Sınır Ne Demek Sınır Hakkında Bilgi
Herhangi bir şeyin bittiği nokta ya da cizgi
Son deyimiyle anlamdaştır Kimi duşunurlere gore son, zaman acısından bitimi, sınır ’sa uzay acısından bitimi dile getirir Evrende sınır ve son yoktur, evren sınırsız ve sonsuzdur Evrende her şey sınırsız ve sonsuz olarak değişir ve donuşur
Sınır gercekte olcu demektir, evrende her şeyin bir sınırı vardır orneğin bir oksijenle iki hidrojenin ‘su ’ niteliği sınırları 199 ısı dereceleridir, bir oksijenle iki hidrojen otomu 100 ısı derecesinde buhar ve 0 ısı derecesinde buz niteliğini alır Tum nesneler ve olgular, belli niceliklere karşılık olan belli nitelikler taşırlar Demek ki belli nitelikler belli niceliklerle sınır ’lanmıştır Orneğin bir nitrojen atomu 7, bir oksijen atomu 8 elektron taşır Demek ki nitrojenin niceliksel sınırı 7 ve oksijenin niceliksel sınırı 8 elektrondur Orneğin nitrojenin bu sınırını aşıp ona bir elektron daha eklersek nitrojen, nitelik değiştirir ve oksijen olur Bunun gibi, belli bir sınır ’ı aşmakla, canlı olu olur, hekimlik oğrencisi hekim olur, milletvekili adayı milletvekili olur Ne var ki butun bu nesne ve olaylarda ozdeksel yaşam sınır ’sızca surup gider Demek ki sınırlılıkla sınırsızlık, karşıt ve birbirini yok eden kavramlar değil, bağımlı ve birbirini iceren kavramlardır
Bilginin sınırı, metafiziğin ve idealizmin uydurduğu bilimdışı varsayımdır Bilginin sınırı yoktur, cunku konusunun sınırı yoktur Sayılar nasıl sonsuza kadar sayılamazsa, doğanın bilgisi de oylece bitmez tukenmezdir Engels ’in dediği gibi, evrenin tumuyle bilinmesi, sonsuzun sona ermesi olurdu Evren sonsuzdur, demek ki bilgisi de sonsuzdur Bilimin onunde her zaman sınırsız bir araştırma alanı bulunacak ve gittikce daha kapsamlı yasalar, daha derin bağlılıklar meydana cıkacaktır Bu surec, hicbir sınırla sınırlanmayacaktır Bilgi, duşuncenin nesneye sınır ’sızca yaklaşma surecidir Bununla beraber bilgi, tarihsel olarak daima sınır ’lıdır ve daima da sınırlı kalacaktır Bilgiyi tarihsel olarak sınırlayan kendi olanaklarıdır, icinde oluştuğu koşullardır Orneğin asansorun bilinmediği bir cağda asansor hızı da elbette bilinemez Bilgi, her yeni sorunun cozumunu de birlikte getirdiği bir surectir Cozumun bilgisi, elbette, sorunun meydana cıkışıyla sınırlı olacaktır Her yeni oluşum yeni sorunlar doğuracak ve yeni bilgiler getirecektir
Bilgiye sınır ceken ve bu sınırın otesini hic bilmediğimizi ve asla bilemeyeceğimizi ileri suren Alman duşunuru İmmanuel Kant ’tır Kant ’a gore biz ancak olay (fenomen) ’ları bilebiliriz, ‘kendiliğinde şey ’i ya da numen ’leri asla bilemeyiz, bunlar sınırkavram ’lardır, bilgimiz bu sınırda durur ve otesine gecemez
Bu bilimdışı sav, başka bir Alman idealisti, Hegel tarafından şoyle curutulmuştur: sınır ’ın bilincine varmamız icin, o sınırın otesinde ne olduğunu bilmemiz gerekir Bir cizginin bitimini bilmek demek, o cizginin otesindeki boşluğu da bilmek demektir (boşluk yok N) bir şeyi hic bilmemek, o şeyin bilincinde olmamaktır Bir konuda bilgisizliğimizi bilmemiz, o konuda az cok bir bilgimiz olduğunu gosterir Ama bu bilgi yetersizdir, biz de bu yetersizliğin bilincine varmışızdır, bundan oturu ‘ ’bu konuyu bilmiyoruz ’ ’ deriz Bir şeyi hic bilmemek, o şeyin bilinmediğini de bilmemektir Demek ki bilginin saltık bir sınırı olamaz, cunku olsaydı biz bu sınırı da bilemezdik Eğer biz bu sınır ’ı biliyorsak sınırın otesine gecmişiz demektir ya da bu sınır gercek değildir ve yoktur Eğitimi yetersiz ya da anlağı (zekası N) gucsuz bir kişi tonlarla ağırlığı olan bir ucağın nasıl olup da gokte uctuğunu anlayamaz, ama bu, ucağın bilinemez ’liğini kanıtlamaz Bunun gibi, evreni bilmememiz de evrenin bilinemezliğini kanıtlamaz Hegel, bu uslamlamasında, ‘bilinmeyen ’le ‘bilinemez ’ olan arasındaki ayrıma da dikkati ceker: Okyanusun dibinde yaşayan bir hayvan turu varsa bunu elbette bilemem, ama bu bilmeyişim o balık turunun bilinemez olduğundan değildir
Hollanda ’lı duşunur Spinoza da tanımlamak, sınırlamaktır der, bir ciceğin kırmızı olduğunu soylerken onu butun oteki renklere karşı sınırlıyoruz; orneğin yeşil, sarı, mavi vb olmadığını soyluyoruz, demek ki sınırlamak, olumsuzlamaktır Bir şeyin ne olduğunu soylemek (olumlama), onun ne olmadığını soylemek (olumsuzlaqma) ’tir ve onu olmadıklarına karşı sınır ’lamaktır Bir insanın iyi olduğunu soylerken onun kotu olmadığını da soylemiş oluruz ve onu kotuluk sınırının dışında tutarız, eşdeyişle sınırlarız Demek ki tanımlamak, eşdeyişle belirlemek sınır koymaktır Her varlık, bir sınırlılık ’la belirlenmiştir Bir nar tanesini oteki tanelerden ayıran bir sınır vardır Sınır olmasaydı varlıktan varlığa gecmek, eşdeyişle gelişmek ve bundan oturu de sınırsızlık olanaksız olurdu Acıkca gorulduğu gibi sınırsızlık, sınır ’ı da gerektirir
Herhangi bir şeyin bittiği nokta ya da cizgi
Son deyimiyle anlamdaştır Kimi duşunurlere gore son, zaman acısından bitimi, sınır ’sa uzay acısından bitimi dile getirir Evrende sınır ve son yoktur, evren sınırsız ve sonsuzdur Evrende her şey sınırsız ve sonsuz olarak değişir ve donuşur
Sınır gercekte olcu demektir, evrende her şeyin bir sınırı vardır orneğin bir oksijenle iki hidrojenin ‘su ’ niteliği sınırları 199 ısı dereceleridir, bir oksijenle iki hidrojen otomu 100 ısı derecesinde buhar ve 0 ısı derecesinde buz niteliğini alır Tum nesneler ve olgular, belli niceliklere karşılık olan belli nitelikler taşırlar Demek ki belli nitelikler belli niceliklerle sınır ’lanmıştır Orneğin bir nitrojen atomu 7, bir oksijen atomu 8 elektron taşır Demek ki nitrojenin niceliksel sınırı 7 ve oksijenin niceliksel sınırı 8 elektrondur Orneğin nitrojenin bu sınırını aşıp ona bir elektron daha eklersek nitrojen, nitelik değiştirir ve oksijen olur Bunun gibi, belli bir sınır ’ı aşmakla, canlı olu olur, hekimlik oğrencisi hekim olur, milletvekili adayı milletvekili olur Ne var ki butun bu nesne ve olaylarda ozdeksel yaşam sınır ’sızca surup gider Demek ki sınırlılıkla sınırsızlık, karşıt ve birbirini yok eden kavramlar değil, bağımlı ve birbirini iceren kavramlardır
Bilginin sınırı, metafiziğin ve idealizmin uydurduğu bilimdışı varsayımdır Bilginin sınırı yoktur, cunku konusunun sınırı yoktur Sayılar nasıl sonsuza kadar sayılamazsa, doğanın bilgisi de oylece bitmez tukenmezdir Engels ’in dediği gibi, evrenin tumuyle bilinmesi, sonsuzun sona ermesi olurdu Evren sonsuzdur, demek ki bilgisi de sonsuzdur Bilimin onunde her zaman sınırsız bir araştırma alanı bulunacak ve gittikce daha kapsamlı yasalar, daha derin bağlılıklar meydana cıkacaktır Bu surec, hicbir sınırla sınırlanmayacaktır Bilgi, duşuncenin nesneye sınır ’sızca yaklaşma surecidir Bununla beraber bilgi, tarihsel olarak daima sınır ’lıdır ve daima da sınırlı kalacaktır Bilgiyi tarihsel olarak sınırlayan kendi olanaklarıdır, icinde oluştuğu koşullardır Orneğin asansorun bilinmediği bir cağda asansor hızı da elbette bilinemez Bilgi, her yeni sorunun cozumunu de birlikte getirdiği bir surectir Cozumun bilgisi, elbette, sorunun meydana cıkışıyla sınırlı olacaktır Her yeni oluşum yeni sorunlar doğuracak ve yeni bilgiler getirecektir
Bilgiye sınır ceken ve bu sınırın otesini hic bilmediğimizi ve asla bilemeyeceğimizi ileri suren Alman duşunuru İmmanuel Kant ’tır Kant ’a gore biz ancak olay (fenomen) ’ları bilebiliriz, ‘kendiliğinde şey ’i ya da numen ’leri asla bilemeyiz, bunlar sınırkavram ’lardır, bilgimiz bu sınırda durur ve otesine gecemez
Bu bilimdışı sav, başka bir Alman idealisti, Hegel tarafından şoyle curutulmuştur: sınır ’ın bilincine varmamız icin, o sınırın otesinde ne olduğunu bilmemiz gerekir Bir cizginin bitimini bilmek demek, o cizginin otesindeki boşluğu da bilmek demektir (boşluk yok N) bir şeyi hic bilmemek, o şeyin bilincinde olmamaktır Bir konuda bilgisizliğimizi bilmemiz, o konuda az cok bir bilgimiz olduğunu gosterir Ama bu bilgi yetersizdir, biz de bu yetersizliğin bilincine varmışızdır, bundan oturu ‘ ’bu konuyu bilmiyoruz ’ ’ deriz Bir şeyi hic bilmemek, o şeyin bilinmediğini de bilmemektir Demek ki bilginin saltık bir sınırı olamaz, cunku olsaydı biz bu sınırı da bilemezdik Eğer biz bu sınır ’ı biliyorsak sınırın otesine gecmişiz demektir ya da bu sınır gercek değildir ve yoktur Eğitimi yetersiz ya da anlağı (zekası N) gucsuz bir kişi tonlarla ağırlığı olan bir ucağın nasıl olup da gokte uctuğunu anlayamaz, ama bu, ucağın bilinemez ’liğini kanıtlamaz Bunun gibi, evreni bilmememiz de evrenin bilinemezliğini kanıtlamaz Hegel, bu uslamlamasında, ‘bilinmeyen ’le ‘bilinemez ’ olan arasındaki ayrıma da dikkati ceker: Okyanusun dibinde yaşayan bir hayvan turu varsa bunu elbette bilemem, ama bu bilmeyişim o balık turunun bilinemez olduğundan değildir
Hollanda ’lı duşunur Spinoza da tanımlamak, sınırlamaktır der, bir ciceğin kırmızı olduğunu soylerken onu butun oteki renklere karşı sınırlıyoruz; orneğin yeşil, sarı, mavi vb olmadığını soyluyoruz, demek ki sınırlamak, olumsuzlamaktır Bir şeyin ne olduğunu soylemek (olumlama), onun ne olmadığını soylemek (olumsuzlaqma) ’tir ve onu olmadıklarına karşı sınır ’lamaktır Bir insanın iyi olduğunu soylerken onun kotu olmadığını da soylemiş oluruz ve onu kotuluk sınırının dışında tutarız, eşdeyişle sınırlarız Demek ki tanımlamak, eşdeyişle belirlemek sınır koymaktır Her varlık, bir sınırlılık ’la belirlenmiştir Bir nar tanesini oteki tanelerden ayıran bir sınır vardır Sınır olmasaydı varlıktan varlığa gecmek, eşdeyişle gelişmek ve bundan oturu de sınırsızlık olanaksız olurdu Acıkca gorulduğu gibi sınırsızlık, sınır ’ı da gerektirir