iltasyazilim
FD Üye
Gerçekten de bizim temel kültürümüzün içinde özel ve güzel bir sofra kültürümüz vardır Bu kültür unutulmamalı, hatta yemek yiyip su içtiğimiz müddetçe bu kültür hayatımızda yaşamalı, yokmuş gibi bir ihmal ve ilgisizliğe de maruz kalmamalıdır Böyle bir anlayış içinde baktığımızda görüyoruz ki, insanın yiyecek kadar iştiha duyması, bu iştihasını karşılayacak kadar da sofrasında nimet bulması her şeyden önce Allah’ın büyük bir lütuf ve ikramıdır Çünkü yiyeceği var, ama iştihası yok İştihası var, fakat bu defa da yiyeceği yok nice kimseler vardır bu âlemde Öyle ise inanmış insanlar sofraya her oturuşta bu lütfu hatırlamalı, bu nimeti düşünmelidir Yani yemek boyunca “zikir, fikir ve şükür içinde olmalıdır Sofrada böylesine bir zikir, fikir ve şükür içinde olunabilir mi? Alimlerimiz olunabileceğini şöyle anlatıyorlar Diyorlar ki:
Yemeğe “Bismillah diyerek başlamak zikirdir Bu iştihayı verip, bu yiyeceği nasip eden Yaratan’ı düşünmek ‘fikir’dir Yemek sonunda “Elhamdülillah diyerek kalkmak ise şükürdür
Sofraya böyle zikirle başlayan, fikirle devam eden, şükürle de kalkan kimse, sofra kültürünü yaşayan ve de yaşatan kimsedir
Böyle kimseler sofrasında bereket, kalbinde de hep mutluluk ve huzur hissederler
Alimlerimiz sofra kültürümüzü anlatırken bazı sünnet ölçülerine de dikkat çekiyor ve diyorlar ki:
Sofraya zikirle oturup, fikirle devam ederken şükürle kalkan kimseye layık olan, midesini aşırı yemekle doldurmamak, tıka basa yememek İhtiyaçtan fazla yemeye alışmak hem sünnete aykırı hem de sıhhate
Hem tıp hem de dini ilimlerde ihtisas yapmış bir alime sormuşlar:
Kur’anı Kerim’de insan sağlığı ile ilgili bir ayet buldunuz mu? diye Şöyle cevap vermiş:
Kur’anı Kerim’de insan sağlığı ile ilgili çok ayet vardır En başta geleni ise şu ayettir:
Yiyiniz, içiniz ama çok yiyerek israf etmeyiniz Allah israf edenleri sevmez!
Alim şöyle devam etmiş sözlerine:
Anlaşılıyor ki, helalinden yiyip içmek serbesttir Ama çok yemek serbest değil, en azından mekruhtur! Çünkü çok yemekte israf vardır Allah ise israf edenleri sevmez!
Nitekim bu ayeti tefsir eden en eski tıp adamı meşhur İbni Sina da şu açıklamayı yapmıştır:
Yediğinizde israf yapmayın, az yiyin Yemekten sonra dörtbeş saat bekleyin Üst üste yiyip de mideyi yormayın! Şifa hazımdadır
Aslında yemek konusunda en nihai ölçüyü Efendimiz (sas) Hazretleri vermiştir:
Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, kalan üçte birini de rahat nefes almaya ayırın!
İşte size sünnete uygun şekilde sofraya oturma ve sofradan kalkma kültürümüz
Yani sofraya iştiha ile oturmalı, yine iştiha varken kalkmalı, midede suya, nefes almaya her zaman yer bırakmalıdır
Sahabeden Semüre bin Cündeb’in oğlu yemekten sonra kusmuştu Çok yedikten sonra kusmayı hayra alamet saymayan baba Semüre şöyle dedi:
Şayet bu kusmadan dolayı ölmüş olsaydın, cenaze namazını kılmakta tereddüt ederdim!
Demek ki, çok yemekten dolayı ölen insanı, namazı kılınamayacak derecede günahkar kimse gibi görüyordu sahabeler
Hazreti Ömer Efendimiz (ra)’in ikazı da düşündürücüdür Şöyle diyordu meşhur sözünde:
Nefsin arzu ettiği her şeyi yemek israftandır Allah ise israf edenleri sevmez!
Şunu da ilave ediyordu sözüne:
Unutmayınız ki yediğiniz helal ise hesabı, haramsa azabı vardır! Demek ki insan, iradesine sahip olmalı, aklına gelen her şeyi alıp yeme alışkanlığı gibi bir irade zaafına düşmemeli, hem sıhhatini, hem parasını, hem de sofra kültürünü korumasını bilmelidir!
Helal kazanç kolay harcanmaz
Helal kazanç kolayca harcanamaz, birtakım gereksiz şeyler ihtiyaç olarak görülüp de müsrifçe para kullanma sorumsuzluğuna yönelinemez Bilhassa böyle günlerde Çünkü helal kazanç çok zor elde ediliyor Asla kolayca ele geçirilemiyor Elbette zor elde edilen şeyler zor harcanacak, elden çıkarılırken defalarca düşünülüp tartılarak sarf edilecektir
Bu sebeple, hayatlarını helal rızıkla tamamlamak hedefinde olanlar, haram lokma yemekten, yılandan, akrepten korkar gibi korkanlar, israftan da korkacaklar, ihtiyaç olmayan gereksiz şeyleri ihtiyaç gibi görerek lüzumsuz şeylere para sarf etmekten çekineceklerdir
Bu çok makul ve meşru bir titizliktir Cimrilik sanılmamalıdır
Hatta, yemeklerde bile şöyle bir düşünüp taşınma gereği duyarak, görenek belasıyla alışılan yemek çeşitlerinden de bir ölçüde kaçınacak, sünnet olan, en az çeşitte karar kılmaya gayret göstereceklerdir
Yemeklerinde hep bol çeşide alışan, bu yüzden kazancından da hep şikâyette bulunan bir obur adama, Geylani Hazretleri şöyle ikazda bulunmuştur:
Sizi çok yemek öldürdü, bizi de az yemek diriltti!
Evet, israflı sofralarda midesini tıka basa dolduran kimsede manevi konulara karşı bir ölü ilgisizlik ve duyarsızlığı başlar Onun bütün meselesi bitmek bilmeyen israflı ihtiyaçlarıdır Bunu da helal kazançla temin edemediğinden felsefe değişir, malum şu tekerleme de gelişir:
Ver Allah’ım ver, kulun haram helal demez yer!
Böyle bir sonuç, sünnetten uzaklaşıp israfa dalmakla, ihtiyaç olmayan şeyleri ihtiyaç sanıp bol harcamakla meydana gelir Bilmem yanılıyor muyum? İsterseniz bir de siz deneyin israfsız iktisatlı hayatı
* Mevlana’dan öğütler
Ekmeğin zevkini, ancak aç kimse bilir; tok olan, o zevki, hiç bilmez! Ekmekçi dükkanındaki ekmeklerden dükkanın ne haberi vardır?
Ekmekçi aç olsaydı, ekmeği hiç satmazdı; seher rüzgârı gülün kıymetini bilseydi, onu saçıp dökmezdi!
***
||||| TARİFLER ||||||||||
Bayat ekmek pizzası
Bayat ekmekler dilimlenip küp küp kesilir Margarin ile yağlanmış ve un serpiştirilmiş fırın tepsisine yayılır 4 yumurta çırpılır; içine 2 su bardağı süt, 1 paket kabartma tozu, yarım çay bardağı sıvı yağ katılır Karışım tekrar çırpılıp ekmeklerin üzerine dökülür Bayat ekmek pizzası bu durumda buzdolabında bir gün bekletilebileceği gibi hemen de pişirilebilir Fırına verilmeden önce, üzerine dilimlenmiş sucuk, salam veya sosis yerleştirilir Domates, biber dilimleri de yerleştirilebilir Bunların üzerine de kaşar rendesi serpiştirilir
***
Ekmek tatlısı
Malzeme: 2 adet ekmek, 6 adet yumurta, 1 fincan süt, bir tavalık ayçiçeği yağı, 2 kilo şeker
Yapılışı: Ekmeklerin dış kabukları bıçakla sıyrılır, daha sonra düzgün bir şekilde doğranır, dilimlenir Yumurtalar bir kaba kırılır, süt ile çırpılır, sıvı yağda sütlü yumurtalı karışıma dilimlenen ekmekler bandırılarak tavada kızartılır Kızartılan ekmekler bir peçete üzerine çıkarılarak çektiği yağdan arındırılır 2 kilo şekerden yapılan şerbetle kızaran ekmekler bir tepside altüst yapılarak 15 dakika kaynatılır Soğuduktan sonra kaymak ile servis edilir
***
Kalacuş
Bayat ekmek, küpler halinde kesilerek derin bir kaba konulur Kıyılmış soğan, tavada kızdırılmış margarin ile pembeleşinceye kadar kavrulur Çalkalanarak ayran kıvamına getirilen yoğurt ve su, yağ ve soğanın bulunduğu tavaya eklenir Birkaç dakika kaynatıldıktan sonra, oluşan karışım derin kapta bulunan doğranmış bayat ekmeklerin üzerine dökülür Kabın kapağı kapatılır Bir süre ateşin üzerinde tutulduktan sonra hemen sofraya getirilir
***
Ekmek oğması
Bayat ekmeklerin içi istenirse, kabuğu ile birlikte ufalanır; bir kapta eritilen tereyağına dökülerek kavrulur Sonra üzerine bir yumurta kırılıp ekmek ufakları ile alt üst edilir Ardından 1 bardak süt dökülüp yeniden karıştırılır Çok hafif ateşte süt çekilinceye kadar bekletilir Süt çekilince ateşten alınır; üzerine bir bez konularak demlendirilir Ilıyınca yenilir
***
Muhammara
Malzeme: 2 adet ekmek, 50 gr ceviz içi, 2 adet iri boy kuru soğan, 2 diş sarımsak, 1 bağ maydanoz, 250 gr beyaz peynir, 50 gr pul biber, 50 gr sıvı yağ, 1 yemek kaşığı tuz, 100 gr domates salçası
Yapılışı: 2 adet ekmek içi suyla ıslatılır ve suyu sıkılır Bir karıştırma kabına alınır 50 gr ceviz içi çekilir İki adet kuru soğan, sarımsaklar ve maydanoz çok ince şekilde çekilir İçine rende beyaz peynir, pul biber, tuz, sıvıyağ, salça konulur ve hepsi karıştırılır Hazırlanan karışım kanepe şeklinde dilimlenmiş ekmekler üzerine sürülerek servis yapılır
AHMED ŞAHİN
Yemeğe “Bismillah diyerek başlamak zikirdir Bu iştihayı verip, bu yiyeceği nasip eden Yaratan’ı düşünmek ‘fikir’dir Yemek sonunda “Elhamdülillah diyerek kalkmak ise şükürdür
Sofraya böyle zikirle başlayan, fikirle devam eden, şükürle de kalkan kimse, sofra kültürünü yaşayan ve de yaşatan kimsedir
Böyle kimseler sofrasında bereket, kalbinde de hep mutluluk ve huzur hissederler
Alimlerimiz sofra kültürümüzü anlatırken bazı sünnet ölçülerine de dikkat çekiyor ve diyorlar ki:
Sofraya zikirle oturup, fikirle devam ederken şükürle kalkan kimseye layık olan, midesini aşırı yemekle doldurmamak, tıka basa yememek İhtiyaçtan fazla yemeye alışmak hem sünnete aykırı hem de sıhhate
Hem tıp hem de dini ilimlerde ihtisas yapmış bir alime sormuşlar:
Kur’anı Kerim’de insan sağlığı ile ilgili bir ayet buldunuz mu? diye Şöyle cevap vermiş:
Kur’anı Kerim’de insan sağlığı ile ilgili çok ayet vardır En başta geleni ise şu ayettir:
Yiyiniz, içiniz ama çok yiyerek israf etmeyiniz Allah israf edenleri sevmez!
Alim şöyle devam etmiş sözlerine:
Anlaşılıyor ki, helalinden yiyip içmek serbesttir Ama çok yemek serbest değil, en azından mekruhtur! Çünkü çok yemekte israf vardır Allah ise israf edenleri sevmez!
Nitekim bu ayeti tefsir eden en eski tıp adamı meşhur İbni Sina da şu açıklamayı yapmıştır:
Yediğinizde israf yapmayın, az yiyin Yemekten sonra dörtbeş saat bekleyin Üst üste yiyip de mideyi yormayın! Şifa hazımdadır
Aslında yemek konusunda en nihai ölçüyü Efendimiz (sas) Hazretleri vermiştir:
Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, kalan üçte birini de rahat nefes almaya ayırın!
İşte size sünnete uygun şekilde sofraya oturma ve sofradan kalkma kültürümüz
Yani sofraya iştiha ile oturmalı, yine iştiha varken kalkmalı, midede suya, nefes almaya her zaman yer bırakmalıdır
Sahabeden Semüre bin Cündeb’in oğlu yemekten sonra kusmuştu Çok yedikten sonra kusmayı hayra alamet saymayan baba Semüre şöyle dedi:
Şayet bu kusmadan dolayı ölmüş olsaydın, cenaze namazını kılmakta tereddüt ederdim!
Demek ki, çok yemekten dolayı ölen insanı, namazı kılınamayacak derecede günahkar kimse gibi görüyordu sahabeler
Hazreti Ömer Efendimiz (ra)’in ikazı da düşündürücüdür Şöyle diyordu meşhur sözünde:
Nefsin arzu ettiği her şeyi yemek israftandır Allah ise israf edenleri sevmez!
Şunu da ilave ediyordu sözüne:
Unutmayınız ki yediğiniz helal ise hesabı, haramsa azabı vardır! Demek ki insan, iradesine sahip olmalı, aklına gelen her şeyi alıp yeme alışkanlığı gibi bir irade zaafına düşmemeli, hem sıhhatini, hem parasını, hem de sofra kültürünü korumasını bilmelidir!
Helal kazanç kolay harcanmaz
Helal kazanç kolayca harcanamaz, birtakım gereksiz şeyler ihtiyaç olarak görülüp de müsrifçe para kullanma sorumsuzluğuna yönelinemez Bilhassa böyle günlerde Çünkü helal kazanç çok zor elde ediliyor Asla kolayca ele geçirilemiyor Elbette zor elde edilen şeyler zor harcanacak, elden çıkarılırken defalarca düşünülüp tartılarak sarf edilecektir
Bu sebeple, hayatlarını helal rızıkla tamamlamak hedefinde olanlar, haram lokma yemekten, yılandan, akrepten korkar gibi korkanlar, israftan da korkacaklar, ihtiyaç olmayan gereksiz şeyleri ihtiyaç gibi görerek lüzumsuz şeylere para sarf etmekten çekineceklerdir
Bu çok makul ve meşru bir titizliktir Cimrilik sanılmamalıdır
Hatta, yemeklerde bile şöyle bir düşünüp taşınma gereği duyarak, görenek belasıyla alışılan yemek çeşitlerinden de bir ölçüde kaçınacak, sünnet olan, en az çeşitte karar kılmaya gayret göstereceklerdir
Yemeklerinde hep bol çeşide alışan, bu yüzden kazancından da hep şikâyette bulunan bir obur adama, Geylani Hazretleri şöyle ikazda bulunmuştur:
Sizi çok yemek öldürdü, bizi de az yemek diriltti!
Evet, israflı sofralarda midesini tıka basa dolduran kimsede manevi konulara karşı bir ölü ilgisizlik ve duyarsızlığı başlar Onun bütün meselesi bitmek bilmeyen israflı ihtiyaçlarıdır Bunu da helal kazançla temin edemediğinden felsefe değişir, malum şu tekerleme de gelişir:
Ver Allah’ım ver, kulun haram helal demez yer!
Böyle bir sonuç, sünnetten uzaklaşıp israfa dalmakla, ihtiyaç olmayan şeyleri ihtiyaç sanıp bol harcamakla meydana gelir Bilmem yanılıyor muyum? İsterseniz bir de siz deneyin israfsız iktisatlı hayatı
* Mevlana’dan öğütler
Ekmeğin zevkini, ancak aç kimse bilir; tok olan, o zevki, hiç bilmez! Ekmekçi dükkanındaki ekmeklerden dükkanın ne haberi vardır?
Ekmekçi aç olsaydı, ekmeği hiç satmazdı; seher rüzgârı gülün kıymetini bilseydi, onu saçıp dökmezdi!
***
||||| TARİFLER ||||||||||
Bayat ekmek pizzası
Bayat ekmekler dilimlenip küp küp kesilir Margarin ile yağlanmış ve un serpiştirilmiş fırın tepsisine yayılır 4 yumurta çırpılır; içine 2 su bardağı süt, 1 paket kabartma tozu, yarım çay bardağı sıvı yağ katılır Karışım tekrar çırpılıp ekmeklerin üzerine dökülür Bayat ekmek pizzası bu durumda buzdolabında bir gün bekletilebileceği gibi hemen de pişirilebilir Fırına verilmeden önce, üzerine dilimlenmiş sucuk, salam veya sosis yerleştirilir Domates, biber dilimleri de yerleştirilebilir Bunların üzerine de kaşar rendesi serpiştirilir
***
Ekmek tatlısı
Malzeme: 2 adet ekmek, 6 adet yumurta, 1 fincan süt, bir tavalık ayçiçeği yağı, 2 kilo şeker
Yapılışı: Ekmeklerin dış kabukları bıçakla sıyrılır, daha sonra düzgün bir şekilde doğranır, dilimlenir Yumurtalar bir kaba kırılır, süt ile çırpılır, sıvı yağda sütlü yumurtalı karışıma dilimlenen ekmekler bandırılarak tavada kızartılır Kızartılan ekmekler bir peçete üzerine çıkarılarak çektiği yağdan arındırılır 2 kilo şekerden yapılan şerbetle kızaran ekmekler bir tepside altüst yapılarak 15 dakika kaynatılır Soğuduktan sonra kaymak ile servis edilir
***
Kalacuş
Bayat ekmek, küpler halinde kesilerek derin bir kaba konulur Kıyılmış soğan, tavada kızdırılmış margarin ile pembeleşinceye kadar kavrulur Çalkalanarak ayran kıvamına getirilen yoğurt ve su, yağ ve soğanın bulunduğu tavaya eklenir Birkaç dakika kaynatıldıktan sonra, oluşan karışım derin kapta bulunan doğranmış bayat ekmeklerin üzerine dökülür Kabın kapağı kapatılır Bir süre ateşin üzerinde tutulduktan sonra hemen sofraya getirilir
***
Ekmek oğması
Bayat ekmeklerin içi istenirse, kabuğu ile birlikte ufalanır; bir kapta eritilen tereyağına dökülerek kavrulur Sonra üzerine bir yumurta kırılıp ekmek ufakları ile alt üst edilir Ardından 1 bardak süt dökülüp yeniden karıştırılır Çok hafif ateşte süt çekilinceye kadar bekletilir Süt çekilince ateşten alınır; üzerine bir bez konularak demlendirilir Ilıyınca yenilir
***
Muhammara
Malzeme: 2 adet ekmek, 50 gr ceviz içi, 2 adet iri boy kuru soğan, 2 diş sarımsak, 1 bağ maydanoz, 250 gr beyaz peynir, 50 gr pul biber, 50 gr sıvı yağ, 1 yemek kaşığı tuz, 100 gr domates salçası
Yapılışı: 2 adet ekmek içi suyla ıslatılır ve suyu sıkılır Bir karıştırma kabına alınır 50 gr ceviz içi çekilir İki adet kuru soğan, sarımsaklar ve maydanoz çok ince şekilde çekilir İçine rende beyaz peynir, pul biber, tuz, sıvıyağ, salça konulur ve hepsi karıştırılır Hazırlanan karışım kanepe şeklinde dilimlenmiş ekmekler üzerine sürülerek servis yapılır
AHMED ŞAHİN