Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Dahiliye kompetanı yahut endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınmaktadır.
Çağımızın bu kıymetli sıhhat derdini çözmek için diyetisyen tarafından şahsa kişisel olarak hazırlanan, bir beslenme programı uygulanmalı ve kesinlikle egzersiz yapılmalıdır. Kilo ziyadesi olanlar umumide aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışmaktadır. Böylesi bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve tasarruf moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak bölgesine tüketilen her besini yağ biçiminde depolama yoluna masraf. Velev bu yağlar deriye tutunan liflerin yağ tabakasını dikey olarak kesmesinden dolayı küçük yağ kesecikleri oluşturur ve pütürlü bir görünüm sağlayarak bayanların kabusu olan selülite yol açarlar. Gerek şişmanlık gerekse selülit meselesinden kurtulmanın en tesirli yolu, beslenme ve egzersizden geçmektedir.
Sık sık ve azar azar beslenmek, asla öğün atlamamak, şekerli ve yağlı besinlerden kaçınmak, kafein içeren (çay, kahve, kakao, gazlı içecekler ve çikolata gibi) besinlerden, şiddetli tuz tasarrufundan, sigara ve alkolden uzak durmak, bol su içmek, lif içeren (kurubaklagiller, kepekli tahıllar, zerzevat ve meyveler) besinlerin tüketimine yük vermek gerekmektedir. Yiyecekleri kızartmak ve kavurmak yanına; haşlama, ızgara yapma, buğulama yahut fırında pişirme metotları ile hazırlamak gerekmektedir.
Ayrıyeten mütemadi topuklu ayakkabı, külotlu çorap, çok dar iç çamaşırları kullanmak ve mütemadi oturmak ve/veya ayakta kalmak da selülit meselesini artırabilmektedir.