Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Solunum sistemi ve organları nedir?

Solunum sistemi ve organları nedir?

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Solunum sistemi ve organları nedir?

Solunum Sistemi

Tüm canlı hücreler yaşamlarını devam etmek için oksijene ihtiyaç duyarlar Solunum sistemi karoser hücrelerine zorunlu olan oksijeni sağlar ve karbondioksit atığını uzaklaştırır Bütün canlı hücreler yaşamlarını devam etmek için oksijene gereklilik duyarlar Solunum sistemi vücut hücrelerine gerekli olan oksijeni sağlar ve karbondioksit atığını uzaklaştırır İnsan oksijensizliğe azami 36 dakika dayanır Canlılar oksijene enerji ihtiyaçlarını karşılamak için gerek duyarlar
Dakikada 1618 defa benzi atmış alıp veririz Bebeklerde bu sayı 3040a değin yükselir Solunum hızı omurilik sağındaki solunum merkezi yönetir

Solunum sisteminin fonksiyonları

Havanın akciğerlere ulaştırılması
Akciğerlerde hava ile kan arasındaki alışverişi temin etmek (oksijen ve karbondioksit değişimi)
Solunum yüzeyini sıcaklık değişimlerinden ve öteki çevresel faktörlerden korumak
Solunum sistemini ve diğer dokuları patojenlerin girişine aleyhinde korumak
Sesin oluşumunu karşılamak
Homeostazın korunmasına yardım etmek
Kaslar ile idrar çıkarmada ve defekasyonda yardımcı olmak

Solunum Sistemi Organları

Solunum sistemi burun, ağız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronşlar, bronsioller, ve alveollerden oluşur Trakeadan daha sonra birincil dallanan yapılara bronşlar, broşlardan sonraki daha rahat çaplı yapılara da bronsioller denilmektedir

Burun

Havanın akciğerlere antre yeridir Burun boşluğu nasal kemiklerle desteklenmiştir Burun boşluğunun sırt, yani dış emrindeki kısmı damarlı solunum mukozası ile kaplıdır Bu mukozada mukus salgısı yapan özelleşmiş hücreler bulunmaktadır
Burun aracılığıyla alınan hava içerisindeki toz ve partiküller ilk olarak burun kılları kadar tutulmaya çalışılır Böylelikle akciğerlere muhtemel olan en pak hava ulaşmış olur Hem burundan alınan havayla akciğerlere giren hava ısıtılır
Burun boşluğunun üstteki kısmında doku epiteli yer alır
Burun boşluğunun tabanında sert ağız tadı (palatum durum) bulunur

Yutak (farinks)

Solunum sistemi ile sindirim sistemini birbirinden ayıran bölümdür Farinksin üstteki bölümü (nazofarinks) yumuşak damakla ağız boşluğu ve burun boşluğunu birbirinden ayırır Daha Alçak bölümü (laringofarinks) ise trake ve özofagusla temas yapar

Gırtlak (larinks)

Bitik alma sırasında, hava ağız veya burundan farenkse geçer Farenks keza yiyecekler ayrıca de hava için iki taraflı bir geçiş yoludur Farinks 2 tüpe ayrılır, birisi özafagustur ve buradan yiyecekler mideye geçer, diğeri ise larinksdir ve bu da havayolunun bir parçasıdır Farenks sesin çıkartıldığı yerdir Ses telleri larinkste bulunur, geçen havanın bu telleri titretmesi ile ses oluşur Larinks trakea denilen uzun bir tüpe açılır

soluk borusu ( trakea)

Trakea takriben 25 cm genişliğinde ve 10 cm değin uzunlukta olan boru biçiminde bir yapıdır Trakea sağ ve sol 2 tane ana bronşa ayrılır Bir bronş sağ akciğere bir bronş da sol akciğere girer Belli Başlı bronşlar akciğere girdikten daha sonra dallanması devam eder, ve her bir dallanma daha bakımlı, daha kısa, ve daha fazla sayıda tüp oluşması ve ağaç gibi bir inşa oluşturması ile sonuçlanır Bu minik dallanmalar bronşiyol olarak adlandırılır Bronşiyoller bronşlara göre daha artı düz adale içerirler

Akciğerler

Göğüs boşluğu içerisinde en fazla hacmi kaplayan akciğerler 2 tane olup, süngerimsi yapıda, rengi açık pembe olan organlardır Akciğerler dıştan göğüs kafesi ve alttan da göğüs ve karın boşluğunu ayıran diyaframla çevrilmişlerdir

Sağ akciğer 3, sol akciğer 2 bölümden yapılmıştır Bu bölümlere lob denir Sol akciğerin 3 lobunun yerlni kalp almıştırSağ akciğer lobu, sol akciğere kadar % 10 daha büyüktür

Akciğerlerin fazla önemli olan ıki görevi vardır Dışarıdaki havayı alıp (bitik alma), hava içindeki oksijenin alveollerin etrafındaki kılcal kan damarlarına geçmesini ve organlardan kirli kanla gelen karbondioksidi alveollere alıp dışarı atılmasını (bitik verme) sağlar

Akciğeri örten çift katlı zara (membran) plevra adı verilir Bu membranın akciğerin dış yüzeyini saran saran tabakasına visseral göğüs zarı, göğüs kafesinin iç yüzündeki tabakasına ise parietal plevra denir
Bu çeper, akciğerleri sarma ve koruma fonksiyonunun yanına, içerdiği akışkan doğru akciğerlerin rahatça daralıp, gevşemesini sağlar

Akciğerlere iki grup atardamardan kan gelir Akciğeri besleyen kan, bronkial arterden gelir Benekli kanın arınmak üzere geldiği damar ise pulmoner arterdir

Bronşlar akciğerlerin içinde bronşcuklarla devam eder Bronşcukların ucunda üzüm salkımına benzeyen alveol denilen hava keseleri bulunur
Akciğerlerin işlevsel birimleri olan alveoller, ufak ve içi hava dolu keseciklerdir Her bir akciğerde 300 milyondan artı alveol bulunur Alveoller kılcal kan damarları ile çevrilidir Görünüşü üzüm salkımına aynı

Gaz değişiminin (karbondioksitoksijen) gerçekleştiği yer olan alveoller yaklaşık 25 mikrometre çapındadır
Alveole giren havadaki oksijen kılcal kan damarlarına geçer Kirli kandaki karbondioksit de tekrar alveollerde tutularak dışarı verilir Buna gözenekli olan dışı solunum denir
Alveoller fagositik alveolar makrofajlara sahiptirler Bu makrofajlar (savunma hücreleri) alveole giren mikroorganizma ya da toz partikülleri gibi yabancı maddeleri yok ederler

Solunum olayı

Alveollerin yalnız epitel dokudan üretilmiş incecik duvarları vardır Alveol duvarlarının dış yüzeyleri atar ve toplardamar kılcallarıyla bir ağ gibi sarılmıştır Akciğer atardamarı aracılığıyla alveollerin dış yüzeylerine sürekli olarak karbon dioksit yüklü kan kazanç Buna rağmen, alveollerin içine de hava borularıyla oksijen yönünden zengin hava girer ve ince duvarları yoluyla, içlerinde havayla kan aralarında bir gaz alışverişi olur Sayısı takriben dört yüz milyon civarında olan alveollerin akciğerlerde oluşturdukları gaz alışveriş yüzeyi oldukça büyüktür Derin bir benzi atmış alma esnasında alveollerin yüzeyi, yani solunum yüzeyi toplamı yüz metrekareye yükselir Bu yüzey, bir insanın cisim yüzeyinin takriben elli katı demektir


Alveollerin ince duvarlarının dış yüzeylerine gelmiş olan kandaki karbon dioksit miktarı, alveoller içindeki havaya oranla fazla fazladır Oksijen miktarı ise bunun tam tersidir Aradaki bu gaz yoğunluğu farkı nedeniyle bir geçişme olayı olur Kanın plazması ve alyuvarlarla getirilmiş olan karbon dioksit alveol duvarından alveollerin içine geçer Bu sırada alveollerin içindeki oksijen de kana geçer ve kanın alyuvarlarındaki hemoglobin göre kimyasal olarak bağlanır İçinde demir yer alan hemoglobin, oksihemoglobin haline dönüşür Alveollerin yüzeyinde oksijence zenginleşen kan, toplardamar kılcalları ağıyla toplanarak akciğer toplardamarı aracılığıyla kalbin Sol kulakçığına getirilir Kalbin pompalaması sonucu, oksijence varlıklı olan kan, sol karıncığa, sol karıncıktan aort ve kolları yoluyla tüm vücut hücrelerine yayılır Hücrelere yanaşan alyuvarlar, akciğerlerden beri taşıdıkları oksijeni hücrelere verirler ve hücrelerdeki biyoloji ile ilgili yanma kalıntısı olan karbon dioksiti ve öteki bundan böyle maddeleri alırlar

Diyafram kası

Göğüs boşluğunun daha aşağı kısmını kaplayan yassı bir kastır Aşağıyukarı kasılıp gevşeyerek göğüs boşluğunun hacmini değiştirir böylece akciğerlere hava girişi ve çıkışı kolaylaşır Ayrıca göğüs kasları kasılıp gevşeyerek kaburgaların açılıp kapanmasını ve akciğerlere havanın girip çıkmasını sağlarlar

Diyafram aşağıya içten çekilip, göğüs kasları kasıldığında kaburgalarımız yukarı kalkacağından, göğüs boşluğunun hacmi genişler Akciğerlere hava dolar, soluk alırız Diyafram yukarı doğru şişkin; kaburgalarımızı hareket ettiren kaslar gevşek iken göğsümüzün hacmi küçülür Bu durumda dışında hava verilir

Solgun almada başlangıçta kaburgalar arasındaki kaslar, diyafram kası kasılır Göğüs boşluğu ve genişler akciğerler genişler Akciğerlerdeki hava basıncı düşer ve oksijen alveollere dek gelir

Bitik vermede ise kaburgalar arası kaslar ve diyafram kası gevşer Göğüs boşluğu ve akciğerler daralır Son olarak da alveollerdeki karbondioksit dışarı atılır *
 
858,477Konular
981,295Mesajlar
29,562Kullanıcılar
omaromarcanSon üye
Üst Alt