iltasyazilim
FD Üye
Avrupa Birliği Ve Giriş Sürecinde Türkiye
Türkiye Avrupa Birliği Ve Antre Süreci
Siyasi Coğrafya Avrupa Birliği Ve Giriş Sürecinde Türkiye
Bütünleşme tarihsel bir olgudur Tarih baştan başa, insanlar değişik yapıdaki devletlerin çatısı aşağı bir araya gelmişlerdir Devletlerin böylece birçok, siyasal ve sosyal açıdan birbirlerinden çok farklıdır Fakat gerçi, ayrı yapıdaki devletleri kuran insanları bir araya gelmeye zorlayan nedenler bulunmaktadır
Avrupa kıtası, bütünleşme olgusunun incelenmesi için gözlem yapılabilecek en yerinde coğrafya parçasıdır Zira, devletlerin parçalanmasına yol açan savaşlar ve bir araya gelmesini karşılayan bütünleşme hareketleri, Avrupa kıtasında birbiri gerisinde ortaya çıkmıştır Avrupa kıtasındaki bütünleşme hareketlerinin esas nedeni, sık sık büyük savaşlar olmuştur Bu açıdan ihtiyar kıta, bütünleşme hareketleri ile savaşların birlikte yaşandığı, hatta aralarında sebep netice ilişkilerinin gözlemlendiği bir alandır
öte yandan, Avrupa bütünleşmesi, bilhassa Soğuk Savaş sonrası gelişmelerle birlikte, hiçbir bütünleşme hareketinin ulaşamadığı değin ileri bir düzeye gelmiştir Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğuile yola meydana çıkan Avrupa hareketi, AET'nin kurulmasıyla önce Müşterek Pazar, sonra Avrupa Topluluğuhaline gelmiş, bugün ise Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi ile Avrupa Birliğiadını almıştır Söz konusu bütünleşme hareketinin gelişimini ve geldiği yeri, bu hareketin dağıtılmış aşamalarda taşıdığı isimlere bakarak ve bu isimlerdeki değişimi gözlemleyerek bile çakmak mümkündür
Avrupa bütünleşmesi, nitelik itibariyle bir yana, kendisini oluşturan kamu devletlerin varlığına saygı gösterirken, öte yandan ulus devletlerin yetki devri ile oluşturdukları, uluslarüstübir niteliğe ulaşmıştır Avrupa Birliği, uluslarüstüözelliğe sahip bir örgüt olduğundan, dünyada örneği olmayan bir bütünleşme modelidir
Avrupa bütünleşmesi olgusu değişen konjonktüre emrindeki olarak yerini genişleme olgusuna bırakmıştır Bu genişlemenin Türkiye'nin aday ülke ilan edilmesiyle son aşamasına geldiği değerlendirilmekle birlikte zaman içinde koşulların değişebileceği unutulmamalıdır
Tam üyeliğe adaylığı yakın zamanda kabul edilen, Avrupa Birliği'ne antre sürecindeki Türkiye'de, milli bilincin oluşturulması için Avrupa Birliği'nin bütün olarak neyi ifade ettiği, yapısı, kurumları, politikaları, tarihi gelişimi, tam üyeliğin getirecekleri, her kesimin üzerine düşen yükümlülükler dürüst olarak aktarılmalıdır Geçiş dönemi olarak kabul edilen adaylık süreci ancak bu şekilde kısaltılabilir
Bu gaye doğrultusunda hazırlanan bu çalışmada; Avrupa Birliği'nin yapısı, genişleme süreci, Türkiye'nin adaylık statüsünün incelenmesi, katılım ortaklığı belgesi, Türkiye'nin hazırladığı milli program, programda bulunan kaçakçılık ve organize suçlar ile ilgili bölümler ve AB göre kabul edilen bazı önemli eylem planları ele alınacaktır
AVRUPA BİRLİĞİ VE KURUMLARI
Avrupa Birliği uluslar üstü bir bölümolarak tanımlanır Merkezi Brüksel'dedir Aza devletler; ulusal egemenliklerinin bir bölümünü AB kurumlarına devretmişlerdir Iki Taraflı çıkarları doğrultusunda, egemenlik haklarının karşılıklı yönetimi aracılığıyla birlikte çalışırlar Birlik ayrıca yetki ikamesiilkesine kadar işler
AB'nin kavram açısından yeni ve yetki dağıtımı açısından benzersiz olan idare sistemi; kendinden önceki tüm milli ve uluslararası modellerden farklıdır AB'nin temelleri bir anayasaya yok, baskın devletler arasındaki antlaşmalara dayanır Tüm AB vatandaşlarını doğrudan bağlayıcı yasalar sonuç yetkisi, Birliği milletlerarası kuruluşlardan ayırır
Mevzuat; erişilecek hedeflere tarafından mevzuat, talimat, karar, nasihat ve görüş olmak üzere dağıtılmış biçimler alır:
1 Yönetmelik (regulation) bütün olarak bağlayıcıdır AB'nin her uygun zorunlu olarak ve aracısız olarak uygulanabilir niteliktedir
2 Talimat (directive), aza devletlere karşın olarak çıkarılır Erişilecek sonuç açısından bağlayıcıdır Üye devlet sonuca erişme yöntemini seçmekte serbesttir
3 Karar (decision), bütün olarak bağlayıcıdır Muhatapları; üye devletler, gerçek ve tüzel kişilerdir
4 Tavsiyeler ve düşünceler bağlayıcı değildir
AB'nin örgütlenmesi evrimseldir Avrupa'nın giderek birleşmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır Hemen Şimdi son biçimini almamıştır
Avrupa Birliği (AB) tıpatıp bir ulusal devlette olduğu gibi, birbirinden bağımsız yasama, yürütme ve yargı organlarıyla donatılmıştır Bu organların uluslar üstü yetkileri vardır Topluluk organları Roma Antlaşması'nda kayıtlı kurumlarla sınırlı kalmamış; süre içinde gerekli görüldükçe bunlara yeni kurumlar eklenmiştir Birlik günümüzde 5 kurum tarafından yönetilmektedir Hem Avrupa Doruğu, finansman organları ve öteki kuruluşları vardır
I YÖNETIM ORGANLARI
Birliğin yönetim organları; Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Yargı Divanı ve Sayıştay'dır
A Avrupa Birliği Konseyi
Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinden sonra, Konseyin devlete ait adı, Avrupa Birliği Konseyiolmuştur Daha önce Bakanlar Konseyideniyordu
Esas Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları: Birliğin karar organıdır Yürütme yetkileri de vardır görevi; aza ülkelerin genel ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasını ve Roma Antlaşması ile değişik artlaşmaların amaçlarını gerçekleştirmek, uygulanmasını sağlamaktır Bu çerçevede ortak politikalara ilişkin esas kuralları belirler
AB'nin yasalarını çıkarır: Komisyonun önerilerini esas alarak, uygulanacak politikalarla ilgili hukuki düzenlemeler yapar ve kararlar verir Öneriler ama Konseyin onayından daha sonra uygulamaya konabilir
Oluşması: 15 aza devletin ilgili bakanlarından oluşur Toplantılara Komisyondan en az bir üye daha katılır
İç Örgütlenmesi: Konsey toplantılarına katılan bakanlar, mülâkat konusuna göre değişir: Mesela, konu maliye ise AB'nin maliye bakanları (Maliye Konseyi) toplanır Eğer sanayi politikası ele alınacaksa, sanayi bakanları; tarımsal fiyatlar ele alınacaksa tarım bakanları (sırasıyla Sanayi Konseyi ve Tarım Konseyi) toplanır
En kıdemlikonsey, Dışişleri Bakanları Konseyidir Son yıllarda Genel İşler Konseyiolarak anılan bu komite; dış ilişkilerden, iki taraflı dış politika ve emniyet politikası çerçevesinde dış politikadan sorumludur
Oysa değişik alanlardaki çabuk konuları da görüşebilir Hem öteki konseylerin çalışmalarını koordine eder AB Doruğunun 6 ayda bir düzenlenen toplantılarının hazırlığını yapar
Alıştırma Yöntemi : Bir Komisyon önerisi olmadan, karar alamaz Alınan kararların, genellikle birbiriyle çatışan ulusal çıkarlar arasında denge kurucu nitelikte olmasına uyarı edilir Belirlenmiş bir konuda görüşme yapılırken, her aza bakan; kendi ülkesiyle ilgili sorunları dile getirir Bakanlar; bir yandan kendi ülkelerinin çıkarlarını temsilcilik edip savunurken, bir yandan da AB'ni başarıya ulaştıracak uyuşmaları sağlamaya çalışır
Konsey başkanlığını her aza ülkenin hükümeti ülke adlarının alfabetik sırasına göredönüşümlü olarak üstlenir Süresi 6 aydır
Konsey'de ağırlıklı oy usulü geçerlidir Buna tarafından, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere 10'ar; İspanya 8; Belçika, Yunanistan, Hollanda, Portekiz, 5'er; Avusturya, İsveç 4'er; Danimarka, Finlandiya, İrlanda 3'er; Lüksemburg 2 oy sahibidir
İlişkileri : Komisyon'dan öneriler alır Yasal düzenleme tasarılarını kabul etmeden önce, Avrupa Parlamentosu' nun görüşünü alır
Avrupa Doruğu “Avrupa Zirveside denir
Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : Birliğin en üstteki düzeyde yetkili politik organıdır Birliğin esas politik ve stratejik eğilimlerini belirler Başlıca rolü, AB'nin gelecekteki gelişmesi için politika önceliklerini belirlemektir AB Konseyi'nin bir çözüme varamadığı konularda kararlar alır Siyasal ve hesaplı konularda kılavuzluk eder, yapıcı uyarılarda bulunur, dış ilişkilerde birliğin müşterek tavrını belirler
Oluşması : Avrupa Tek Senedi ile kurumsallaşmıştır başta 1975'de toplanmıştır Devlet ve hükümet başkanları ile Komisyon başkanından oluşur
Alıştırma Yöntemi : Yılda en az iki defa toplanır Başkanlık üye devletlerce sırayla üstlenilir Süresi 6 aydır Mali konular haricen bütün kararlar genelde alınır
BAvrupa Komisyonu
Esas Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları: AB'nin temel yürütme organıdır Ortak pazarın iyi işlemesinden ve gelişmesinden sorumludur
AB politikalarına ilişkin ilk adımı atma yetkisine sahip olan tek kurumdur Yeni politika önerileri hazırlar Mevzuat önerilerinde bulunur
Konsey'in aldığı kararları, hemfikir olunmuş politikaları uygular
AB hukukunun (kurallarının) dürüst olarak uygulanmasını gözetir AB antlaşmalarını ve bunlardan doğan hukuki düzenlemeleri uygular Yönergelerin ulusal yasalara aktarılmasını denetler Antlaşmalar çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmediğine, AB kurallarını çiğnediğine inandığı kişiler, şirketler ve üye devletlere karşısında hukuki işlemleri başlatır AB'nin yıllık bütçe tasarısını hazırlar Yönergeler çıkartır Konseye önerilerde bulunur, kararlarının taslağını hazırlar
Oluşması : Komisyonun 20 üyesi vardır Nüfusu fazla olan beş ülke (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya) Komisyona ikişer aza, öbür ülkeler birer aza verir
Kurul üyeleri; milli hükümetlerce gösterilen adaylar arasından, Konsey kadar atanırlar Komisyonun bir tamamiyle atanması, Avrupa Parlamentosu göre onaylanır Üyeler zaman sonunda her yerde atanabilir Üyelik süresi 5 yıldır
Çalışma Yöntemi: Antlaşmaların sağladığı baskı ve Konseyin verdiği yetkiler sebebiyle, manâlı bir özerkliğe sahiptir
Üyeler; kendilerini namzet olarak bildiren ulusal hükümetlerden egemen olarak, Birliğin çıkarlarını temsil ederler Diğer bir deyişle, kendi ülkelerinin çıkarlarını değil, Birliğin çıkarlarını gözetip savunmakla yükümlüdür
Her üyeye bir ya da birkaç politika alanında mesuliyet verilir Üyelere küçük bir danışmanlar grubu yardımcı olur
Komisyonun merkezi Brüksel'dedir Üyeler haftada bir kez toplanır Toplantı kapalı oturum olarak gerçekleşir Kararlar oy çokluğuyla alınır
İç Örgütlenmesi : Komisyon 25'i aşkın genel müdürlükve idari servisler hâlinde örgütlenmiştir Genel müdürlüklerin herkes farklı bir sosyal konuyla ilgilidir Çok sayıda kurul, çalışmalarına tezgâhtar olur
İç ve Dış İlişkileri : Bakanlar Konseyi'ne öneriler sunar, uygulamalar hakkında bilgi verir Parlamentoya karşısında sorumludur
Milletlerarası ticaret görüşmelerinde Birliği temsil eder Milletlerarası antlaşmaları Birlik namına yürütür
C Avrupa Parlamentosu
Esas Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : denetleme organıdır Yasa çıkaramaz; ancak bu alanda kayda değer rol oynar Yasama gücü, milli parlamentolarınkinden daha azdır Bilhassa Maastricht Antlaşması ile ortak karar usûlünün kabulü sonucunda, yasama alanındaki rolü gitgide güçlenmiştir
Hukuki düzenleme tasarılarını inceler Aktüel konuları tartışır Komisyon'u ve Konsey'i denetler Bunu program ve raporları tartışarak, yazılmış ve sözlü sorular yönelterek yapar AB'nin yıllık bütçesine mutabakat verir Üçüncü ülkelerle işbirliği veya yeni aza kabulü gibi önemli antlaşmalarda onayı alınır
Oluşması: AB çapında yapılan tek dereceli seçimlerle seçilen 626 üyeden oluşur(2000) Her ülkeye belirtilen sayıda üyelik ayrılmıştır AB'nin seçimle oluşan tek organıdır Süresi 5 yıldır
Egzersiz Yöntemi : Üyeler, AB haklarını bir iyice temsil eder Ulusal çıkarları müdafaa etmek için atanmamışlardır Bundan dolayıdır oysa Parlamento' da birer milli temsilci olarak yok, farklı alanlara yönlendirilmiş politik grupların temsilcisi olarak bulunurlar
Parlamento başkanı 2,5 yıllık bir dönem için seçilir
Ayda bir defa Strasburg'da toplanır Oturumlar bir hafta sürer
İşbirliği usulüsayesinde mevzuât önerilerini değiştirebilir yerinde görüşusulü ile yeni aza devletlerin katılımını ve üçüncü ülkelerle yapılan ortaklık antlaşmalarını, karşılıklı karar usulüdoğruca bazı politika alanlarındaki yönetmelik önerilerini veto edebilir Maastricht Antlaşmasıyla kabul edilen ``ortak karar usulünde, Avrupa Parlamentosu; mevzuatın kabulü konusunda Konsey'le ortak ve eşdeğer koşullarda hareket etme yetkisine sahiptir Bu usul şu alanlarda uygulanır: İç pazar, işçilerin bağımsızlık dolaşımı, iş kurma serbestliği, işçilerin alıştırma hakkı
İlişkileri : Konsey ve Komisyon'u denetler Bu iki kuruma AB'nin işleri hakkında sorular yöneltebilir Danışmanlık yapar; hukuki düzenlemeler hakkında görüş bildirir Güvensizlik oyu vererek Komite'u istifaya zorlayabilir
D Adalet Divanı
Topluluğun Yüksek Mahkemesi,bir Tüzük Mahkemesiolarak nitelenebilir
Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : Birliğin egemen adalet organıdır Hukuka saygıyı sağlamakla görevlidir Antlaşmaların öbür AB kurumları aza devletler tarafından içten olarak yorumlanmasını ve uygulanmasını sağlar Hukuki anlaşmazlıkları çözümler
Üye devletlerin antlaşma hükümlerine uyup uymadıklarını denetler
Hak Divanı, ulusal mahkemelerce uygulanması için, AB hukukunu yorumlar Antlaşma hükümlerinin ve uygulama biçimlerinin belirli yorumunu yapar
Uyuşmazlıkları çözüme bağlar Birlik organları, üye devletler, şirketler ve bireylerin AB antlaşmalarıyla ilgili olarak, önüne getirdikleri yasal sorunlar hakkında karar verir
Oluşması : Üye ülkelerin anlaşmasıyla atanmış 15 hâkimden oluşur Her aza ülke Divan'a 1 hâkim gönderir Keza başsavcılar vardır
Konsey kadar atanırlar Devir süresi biten, bitmiş atanabilir Süreleri 6 yıldır
Çalışma Yöntemi : AB hükümetlerinin doğrudan denetimi dışındadır
Kararları bağlayıcıdır Oy çokluğu ile alınır Milli mahkemelerinkinden üstündür Günümüzde, devletleri ve şirketleri para cezasıyla cezalandırma yetkisiyle donatılmıştır
Divan' a anlaşmazlıkların çözümlenmesi talebiyle, üye devletler, Birlik organları, şirketler, özel ve tüzel kişiler başvurabilir Lüksemburg'da toplanır
ESayıştay
Kalabalık Hesap Mahkemesidir
Temel Fonksiyonu,Yetki ve Sorumlulukları: Parasal teftiş organıdır AB gelir ve giderlerinin yasallığını, usule uygunluğunu denetler AB bütçesinin parasal yönden sağlamlığını denetim eder Her sene bir rapor yayınlar
Oluşması : 1977'de kurulmuştur her biri bir üye devletten olmak üzere 15 üyeden oluşur Üyeleri Konsey kadar Parlamento' ya danışılarak atanır Üyelik süresi 6 yıldır Zaman yenilenebilir Lüksemburg' dadır
II FINANSMAN ORGANLARI
Esas finansman organı Avrupa Yatırım Bankası' dır Üstelik Birliğin ekonomik ve sosyal politikalarını yürütmek nedeniyle sabit farklı alanlara yönlendirilmiş fonlar vardır
III DANIŞMA ORGANLARI VE ÖTEKI KURULUŞLAR
AB'nin hem pek fazla sayıda danışma organı vardır Yeni bir mevzuatın kabulünden önce, Komite ve Konsey; önerilen yasaların, beklenen hesaplı, sosyal ve yöresel etkileri konusunda öteki AB kuruluşlarına danışır Dahası manâlı yeni alanlarda bir dizi yeni kuruluş oluşturulmuştur
AIdareli ve Sosyal Komite
BBölgeler Komitesi
CAkdeniz Komitesi
DDiğer Kuruluşlar
Avrupa Polis Bürosu (EUROPOL) : AB aza devletleri aralarında polis örgütlerinin koordinasyonunu sağlar Lahey'dedir Bütün ciddi milletlerarası suçlara aleyhinde Aza Devletler aralarında yeni bir işbirliği kararı 1995 yılında kurulan Europol'un amacı, birden pozitif aza devleti ilgilendiren hallerde terörizm, uyuşturucu ticareti ve öteki örgütlü suçlara karşısında mücadelede işbirliğini özendirme etmektir Europol'un merkezinin bulunduğu Lahey'de (Hollanda), her Aza Ülkenin iletişim memurları birlikte çalışırlar, suç vakalarını daha süratli bir şekilde çözmek için bilgi alışverişinde bulunurlar
Avrupa Para Enstitüsü : Idareli ve finansal birliğin son aşamasında kurulacak olan Avrupa Merkez Bankası'nın öncüsüdür Frankfurt'tadır
Avrupa Çevre Ajansı: ``Çevre verileri arşiviişlevini görür Kopenhag' dadır
İç Pazar Uyumlaştırma Bürosu : Marka tescilinin basitleştirilmesiyle ilgilenir Alicante' dadır
Tüm bunların dışarıda mevcut olan böylece fazla kuruluş arasında, Topluluk Bitki Çeşitliliği Bürosu (Brüksel), Avrupa Sıhhat ve Işyeri Güvenliği Ajansı (Lüksemburg), Avrupa Tıp Ürünleri Değerleme Ajansı (Londra), Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (Lizbon) Avrupa Eğitim Vakfı (Torino), Hayvan ve Bitki Sağlığı Tetkik ve Kontrol Bürosu (Dublin) sayılabilir
Avrupa Birliği'nde aza devletler; müşterek çıkarları doğrultusunda,hakimiyet haklarının ortak yönetimi aracılığıyla birlikte çalışmaktadır Mevzuat; erişilecek hedeflere göre mevzuat, yönerge, karar, nasihat ve görüntü edinmek üzere çeşitli biçimler alır
AB'nin yönetim sistemi eşsiz, örgütlenmesi evrimcidir Birbirinden egemen yasama, yürütme ve yargı organlarıyla donatılmıştır
Birlik günümüzde 5 kurum tarafından yönetilmektedir, Bu kurumlardan Avrupa Komisyonu temel yürütme organı, Avrupa Birliği Konseyi temel yasama ve karar organı, Avrupa Parlamentosu esas kontrol organı, Adalet Divanı adalet organı, Sayıştay mâli yoklama organıdır Dahası Avrupa Doruğu, Birliğin en üstteki düzeyde yetkili politik organı konumundadır Esas finansman organı Avrupa Yatırım Bankası 'dır AB' nin keza pek çok sayıda danışma organı ve öbür alanlarda bir dizi kuruluşu vardır
AB' nin örgütlenme felsefesinden ve uygulamasından şu dersler çıkarılabilir:
Uluslararası birleşmeler insancıl ve evrensel bir teşebbüs gerektirir Ama pratikteki başarı, milli çıkarların da hesaba katılmasına bağlıdır Başka bir deyişle “evrensel olan ile “milli olan arasında bir denge durmadan gözetilmelidir Avrupa Birliği'nin gerçekleşme yolunda olmasında, milli çıkarlara hürmet duyulmasının, bu çıkarlarla evrensel hedeflerarasında denge gözetilmesinin kuşkusuz koskocoman bir payı vardır
AVRUPA BİRLİĞİ'NİN GENİŞLEME SÜRECİ
AB' nin çekirdeğini yaratıcı Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT), Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg kadar 1951 Paris Antlaşması ile kurulmuştur 1957 yılında, benzer ülkelerce,Avrupa Idareli Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) kurulmasını öngören Roma Antlaşması imzalandı Böylece AKÇT, AET ve EURATOM'dan oluşan Avrupa Toplulukları (AT) ortaya çıktı 1993 yılında yürürlüğe giren Maastrich Antlaşması ile de, BEYGIR, Avrupa Birliği (AB) adını almıştır
AB'ne, 1973 yılında İngiltere, İrlanda ve Danimarka; 1981 yılında Yunanistan; 1986 yılında İspanya ve Portekiz; son olarak da, 1995 yılında Avusturya, İsveç ve Finlandiya tam üye olarak girmişlerdir Bu Nedenle üye sayısı 15 olmuştur
AB'nin her genişlemesi, iki taraflı politikalar ve karar alma süreci üstünde etkin olmuştur Böylece, Roma Antlaşması da dahil elde etmek üzere bazı hukuki belgelerin ve müşterek politikaların genişleyen Topluluğun ihtiyaçlarına tarafından her tarafta düzenlenmesi sorunu gündeme gelmiştir
Avrupa Birliği'nin Yeni Genişleme Süreci
AB'nin 1993 yılı Haziran ayı içinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, bütün üye olmak isteyen adaylar için yeni kriterler belirlemiştir Bu kriterleri, Lüksemburg Zirvesi, Cardiff Zirvesi ve Viyana Zirvesi'nde belirlenen yeni kriterler izlemiştir 1993 yılından itibaren yapılan bu zirveler, AB'nin yeni genişleme süreci üzerinde belirleyici olmuş; Türkiye'nin tam üyeliği bu kriterler çerçevesinde bitmiş değerlendirilmiştir
AKOPENHAG KRİTERLERİ
Kopenhag Zirvesi'nde belirlenen kriterler üç başlık aşağı toplanmıştır:
1 Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, azınlıklara saygıyı ve azınlıkların korunmasını teminat altına bölge kurumların istikrarını sağlamak,
2 İşleyen bir Pazar ekonomisine sahip olunmasının yanı sıra, AB içindeki rekabet baskısı ile piyasa güçleri aleyhinde durabilme yeteneğine sahip almak,
3 Siyasi, ekonomik ve mali birlik de dahil almak üzere tam üyelikten kaynaklanan yükümlülüklere ahenk yeteneğine sahip bulunmak
1Tam Üyeliğin Siyasi Kriterleri
Yukarda sıralanan başlıklardan ilki, tam üyeliğin siyasi kriterleri olarak adlandırılmaktadır Aday ülkeler siyasi kriterler açısından değerlendirilmiş; Slovakya ve Türkiye'nin bu kritere düzen sağlamayan ülkeler olduğu belirtilmiştir Değerlendirmede kullanılan alt kriterler: (i)demokrasi ve hukukun üstünlüğü, (ii)insan hakları ve (iii)azınlıklara hürmet elde etmek üzere üç başlık altındadır
2Bütün Üyeliğin Ekonomik Kriterleri
İkinci grupta bulunan Kopenhag kriterleri, ekonomik kriterler olarak bilinmektedir Tam üye olacak aday ülkelerde aranacak iki ekonomik ölçüt vardır Bunlardan birincisi, işleyen bir pazar ekonomisinin varlığıdır İkincisi ise, AB içindeki rekabet baskısı karşı durabilme yeteneğidir
3Tam Üyeliğin Öteki Kriterleri
Tam üyelikle ilgili öteki değerlendirmeler; ortak dış politika ve güvenlik politikasına düzen, idareli ve mali birliğe armoni, Kalabalık müktesebatına armoni ile kalabalık müktesebatını uygulayabilme kapasitesi elde etmek üzere dört açıdan yapılmıştır
TÜRKAVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİNDE SON ŞART VE YARGI VE İÇİŞLERİ ALANINDAKİ İŞBİRLİĞİNE GENEL BAKIŞ
Avrupa Birliği'ne bütün üyelik yolunda büyük gelişmeler kaydeden Türkiye ’nin Avrupa Birliği ’ne antre süreci, 1959 yılında Avrupa Idareli Topluluğu ’na müşterek üyelik için antre müracaatımızın olumlu karşılanması ile başlamış ve günümüze değin çeşitli aşamalardan geçmiştir O tarihten başlayarak 1964 yılında Ankara Antlaşmasının imzalanması, 1999 yılında da Türkiye ’nin adaylık statüsünün tanınmasına kadar olan dönemde toplulukla ilişkiler inişli çıkışlı bir grafik izlemiştir Kalabalık inşa itibariyle bu işlem içerisinde büyük bir değişim geçirmiştir Idareli yapıdan önce bir noktada sosyokültürel ve daha sonra siyasi yapıyı da içine bölge bir organizasyona dönüşmüş, son olarak da güvenlik boyutu oluşturulmaya çalışılan bir birlik haline gelmiştir
Lüksemburg Zirvesi yakın tarihte ilişkilerin donma noktasına getiren bir zirvedir, 1213 Aralık 1997 tarihlerinde yapılmıştır Zirve'de bütün aza adayları üç grupta ele alınmıştır:
Birinci Grup: Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Slovenya, Kıbrıs,
İkinci Grup:Slovakya, Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Letonya
Üçüncü Grup: Türkiye
Lüksemburg Zirvesi'nde alınan kararlara göre, birinci grupta yer alan ülkelerle tam üyelik müzakereleri 1998 yılında başlayacaktı Yukardaki sıralamadan da gözleneceği gibi Türkiye, üçüncü grupta yer almaktadır Türkiye, bütün üye adayları içinde üçüncü grupta yer almasına karşın, Lüksemburg Zirvesi'nde Türkiye ile ilgili kayda değer görüşler ileri sürülmüştür Bunlardan ilki, Türkiye'nin AB'ne her alanda yakınlaşmasını sağlayacak bir Avrupa Stratejisi oluşturulması önerisiydi Avrupa Stratejisi, şu unsurları içermekteydi
Ankara Antlaşması'nın ortaya koyduğu olanakların geliştirilmesi,
gümrük birliğinin yoğunlaştırılması,
finansal işbirliğinin artırılması,
mevzuatların yakınlaştırılması ve AB müktesebatına harmoni,
Türkiye'nin AB'ndeki bazı programlara katılımı
Türkiye ile ilgili ikinci konu, Ankara Antlaşması'nın 28 maddesine atıf yapılmasıydı Bu maddeye tarafından, Mukavele'nın işleyişi, Topluluğu kuran Mukavele'dan kaynaklanan yükümlülüklerin tümünün Türkiye göre üstlenilebileceğini gösterdiğinde, akit taraflar, Türkiye'nin Topluluğa katılması olanağını inceler(Ankara Antlaşması; 1964, Madde 28) Antlaşma'dan kaynaklanan yükümlülüklerifadesinden kastedilen sadece AB'nin kurucu antlaşmalarından ya da Ankara Antlaşması'ndan kaynaklanan yükümlülükler değildir Bu ifade ile kastedilen, daha önce antlaşmalarla belirtilmiş şartlara ek olarak, AB'nin günümüzde bütün üyelik için istediği şartlardır
Lüksemburg Zirvesi'nde kaydedilen başka bir gelişme, Türkiye'nin öteki namzet ülkelerle ve aza ülkelerle beraber Avrupa Konferansı'na ziyafet edilmesiydi Bütün bu olumlu noktalara karşın, Türkiye ile ilgili görüşlerin yer aldığı raporun 35 paragrafı, AB ile siyasi ilişkinin kesilmesine yol açan ifadeler taşımaktaydı Buna kadar, AB'nin Türkiye'den istedikleri şunlardı:
AB seviyesinde insan hakları standartlarına ulaşılması,
Azınlıklara saygı ve azınlıkların korunması,
Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tatminkâr ve kararlı bir çözüme kavuşturulması,
Birleşik Milletler'in ilgili kararları doğrultusunda Kıbrıs'da siyasi bir çözüm bulunması
Türk hükümeti, Zirve'nin hemencecik ardındaki 14 Aralık 1997 yılında yaptığı bir toplantıda AB ile olan ilişkilerini askıya aldığını bildirmiştir Bu kararın gerekçesi, AB'nin yukarda bulunan istekleriydi
1112 Aralık 1999 tarihleri arasısında yapılan Helsinki Zirvesi, ilişkilerin seyrinde olumlu bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir Bu zirvede Türkiye ’nin adaylık statüsü duyuru edilmiştir Adaylık statüsünün tanınması doğrultusunda kurulan sıcak ilişkilerin bir sonucu olarak 8 Kasım 2000 tarihinde Katılım Ortaklığı Belgesi kabul edilmiş ve 79 Aralık 2000 tarihleri arasında yapılan “Nice Zirvesinde onaylanmıştır Bu doküman; Türkiye ’nin Avrupa Birliği ’ne üyeliği için gerekli öncelik alanlarını belirleyen, bütün üyelik sürecinde yol haritasını çizen ve bütün üyelik müzakerelerinin başlaması için hangi şartların yerine getirmesi gerektiğini bildiren bir belgedir
TürkiyeAB ilişkileri Helsinki ardından gitgide artarak hızlanan bir trend içine girmiştir 3 yıllık bir aradan daha sonra 11 Nisan 2000 günü Lüksemburg'da yapılan Ortaklık Konseyi toplantısı bu bağlamda önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur Ortaklık Konseyinde önümüzdeki dönem ile ilgili kayda değer kararlar alınmıştır
Katılım Ortaklığı Belgesi
alıntı *
Türkiye Avrupa Birliği Ve Antre Süreci
Siyasi Coğrafya Avrupa Birliği Ve Giriş Sürecinde Türkiye
Bütünleşme tarihsel bir olgudur Tarih baştan başa, insanlar değişik yapıdaki devletlerin çatısı aşağı bir araya gelmişlerdir Devletlerin böylece birçok, siyasal ve sosyal açıdan birbirlerinden çok farklıdır Fakat gerçi, ayrı yapıdaki devletleri kuran insanları bir araya gelmeye zorlayan nedenler bulunmaktadır
Avrupa kıtası, bütünleşme olgusunun incelenmesi için gözlem yapılabilecek en yerinde coğrafya parçasıdır Zira, devletlerin parçalanmasına yol açan savaşlar ve bir araya gelmesini karşılayan bütünleşme hareketleri, Avrupa kıtasında birbiri gerisinde ortaya çıkmıştır Avrupa kıtasındaki bütünleşme hareketlerinin esas nedeni, sık sık büyük savaşlar olmuştur Bu açıdan ihtiyar kıta, bütünleşme hareketleri ile savaşların birlikte yaşandığı, hatta aralarında sebep netice ilişkilerinin gözlemlendiği bir alandır
öte yandan, Avrupa bütünleşmesi, bilhassa Soğuk Savaş sonrası gelişmelerle birlikte, hiçbir bütünleşme hareketinin ulaşamadığı değin ileri bir düzeye gelmiştir Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğuile yola meydana çıkan Avrupa hareketi, AET'nin kurulmasıyla önce Müşterek Pazar, sonra Avrupa Topluluğuhaline gelmiş, bugün ise Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi ile Avrupa Birliğiadını almıştır Söz konusu bütünleşme hareketinin gelişimini ve geldiği yeri, bu hareketin dağıtılmış aşamalarda taşıdığı isimlere bakarak ve bu isimlerdeki değişimi gözlemleyerek bile çakmak mümkündür
Avrupa bütünleşmesi, nitelik itibariyle bir yana, kendisini oluşturan kamu devletlerin varlığına saygı gösterirken, öte yandan ulus devletlerin yetki devri ile oluşturdukları, uluslarüstübir niteliğe ulaşmıştır Avrupa Birliği, uluslarüstüözelliğe sahip bir örgüt olduğundan, dünyada örneği olmayan bir bütünleşme modelidir
Avrupa bütünleşmesi olgusu değişen konjonktüre emrindeki olarak yerini genişleme olgusuna bırakmıştır Bu genişlemenin Türkiye'nin aday ülke ilan edilmesiyle son aşamasına geldiği değerlendirilmekle birlikte zaman içinde koşulların değişebileceği unutulmamalıdır
Tam üyeliğe adaylığı yakın zamanda kabul edilen, Avrupa Birliği'ne antre sürecindeki Türkiye'de, milli bilincin oluşturulması için Avrupa Birliği'nin bütün olarak neyi ifade ettiği, yapısı, kurumları, politikaları, tarihi gelişimi, tam üyeliğin getirecekleri, her kesimin üzerine düşen yükümlülükler dürüst olarak aktarılmalıdır Geçiş dönemi olarak kabul edilen adaylık süreci ancak bu şekilde kısaltılabilir
Bu gaye doğrultusunda hazırlanan bu çalışmada; Avrupa Birliği'nin yapısı, genişleme süreci, Türkiye'nin adaylık statüsünün incelenmesi, katılım ortaklığı belgesi, Türkiye'nin hazırladığı milli program, programda bulunan kaçakçılık ve organize suçlar ile ilgili bölümler ve AB göre kabul edilen bazı önemli eylem planları ele alınacaktır
AVRUPA BİRLİĞİ VE KURUMLARI
Avrupa Birliği uluslar üstü bir bölümolarak tanımlanır Merkezi Brüksel'dedir Aza devletler; ulusal egemenliklerinin bir bölümünü AB kurumlarına devretmişlerdir Iki Taraflı çıkarları doğrultusunda, egemenlik haklarının karşılıklı yönetimi aracılığıyla birlikte çalışırlar Birlik ayrıca yetki ikamesiilkesine kadar işler
AB'nin kavram açısından yeni ve yetki dağıtımı açısından benzersiz olan idare sistemi; kendinden önceki tüm milli ve uluslararası modellerden farklıdır AB'nin temelleri bir anayasaya yok, baskın devletler arasındaki antlaşmalara dayanır Tüm AB vatandaşlarını doğrudan bağlayıcı yasalar sonuç yetkisi, Birliği milletlerarası kuruluşlardan ayırır
Mevzuat; erişilecek hedeflere tarafından mevzuat, talimat, karar, nasihat ve görüş olmak üzere dağıtılmış biçimler alır:
1 Yönetmelik (regulation) bütün olarak bağlayıcıdır AB'nin her uygun zorunlu olarak ve aracısız olarak uygulanabilir niteliktedir
2 Talimat (directive), aza devletlere karşın olarak çıkarılır Erişilecek sonuç açısından bağlayıcıdır Üye devlet sonuca erişme yöntemini seçmekte serbesttir
3 Karar (decision), bütün olarak bağlayıcıdır Muhatapları; üye devletler, gerçek ve tüzel kişilerdir
4 Tavsiyeler ve düşünceler bağlayıcı değildir
AB'nin örgütlenmesi evrimseldir Avrupa'nın giderek birleşmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır Hemen Şimdi son biçimini almamıştır
Avrupa Birliği (AB) tıpatıp bir ulusal devlette olduğu gibi, birbirinden bağımsız yasama, yürütme ve yargı organlarıyla donatılmıştır Bu organların uluslar üstü yetkileri vardır Topluluk organları Roma Antlaşması'nda kayıtlı kurumlarla sınırlı kalmamış; süre içinde gerekli görüldükçe bunlara yeni kurumlar eklenmiştir Birlik günümüzde 5 kurum tarafından yönetilmektedir Hem Avrupa Doruğu, finansman organları ve öteki kuruluşları vardır
I YÖNETIM ORGANLARI
Birliğin yönetim organları; Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Yargı Divanı ve Sayıştay'dır
A Avrupa Birliği Konseyi
Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinden sonra, Konseyin devlete ait adı, Avrupa Birliği Konseyiolmuştur Daha önce Bakanlar Konseyideniyordu
Esas Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları: Birliğin karar organıdır Yürütme yetkileri de vardır görevi; aza ülkelerin genel ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasını ve Roma Antlaşması ile değişik artlaşmaların amaçlarını gerçekleştirmek, uygulanmasını sağlamaktır Bu çerçevede ortak politikalara ilişkin esas kuralları belirler
AB'nin yasalarını çıkarır: Komisyonun önerilerini esas alarak, uygulanacak politikalarla ilgili hukuki düzenlemeler yapar ve kararlar verir Öneriler ama Konseyin onayından daha sonra uygulamaya konabilir
Oluşması: 15 aza devletin ilgili bakanlarından oluşur Toplantılara Komisyondan en az bir üye daha katılır
İç Örgütlenmesi: Konsey toplantılarına katılan bakanlar, mülâkat konusuna göre değişir: Mesela, konu maliye ise AB'nin maliye bakanları (Maliye Konseyi) toplanır Eğer sanayi politikası ele alınacaksa, sanayi bakanları; tarımsal fiyatlar ele alınacaksa tarım bakanları (sırasıyla Sanayi Konseyi ve Tarım Konseyi) toplanır
En kıdemlikonsey, Dışişleri Bakanları Konseyidir Son yıllarda Genel İşler Konseyiolarak anılan bu komite; dış ilişkilerden, iki taraflı dış politika ve emniyet politikası çerçevesinde dış politikadan sorumludur
Oysa değişik alanlardaki çabuk konuları da görüşebilir Hem öteki konseylerin çalışmalarını koordine eder AB Doruğunun 6 ayda bir düzenlenen toplantılarının hazırlığını yapar
Alıştırma Yöntemi : Bir Komisyon önerisi olmadan, karar alamaz Alınan kararların, genellikle birbiriyle çatışan ulusal çıkarlar arasında denge kurucu nitelikte olmasına uyarı edilir Belirlenmiş bir konuda görüşme yapılırken, her aza bakan; kendi ülkesiyle ilgili sorunları dile getirir Bakanlar; bir yandan kendi ülkelerinin çıkarlarını temsilcilik edip savunurken, bir yandan da AB'ni başarıya ulaştıracak uyuşmaları sağlamaya çalışır
Konsey başkanlığını her aza ülkenin hükümeti ülke adlarının alfabetik sırasına göredönüşümlü olarak üstlenir Süresi 6 aydır
Konsey'de ağırlıklı oy usulü geçerlidir Buna tarafından, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere 10'ar; İspanya 8; Belçika, Yunanistan, Hollanda, Portekiz, 5'er; Avusturya, İsveç 4'er; Danimarka, Finlandiya, İrlanda 3'er; Lüksemburg 2 oy sahibidir
İlişkileri : Komisyon'dan öneriler alır Yasal düzenleme tasarılarını kabul etmeden önce, Avrupa Parlamentosu' nun görüşünü alır
Avrupa Doruğu “Avrupa Zirveside denir
Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : Birliğin en üstteki düzeyde yetkili politik organıdır Birliğin esas politik ve stratejik eğilimlerini belirler Başlıca rolü, AB'nin gelecekteki gelişmesi için politika önceliklerini belirlemektir AB Konseyi'nin bir çözüme varamadığı konularda kararlar alır Siyasal ve hesaplı konularda kılavuzluk eder, yapıcı uyarılarda bulunur, dış ilişkilerde birliğin müşterek tavrını belirler
Oluşması : Avrupa Tek Senedi ile kurumsallaşmıştır başta 1975'de toplanmıştır Devlet ve hükümet başkanları ile Komisyon başkanından oluşur
Alıştırma Yöntemi : Yılda en az iki defa toplanır Başkanlık üye devletlerce sırayla üstlenilir Süresi 6 aydır Mali konular haricen bütün kararlar genelde alınır
BAvrupa Komisyonu
Esas Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları: AB'nin temel yürütme organıdır Ortak pazarın iyi işlemesinden ve gelişmesinden sorumludur
AB politikalarına ilişkin ilk adımı atma yetkisine sahip olan tek kurumdur Yeni politika önerileri hazırlar Mevzuat önerilerinde bulunur
Konsey'in aldığı kararları, hemfikir olunmuş politikaları uygular
AB hukukunun (kurallarının) dürüst olarak uygulanmasını gözetir AB antlaşmalarını ve bunlardan doğan hukuki düzenlemeleri uygular Yönergelerin ulusal yasalara aktarılmasını denetler Antlaşmalar çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmediğine, AB kurallarını çiğnediğine inandığı kişiler, şirketler ve üye devletlere karşısında hukuki işlemleri başlatır AB'nin yıllık bütçe tasarısını hazırlar Yönergeler çıkartır Konseye önerilerde bulunur, kararlarının taslağını hazırlar
Oluşması : Komisyonun 20 üyesi vardır Nüfusu fazla olan beş ülke (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya) Komisyona ikişer aza, öbür ülkeler birer aza verir
Kurul üyeleri; milli hükümetlerce gösterilen adaylar arasından, Konsey kadar atanırlar Komisyonun bir tamamiyle atanması, Avrupa Parlamentosu göre onaylanır Üyeler zaman sonunda her yerde atanabilir Üyelik süresi 5 yıldır
Çalışma Yöntemi: Antlaşmaların sağladığı baskı ve Konseyin verdiği yetkiler sebebiyle, manâlı bir özerkliğe sahiptir
Üyeler; kendilerini namzet olarak bildiren ulusal hükümetlerden egemen olarak, Birliğin çıkarlarını temsil ederler Diğer bir deyişle, kendi ülkelerinin çıkarlarını değil, Birliğin çıkarlarını gözetip savunmakla yükümlüdür
Her üyeye bir ya da birkaç politika alanında mesuliyet verilir Üyelere küçük bir danışmanlar grubu yardımcı olur
Komisyonun merkezi Brüksel'dedir Üyeler haftada bir kez toplanır Toplantı kapalı oturum olarak gerçekleşir Kararlar oy çokluğuyla alınır
İç Örgütlenmesi : Komisyon 25'i aşkın genel müdürlükve idari servisler hâlinde örgütlenmiştir Genel müdürlüklerin herkes farklı bir sosyal konuyla ilgilidir Çok sayıda kurul, çalışmalarına tezgâhtar olur
İç ve Dış İlişkileri : Bakanlar Konseyi'ne öneriler sunar, uygulamalar hakkında bilgi verir Parlamentoya karşısında sorumludur
Milletlerarası ticaret görüşmelerinde Birliği temsil eder Milletlerarası antlaşmaları Birlik namına yürütür
C Avrupa Parlamentosu
Esas Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : denetleme organıdır Yasa çıkaramaz; ancak bu alanda kayda değer rol oynar Yasama gücü, milli parlamentolarınkinden daha azdır Bilhassa Maastricht Antlaşması ile ortak karar usûlünün kabulü sonucunda, yasama alanındaki rolü gitgide güçlenmiştir
Hukuki düzenleme tasarılarını inceler Aktüel konuları tartışır Komisyon'u ve Konsey'i denetler Bunu program ve raporları tartışarak, yazılmış ve sözlü sorular yönelterek yapar AB'nin yıllık bütçesine mutabakat verir Üçüncü ülkelerle işbirliği veya yeni aza kabulü gibi önemli antlaşmalarda onayı alınır
Oluşması: AB çapında yapılan tek dereceli seçimlerle seçilen 626 üyeden oluşur(2000) Her ülkeye belirtilen sayıda üyelik ayrılmıştır AB'nin seçimle oluşan tek organıdır Süresi 5 yıldır
Egzersiz Yöntemi : Üyeler, AB haklarını bir iyice temsil eder Ulusal çıkarları müdafaa etmek için atanmamışlardır Bundan dolayıdır oysa Parlamento' da birer milli temsilci olarak yok, farklı alanlara yönlendirilmiş politik grupların temsilcisi olarak bulunurlar
Parlamento başkanı 2,5 yıllık bir dönem için seçilir
Ayda bir defa Strasburg'da toplanır Oturumlar bir hafta sürer
İşbirliği usulüsayesinde mevzuât önerilerini değiştirebilir yerinde görüşusulü ile yeni aza devletlerin katılımını ve üçüncü ülkelerle yapılan ortaklık antlaşmalarını, karşılıklı karar usulüdoğruca bazı politika alanlarındaki yönetmelik önerilerini veto edebilir Maastricht Antlaşmasıyla kabul edilen ``ortak karar usulünde, Avrupa Parlamentosu; mevzuatın kabulü konusunda Konsey'le ortak ve eşdeğer koşullarda hareket etme yetkisine sahiptir Bu usul şu alanlarda uygulanır: İç pazar, işçilerin bağımsızlık dolaşımı, iş kurma serbestliği, işçilerin alıştırma hakkı
İlişkileri : Konsey ve Komisyon'u denetler Bu iki kuruma AB'nin işleri hakkında sorular yöneltebilir Danışmanlık yapar; hukuki düzenlemeler hakkında görüş bildirir Güvensizlik oyu vererek Komite'u istifaya zorlayabilir
D Adalet Divanı
Topluluğun Yüksek Mahkemesi,bir Tüzük Mahkemesiolarak nitelenebilir
Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : Birliğin egemen adalet organıdır Hukuka saygıyı sağlamakla görevlidir Antlaşmaların öbür AB kurumları aza devletler tarafından içten olarak yorumlanmasını ve uygulanmasını sağlar Hukuki anlaşmazlıkları çözümler
Üye devletlerin antlaşma hükümlerine uyup uymadıklarını denetler
Hak Divanı, ulusal mahkemelerce uygulanması için, AB hukukunu yorumlar Antlaşma hükümlerinin ve uygulama biçimlerinin belirli yorumunu yapar
Uyuşmazlıkları çözüme bağlar Birlik organları, üye devletler, şirketler ve bireylerin AB antlaşmalarıyla ilgili olarak, önüne getirdikleri yasal sorunlar hakkında karar verir
Oluşması : Üye ülkelerin anlaşmasıyla atanmış 15 hâkimden oluşur Her aza ülke Divan'a 1 hâkim gönderir Keza başsavcılar vardır
Konsey kadar atanırlar Devir süresi biten, bitmiş atanabilir Süreleri 6 yıldır
Çalışma Yöntemi : AB hükümetlerinin doğrudan denetimi dışındadır
Kararları bağlayıcıdır Oy çokluğu ile alınır Milli mahkemelerinkinden üstündür Günümüzde, devletleri ve şirketleri para cezasıyla cezalandırma yetkisiyle donatılmıştır
Divan' a anlaşmazlıkların çözümlenmesi talebiyle, üye devletler, Birlik organları, şirketler, özel ve tüzel kişiler başvurabilir Lüksemburg'da toplanır
ESayıştay
Kalabalık Hesap Mahkemesidir
Temel Fonksiyonu,Yetki ve Sorumlulukları: Parasal teftiş organıdır AB gelir ve giderlerinin yasallığını, usule uygunluğunu denetler AB bütçesinin parasal yönden sağlamlığını denetim eder Her sene bir rapor yayınlar
Oluşması : 1977'de kurulmuştur her biri bir üye devletten olmak üzere 15 üyeden oluşur Üyeleri Konsey kadar Parlamento' ya danışılarak atanır Üyelik süresi 6 yıldır Zaman yenilenebilir Lüksemburg' dadır
II FINANSMAN ORGANLARI
Esas finansman organı Avrupa Yatırım Bankası' dır Üstelik Birliğin ekonomik ve sosyal politikalarını yürütmek nedeniyle sabit farklı alanlara yönlendirilmiş fonlar vardır
III DANIŞMA ORGANLARI VE ÖTEKI KURULUŞLAR
AB'nin hem pek fazla sayıda danışma organı vardır Yeni bir mevzuatın kabulünden önce, Komite ve Konsey; önerilen yasaların, beklenen hesaplı, sosyal ve yöresel etkileri konusunda öteki AB kuruluşlarına danışır Dahası manâlı yeni alanlarda bir dizi yeni kuruluş oluşturulmuştur
AIdareli ve Sosyal Komite
BBölgeler Komitesi
CAkdeniz Komitesi
DDiğer Kuruluşlar
Avrupa Polis Bürosu (EUROPOL) : AB aza devletleri aralarında polis örgütlerinin koordinasyonunu sağlar Lahey'dedir Bütün ciddi milletlerarası suçlara aleyhinde Aza Devletler aralarında yeni bir işbirliği kararı 1995 yılında kurulan Europol'un amacı, birden pozitif aza devleti ilgilendiren hallerde terörizm, uyuşturucu ticareti ve öteki örgütlü suçlara karşısında mücadelede işbirliğini özendirme etmektir Europol'un merkezinin bulunduğu Lahey'de (Hollanda), her Aza Ülkenin iletişim memurları birlikte çalışırlar, suç vakalarını daha süratli bir şekilde çözmek için bilgi alışverişinde bulunurlar
Avrupa Para Enstitüsü : Idareli ve finansal birliğin son aşamasında kurulacak olan Avrupa Merkez Bankası'nın öncüsüdür Frankfurt'tadır
Avrupa Çevre Ajansı: ``Çevre verileri arşiviişlevini görür Kopenhag' dadır
İç Pazar Uyumlaştırma Bürosu : Marka tescilinin basitleştirilmesiyle ilgilenir Alicante' dadır
Tüm bunların dışarıda mevcut olan böylece fazla kuruluş arasında, Topluluk Bitki Çeşitliliği Bürosu (Brüksel), Avrupa Sıhhat ve Işyeri Güvenliği Ajansı (Lüksemburg), Avrupa Tıp Ürünleri Değerleme Ajansı (Londra), Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (Lizbon) Avrupa Eğitim Vakfı (Torino), Hayvan ve Bitki Sağlığı Tetkik ve Kontrol Bürosu (Dublin) sayılabilir
Avrupa Birliği'nde aza devletler; müşterek çıkarları doğrultusunda,hakimiyet haklarının ortak yönetimi aracılığıyla birlikte çalışmaktadır Mevzuat; erişilecek hedeflere göre mevzuat, yönerge, karar, nasihat ve görüntü edinmek üzere çeşitli biçimler alır
AB'nin yönetim sistemi eşsiz, örgütlenmesi evrimcidir Birbirinden egemen yasama, yürütme ve yargı organlarıyla donatılmıştır
Birlik günümüzde 5 kurum tarafından yönetilmektedir, Bu kurumlardan Avrupa Komisyonu temel yürütme organı, Avrupa Birliği Konseyi temel yasama ve karar organı, Avrupa Parlamentosu esas kontrol organı, Adalet Divanı adalet organı, Sayıştay mâli yoklama organıdır Dahası Avrupa Doruğu, Birliğin en üstteki düzeyde yetkili politik organı konumundadır Esas finansman organı Avrupa Yatırım Bankası 'dır AB' nin keza pek çok sayıda danışma organı ve öbür alanlarda bir dizi kuruluşu vardır
AB' nin örgütlenme felsefesinden ve uygulamasından şu dersler çıkarılabilir:
Uluslararası birleşmeler insancıl ve evrensel bir teşebbüs gerektirir Ama pratikteki başarı, milli çıkarların da hesaba katılmasına bağlıdır Başka bir deyişle “evrensel olan ile “milli olan arasında bir denge durmadan gözetilmelidir Avrupa Birliği'nin gerçekleşme yolunda olmasında, milli çıkarlara hürmet duyulmasının, bu çıkarlarla evrensel hedeflerarasında denge gözetilmesinin kuşkusuz koskocoman bir payı vardır
AVRUPA BİRLİĞİ'NİN GENİŞLEME SÜRECİ
AB' nin çekirdeğini yaratıcı Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT), Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg kadar 1951 Paris Antlaşması ile kurulmuştur 1957 yılında, benzer ülkelerce,Avrupa Idareli Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) kurulmasını öngören Roma Antlaşması imzalandı Böylece AKÇT, AET ve EURATOM'dan oluşan Avrupa Toplulukları (AT) ortaya çıktı 1993 yılında yürürlüğe giren Maastrich Antlaşması ile de, BEYGIR, Avrupa Birliği (AB) adını almıştır
AB'ne, 1973 yılında İngiltere, İrlanda ve Danimarka; 1981 yılında Yunanistan; 1986 yılında İspanya ve Portekiz; son olarak da, 1995 yılında Avusturya, İsveç ve Finlandiya tam üye olarak girmişlerdir Bu Nedenle üye sayısı 15 olmuştur
AB'nin her genişlemesi, iki taraflı politikalar ve karar alma süreci üstünde etkin olmuştur Böylece, Roma Antlaşması da dahil elde etmek üzere bazı hukuki belgelerin ve müşterek politikaların genişleyen Topluluğun ihtiyaçlarına tarafından her tarafta düzenlenmesi sorunu gündeme gelmiştir
Avrupa Birliği'nin Yeni Genişleme Süreci
AB'nin 1993 yılı Haziran ayı içinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, bütün üye olmak isteyen adaylar için yeni kriterler belirlemiştir Bu kriterleri, Lüksemburg Zirvesi, Cardiff Zirvesi ve Viyana Zirvesi'nde belirlenen yeni kriterler izlemiştir 1993 yılından itibaren yapılan bu zirveler, AB'nin yeni genişleme süreci üzerinde belirleyici olmuş; Türkiye'nin tam üyeliği bu kriterler çerçevesinde bitmiş değerlendirilmiştir
AKOPENHAG KRİTERLERİ
Kopenhag Zirvesi'nde belirlenen kriterler üç başlık aşağı toplanmıştır:
1 Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, azınlıklara saygıyı ve azınlıkların korunmasını teminat altına bölge kurumların istikrarını sağlamak,
2 İşleyen bir Pazar ekonomisine sahip olunmasının yanı sıra, AB içindeki rekabet baskısı ile piyasa güçleri aleyhinde durabilme yeteneğine sahip almak,
3 Siyasi, ekonomik ve mali birlik de dahil almak üzere tam üyelikten kaynaklanan yükümlülüklere ahenk yeteneğine sahip bulunmak
1Tam Üyeliğin Siyasi Kriterleri
Yukarda sıralanan başlıklardan ilki, tam üyeliğin siyasi kriterleri olarak adlandırılmaktadır Aday ülkeler siyasi kriterler açısından değerlendirilmiş; Slovakya ve Türkiye'nin bu kritere düzen sağlamayan ülkeler olduğu belirtilmiştir Değerlendirmede kullanılan alt kriterler: (i)demokrasi ve hukukun üstünlüğü, (ii)insan hakları ve (iii)azınlıklara hürmet elde etmek üzere üç başlık altındadır
2Bütün Üyeliğin Ekonomik Kriterleri
İkinci grupta bulunan Kopenhag kriterleri, ekonomik kriterler olarak bilinmektedir Tam üye olacak aday ülkelerde aranacak iki ekonomik ölçüt vardır Bunlardan birincisi, işleyen bir pazar ekonomisinin varlığıdır İkincisi ise, AB içindeki rekabet baskısı karşı durabilme yeteneğidir
3Tam Üyeliğin Öteki Kriterleri
Tam üyelikle ilgili öteki değerlendirmeler; ortak dış politika ve güvenlik politikasına düzen, idareli ve mali birliğe armoni, Kalabalık müktesebatına armoni ile kalabalık müktesebatını uygulayabilme kapasitesi elde etmek üzere dört açıdan yapılmıştır
TÜRKAVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİNDE SON ŞART VE YARGI VE İÇİŞLERİ ALANINDAKİ İŞBİRLİĞİNE GENEL BAKIŞ
Avrupa Birliği'ne bütün üyelik yolunda büyük gelişmeler kaydeden Türkiye ’nin Avrupa Birliği ’ne antre süreci, 1959 yılında Avrupa Idareli Topluluğu ’na müşterek üyelik için antre müracaatımızın olumlu karşılanması ile başlamış ve günümüze değin çeşitli aşamalardan geçmiştir O tarihten başlayarak 1964 yılında Ankara Antlaşmasının imzalanması, 1999 yılında da Türkiye ’nin adaylık statüsünün tanınmasına kadar olan dönemde toplulukla ilişkiler inişli çıkışlı bir grafik izlemiştir Kalabalık inşa itibariyle bu işlem içerisinde büyük bir değişim geçirmiştir Idareli yapıdan önce bir noktada sosyokültürel ve daha sonra siyasi yapıyı da içine bölge bir organizasyona dönüşmüş, son olarak da güvenlik boyutu oluşturulmaya çalışılan bir birlik haline gelmiştir
Lüksemburg Zirvesi yakın tarihte ilişkilerin donma noktasına getiren bir zirvedir, 1213 Aralık 1997 tarihlerinde yapılmıştır Zirve'de bütün aza adayları üç grupta ele alınmıştır:
Birinci Grup: Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Slovenya, Kıbrıs,
İkinci Grup:Slovakya, Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Letonya
Üçüncü Grup: Türkiye
Lüksemburg Zirvesi'nde alınan kararlara göre, birinci grupta yer alan ülkelerle tam üyelik müzakereleri 1998 yılında başlayacaktı Yukardaki sıralamadan da gözleneceği gibi Türkiye, üçüncü grupta yer almaktadır Türkiye, bütün üye adayları içinde üçüncü grupta yer almasına karşın, Lüksemburg Zirvesi'nde Türkiye ile ilgili kayda değer görüşler ileri sürülmüştür Bunlardan ilki, Türkiye'nin AB'ne her alanda yakınlaşmasını sağlayacak bir Avrupa Stratejisi oluşturulması önerisiydi Avrupa Stratejisi, şu unsurları içermekteydi
Ankara Antlaşması'nın ortaya koyduğu olanakların geliştirilmesi,
gümrük birliğinin yoğunlaştırılması,
finansal işbirliğinin artırılması,
mevzuatların yakınlaştırılması ve AB müktesebatına harmoni,
Türkiye'nin AB'ndeki bazı programlara katılımı
Türkiye ile ilgili ikinci konu, Ankara Antlaşması'nın 28 maddesine atıf yapılmasıydı Bu maddeye tarafından, Mukavele'nın işleyişi, Topluluğu kuran Mukavele'dan kaynaklanan yükümlülüklerin tümünün Türkiye göre üstlenilebileceğini gösterdiğinde, akit taraflar, Türkiye'nin Topluluğa katılması olanağını inceler(Ankara Antlaşması; 1964, Madde 28) Antlaşma'dan kaynaklanan yükümlülüklerifadesinden kastedilen sadece AB'nin kurucu antlaşmalarından ya da Ankara Antlaşması'ndan kaynaklanan yükümlülükler değildir Bu ifade ile kastedilen, daha önce antlaşmalarla belirtilmiş şartlara ek olarak, AB'nin günümüzde bütün üyelik için istediği şartlardır
Lüksemburg Zirvesi'nde kaydedilen başka bir gelişme, Türkiye'nin öteki namzet ülkelerle ve aza ülkelerle beraber Avrupa Konferansı'na ziyafet edilmesiydi Bütün bu olumlu noktalara karşın, Türkiye ile ilgili görüşlerin yer aldığı raporun 35 paragrafı, AB ile siyasi ilişkinin kesilmesine yol açan ifadeler taşımaktaydı Buna kadar, AB'nin Türkiye'den istedikleri şunlardı:
AB seviyesinde insan hakları standartlarına ulaşılması,
Azınlıklara saygı ve azınlıkların korunması,
Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tatminkâr ve kararlı bir çözüme kavuşturulması,
Birleşik Milletler'in ilgili kararları doğrultusunda Kıbrıs'da siyasi bir çözüm bulunması
Türk hükümeti, Zirve'nin hemencecik ardındaki 14 Aralık 1997 yılında yaptığı bir toplantıda AB ile olan ilişkilerini askıya aldığını bildirmiştir Bu kararın gerekçesi, AB'nin yukarda bulunan istekleriydi
1112 Aralık 1999 tarihleri arasısında yapılan Helsinki Zirvesi, ilişkilerin seyrinde olumlu bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir Bu zirvede Türkiye ’nin adaylık statüsü duyuru edilmiştir Adaylık statüsünün tanınması doğrultusunda kurulan sıcak ilişkilerin bir sonucu olarak 8 Kasım 2000 tarihinde Katılım Ortaklığı Belgesi kabul edilmiş ve 79 Aralık 2000 tarihleri arasında yapılan “Nice Zirvesinde onaylanmıştır Bu doküman; Türkiye ’nin Avrupa Birliği ’ne üyeliği için gerekli öncelik alanlarını belirleyen, bütün üyelik sürecinde yol haritasını çizen ve bütün üyelik müzakerelerinin başlaması için hangi şartların yerine getirmesi gerektiğini bildiren bir belgedir
TürkiyeAB ilişkileri Helsinki ardından gitgide artarak hızlanan bir trend içine girmiştir 3 yıllık bir aradan daha sonra 11 Nisan 2000 günü Lüksemburg'da yapılan Ortaklık Konseyi toplantısı bu bağlamda önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur Ortaklık Konseyinde önümüzdeki dönem ile ilgili kayda değer kararlar alınmıştır
Katılım Ortaklığı Belgesi
alıntı *