Şiddete uğrayan kadınlara Melek İpek'ten mesaj var: Korkmayın başınıza geleni anlatın!

Dünya onun sayesinde bir sapıktan kurtuldu... Antalya'da azapçı eşini öldüren Melek İpek, gülen yüzü, çocuklarıyla keyifli haliyle artık umut dolu.

Hürriyet müellifi Fatih Çekirge, bugünkü "Keşke birinci gün babama anlatsaydım... Korkmayın başınıza geleni anlatın" başlıklı yazında Antalya'da azapçı eşini öldüren Melek İpek yazdı.



Fatih Çekirge'nin bugünkü köşe yazısından ilgili kısım şöyle:

"Gülen yüzü, çocuklarıyla keyifli hali. İmajlı bir bayramlaşma yaptık.

İçim ısındı... Umudum arttı.



Çocuklarıyla birlikte avukatı Ahmet Onaran’ın meskenine bayram yemeğine gelmişlerdi.

O kadar uzaktan bile manzaralı konuşmada fevkalade bir sıcaklık hissettim.

Avukat-müvekkil bağlantısı bitmiş, abi-kardeş olmuşlardı...

Çoluk çocuk bayram yemeği yiyorlardı.

Melek’e sordum:

“Bunca ızdıraptan sonra bu türlü keyifli bir bayram yemeği... Şiddete uğrayan bayanlara, genç kızlara bir bildirinin var mı?”



“Elbette var” dedi ve devam etti:

“Keşke daha birinci gün babama söyleseydim. Bunlar yaşanmazdı. O yüzden kardeşlerim, ne olur korkmayın... Başınıza gelenlerden utanmayın. Babanıza, annenize söyleyin. Olmadı devlete itimadın. Devlete gidin. Sizi mutlak korurlar. Lakin anlatın. İçinize atmayın. Çekinmeyin... Dik durun... O vahşilere karşı mert olun...”

Melek’in bu kelamları bana bir bayram armağanı üzere geldi. 

Moral buldum...

SAKLI ŞAHİDİN MÜTHİŞ TABİRLERİ

Antalya’da Melek’i zıt kelepçeyle bağlayıp, saatlerce, günlerce azap ve tecavüz eden...

Gece çırılçıplak ormanda bağlayan...

Çocuklarının önünde her yerini kanatıp, morartana kadar dövdükten sonra kelepçeleyip çırılçıplak banyoda bırakan o yırtıcının yaptıklarını düşündükçe...

“Dünya bir sapıktan kurtuldu” demiştim...

Melek dayanamayıp av tüfeğiyle vurmuştu.

Lakin o mahluk sırf bir sapık değilmiş.

O rezil yaratık aslında bir “seri sapık”mış...

Melek’in avukatı Ahmet Onaran’dan öğreniyorum ki...

Karısına bu azapları yaptığı sırada bir öbür genç kıza takmış kafayı...

Onu da kaçırmış. Ormanda aykırı kelepçe... Tekraren tecavüz... Günlerce azap...

Bir seferinde günlerce ormanda tutmuş kızı.

Tehdit etmiş.

“Benim olmazsan kardeşlerini öldürürüm” demiş.

Yetmemiş, avcı bıçağıyla kızın saçlarını kökünden kesmek istemiş...

İki bayana da “Benim olmayı kabul edin” diye azap etmiş.

Genç kız kabul etmiş... Kaçmayı planlamış. 3 ay sonra kaçmış. Karakola şikâyette bulunmuş.

Yaşadığı cehennem günlerinden ve kâbus dolu gecelerden sonra izini kaybettirmiş...

İşte o kız Melek’in yargılandığı mahkemeye saklı şahit olarak gelip söz vermiş.

Uğradığı işkenceyi, tecavüzü ayrıntılarıyla anlatmış.

Ve tahminen de Melek’in beraatinde en kıymetli rolü oynamış...

Aslında bu “seri sapık”ın yaptıklarını buraya tümüyle yazamıyorum. Ben yazarken tüylerim diken diken oluyor...

Kimsenin vefatını istemem...

Fakat bunları duyunca anladım ki:

Dünya bir “seri sapık”tan kurtulmuş.