nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Seyit Onbaşının anıları özet olarak
Çanakkale ‘de 18 Mart 1915 günü dünya savaş tarihinde bir eşine rastlanmayan olayın kahramanı Seyit 1909 da askere alınır Eğitim o cephe bu cephe askerliğin 6yılında 1915 ’te tayin yeri Çanakkale Rumeli Mecidiye Bataryasıdır Çanakkale Savaşlarının ilk adımı olan 18 Mart 1915 İtilaf Devletleri Deniz Filosu Zırhları bizim en zinde bataryalarımızdan Hamidiye Dardonos Baykuş Rumeli Mecidiye Bataryası ’ndan atılan 28 ’lik bir mermi düşman bayrak gemisi Queen Elizabeth e isabet eder Zırhlı bir müddet daha sonra bütün namluları Rumeli Mecidiye Bataryamıza yöneltir ve bataryamız susar
Tek hayatta kalan pil komutanı Yüzbaşı Hilmi Bey kahraman evlatlarını kaybetmenin hüznü içindedir O anda bir ses Komutanım beni kurtarın! O sese dürüst giden komutan toprağı eşeler ve ilk kurtulan er Niğdeli Ali ’dir Komutan ve Ali şehit ve yaralıları toplarken toprak üzerinde dikili duran bir ayağa rastlarlar ve anında toprağı kazıp çıkarırlar toprak aşağı oksijensizlikten baygın olan seyit ’tir Komutan ve Yüzbaşı Hilmi Bey Niğdeli Ali ’ye Evladım bu kurtarma işleri ikimizle olmayacak sen Seyit in yanından ayrılma Boğaz Komutanlığı ’ndan destek gelene değin ben yakın birliklerden destek almaya gidiyorum
Bir müddet sonradan kendine gelen şoku atlatan Koca Seyit Ali ne oldu anlatsana arkadaşlarım komutanım toplarımız nerde? Diye sorarken gözü ayakta kalan tek topa takılır yattığı yerden oturarak doğrulduğunda etrafı süzer bakar fakat arkadaşlarının vücutları etrafa dağılmış bu gösterme aleyhinde bir yanar dağın lavları gibi püsküren Koca Seyit ayakta topa içten koşar Niğdeli Ali şaşkındır Seyit bakar ancak top sağlam yalnız mermiyi kaldıracak mataforası (Vinci) bozuktur
İşte o anda vatan ırk sevgisi bayrak bayrak sevgisi ve inancın çelikleştirdiği yerde duran 275 kg ’lık mermiyi Niğdeli Ali yardımıyla kucaklayarak iki metre yükseklikte bulunan topun merenlerinden çıkarır Mermiyi namluya sürer ve infilak ettirir Niğdeli Ali bu merminin hedefe isabet görebilmek için gözetleme yerine gitmiştir Gördüğü bakış düşmanın Ocean zırhlısına tam isabet kaydedilmiştir Bu zırhlı o günkü 18 Mart Deniz Savaşın ’da batırılan üç zırhlıdan biridir Bu durum tüm savaş sahalarında yankılar uyandırmış ve sevinç yaratmıştır
O günlerde Çanakkale Eceabet ilçesi Bigali Köyünde karargâhında yer alan 19 tümen komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Onbaşı Seyit ’i karargâha getirir O mucize insanı tanımak ister Mustafa Kemal bir kahve Seyit onbaşıya bir kahvede kendine yaptırır ve konuşmalar başlar
Mustafa Kemal Atatürk: Evladım kimsesiz nasıl kaldırdın 275 kg mermiyi?
Seyit: İşte Allah ’ın izniyle oldu komutanım o anda bir çam kütüğü gibi geliverdi
Mustafa Kemal Atatürk: Öğrendiğimde göre yoksul bir aile çocuğu olduğun halde verilen ikramiyeleri kabul etmemişsin yalnız bana yatın ek verin demişsin ve onu da ertesi gün Komutanına ben arkadaşlarımın hakkını yiyemem bunu da geri alır mısınız? Demişsin
Seyit: Komutanım sizin ikram ettiğiniz şu kahve benim için en büyük armağandır
Mustafa Kemal Atatürk: O Mermiyi kaldırdığın gibi beni de kaldırabilir misin?
Seyit: Hayır Komutanım
Mustafa Kemal Atatürk: Niye ben o mermiden ağır mıyım Seyit?
Seyit Komutanım merminin ağırlığı diğer sizin ağırlığınız öbür Sizi ben değil dünya bile kaldıramaz *
Çanakkale ‘de 18 Mart 1915 günü dünya savaş tarihinde bir eşine rastlanmayan olayın kahramanı Seyit 1909 da askere alınır Eğitim o cephe bu cephe askerliğin 6yılında 1915 ’te tayin yeri Çanakkale Rumeli Mecidiye Bataryasıdır Çanakkale Savaşlarının ilk adımı olan 18 Mart 1915 İtilaf Devletleri Deniz Filosu Zırhları bizim en zinde bataryalarımızdan Hamidiye Dardonos Baykuş Rumeli Mecidiye Bataryası ’ndan atılan 28 ’lik bir mermi düşman bayrak gemisi Queen Elizabeth e isabet eder Zırhlı bir müddet daha sonra bütün namluları Rumeli Mecidiye Bataryamıza yöneltir ve bataryamız susar
Tek hayatta kalan pil komutanı Yüzbaşı Hilmi Bey kahraman evlatlarını kaybetmenin hüznü içindedir O anda bir ses Komutanım beni kurtarın! O sese dürüst giden komutan toprağı eşeler ve ilk kurtulan er Niğdeli Ali ’dir Komutan ve Ali şehit ve yaralıları toplarken toprak üzerinde dikili duran bir ayağa rastlarlar ve anında toprağı kazıp çıkarırlar toprak aşağı oksijensizlikten baygın olan seyit ’tir Komutan ve Yüzbaşı Hilmi Bey Niğdeli Ali ’ye Evladım bu kurtarma işleri ikimizle olmayacak sen Seyit in yanından ayrılma Boğaz Komutanlığı ’ndan destek gelene değin ben yakın birliklerden destek almaya gidiyorum
Bir müddet sonradan kendine gelen şoku atlatan Koca Seyit Ali ne oldu anlatsana arkadaşlarım komutanım toplarımız nerde? Diye sorarken gözü ayakta kalan tek topa takılır yattığı yerden oturarak doğrulduğunda etrafı süzer bakar fakat arkadaşlarının vücutları etrafa dağılmış bu gösterme aleyhinde bir yanar dağın lavları gibi püsküren Koca Seyit ayakta topa içten koşar Niğdeli Ali şaşkındır Seyit bakar ancak top sağlam yalnız mermiyi kaldıracak mataforası (Vinci) bozuktur
İşte o anda vatan ırk sevgisi bayrak bayrak sevgisi ve inancın çelikleştirdiği yerde duran 275 kg ’lık mermiyi Niğdeli Ali yardımıyla kucaklayarak iki metre yükseklikte bulunan topun merenlerinden çıkarır Mermiyi namluya sürer ve infilak ettirir Niğdeli Ali bu merminin hedefe isabet görebilmek için gözetleme yerine gitmiştir Gördüğü bakış düşmanın Ocean zırhlısına tam isabet kaydedilmiştir Bu zırhlı o günkü 18 Mart Deniz Savaşın ’da batırılan üç zırhlıdan biridir Bu durum tüm savaş sahalarında yankılar uyandırmış ve sevinç yaratmıştır
O günlerde Çanakkale Eceabet ilçesi Bigali Köyünde karargâhında yer alan 19 tümen komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Onbaşı Seyit ’i karargâha getirir O mucize insanı tanımak ister Mustafa Kemal bir kahve Seyit onbaşıya bir kahvede kendine yaptırır ve konuşmalar başlar
Mustafa Kemal Atatürk: Evladım kimsesiz nasıl kaldırdın 275 kg mermiyi?
Seyit: İşte Allah ’ın izniyle oldu komutanım o anda bir çam kütüğü gibi geliverdi
Mustafa Kemal Atatürk: Öğrendiğimde göre yoksul bir aile çocuğu olduğun halde verilen ikramiyeleri kabul etmemişsin yalnız bana yatın ek verin demişsin ve onu da ertesi gün Komutanına ben arkadaşlarımın hakkını yiyemem bunu da geri alır mısınız? Demişsin
Seyit: Komutanım sizin ikram ettiğiniz şu kahve benim için en büyük armağandır
Mustafa Kemal Atatürk: O Mermiyi kaldırdığın gibi beni de kaldırabilir misin?
Seyit: Hayır Komutanım
Mustafa Kemal Atatürk: Niye ben o mermiden ağır mıyım Seyit?
Seyit Komutanım merminin ağırlığı diğer sizin ağırlığınız öbür Sizi ben değil dünya bile kaldıramaz *