Gastrointestinal sistem (Mide, kolon ve periton)ve jinekolojik (over) kanserleri tanı anında veya operasyon sonrası takip döneminde karın içerisinde nüks edebilmektedir. Yaygın karın içi yayılıma periton karsinomatozu demekteyiz. Kanserin tekrar aynı organ, lenf bezi veya karın içi (peritonda) nüks etmesi beklenen yaşam süresini azaltmaktadır.
Kolon kanserinde tanı anında %15 , mide kanserinde %5-30 hastada ileri evre-evre 4 denilen yaygın hastalıkla karşılaşmaktayız. Bu hastalarımızda ortalama yaşam süreleri 6 aydır (1,2). Başarılı bir sitoredüktif cerrahi ve HİPEC sonrası bu süre 11 ayın üstüne çıkabilmektedir. Over kanserlerinde yaygın hastalıkta sadece kemoterapi ile 12-25 ay yaşam süresi varken; sitoredüktif cerrahi ve HİPEC sonrası 22-64 aya kadar yaşam süresi artabilmektedir.
Günümüzde karın içi nüks etmiş kanser olgularında kanserli dokuları çıkardıktan sonra (sitoredüktif cerrahi) karın içerisine sıcak kemoterapi (hipertermik intraperitoneal kemoterapi -HİPEK) uygulamaktayız. Sitoredüktif cerrahide kanser yayılımı olan dokular ve periton yüzeyleri çıkarılmaktadır. Amaç gözle görülebilir tümör alanlarının temizlenmesidir. Tümör odakları temizlendikten sonra daha az vücuda yan etkisi olan kemoterapi ilaçları ile mikroskobik-hücresel düzeyde kanserli alanların tedavi edilmesi planlanmaktadır.
Karın içi kemoterapi ilaçlarının etkinliği damar yolu ile verilen standart kemoterapiden daha etkin olduğu gösterilmiştir (3). Kemoterapi ilaçlarının sıcaklığı arttırılmış sıvılarla (hipertermi) karın içine verilmesi peritonda kan akımını arttırmakta ve direkt olarak kanserli hücreleri öldürebilmektedir (sitotoksisite) (4). Kemoterapi ilaçları olarak cisplatin, mitomisin C, paklitaksel, lipozomal doksorubisin, oksaliplatin, carboplatin, dosetaksel ve irinotekan kullanılabilmektedir. Hipertermi-sıcaklık 40-450 de uygulanmaktadır. Tedavi sonrasında hastalarda yaşam süresi artmaktadır, bazı hastalarda tamamen kür sağlanabilmektedir (5).
Operasyon süresi uzun, daha fazla dokunun çıkarılması gerekmekte olup ameliyat sonrası dönemde daha fazla sorunlar görebilmekteyiz. En sık görülen sorunlar karın içi kanama, anastomoz kaçakları, solunum sistemi sorunları ve daha yüksek ölüm riskidir. Genel olarak sitoredüktif cerrahi ve HİPEK sonrası genel morbidite %12-56, perioperatif mortalite %0-12 arasında bildirilmiştir (6). Ayrıca sıcak kemoterapiye bağlı böbrek ve kan hücrelerinde toksisite gelişebilir.
HİPEK ve sitoredüktif cerrahiye uygun hastaların belirlenmesi multidisipliner yaklaşımla yapılmaktadır. Genel cerrahi, medikal ve radyasyon onkolojisi tarafından performansı iyi hastalar değerlendirilmeli, bu tedaviden yarar sağlayacak hastalar belirlenmelidir. Her hastanın bu tedaviye uygun olmadığı bilinmelidir. Kanserli hücreler ne kadar yaygınsa (tümör derecesi, lenf nodu tutulumu, lenfatik/venöz invazyon, taşlı yüzük hücreli histoloji) tedavi başarısı olumsuz etkilenmektedir.