bir tutkuyla
O halde sevgililer günü
sizin gününüz!
Fazla yaşayın ve de siz de görünüz *
Can Dündar eğer sevgililer günü
Can Dündar'ın sevgililer günü yazısı
Can Dündar 14 Şubat
Eğer;
Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine veya asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu sebepsiz ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin
Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, Onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep değin alçak
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, Ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, güzel koku kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa
dünyanın en hoş yeri Onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse
yaşam Onunla hoş ve onsuz müptezelse
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, Onun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar
her şiirde anlatılan Fakat her filmin kahramanı O her roman Ondan söz ediyor, her çiçek Onu açıyorsa
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez açlık saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir lezzet buluyorsa
eliniz telefonda yaşıyor, dikkat çekici parmağınızla ha bire Onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi Ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken keşke O anlatsadiye iç geçiriyorsanız
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayınlama gibi taşıyorsanız gün boyu
ayrıca kimseler duymasın, keza cümlealem bilsin istiyorsanız
Onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse
gamze gamze gülüş de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca hitabe, onca dayanıklılık ve nihayetsiz kahır defalarca Onun yüzü suyu hürmetine
uğruna ödenmeyecek değerinde, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yahut
dışarıya yer yerinden oynuyor ve içeride bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
sebepsiz küsüyor, nedensiz affediyorsanız ve tüm bu hallerinize siz bile zihin erdiremiyorsanız
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura etken çıkıyorsa bu yüzden her daim
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan aşina bir şarkı, tüm acı sözleri unutturmaya yetiyorsa
Her gidişte ayaklarınız Geri döndiye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, hırslı bir tutkuyla
O halde sevgililer günü
sizin gününüz!
Fazla yaşayın ve de siz de görünüz *