Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Sıradan Kadınlar - Özgür Pınar Işık

Sıradan Kadınlar - Özgür Pınar Işık
0
65

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
Bayağı Kadınlar Özgürlük Pınar Işık Sıradan Kadınlar Serbest Pınar Işık 1548450025 1548450025 siradankadinlarozgurpinarisik5c4b78ec4aae2siradankadinlarozgurpinarisik5c4b78ec4aae2 http:wwwakilcagicomwpcontentgalleryinsanresturban5 Üniversitede en yakın arkadaşım, lisede de arkadaki sıramda oturan Ayşe, üniversite 2 sınıfta, kendi isteğiyle kapanmıştı O zamanlar bu öbür baş örtme şeklini böylece önemsememiştim fakat annemin fazla hoşuna gitmiş “fazla çağdaş bulmuştu Ben böylece önemsemiyordum; çünkü Allah’ın benden böyle şeyler isteyeceğini, benim günah ve sevaplarımı sayarken başımdaki örtüyü göz önüne alacağını hiç sanmıyordum; lakin başını bu şekilde örtmek istediği için de Ayşe’yle arkadaşlığımı kesmeyi hiç düşünmüyordum Ayşe okul hayatı her tarafında en yakın arkadaşımdı Fazla zeki, fazla akıllı, fazla keyifli, çok da şirin bir kızdı Birlikte gençliğin verdiği çakırkeyiflikle her şeye güler, zekâmızı yarıştırırdık O da benim gibi sıradan bir kızdı işte Erkeklerden hoşlanan, yemek yemek yiyen, düşünen, bayağı bir kız O zamanlar aramızdaki farklılığı göremesem de hemen baktığımda, onun nasıl kısıtlandığını anlayabiliyorum O, hoşlandığı erkeği ancak evden perdenin ardındaki, gizlenerek seyredebiliyordu Fazla küçük bir ayrıntı gibi görünen bu konu, daha sonra gerçekten hayatı her tarafında erkeklerle her konuda arasında olacak bir uzaklığın işaretlerini veriyordu Evlerinde ara sıra açık televizyonda sümüklü bir adamın ağlayıp durduğunu görür; adamın konuşmalarından bir şey anlamadığımdan, ihtiyar bir adam hislenmiş illaki, diye geçiştirirdim Sonradan o ağlak adamın Fethullah Güler Yüzlü Hacı Hoca vesaire efendi olduğunu öğrendim Evde bu adama duyulan hürmeti ayrım edince, ne dediğini anlamasam da ben de alay etme hislerimi bastırdım Ayşe 5 zaman namazını kılardı Okuldayken o mescitte namazını kılarken, ben de köşede oturup kitap okur; bazen de etrafı seyrederdim Bana hiç namaz kılmam için baskı yaptığını hatırlamam Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ama birbirimizi istemediğimiz hiçbir şeyi yapmaya zorlamazdık Ara Sıra okulda yürürken, sadece gözleri görünen kızlar yolumuzu keser, bizim bağlı yana neden gezdiğimizi anlamayan bakışlarla, Ayşe’yi kendi tarikatlarına eğlence ederlerdi Ayşe teşekkür edip, reddederdi Sonradan da; “Kızı gördün mü elinde elen bile vardı diye güldürürdü beni Fakat başındaki türbandan önce de tanıdığım Ayşe’yle, bundan böyle dışarıda pek gülüp eğlenemez olmuştuk; çünkü o türban takan bütün o kitlenin malı olmuş gibiydi Azıcık artı güldüğümüzde yanımızdan geçen türbanlı bir kız eğilip; “Gülümsemek kalbi öldürür diye fısıldıyordu Ayşe’nin kulağına Kız gider gitmez o da bana kızın söylediklerini fısıldıyor, daha sonra gülerken ölen birinin taklidini yapıyordu Gülüyorduk Ne de olsa gençtik Ayşe’nin aslında can atarak kapanmadığını ilk önce ders çalıştığımız bir gün fark ettim Annesi yanımıza gelip; “Çalışıp ne yapacaksınız? İyi bir meslek bulana değin zengin bir eş bulun kızlar dedi Ayşe yüzüme suçlulukla bakıp, annesine bunun sırası olmadığını mırıldandı Şu Anda düşündüğümde; benim gibi bu taraklarda bezi olmayan birine bile böyle salık verdiklerine kadar kendi çocuklarına bunu ne sıklıkta söylüyorlardı acaba? id veya yalnızca söylüyor ve uymasını mı bekliyorlardı? Lise ve üniversitede geçirdiğimiz onca süre ardından ikimiz de okulu bitirdik Artık basmakalıp ahali değil; iki mimardık Ayşe benzer annesinin söylediği gibi hali vakti yerinde, cemaatten bir çocukla evlendirildi Çocukla ilgili tek bildiğimiz şey; getirdiği ‘bilmem kaç bin dolarlık’ tek taş yüzüktü Ayşe gelin olup İstanbul’a gittiğinde önce daha sık, sonra seyrek görüşmeye başladık Kocasını derhal hiç tanımazdım Yalnızca zengin diye gittiği ailenin gerçekten pinti çıktığını, köle gibi evde oturduğunu söylediğini hatırlıyorum sonra, Ayşe’nin sırt sırta iki çocuğu oldu Çocuk doğum yapmak onun görevlerinden biriydi Ayrıca evini temiz tutmalı, çocuklarıyla ilgilenmeli, kocasının akrabalarına ve kardeşlerine hizmet etmeli, çevrede en imanlı kadın olmalı, evini temizlemeli, yemek yapmalı ve ertesi gün tekrar aynı şeyleri yapmalıydı Daha ertesi gün de… Kocası geç gelse de, gelmese de kocasına sesini çıkarmamalıydı Kocası onunla ziyaret etmek istemeyebilir, onu yanında hiçbir yere götürmek istemeyebilirdi O gerçi ses etmemeliydi Ne de olsa erkekti Ayşe ise bayan… Bu mantığa kadar kadın yeri geldiğinde bulaşık makinesinden daha eksik kıymetli olduğundan, evde cihaz olsa da bağlanmıyorduKadın vardı işte, çocuğu da yoktu, yıkasındı Ayşe’nin de ikinci çocuğu erkek olana dek bulaşık makinesi bağlanamadıAynı mantıkta, kadın zor bir gebelik geçirse bile ev işlerinde ona takviye edilmez, kocanın halıya döktüğü vişne suyu yine hamile kadına sildirilirdi Birincil çocuğundan daha sonra doktorun tembihlerine karşın, kadının sağlığına sakıncalı olsa bile hemencecik hamile bırakılır, rakam iki çocuğa tamamlanmaya çalışılırdı Ayşe bunların hepsini yaşadı Benim mektep her tarafında birlikte zaman geçirdiğim dünyalar tatlısı Ayşe, sarışın olduğu için alınmış banal! bir bayan oluverdi bu nedenle Fazla istemesine karşın mesleğini yapamayan, kendi deyişiyle, “bir tane karnında, bir tane kucağında köylü kadınları gibiydi *** “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki tür insandan oluşur Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini dikkatsizlik edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Muhtemel müdür fakat bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin? M K Atatürk 1 Eylül 1925 İkdam Gazetesi (alıntıdır)  
 
858,498Konular
982,029Mesajlar
30,014Kullanıcılar
admin6313Son üye
Üst Alt