Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Solunum Sistemi - Solunum Sisteminin Amacı Nedir?

Solunum Sistemi - Solunum Sisteminin Amacı Nedir?
0
520

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
solunum sistemi
solunum sisteminin amacı
solunum yolları
soluk alma ,soluk verme



Solunumda gâye, canlının sürekli oksijen alması ve karbondioksit vermesidir Bâzıtek hücre canlılar ( anaerobik bakteriler ve bazıparazitler) dışındaki bütünbitki vehayvanlar yaşamak için oksijene muhtaçtırlar Oksijen canlılarda farklı yollardan tedarik edilmektedir Canlıda teşekkül eden karbondioksitin fazlası da bu yollardan uzaklaştırılır Canlı hücreyle bulunduğu etraf arasında gaz alışverişi (oksijen ve karbondioksit), her zaman gazların hücre zarından içeri veya dışarı geçişiyle olur Tek hücreliler dış ortamla doğrudan doğruya bağlantı halinde olduklarından, oksijen alma ve karbondioksit verme kolaylıkla yapılır, dolayısıyle özel bir solunum cihazına ihtiyaçları yoktur

Suda yaşayan fazla hücre lakin yapısı basit olan bâzı basit yapılı hayvanlarda, (deniz anasında) özel bir solunum sistemi yoktur Zîrâ bu hayvanlarda vücudun iç hücreleri dahi oksijen içeren ortamdan, yâni sudan uzakta değillerdir

Bâzı hayvanlarda oksijen cilt yoluyla kılcal damarlara geçerKurbağalarda olduğu gibi, öteki çok hücrelilerde ceset kitlesi arttıkça, vücûdun iç tarafında yer alan hücrelerin solunumu bir problem meydana getirmiştir Bu Nedenle oksijeni vücûdun her hücresine götürecek ve karbondioksiti buradan uzaklaştıracak özel solunum sistemleri vardır

Biyoloji Ile Ilgili yapısı üstün olan canlılarda, yâni ırk ve memeli hayvanlarda solunum, dış solunum ve iç solunum elde etmek üzere ikiye ayrılır Dış solunum deyince, dış etraf ile akciğer kılcal damarlarının kanı arasındaki gaz alışverişi ve iç solunum deyince, vücuttaki öteki kılcal damarların kanı ile dokular arasındaki gaz alışverişi ve aynı zamanda gözenekli olan içindeki oksidasyon olayları anlaşılması mümkün Gerek iç, gerekse dış solunumda oksijen alınır, karbondioksit verilir Solunum sistemi, dış solunumu yürüten sistemdir, yâni bedenin dış ortamla gaz alışverişini temin etmek ve düzenlemekle yükümlüdür Görevini dolaşım sistemi ve kanla birlikte meydana getirir

Solunum sistemi; havayı dış atmosferden gaz alışverişinin yapıldığı yüzeye ileten solunum yolları, göğüs boşluğu içindeki bu yolların bir kısmıyla berâber, gaz alışverişiyle ilgili birçok hava keselerinden yapılmış akciğerler ve bu organların işlemesini ve düzenlenmesini sağlayan plevra, solunum kasları ve sinirlerden ibârettir

Solunum yolları; burun boşluğu, yutak (farinks), gırtlak (larinks), başlıca nefes borusu (trakea), bronşlar ve bronşcuklardır

Solunum sistemi, burun boşluğu ile başlar, burun boşluğu fazla damarlı mukoz zarla örtülüdür ve duvarında konka adı bahşedilen bir takım çıkıntılar vardır Burun boşluğunda konkaya çarparak geçen havanın ısısı, beden ısısına getirilir ve kuru ise nemlendirilir Hava solgun alma esnâsında burun boşluğundan geçerken, içinde yer alan tanıdık olmayan cisimlerden de temizlenir Bu temizleme işlemi şu mekanizma ile olur Hava konkalara çarpınca yön değiştirir, bu sefer harekete sürekli hava burun boşluğunun duvarına çarpar ve mukoz akışkan içinde tutulurlar Solunum havasının tanıdık olmayan cisimlerden temizlenmesi işinde mekanizma o kadar etkilidir oysa, beş mikrondan daha kocaman cisimler akciğerlere dürüst geçirilmezler Şâyet burun boşluğunu geçebilen cisimler olursa, bunlar daha sonraki solunum yollarında tutulurlar Burundan sonra gırtlak gelir (Bkz Gırtlak)

Nefes Borusu (trakea), açıklığı arkaya bakan at nalı şeklinde yaklaşık 1620 kıkırdak halkasından yapılmıştır Kıkırdak halkalarının uçları birbirlerine kasla bağlıdırlar, kıkırdaklar arası takviye dokusu ile doludur Bu Nedenle nefes borusunun ön ve emrindeki duvarları katı yapılı, arka duvarı yumuşak gevşek yapılıdır, bu şekilde boşluğu sürekli açık tutulan bir tüptür Takriben 25 cm uzunluğundadır Kesit yüzeyi 2,5 cm2 olup, yanlama çapı önarkadaki çapından 14 oranında daha geniştir Solunum hareketleri esnasında, keza çapı keza uzunluğu değişir

Nefes borusunun boşluğu tüylü epitel ile örtülmüştür Burada bulunan bezlerin salgıları ve tüyler, burun boşluğunu geçebilen tozları ve diğer yabancı cisimleri tutarak akciğerlere girmesini önler Epitel tüyleri yönleri ağıza doğru elde etmek üzere, her zaman beraber koordineli bir şekilde ve dalgalar hâlinde hareket ederek, üstlerini kaplayan hava yollarının salgılarını ve içinde tutulmuş olan yabancı cisimleri ağıza içten iterler ve balgam biçiminde dışarı atılmasını sağlarlar

Nefes Borusu daha alçak ucunda 70 derecelik bir açı ile sağ ve sol belli başlı bronşlara ayrılır Sağ başlıca bronş nefes borusunun hemencecik devamı hâlindedir, nefes borusundan 25 derecelik bir açı yapar Sol belli başlı bronş ise 45 derecelik bir açı yapar Sağ asıl bronş 1,52 cm uzunlukta, 1216 mm genişlikte, sol esas bronş 5 cm uzunlukta, 1014 mm genişliktedir İki asıl bronşun toplam çapı nefes borusundan büyüktür Solunum yolları esas bronşların akciğerlere girip burada çoğu dallanmalarla gaz alışverişinin yapıldığı alveollere değin uzanır Akciğerler kanhava arası gaz alışverişlerinin yapıldığı organlardır (Bkz Akciğerler)

Akciğerlerde gaz alışverişinin meydana geldiği kısım alveol denilen hava torbacıklarıdır Dolayısiyle duvarlarını alveollerin meydana getirdiği, alveol keseleriyle birlikte duvarlarında alveollerin bulunduğu alveol kanalları ve solunumla ilgili bronşcuklar, gaz alışverişiyle görevlidirler Bu yapılardan önceki terminal bronşcuklara değin olan hava yolları ise alveolleri olmadığından, sâdece hava iletimiyle ilgilidirler, bunlara iletken hava yolları denir Terminal bronşcuktan sonradan gaz alışverişinin yapıldığı akciğer bölümüne solunumla ilgili birimler denir Her akciğer labülü 35 solunumla ilgili birimden yapılmıştır Solunum sırasında alınan havanın hepsi bu birimlere ulaşmaz, bir kısmı gaz alışverişi yapılmayan, yâni iletken hava yollarında kalır ama buna ölü avarelik havası denir

Alveollerin etrafı kılcal damarlar kadar kafes gibi sarılmıştır Kılcal damarlardaki kanla alveol içi hava boşluğu 0,5 mikron kalınlığında bir zarla ayrılmıştır Zarın bir yüzünde alveolün yassı epitel hücreleri, diğer yüzünde damara âit endotel hücreleri bulunur Bu çeper, havayla kan aralarında gaz alışverişinin yapıldığı yerdir Burada havadan kana oksijen; kandan havaya da metabolizmanın bundan böyle ürünü karbondioksit geçer Bu geçiş bir taraftan öteki tarafa diffüzyon yoluyla olur Geçişi yürüten zor ise iki taraf arasındaki, gaz çeşidi yönünden, aşırılık farkıdır Bu şekilde dokulardan gelen lekeli kan, akciğerlerde temizlenerek baştan dokulara gider

Alveol duvarlarında veya alveoller arasında 1015 mikron çapında kohr pencereleri adı verilen delikler vardır Bunlar alveoller arasında temas sağlarlar Bu Nedenle bronşların ya da bronşçukların tıkanması hâlinde, komşu segmentlerden veya lobüllerden havalanmak sûretiyle hava yolu tıkanan akciğer kısmının fonksiyonunun devâmı sağlanır Ancak bu pencereler iltihâbî olaylarda kapanabilir

Akciğerlere havanın girip çıkması, göğüs kafesiyle akciğerlerin birlikte büyüyen hareketleriyle gerçekleşir Bu hareketleri yürütücü kuvvet; göğüs kafesi kasları ve diyafrağmadır Kubbe şeklinde olan diyafrağma, solunumun başlıca kasıdır, solunum havasının % 60 ’ı diyafrağma hareketleriyle tedarik edilir Solgun alma esnâsında diyafrağmanın ve kaburgaların öne ve yukarı içten hareketini karşılayan göğüs kafesi kaslarının kasılmasıyla göğüs boşluğu genişletilir Bu genişlemeyi göğüs zarı aracılığıyla, göğüs kafesine yapışık olan akciğerler dingin olarak tâkip eder Bu durumda akciğer içindeki basınç, atmosfere kadar düşerek hacim artışı dek hava solunum yollarından akciğerlere akar Solgun verme (ekspirasyon) hareketinde göğüs boşluğu küçülür, akciğerlerin hacmi azaldığından, içindeki basınç dış ortamdakinin üzerine çıkarak hava dışarı atılır

Bayağı şartlarda, solgun verme pasif bir harekettir, yâni bir kasın yardımı olmadan meydana kazanç Bu dingin olarak eski hâlini alma, benzi atmış alma sırasında kasılan kaslarda ve çekilmeyle gerdirilen göğüs kafesi ve akciğerlerdeki esnek yapılarda ambar edilen potansiyel enerjiyle meydana gelir Ama zorlu solunum esnâsında, soluk verme de aktifleşir ve bu aktiflik göğüs kafesini daraltan kasların kasılmasıyla sağlanır Adi bir soluk vermeden sonra, bitik almaya geçilmediği sırada akciğerlerdeki hava ile atmosfer havasının basınçları birbirine denktir ama, bu sırada akciğerler ve göğüs kafesi istirahattedir

Yapılabildiği değin en kuvvetli benzi atmış vermeden sonra bile, akciğer içindeki hava tamâmen çıkarılamaz Bu çıkmayan hava alveolleri devamlı açık tutmaya hizmet ederek, esnek büzüşmeyle alveollerin kapanma eğilimini ortadan kaldırır Somurtkan takdirde kapanan alveoller, bir sonraki solgun almada açılmaya aleyhinde dayanıklılık göstererek solunumu zorlaştırırlardı Bu havaya “rezidüel hacim denir ve 1200 ml kadardır

Bir karın üstelik göğüs tipi solunum ayırt edilir Karın tipi solunumda, solunumla berâber karın hareketleri tâkip edilir Soluk alırken karın dışarı doğru çıkar, soluk verirken de içeri çekilir Göğüs tipi solunumda kaburgaların hareketi daha bârizdir İstirahat hâlinde insanın ve anında bütün hayvanların solunumu, karın tipi solunumdur Herhangi bir şekilde karın hareketleri önlenirse (gebelik, elbiseler, korseler) veya karında ağrı ve ağrı olursa göğüs tipi solunum meydana gelir

İnsanda istirahat hâlinde bayağı solunum ritmi dakikada 12 ’dir Bu ritimde sıradan 2 sâniyelik bitik alma dönemini, 3 sâniyelik solgun verme tâkip etmektedir İstirahat hâlinde, bir defâlık solunum hacmi 500 ml kadardır Bir dakikada akciğerlere giren ve meydana çıkan hava hacmiyse 1000 ml ’dir Bu değerler istirahat dışındaki çalışma, heyecan, takâtsizlik, hastalık gibi durumlarda değişirler Bu değişim solunumun dağıtılmış faktörlerle düzenlenmesiyle meydana kazanç Soluk alma ve verme işleminin ritmi, beyinde yer alan solunum merkezince düzenlenir Solunan hava değişikliklerinin derecesi de kasların kasılma durumuyla saptama edilir ancak, bunu da solunum merkezinden gönderilen uyaranların şiddeti düzenler Solunum merkezinin düzenlemesiyse, çevreden asap ve kandan kimyevî faktörlerden alınan (kandaki oksijenin ve karbondioksitin kısmî basınçları ve hidrojen iyon miktarı) haberlere tarafından olur Solunumun asap aracılığıyla kontrolü otomatik olup, birey şuuruyla ancak bir dereceye dek solunumunu kontrol edebilir İrâdeyle benzi atmış tutulması bir süre kâbildir ve sonunda otomatik yoklama faaliyete geçer Bunun sebebi kanda karbondioksit miktarının artması ve beyindeki solunum merkezinin bu artışa çok hassas olmasıdır *
 
858,470Konular
981,199Mesajlar
29,543Kullanıcılar
samuray72Son üye
Üst Alt