nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Sabahtan Namazı
Vakit seher Ufukta günün kızıl çiçeği açılmak üzere Vaktin rahmine sabahın nutfesi düştü henüz Gecenin toprağında gizli ışıktan tohumlar başlarını uzatıyor
Derhal hatırla oysa, sen de çok eskiden yokluğun karanlığında yitiktin Unutulmuşluk toprağına gömülü bir tohumdun Kimsenin adını bilmediği, hatırını saymadığı bir yetimdin
Hatırla ancak, unutulmuşluğun toprağında Rabbin seni unutmadı Rabbin seni sahipsiz de bırakmadı Rabbin seni yokluk gecesinden varlığın ufkuna eriştirdi Taze bir bahar gibi gün yüzüne çıkardı bedenini Ete kemiğe bürüdü ruhunu Gülden tebessümler giydirdi yüzüne
Acilen seher vakti Göz kapaklarının gerisinde kaç Gafletin gecesinden uyan Aç gözlerini sehere Aç kalbini Rabbine Uyan Uyan, ast ve an seni hiç unutmayan Rabbini Güneş ufukta yükselmeden, sen dualar ufkuna yüksel Cümbür Cemaat unutsa bile seni unutmayan Rabbini herkesin O ’nu unuttuğu anda ananlardan ol Haydi kalk! Kalk ve miracına eşlik et En Sevgilininasm
Şu Anda sabahtan! Derhal sabahtan namazı vakti
Öğle Namazı
Süre öğle Gün ortası Dünya telaşındasın İşler yoğun bitmemiş ne değin iş var! Benzeri sensiz yürümüyor hiçbir şey Benzeri sen olmasan işler defalarca yarım kalacak, belki hiç başlamayacak Ne dek çok vazgeçilmezin var! Ne dek vazgeçilmezsin!
Fakat dünya seni öyle umursamıyor Sessizce akıp gitmede ölümsüz uzayda Telaşlarına inat uzakta bir kelebek yavaşça kozasından çıkmada Ötelerde bir insan son nefesini vermekte sessizce Bir bebek ilk kez gülümsemekte annesine
Süre öğle pek şamata var ama ortalıkta Kalbinin sesini duyamıyorsun bile Ruhunun sonsuza uzanan emellerine âmâ elde etmek üzeresin Telaşların arasından sıyrıl, ruhuna yer ayır Ebedî sükûnete hazırla kendini Kalbini sonsuzluğa bitiştir Alnını secdeye değdir Şu Anda öğle namazı vakti!
İkindi Namazı
Süre ikindi Gün ihtiyarladı Güneş beti benzi kaçmış rengini bırakıyor güller üstüne Süre ırmağı ikindinin çağlayanından dökülüyor hemen Ayrılığı söylüyor hece hece Keder renkli bulutlar sardı göğü Güneşin saltanatı bitmek üzere Zevale dürüst akıyor ışıklar
Hatırla ki, sen de bir ömrün ikindisine yürüyorsun Tenin soluyor Gözlerinin feri çekiliyor Yüzünü bu dünyadan çevirmeye hazırlıyorsun Değişik kıyısındasın artık hayat nehrinin Bundan sonra vaadi değil sana zamanın Yokuş aşağıda akıyor kalbin
Vakit ikindi Kalbini kanatıyor kuru gül yaprakları Tutunacak dal arıyor gibisin zamana karşısında Zamanın hükmü ağırlaşıyor üstünde Gün daha kısa geliyor bundan böyle Yemin olsun oysa ikindi vaktine Hüsrandadır insan Acilen anlıyorsun Çünkü, yokuş aşağıda akıyorsun Dalından kopuyorsun Hoyrat bir esinti bundan böyle zaman Geriye kalan ama iman
Derhal ikindi vakti Secdeye koy alnını Eğil Zamanın Sahibinin önünde O'na konuş; dualarını fısılda Sonsuzluğa tutun hece hece
Akşam Namazı
Vakit akşam Gün ölmek üzere Güneş ışıklarını topluyor eşyanın üzerinden Kızılca kıyameti kopuyor dünyanın Kara kefenini giyiniyor gün Gülün rengi soluyor, eşyanın cezbesi yitiveriyor
Hatırla ama, senin de akşamın olacak bir gün Ömrünün ışıkları solacak Hayatının perdesi çekilecek Senin de kıyametin kopacak
Şu Anda akşam Ölmeden önce bil öleceğini ancak, yaşatıldığını farkedesin Herkesin senden uzaklaşacağı vefat anını hatırla oysa, sen de acilen herkesten ve her şeyden uzaklaşıp Rabbine yanaşasın Seni sen yokken de haberdar olan Rabbin, sen öldükten sonra da bilecek elbet Herkesin unuttuğu yerde seni bir O hatırlayacak Hatırını yalnız O bilecek Sen de O ’nu lahza şimdi Derhal akşam namazı vakti!
Yatsı Namazı
Zaman Yatsı Gün çoktan öldü Güneş ışıklarını topladı Gece hükmediyor âleme Güneşin saltanatı bitti Işıklar tükendi ufuklarda Renkler ellerini çekti eşyadan Gül soldu, gün soldu Göğe yöneldi gözler
Hatırla fakat, Sen de unutuşun kara gecesine yuvarlanacaksın Bir adın kalacak geriye doğru Bir mezar taşın hatırlayacak belki Seni Şayet o da unutacak
Acilen gece! Sabaha fazla var Işık uzaklarda Yokluğun gecesinde, adın bile unutulmuşken, kimden meded umarsın sor kendine? Kim Sana yaşam vermişse, kurumuş kemikleri toplayıp dirilten de O elbette
Söyle kendine Söyle kendine ama, çoklarının Seni unuttuğu bu gece, Sen de herkesin unut, O ’nu hatırla Söyle kendine fakat, çoklarının ışıklara kanıp sahte renklerin kuyularına daldığı bu gece, Rabbini lahza, Rabbine kan, Rabbine uyan *
Vakit seher Ufukta günün kızıl çiçeği açılmak üzere Vaktin rahmine sabahın nutfesi düştü henüz Gecenin toprağında gizli ışıktan tohumlar başlarını uzatıyor
Derhal hatırla oysa, sen de çok eskiden yokluğun karanlığında yitiktin Unutulmuşluk toprağına gömülü bir tohumdun Kimsenin adını bilmediği, hatırını saymadığı bir yetimdin
Hatırla ancak, unutulmuşluğun toprağında Rabbin seni unutmadı Rabbin seni sahipsiz de bırakmadı Rabbin seni yokluk gecesinden varlığın ufkuna eriştirdi Taze bir bahar gibi gün yüzüne çıkardı bedenini Ete kemiğe bürüdü ruhunu Gülden tebessümler giydirdi yüzüne
Acilen seher vakti Göz kapaklarının gerisinde kaç Gafletin gecesinden uyan Aç gözlerini sehere Aç kalbini Rabbine Uyan Uyan, ast ve an seni hiç unutmayan Rabbini Güneş ufukta yükselmeden, sen dualar ufkuna yüksel Cümbür Cemaat unutsa bile seni unutmayan Rabbini herkesin O ’nu unuttuğu anda ananlardan ol Haydi kalk! Kalk ve miracına eşlik et En Sevgilininasm
Şu Anda sabahtan! Derhal sabahtan namazı vakti
Öğle Namazı
Süre öğle Gün ortası Dünya telaşındasın İşler yoğun bitmemiş ne değin iş var! Benzeri sensiz yürümüyor hiçbir şey Benzeri sen olmasan işler defalarca yarım kalacak, belki hiç başlamayacak Ne dek çok vazgeçilmezin var! Ne dek vazgeçilmezsin!
Fakat dünya seni öyle umursamıyor Sessizce akıp gitmede ölümsüz uzayda Telaşlarına inat uzakta bir kelebek yavaşça kozasından çıkmada Ötelerde bir insan son nefesini vermekte sessizce Bir bebek ilk kez gülümsemekte annesine
Süre öğle pek şamata var ama ortalıkta Kalbinin sesini duyamıyorsun bile Ruhunun sonsuza uzanan emellerine âmâ elde etmek üzeresin Telaşların arasından sıyrıl, ruhuna yer ayır Ebedî sükûnete hazırla kendini Kalbini sonsuzluğa bitiştir Alnını secdeye değdir Şu Anda öğle namazı vakti!
İkindi Namazı
Süre ikindi Gün ihtiyarladı Güneş beti benzi kaçmış rengini bırakıyor güller üstüne Süre ırmağı ikindinin çağlayanından dökülüyor hemen Ayrılığı söylüyor hece hece Keder renkli bulutlar sardı göğü Güneşin saltanatı bitmek üzere Zevale dürüst akıyor ışıklar
Hatırla ki, sen de bir ömrün ikindisine yürüyorsun Tenin soluyor Gözlerinin feri çekiliyor Yüzünü bu dünyadan çevirmeye hazırlıyorsun Değişik kıyısındasın artık hayat nehrinin Bundan sonra vaadi değil sana zamanın Yokuş aşağıda akıyor kalbin
Vakit ikindi Kalbini kanatıyor kuru gül yaprakları Tutunacak dal arıyor gibisin zamana karşısında Zamanın hükmü ağırlaşıyor üstünde Gün daha kısa geliyor bundan böyle Yemin olsun oysa ikindi vaktine Hüsrandadır insan Acilen anlıyorsun Çünkü, yokuş aşağıda akıyorsun Dalından kopuyorsun Hoyrat bir esinti bundan böyle zaman Geriye kalan ama iman
Derhal ikindi vakti Secdeye koy alnını Eğil Zamanın Sahibinin önünde O'na konuş; dualarını fısılda Sonsuzluğa tutun hece hece
Akşam Namazı
Vakit akşam Gün ölmek üzere Güneş ışıklarını topluyor eşyanın üzerinden Kızılca kıyameti kopuyor dünyanın Kara kefenini giyiniyor gün Gülün rengi soluyor, eşyanın cezbesi yitiveriyor
Hatırla ama, senin de akşamın olacak bir gün Ömrünün ışıkları solacak Hayatının perdesi çekilecek Senin de kıyametin kopacak
Şu Anda akşam Ölmeden önce bil öleceğini ancak, yaşatıldığını farkedesin Herkesin senden uzaklaşacağı vefat anını hatırla oysa, sen de acilen herkesten ve her şeyden uzaklaşıp Rabbine yanaşasın Seni sen yokken de haberdar olan Rabbin, sen öldükten sonra da bilecek elbet Herkesin unuttuğu yerde seni bir O hatırlayacak Hatırını yalnız O bilecek Sen de O ’nu lahza şimdi Derhal akşam namazı vakti!
Yatsı Namazı
Zaman Yatsı Gün çoktan öldü Güneş ışıklarını topladı Gece hükmediyor âleme Güneşin saltanatı bitti Işıklar tükendi ufuklarda Renkler ellerini çekti eşyadan Gül soldu, gün soldu Göğe yöneldi gözler
Hatırla fakat, Sen de unutuşun kara gecesine yuvarlanacaksın Bir adın kalacak geriye doğru Bir mezar taşın hatırlayacak belki Seni Şayet o da unutacak
Acilen gece! Sabaha fazla var Işık uzaklarda Yokluğun gecesinde, adın bile unutulmuşken, kimden meded umarsın sor kendine? Kim Sana yaşam vermişse, kurumuş kemikleri toplayıp dirilten de O elbette
Söyle kendine Söyle kendine ama, çoklarının Seni unuttuğu bu gece, Sen de herkesin unut, O ’nu hatırla Söyle kendine fakat, çoklarının ışıklara kanıp sahte renklerin kuyularına daldığı bu gece, Rabbini lahza, Rabbine kan, Rabbine uyan *