Gittin
Dudağıma, cocuksu susuzluğumla asla doyamadığım opucuklerinden birini kondurup gittin N'olur oyle bakma banadedin en son Daha birkac dakika once, gozlerimde varlığınla alevlenen yasam sevincinin yerine, boyun eğmiş, donuk ve daha şimdiden hasretinle kavrulmus bir karanlığı bırakıp gittin
Dolmustu zamanın
Yureğimdeki kum saatini, o goz acıp kapayıncaya kadar gecen senden, sanki asırlarca tukenmek bilmeyen sensizligetersyuz ederek gittin
İcimde, gunlerdir yoklugunla zayıflamış, kalbi kupkuru kalmış aşk cocugunu sevginle emzirme sarhosluguyla delirdigim su uc saatinicindeki yuzlerce anı anıya donuşturerek
Once gozlerim oksuz kaldı yoklugunda Sonra, nefesinin o bugulu sıcaklıgından mahrum kalan evimin rutubet kokulu duvarları
Gittin
İki aşkin arasında şaşkın, urkek ve caresiz bir cocuk gibi savrulan kalbini cebine koyup, baska bir eve gittin uyumaya Artık senin degildi evin, sizindi Benim ozlediğim o eski evin degildi gittiğin
O eski ev Oturup, zamanın o yağmursuz, o parca parca yuzune bakarak, gunesin butun gun sadece yalayıp gectiği los pencerelerinde dalgınlığımızı biriktirdiğimiz o ev
Susardık bazen Ansızın, hesapsızca, belki de yorgun duşerek Akıldışı bir hızla devinen imgelerin ortasında, bir cığ gibi omrumuze yığılan anılardan birini secip, dondurarak Hayat, cok eskilerden gelen sonsuz bir rituel gibi, bir gelenek gibi tekrar ederdi etrafımızda, umurumuzda olmadan
Elin caya uzanırdı
Tenim dudaklarını ozlerdi
Bir sozum şiirin olurdu Demlenirdik
Gomuldukce duşlerin o buyulu uykusuna, aşkımın kalbimdeki ilahi melodisi calınırdı kulaklarına birden Nasıl da urkerdin Karanlıktan korkan bir cocugun teselli ışlığı gibi bolerdi sesin suskunluğumuzu
Ruhlarımızın biryerlerde buluştuğuna, duşlerimizin biryerde kesistiğine inanmak istediğim bu hayattan calıntı anları, beni bunun aksine inandırmaya calışan bir sesle ve ilk once hep sen bolerdin
İşte boyle anlarda yuzu daha da netleşirdi dunyaya gozlerinden bakan o yaralı cocukluğunun
İste ben en cok seni icimden doğru sevdigim boyle anları severdim
Hayatın icinde seni barındırdığı her karesinde uzun uzun soluklar alarak, o gunluk, o sıradan ayrıntılarını alabildiğince buyutup, icinde kaybolarak severdim seni Odanın icinde, varlığına yıllardır aşına olduğun bir eşya gibi sessizce kaybolarak seni izlemek ve başının uzerinden sonsuzluğa akıp giden duı bulutlarında şekillenen her sozu, yureğimde senin icin buyuttuğum şiire mısra yapıp eklemekti seni sevmek
Sevmek hayatına tanıklık etmekti benim icin
Sabahları evden cıkmadan once, uykundaki o en masum halini opucuklere boğarken gitmediye sayiklayan sesine kıyamayıp, patrona binbir yalanlar uydurarak sık sık işe gitmemekti seni sevmek
Sana kahvaltı hazırlamaktı Ozenle hazırladığım sofraya iştahla oturup, Sen var ya, bir meleksin, neden seninle evlenmiyorum ki ben Senden daha iyisini mi bulacağımdiyen muzip sozlerine sevinmek, belki de cocukca inanmaktı İnce ince kıyılmış, tabağa motif gibi islenerek dizilmiş ve hep sevdiğin gibi uzerinde zeytinyagı ve limon gezdirilmiş domateslere, yaptığım mezelere duyduğun minnete saşırmaktı
Hayatına eklemekten cılgınca zevk aldığım o sefkatli inceliklere duyduğun minnete
Seni sevmek, bundan yıllar once, seni bir idol gibi icimde buyutup, hayranlığımın yavaş yavaş aşka donuşunu urkekce gizleyerek kaleme aldığım mektuplarıma, aynı incelikle, aynı ozlemle, aynı hayranlıkla verdiğin cevaplarına inanmamaktı Tum ısrarlarına rağmen, bu essiz buyuyu bozmaktan cekinip, aylarca seni bir kez bile aramamaktı Sonra ansızın yollara duşup, cocukluğumda kalbimde filizlenen sevdası senin aşkınla yeşeren bu kentin sokaklarında izini surmek, kendi sozlerinle bu inceliğin ve bu derin anlayışın yuzunu, yani o merak ettiğin yuzumu, gozlerine taşımaktı Buluştuğumuz cafede, ayların gunlerin telaşı ve susuzluğuyla, anlattığın seylerin hicbirini algılamadan, sadece hayranlıkla seni, o hepimiz gibiliğini seyrederken, masanın altından bir turlu cıkartamadığın o telaşlı, o cocuk ellerinde kendini eleveren heyecanına inanamamaktı
Seni sevmek, o gece rakı ictiğimiz kohne meyhaneden cıkıp yuruduğumuz sokaklarda, Nisan ayında bir mucize gibi gokyuzunde dans eden kar tanelerinin Tanrı'nın bu aşk icin gonderdiği bir işaret olduğuna inanmaktı
Seni sevmek kadınlığımı, bedenimi ve hazzı ilk defa seninle kesfetmekti 17 yıldır sanki sadece senin icin sakladığım bedenimi, en ufak bir tereddut duymadan ve beklentisiz bir sarhoslukla sana sunmaktı Her dokunusunda kutsal bir ayının o sıcak ve tatlı sarabını yudum yudum icer gibi
Seni sevmek, aşkın uğruna, ama senden izinsiz, başka bir kentteki hayatımı sıfırlayıp, yaşadığın kente, yaşadığın gogun altına, ıslandığın yağmurların altına gelip yerleşmekti Senden başka, bu koca kentte bir başınalık ve kimsesizlikti seni sevmek Sokaklarda tek bir tanıdık simaya rastlamamaya alışmaktı guclukle Hucrelerimle beraber coğalan aşkını ozgurce ve sınırsızca yaşamak icin ailemin sefkatli ve anlayışlı kollarından sıyrılıp kanatlanmak, yıllanmış can dostların sevgisini cok uzaklarda bırakmaktı
Seni sevmek, yalnızlığın soğuk kollarından biraz olsun sıyrılıp, nefes alabilmek icin geceleri saatlerce tek başıma Beyoğlu'nun karanlık sokaklarında kalabalığın soluğuyla ısınmaya calışmaktı Hic tanımadığım insanların yuzunde senin yuzunu aramak, onların kaybetmiş, umutsuz hayatlarında yaralı gecmisinin ve cocuksu duşlerinin izlerini surmekti
Seni sevmek, bu kentin tozlu, soluk ışıkları ruhumu ısırırken, aynı gecenin yıldızları altinda seni deliler gibi ozlemekti O geceyi de kollarında gecirebilmeye seni ikna edebilmek icin saatlerce sokaklarda dolasıp, barlarda, kahvelerde oturup eve donuşunu beklemekti Bazen bu bekleyişlerin sonu, yorgun duşmuş bedenimi suruklediğim evimde, o gece bir baska kadının yanında uyumana ağlamak olurdu sabaha kadar Ertesi gun bir sizofren gibi, hicbir sey olmamış gibi tekrar seni sevmeye koyulurdum Saşırırdın
Cunku, seni sevmek direnmekti sevgili Gucsuz olanı acımasızca yokeden bu kentin hoyratlığına ve senin icin artık inanmaktan coktan vazgectiğin, yaşadığın hayalkırıklıklarıyla cok uzun zamandır kaybettiğin o aşk duygusunun gercekliğinin canlı ispatı olmaya direnmekti Kalbine inancla aşk tohumları ekmekti seni sevmek Sevmek o yitirdiğin aşk şarkısı adına sana umut vermekti
Seni sevmek, ait olduğun gokyuzunde seni ozgur bırakmaktı Koparmamaktı kanatlarını Ruhunun ve kaleminin tek başın kaynağından, başka sevgilerin şiirine eklediği mısralardan kışkanclıkla seni mahrum etmeye yeltenmemekti
Sevmek, ruhumun tek sahibi olan seni sahiplenmemeye kanaya kanaya razı olmaktı Cocuksu bir saflıkla tek vazgecemeyeceğinin ben olduğuma kendimi inandırarak, hayatına boyun eğmekti
Seni sevmek, bir babayı, bir canyoldaşını hayatının sonuna kadar yanında olduğunu bildiğin guvenilir bir dostu, ilgiye ve şefkate doymayan caresiz bir kucuk cocuğu, ama en cok da tutkulu, kışkanc ve yureği sonsuz maviliklere akan bir deli aşığı sevmek gibiydi Birgun ansızın, telefonda duyduğun bir sese, ya da yeni tanıştığın bir kadına aşık olduğunu, sanki tepkimi olcmek ya da seni nasil kışkandığımı gormek isteyen abartılı bir heyecanla soylediğinde, telaşa kapılmamak, bunun gelip gecici bir duygu olduguna ve asla benden vazgecemeyecegine inanmaktı Yine de icimdeki o kacınılmaz endişe ister istemez sarardı yuzumu Sesim soluğum kesilirdi birden İşte, oyle anlarda beni sımsıkı sarıp, tutkulu bir sevişmenin ilk opucuklerini dudağıma kondururken, Sen kucucuk bir kızsın, biliyor musundiyen şefkatli sesini severdim en cok Ve aslında ben dahil, hic kimseye aşık olamayacağını duşunur, huzunlenirdim
Ruyalarımın gul kokusu
Sonra birgun aşka acıldı yureğinin surguleri
Sonra birgun şiirlerin başka bir aşkın kokusuna burundu
Yıkıldı tabuların Kırıldı zincirlerin Uzağıma duştun
Bu defa farklıydı, hissetmiştim Yalnız bedenini değil, ruhunu da paylaşmaya başlamıştın bir baska kadınla
Sonra sevmek yavaş yavaş kayışını izlemek oldu avuclarımdan Seni sevmek, sen sabaha karşı uyuduğumu sanarak yanımdan kalkıp bir başka yurekle telefonda ozlem giderirken, icimde kopan fırtınaları susturmaya calışmak oldu sessizce
Habersizce kapını caldığım o gun, kapında kalıp, iceri girememek oldu
O gune kadar hic olmazsa bana karşı durust olmanla, yaşadıklarını benden gizlememenle, yalan soylememenle avunuyordum Ama bir başkasını incitmemek, uzmemek icin ondan gercekleri gizlediğini, yalanlarla da olsa onu koruduğunu farkedince bu avuntu da terketti beni Yalanlarını bile kıskanır oldum
Neden durust olmak icin beni secmistin sanki Gerceğin acımasız zindanlarında neden beni kilitli bırakmıştın
Ne cok duşundum bu soruların cevaplarını Ne cok sorğuladım kendimi, nerde hata yaptığımı, neyi eksik bıraktığımı
Kadınca oyunlardan haberim olmadı hicbir zaman Sectiğin yaşam biciminden koparmak, seni soluksuz bırakmak demekti benim icin Hatam seni bir mulk gibi sahiplenmemek miydi? Acaba istediğin bu muydu? Seni yanlış mı tanımıştım? Bana hep, ne kadar asil bir yureğim olduğunu soyler dururdun İsyanım, kalbimin ezilmiş parcalarının ustunu ortup, sessizce cekip kapını cıkmak olurdu en fazla
Yalnız kalmak istediğini daha sen soylemeden yuzundeki bulutlardan hisseder, cikip giderdim Ozur diler gibi bir sesle, onun geleceğini soylediğinde, sessizce cıkıp giderdim Karşında ben otururken, onunla saatlerce telefonda konuştuğunda cıkıp giderdim Hep giderdim
Bu onurlu tavrımdı belki de ezen yureğini Vazgecemediğin tek yanım buydu belki
Sonra, sevmek yaralı kadınlığımı başka yureklerle avutma yanılgısına kapılmak oldu Buna hakkım olduğunu soyleyip dursan da, biliyorum, aslında icten ice hic affetmedin beni Sen coktan parcalanmıştın zaten Benim de yureğimi bolduğumu duşunmek sana bile ağır geldi Oysa ben, seni degil, kendimi cezalandırıyordum başka bedenlerde Ruhumu kemiren bu deli aşkı cezalandırıyordum Bunu anlamadın mı sevgili?
Sevmek seni değil cocukluğumu, duşlerimi, kendimi aldatmak olmuştu artık Bana bağlanan masum aşkları seninle aldatmak olmuştu Kimseye veremedim yureğimi Ne zaman baksalar icime, yureğimin kırık aynasında kendilerinin değil, senin yuzunun aksini gorduler hep Sessizce cekip gittiler Farketmedim bile gittiklerini
Gittin
Seni sevmek, bensiz akıp giden hayatına bir yabancı gibi uzaktan bakmak oldu coktandır O cocuk ellerinin, bir başkasının saclarında gezindiğini, aniden ozlemle sarılıp bir başka yuzu opucuklere bogduğunu, sabahları uykunda bir başka kadına sarılıp bir başka yuzu opucuklere bogduğunu, sabahları uykunda bir başka kadına gitmediye sayıkladığını duşunmek oldu, seni sevmek Geceleri, kokuna hasret yatagımda ter icinde uyanmak, kendimin bile affedemediği bir bencillikle, kalbindeki tek aşkın benimki olması icin gozyaşları icinde Tanrı'ya yalvarmak oldu
Seni yaşak bir aşk gibi gozlerden uzakta, rutubetli duvarlar arasında yaşamak oldu, sevmek Beni hayatından dışladığın icin ofke nobetlerine kapılıp, bana bile yabancı gelen, hic tanımadığım bir sesle sana bağırmak, haykırmak, ağlamak, sonra pişmanlıkla affedip tutkuyla sana tekrar sarılmak oldu
Yabanı bir ot gibi ruhumu sarıp sarmalayan ofke ve kışkanclık duygularıyla benliğimden uzaklaşmayı kendime yakıştırmamak, sıkışıp kaldığım bu karanlık dehlizde, kendi kalbimde, yalnızlığımda, sensizliğimde, kendi aşkımla delirmek oldu artık seni sevmek
Şimdi, bu acıya bir son vermesi, kendisini terketmesi, sonsuzluğa bırakıp gitmesi icin birbirine yalvaran iki yureğiz artık Ayazda İki Yurekgibiyiz
Sen benim sizofren aşkımsın Bense senin kanayan vicdanınım
Affet beni sevgilim Verdiğim sozleri tutamadım
Cezmi Ersoz
Dudağıma, cocuksu susuzluğumla asla doyamadığım opucuklerinden birini kondurup gittin N'olur oyle bakma banadedin en son Daha birkac dakika once, gozlerimde varlığınla alevlenen yasam sevincinin yerine, boyun eğmiş, donuk ve daha şimdiden hasretinle kavrulmus bir karanlığı bırakıp gittin
Dolmustu zamanın
Yureğimdeki kum saatini, o goz acıp kapayıncaya kadar gecen senden, sanki asırlarca tukenmek bilmeyen sensizligetersyuz ederek gittin
İcimde, gunlerdir yoklugunla zayıflamış, kalbi kupkuru kalmış aşk cocugunu sevginle emzirme sarhosluguyla delirdigim su uc saatinicindeki yuzlerce anı anıya donuşturerek
Once gozlerim oksuz kaldı yoklugunda Sonra, nefesinin o bugulu sıcaklıgından mahrum kalan evimin rutubet kokulu duvarları
Gittin
İki aşkin arasında şaşkın, urkek ve caresiz bir cocuk gibi savrulan kalbini cebine koyup, baska bir eve gittin uyumaya Artık senin degildi evin, sizindi Benim ozlediğim o eski evin degildi gittiğin
O eski ev Oturup, zamanın o yağmursuz, o parca parca yuzune bakarak, gunesin butun gun sadece yalayıp gectiği los pencerelerinde dalgınlığımızı biriktirdiğimiz o ev
Susardık bazen Ansızın, hesapsızca, belki de yorgun duşerek Akıldışı bir hızla devinen imgelerin ortasında, bir cığ gibi omrumuze yığılan anılardan birini secip, dondurarak Hayat, cok eskilerden gelen sonsuz bir rituel gibi, bir gelenek gibi tekrar ederdi etrafımızda, umurumuzda olmadan
Elin caya uzanırdı
Tenim dudaklarını ozlerdi
Bir sozum şiirin olurdu Demlenirdik
Gomuldukce duşlerin o buyulu uykusuna, aşkımın kalbimdeki ilahi melodisi calınırdı kulaklarına birden Nasıl da urkerdin Karanlıktan korkan bir cocugun teselli ışlığı gibi bolerdi sesin suskunluğumuzu
Ruhlarımızın biryerlerde buluştuğuna, duşlerimizin biryerde kesistiğine inanmak istediğim bu hayattan calıntı anları, beni bunun aksine inandırmaya calışan bir sesle ve ilk once hep sen bolerdin
İşte boyle anlarda yuzu daha da netleşirdi dunyaya gozlerinden bakan o yaralı cocukluğunun
İste ben en cok seni icimden doğru sevdigim boyle anları severdim
Hayatın icinde seni barındırdığı her karesinde uzun uzun soluklar alarak, o gunluk, o sıradan ayrıntılarını alabildiğince buyutup, icinde kaybolarak severdim seni Odanın icinde, varlığına yıllardır aşına olduğun bir eşya gibi sessizce kaybolarak seni izlemek ve başının uzerinden sonsuzluğa akıp giden duı bulutlarında şekillenen her sozu, yureğimde senin icin buyuttuğum şiire mısra yapıp eklemekti seni sevmek
Sevmek hayatına tanıklık etmekti benim icin
Sabahları evden cıkmadan once, uykundaki o en masum halini opucuklere boğarken gitmediye sayiklayan sesine kıyamayıp, patrona binbir yalanlar uydurarak sık sık işe gitmemekti seni sevmek
Sana kahvaltı hazırlamaktı Ozenle hazırladığım sofraya iştahla oturup, Sen var ya, bir meleksin, neden seninle evlenmiyorum ki ben Senden daha iyisini mi bulacağımdiyen muzip sozlerine sevinmek, belki de cocukca inanmaktı İnce ince kıyılmış, tabağa motif gibi islenerek dizilmiş ve hep sevdiğin gibi uzerinde zeytinyagı ve limon gezdirilmiş domateslere, yaptığım mezelere duyduğun minnete saşırmaktı
Hayatına eklemekten cılgınca zevk aldığım o sefkatli inceliklere duyduğun minnete
Seni sevmek, bundan yıllar once, seni bir idol gibi icimde buyutup, hayranlığımın yavaş yavaş aşka donuşunu urkekce gizleyerek kaleme aldığım mektuplarıma, aynı incelikle, aynı ozlemle, aynı hayranlıkla verdiğin cevaplarına inanmamaktı Tum ısrarlarına rağmen, bu essiz buyuyu bozmaktan cekinip, aylarca seni bir kez bile aramamaktı Sonra ansızın yollara duşup, cocukluğumda kalbimde filizlenen sevdası senin aşkınla yeşeren bu kentin sokaklarında izini surmek, kendi sozlerinle bu inceliğin ve bu derin anlayışın yuzunu, yani o merak ettiğin yuzumu, gozlerine taşımaktı Buluştuğumuz cafede, ayların gunlerin telaşı ve susuzluğuyla, anlattığın seylerin hicbirini algılamadan, sadece hayranlıkla seni, o hepimiz gibiliğini seyrederken, masanın altından bir turlu cıkartamadığın o telaşlı, o cocuk ellerinde kendini eleveren heyecanına inanamamaktı
Seni sevmek, o gece rakı ictiğimiz kohne meyhaneden cıkıp yuruduğumuz sokaklarda, Nisan ayında bir mucize gibi gokyuzunde dans eden kar tanelerinin Tanrı'nın bu aşk icin gonderdiği bir işaret olduğuna inanmaktı
Seni sevmek kadınlığımı, bedenimi ve hazzı ilk defa seninle kesfetmekti 17 yıldır sanki sadece senin icin sakladığım bedenimi, en ufak bir tereddut duymadan ve beklentisiz bir sarhoslukla sana sunmaktı Her dokunusunda kutsal bir ayının o sıcak ve tatlı sarabını yudum yudum icer gibi
Seni sevmek, aşkın uğruna, ama senden izinsiz, başka bir kentteki hayatımı sıfırlayıp, yaşadığın kente, yaşadığın gogun altına, ıslandığın yağmurların altına gelip yerleşmekti Senden başka, bu koca kentte bir başınalık ve kimsesizlikti seni sevmek Sokaklarda tek bir tanıdık simaya rastlamamaya alışmaktı guclukle Hucrelerimle beraber coğalan aşkını ozgurce ve sınırsızca yaşamak icin ailemin sefkatli ve anlayışlı kollarından sıyrılıp kanatlanmak, yıllanmış can dostların sevgisini cok uzaklarda bırakmaktı
Seni sevmek, yalnızlığın soğuk kollarından biraz olsun sıyrılıp, nefes alabilmek icin geceleri saatlerce tek başıma Beyoğlu'nun karanlık sokaklarında kalabalığın soluğuyla ısınmaya calışmaktı Hic tanımadığım insanların yuzunde senin yuzunu aramak, onların kaybetmiş, umutsuz hayatlarında yaralı gecmisinin ve cocuksu duşlerinin izlerini surmekti
Seni sevmek, bu kentin tozlu, soluk ışıkları ruhumu ısırırken, aynı gecenin yıldızları altinda seni deliler gibi ozlemekti O geceyi de kollarında gecirebilmeye seni ikna edebilmek icin saatlerce sokaklarda dolasıp, barlarda, kahvelerde oturup eve donuşunu beklemekti Bazen bu bekleyişlerin sonu, yorgun duşmuş bedenimi suruklediğim evimde, o gece bir baska kadının yanında uyumana ağlamak olurdu sabaha kadar Ertesi gun bir sizofren gibi, hicbir sey olmamış gibi tekrar seni sevmeye koyulurdum Saşırırdın
Cunku, seni sevmek direnmekti sevgili Gucsuz olanı acımasızca yokeden bu kentin hoyratlığına ve senin icin artık inanmaktan coktan vazgectiğin, yaşadığın hayalkırıklıklarıyla cok uzun zamandır kaybettiğin o aşk duygusunun gercekliğinin canlı ispatı olmaya direnmekti Kalbine inancla aşk tohumları ekmekti seni sevmek Sevmek o yitirdiğin aşk şarkısı adına sana umut vermekti
Seni sevmek, ait olduğun gokyuzunde seni ozgur bırakmaktı Koparmamaktı kanatlarını Ruhunun ve kaleminin tek başın kaynağından, başka sevgilerin şiirine eklediği mısralardan kışkanclıkla seni mahrum etmeye yeltenmemekti
Sevmek, ruhumun tek sahibi olan seni sahiplenmemeye kanaya kanaya razı olmaktı Cocuksu bir saflıkla tek vazgecemeyeceğinin ben olduğuma kendimi inandırarak, hayatına boyun eğmekti
Seni sevmek, bir babayı, bir canyoldaşını hayatının sonuna kadar yanında olduğunu bildiğin guvenilir bir dostu, ilgiye ve şefkate doymayan caresiz bir kucuk cocuğu, ama en cok da tutkulu, kışkanc ve yureği sonsuz maviliklere akan bir deli aşığı sevmek gibiydi Birgun ansızın, telefonda duyduğun bir sese, ya da yeni tanıştığın bir kadına aşık olduğunu, sanki tepkimi olcmek ya da seni nasil kışkandığımı gormek isteyen abartılı bir heyecanla soylediğinde, telaşa kapılmamak, bunun gelip gecici bir duygu olduguna ve asla benden vazgecemeyecegine inanmaktı Yine de icimdeki o kacınılmaz endişe ister istemez sarardı yuzumu Sesim soluğum kesilirdi birden İşte, oyle anlarda beni sımsıkı sarıp, tutkulu bir sevişmenin ilk opucuklerini dudağıma kondururken, Sen kucucuk bir kızsın, biliyor musundiyen şefkatli sesini severdim en cok Ve aslında ben dahil, hic kimseye aşık olamayacağını duşunur, huzunlenirdim
Ruyalarımın gul kokusu
Sonra birgun aşka acıldı yureğinin surguleri
Sonra birgun şiirlerin başka bir aşkın kokusuna burundu
Yıkıldı tabuların Kırıldı zincirlerin Uzağıma duştun
Bu defa farklıydı, hissetmiştim Yalnız bedenini değil, ruhunu da paylaşmaya başlamıştın bir baska kadınla
Sonra sevmek yavaş yavaş kayışını izlemek oldu avuclarımdan Seni sevmek, sen sabaha karşı uyuduğumu sanarak yanımdan kalkıp bir başka yurekle telefonda ozlem giderirken, icimde kopan fırtınaları susturmaya calışmak oldu sessizce
Habersizce kapını caldığım o gun, kapında kalıp, iceri girememek oldu
O gune kadar hic olmazsa bana karşı durust olmanla, yaşadıklarını benden gizlememenle, yalan soylememenle avunuyordum Ama bir başkasını incitmemek, uzmemek icin ondan gercekleri gizlediğini, yalanlarla da olsa onu koruduğunu farkedince bu avuntu da terketti beni Yalanlarını bile kıskanır oldum
Neden durust olmak icin beni secmistin sanki Gerceğin acımasız zindanlarında neden beni kilitli bırakmıştın
Ne cok duşundum bu soruların cevaplarını Ne cok sorğuladım kendimi, nerde hata yaptığımı, neyi eksik bıraktığımı
Kadınca oyunlardan haberim olmadı hicbir zaman Sectiğin yaşam biciminden koparmak, seni soluksuz bırakmak demekti benim icin Hatam seni bir mulk gibi sahiplenmemek miydi? Acaba istediğin bu muydu? Seni yanlış mı tanımıştım? Bana hep, ne kadar asil bir yureğim olduğunu soyler dururdun İsyanım, kalbimin ezilmiş parcalarının ustunu ortup, sessizce cekip kapını cıkmak olurdu en fazla
Yalnız kalmak istediğini daha sen soylemeden yuzundeki bulutlardan hisseder, cikip giderdim Ozur diler gibi bir sesle, onun geleceğini soylediğinde, sessizce cıkıp giderdim Karşında ben otururken, onunla saatlerce telefonda konuştuğunda cıkıp giderdim Hep giderdim
Bu onurlu tavrımdı belki de ezen yureğini Vazgecemediğin tek yanım buydu belki
Sonra, sevmek yaralı kadınlığımı başka yureklerle avutma yanılgısına kapılmak oldu Buna hakkım olduğunu soyleyip dursan da, biliyorum, aslında icten ice hic affetmedin beni Sen coktan parcalanmıştın zaten Benim de yureğimi bolduğumu duşunmek sana bile ağır geldi Oysa ben, seni degil, kendimi cezalandırıyordum başka bedenlerde Ruhumu kemiren bu deli aşkı cezalandırıyordum Bunu anlamadın mı sevgili?
Sevmek seni değil cocukluğumu, duşlerimi, kendimi aldatmak olmuştu artık Bana bağlanan masum aşkları seninle aldatmak olmuştu Kimseye veremedim yureğimi Ne zaman baksalar icime, yureğimin kırık aynasında kendilerinin değil, senin yuzunun aksini gorduler hep Sessizce cekip gittiler Farketmedim bile gittiklerini
Gittin
Seni sevmek, bensiz akıp giden hayatına bir yabancı gibi uzaktan bakmak oldu coktandır O cocuk ellerinin, bir başkasının saclarında gezindiğini, aniden ozlemle sarılıp bir başka yuzu opucuklere bogduğunu, sabahları uykunda bir başka kadına sarılıp bir başka yuzu opucuklere bogduğunu, sabahları uykunda bir başka kadına gitmediye sayıkladığını duşunmek oldu, seni sevmek Geceleri, kokuna hasret yatagımda ter icinde uyanmak, kendimin bile affedemediği bir bencillikle, kalbindeki tek aşkın benimki olması icin gozyaşları icinde Tanrı'ya yalvarmak oldu
Seni yaşak bir aşk gibi gozlerden uzakta, rutubetli duvarlar arasında yaşamak oldu, sevmek Beni hayatından dışladığın icin ofke nobetlerine kapılıp, bana bile yabancı gelen, hic tanımadığım bir sesle sana bağırmak, haykırmak, ağlamak, sonra pişmanlıkla affedip tutkuyla sana tekrar sarılmak oldu
Yabanı bir ot gibi ruhumu sarıp sarmalayan ofke ve kışkanclık duygularıyla benliğimden uzaklaşmayı kendime yakıştırmamak, sıkışıp kaldığım bu karanlık dehlizde, kendi kalbimde, yalnızlığımda, sensizliğimde, kendi aşkımla delirmek oldu artık seni sevmek
Şimdi, bu acıya bir son vermesi, kendisini terketmesi, sonsuzluğa bırakıp gitmesi icin birbirine yalvaran iki yureğiz artık Ayazda İki Yurekgibiyiz
Sen benim sizofren aşkımsın Bense senin kanayan vicdanınım
Affet beni sevgilim Verdiğim sozleri tutamadım
Cezmi Ersoz