Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Sıkılmak Güzeldir

Sıkılmak Güzeldir
0
101

yasuo

FD Üye
Katılım
Şub 14, 2021
Mesajlar
21,219
Etkileşim
1
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
75


Günümüz dünyasında, aileler çocuklarını bilişsel ve motor gelişimlerini desteklemek amacıyla pek çok spor ve sanat aktivitelerine yönlendiriyorlar. Acaba bu aktiviteler gerçekten amacına hizmet ediyor mu? Mevcut eğitim sistemi içersinde, çocuklar anaokul seviyesinden başlayarak sabah 09.00 akşam 16.00 arası okullarda kendilerini yoğun bir akademik bilgi bonbardımanı içinde buluyorlar. Bu süre zarfında; yeni öğrenmeye çalıştıkları diller, ikinci diller, okuma / yazma çalışmaları, matematik, bilişim ve daha pek çok ders için, dikkat ve algı açısından kendilerini açık tutmaya uğraşıyorlar ki bu takdir edersiniz ki hiç de kolay bir süreç değil.

Öyle ki kimi ebeveynler bu durumu kendi okudukları zamanlarla kıyaslayarak “bizim zamanımızda bu kadar zor değildi” kalıp cümlesini çokça kullanır oldular.

Peki ama çocukların okuldan arta kalan zamanlarında gerçekten neler yapmak istediğine aslında kim karar veriyor?

Çocukların kendisi mi, anne babaları mı, öğretmenlerinin ve ya arkadaşlarının yönlendirmesi mi?

Eğer cevap çocuğun kendisi ise problem yok. Çocuk okul haricinde bedensel ve düşünsel anlamda rahatlama yaşayabileceği ek bir sosyal aktivite ile, severek ve isteyerek uğraşıyorsa, bunun yararlarını saymakla bitiremeyiz.

Ancak cevap diğer kişiler ise; en başta da ailenin yavrusunun okul haricinde sosyal bir varlık olarak çeşitli klüplerde boy göstermesi ihtiyacı ise; burada bir sorunumuz var demektir.



Çünkü bu noktada amacımızın dışına fazlasıyla taşarak aslında rahatlatmak istediğimiz kişi, çocuğumuz değil kendimiz oluyoruz. Öyle ki bazı aileler çocuklarının her dakikasını önceden organize ederek haftanın neredeyse her gününü bir dolu aktivite ile dolduruyorlar. Peki ama bu doğru mu? Burada gerçekten kazanan biri var mı? Bu durum sadece çocukları zorlamakla kalmıyor, yanısıra aileler de koştura koştura çocuğu sağdan sola bir sürü trafik, park vs. stresi çekerek klüplere ulaştırmaya çalışıyorlar.

Günün sonunda yorgun, stresli bedenler ve beyinlerle eve ulaşmış; pelteleşmiş ruhlarla kanepeye çöken, telefon veya televizyona gömülen insanları görüyoruz. Bu durum içimizde nasıl bir tatmin yaratıyor diye düşünmeye ihtiyacımız var. Biz kimiz, aslında ne istiyoruz, çocuğumuzu tanıyor muyuz?

Kendi içimize dönüp baktığımızda, bizim geçmişte yapamadığımız şeyleri çocuğumuzun yapacağı düşüncesi mi aslında bizi tatmin ediyor? Yoksa tamamen belirli bir güruh içinde yaşadığımız için, karşımızda yer alan toplumun üzerimizde yarattığı sosyal kaygı mı? Falancanın oğlu bilmem ne tenis kulübüne gidiyor bizimki de gitmeli. Filancanın kızı seramik atölyesinde muhteşem eserler üretiyor bizimkini de mutlaka yazdırmalıyız mı?

Halbuki, insanın deneyimsel varoluşunun tamamı oyun oynama temeli üzerine inşa edilir. Çocuklar da serbest oyun oynarken yaratıcılaşırlar. Yoklukta beyin çalışmaya başlar, çıkış arar, hayal gücünü çalıştırır, yeni yöntemler dener, problem çözer.

Günün 10 saatini uykuda, 9 saatini okulda ve ulaşımda geçiren bir çocuğun, geriye 5 saati kalacaktır. Bu kalan 5 saatin 1/1.5 saatini beslenme ve genel ihtiyaçlarına ayıracağını düşünürsek, kalan 1/1.5 saatinde de derslerine odaklanacaktır. Bu durumda çocuklarımızın elinde en iyi ihtimalle 2 saatlik bir dinlenme ve eğlenme süresi kalmış oluyor. Peki ama bu sürede de ajandası dolu olursa, siz ailecek ne zaman etkileşime geçip, çocuğunuzla aranızda samimi ve ilgili bir bağ yaratabilirsiniz?

Modern çağın en acı gerçeklerinden biri, bu hızlı ve sorgusuz sistem içinde olmaya durmaksızın itelenmemizdir.

O nedenledir ki, en iyi standartlarda yaşayan ve okuyan çocuklarımızın pek çoğu davranış bozuklukları içinde psikolojik rehberliğe bu denli ihtiyaç duydukları bir dönemdeler.

Bırakın biraz sıkılsınlar ve anı yaşasınlar.


 

Similar threads

Okul Korkusu Nedir? Okul korkusu aslında çocukların annelerinden veya bakım veren bir kimseden ayrılmak istememesinden kaynaklanır. Çocukların ailelerinden ilk defa ayrılacakları zaman olan 5-7 yaşlar arasında sıklıkla gözlenilen bir durumdur. Genel olarak %4-5 gibi bir oranda bu duruma...
Cevaplar
0
Görüntüleme
105
Okul Reddi (Okul Fobisi) Okul Reddi çocuğun çeşitli sebeplerden dolayı okula gitmek istememesi olarak tanımlanır. Okula gitmek istememenin altında çoğu zaman kaygı yatar. Diğer nedenler olarakta  dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, karşıt olma karşı gelme bozukluğu, gelişim gerilikleri...
Cevaplar
0
Görüntüleme
111
Okul öncesi dönemde sağlanan eğitim çocuğun sosyal, fiziksel, bilişsel gelişiminin en hızlı temellerinin atıldığı bir süreçtir. Bu süreç çocukların sosyalleşmelerini sağlayan, paylaşmayı, dayanışmayı ve birlikte alışmayı yeni yeni öğrendikleri bir dönemdir. Erken çocukluk dönemini kapsayan 2-6...
Cevaplar
0
Görüntüleme
67
‘’ Çocuğum evde sıkılmasın istediğim için onu sosyal faaliyetlere yönlendiriyorum’’ ‘’ Haftanın 6 günü özel ders aldırıyorum, bir boş günü var ona ne yapmasını söyleyebilirim?’’ ‘’Piyano çalsın, basketbol kursuna gitsin, evde boş durmasın’’ ‘’ Herkesin çocuğu özel ders alıyor, benimki neden...
Cevaplar
0
Görüntüleme
124
Bugün çocuklar için heyecanlı bir gün bir o kadar da aileler için heyecanlı bir gün. Zira her anne baba çocuğunun başarılı olmasını, “belgeler” getirmesini ister. Zira öteki beşerler kendilerine soracak “sizin çocuk ne getirdi, bu sene doküman var mı belge!” diye soracaklar onlar da göğüslerini...
Cevaplar
0
Görüntüleme
46
858,493Konular
981,562Mesajlar
29,681Kullanıcılar
ghbfghSon üye
Üst Alt