Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Baştan belirteyim;
“Saçmalamış, yobaz, gerici, kadın düşmanı gibi içi boş laflara itibar etmiyorum…
Evet, sevmek yasak!
Kime yasak?
Parmağına yüzük takmamış; yani nişanlanmamış, kendisine eş olarak birini seçmemiş tüm Müslüman erkek ve kızlara…
Peki niye yasak? sorusuna, insan niçin evlenir? sorusuyla cevap verelim…
İnsan iki sebepten dolayı evlenir…
1 Cinsellik için…
2 Nesil için…
Nesil için evlenme isteği her şeyden öte şuurlu olmayı, olayın önemini kavramayı gerektirir…
Evliliğin kutsiyetinin şuurunda olan genç attığı her adıma dikkat eder…
Nasibini bekler…
Yosun gibi taştan taşa sürüklenip durmaz…
Ahiretimi mamur edecek, eksik yanımı tamamlayacak, Allah’a layık kul, Resulü’ne (sav) layık ümmet olma yolunda birbirlerinin eğitici ve öğreticileri olacak, geride de hayırlı bir miras (evlat) bırakabilecek ve ortaya bu yolla mutlu bir yuva çıkacak niyetiyle eş seçilmeli…
Cinsellik için evlenmek ise artık demode oldu Çağdaşlık bu işi artık sokak ortasında gördürüyor… Cinselliği esas alanlar için evlilik bir zulüm mekanizmasına dönüştüğü için, bu niyetle evlenme isteği sadece bir “istek olmaktan öteye geçmiyor…
Evleneceğiz vaadiyle mahvolan hayatlar artık sıradan adli vaka olarak görülüyor…
Erkek, evlenme vaadiyle kandırıyor kızı “anlık zevki için, kız da güya seviyor ya, “hayır diyemiyor ve olan oluyor…
Sonra kız yolgeçen hanı!
Bugün Ali’yle, yarın Veli’yle, en sonunda Ahmet’le…
Evleneceği zamana kadar sayısız sevgili değiştiriliyor, sonra da ol olabilirsen Ahmet’le mutlu!
Eğer Ahmet de aynı yoldan geçmişse aslında bir sorun yok, çünkü birbirlerini çok iyi anlarlar…
Niçin yuvalarımızda huzur yok, niçin toplum bozuk?
Yuvalarımızda huzur yok, çünkü eşler kavgadan başka bir şey yapmıyor…
Toplum bozuk, çünkü huzursuz yuvalardan çıkan çocuklar ortalıkta cirit atıyor…
15 yaşına gelen kız “lise aşkım diyerek bir erkekle tozup gezmeye başlıyor, sonra bu sözüm ona aşk nisan yağmuru gibi gelip geçiyor… 20 yaşına kadar üç dört erkekle ki ki ki ku ku ku fingirdeşiyor, sonra da gidip biriyle evleniyor…
Ve başlıyor kıyaslamalar;
15 yaşındayken sevgilim şöyleydi,
17’deki sevgilim bana şöyle davranırdı,
19 yaşında edindiğim sevgili beni şuralara götürdü
Senden önceki sevgilim de bana hep hediye alırdı…
Vah ki ne vah!
Kezban ile Mehmet evleniyor, evlilikleri normal seyrinde giderken, birden Kezban’ın eski sevgilisi Ahmet arıyor ve Kezban’ın bilinçaltına sakladığı eski aşk depreşiyor… Aynı şey Mehmet için de geçerli tabi…
Sonra gel de bu yuvanın mutlu olmasını bekle, gel de bu yuvanın meyvelerinin topluma faydalı olmasını bekle!
Anlatılanlara sayısız somut örnek vermek mümkün…
İşte artık kanıksanan ve yadırganmayan o somut örnekler aslında bir nasihat olmalı bize Bu nasihatten ders almazsak korkunç bir musibet kaçınılmaz…
Sevmek güzel şey…
Resulullah’ın (sav) Hz Aişe’yi kördüğüm gibi sevmesini düşünelim…
Ve öyle sevelim…
Eşlerimizi sevelim…
Eşlerimize büyük bir aşkla kördüğüm gibi bağlanalım…
Öyle bir sevgi ağacı büyüsün ki, o ağacın meyveleri yarının ışığı olsun…
Korkmayalım, evleninceye kadar sevgilisiz yaşarsak bir yerimiz eksilmez…
Tam tersine iffetimizi korumuş oluruz…
Nadim olalım…
Gelin tövbe ve istiğfar edelim, yaşadığımız bugünleri iyi değerlendirelim…
Ailelerimizi, sevenlerimizi üzmeyelim, anlık mutluluklar için geleceğimizi karartmayalım…
Gül bahçesi haline dönüşmesi gereken yuvalarımızı kaktüs tarlasına çevirmeyelim
Halis Mutlu
“Saçmalamış, yobaz, gerici, kadın düşmanı gibi içi boş laflara itibar etmiyorum…
Evet, sevmek yasak!
Kime yasak?
Parmağına yüzük takmamış; yani nişanlanmamış, kendisine eş olarak birini seçmemiş tüm Müslüman erkek ve kızlara…
Peki niye yasak? sorusuna, insan niçin evlenir? sorusuyla cevap verelim…
İnsan iki sebepten dolayı evlenir…
1 Cinsellik için…
2 Nesil için…
Nesil için evlenme isteği her şeyden öte şuurlu olmayı, olayın önemini kavramayı gerektirir…
Evliliğin kutsiyetinin şuurunda olan genç attığı her adıma dikkat eder…
Nasibini bekler…
Yosun gibi taştan taşa sürüklenip durmaz…
Ahiretimi mamur edecek, eksik yanımı tamamlayacak, Allah’a layık kul, Resulü’ne (sav) layık ümmet olma yolunda birbirlerinin eğitici ve öğreticileri olacak, geride de hayırlı bir miras (evlat) bırakabilecek ve ortaya bu yolla mutlu bir yuva çıkacak niyetiyle eş seçilmeli…
Cinsellik için evlenmek ise artık demode oldu Çağdaşlık bu işi artık sokak ortasında gördürüyor… Cinselliği esas alanlar için evlilik bir zulüm mekanizmasına dönüştüğü için, bu niyetle evlenme isteği sadece bir “istek olmaktan öteye geçmiyor…
Evleneceğiz vaadiyle mahvolan hayatlar artık sıradan adli vaka olarak görülüyor…
Erkek, evlenme vaadiyle kandırıyor kızı “anlık zevki için, kız da güya seviyor ya, “hayır diyemiyor ve olan oluyor…
Sonra kız yolgeçen hanı!
Bugün Ali’yle, yarın Veli’yle, en sonunda Ahmet’le…
Evleneceği zamana kadar sayısız sevgili değiştiriliyor, sonra da ol olabilirsen Ahmet’le mutlu!
Eğer Ahmet de aynı yoldan geçmişse aslında bir sorun yok, çünkü birbirlerini çok iyi anlarlar…
Niçin yuvalarımızda huzur yok, niçin toplum bozuk?
Yuvalarımızda huzur yok, çünkü eşler kavgadan başka bir şey yapmıyor…
Toplum bozuk, çünkü huzursuz yuvalardan çıkan çocuklar ortalıkta cirit atıyor…
15 yaşına gelen kız “lise aşkım diyerek bir erkekle tozup gezmeye başlıyor, sonra bu sözüm ona aşk nisan yağmuru gibi gelip geçiyor… 20 yaşına kadar üç dört erkekle ki ki ki ku ku ku fingirdeşiyor, sonra da gidip biriyle evleniyor…
Ve başlıyor kıyaslamalar;
15 yaşındayken sevgilim şöyleydi,
17’deki sevgilim bana şöyle davranırdı,
19 yaşında edindiğim sevgili beni şuralara götürdü
Senden önceki sevgilim de bana hep hediye alırdı…
Vah ki ne vah!
Kezban ile Mehmet evleniyor, evlilikleri normal seyrinde giderken, birden Kezban’ın eski sevgilisi Ahmet arıyor ve Kezban’ın bilinçaltına sakladığı eski aşk depreşiyor… Aynı şey Mehmet için de geçerli tabi…
Sonra gel de bu yuvanın mutlu olmasını bekle, gel de bu yuvanın meyvelerinin topluma faydalı olmasını bekle!
Anlatılanlara sayısız somut örnek vermek mümkün…
İşte artık kanıksanan ve yadırganmayan o somut örnekler aslında bir nasihat olmalı bize Bu nasihatten ders almazsak korkunç bir musibet kaçınılmaz…
Sevmek güzel şey…
Resulullah’ın (sav) Hz Aişe’yi kördüğüm gibi sevmesini düşünelim…
Ve öyle sevelim…
Eşlerimizi sevelim…
Eşlerimize büyük bir aşkla kördüğüm gibi bağlanalım…
Öyle bir sevgi ağacı büyüsün ki, o ağacın meyveleri yarının ışığı olsun…
Korkmayalım, evleninceye kadar sevgilisiz yaşarsak bir yerimiz eksilmez…
Tam tersine iffetimizi korumuş oluruz…
Nadim olalım…
Gelin tövbe ve istiğfar edelim, yaşadığımız bugünleri iyi değerlendirelim…
Ailelerimizi, sevenlerimizi üzmeyelim, anlık mutluluklar için geleceğimizi karartmayalım…
Gül bahçesi haline dönüşmesi gereken yuvalarımızı kaktüs tarlasına çevirmeyelim
Halis Mutlu
