iltasyazilim
FD Üye
Son Gün Bilinmeli mi?
Gelecek olan herşey yakındır Fakat ölüm hepsinden daha yakındır Rabbimiz herşeyde olduğu gibi bu noktada da elimize bir teselli vermiş Son demde bile dünyaya veda saatini bildirmemiş, lezzetimize elem katmamış Faruk Nafiz Çamlıbel:
Öleceği gün meçhûl olmalı insanların!
O gün uzak olsa da, değil mi günü belli,
Yoktur günü bilinen ölümlere teselli
mısralarıyla bu hususu gerçekten güzel işlemiştir Çünkü ecelimiz güneşin batış vakti gibi belli olsa idi, ömrün yarısından sonra hergün darağacına doğru adım adım yürüyen bir idam mahkûmu gibi, dehşetli bir korku içinde olacaktık Bu yüzden başa gelecek her türlü musîbetlerin ve hattâ dünyanın eceli olan kıyametin bile vakti gizli tutulmuştur1
Aslında ölüm, dört harften teşekkül eden ve günlük hayatımızda en çok kullandığımız kelimelerden biridir Fakat yine bu kelimeyi her anışımızda ilmimiz derecesinde ürpeririz
Gökleri fetheden, fezayı arşınlayan, nice harikaları keşfeden insan zekâsı Nereden geliyorum, nereye gidiyorum?gibi birçok sorunun karşısında bugün bile beş yaşındaki çocuktan farksızdır Kâinatın başı ve sonu hakkında kesin bir bilgisi yoktur Bu bakımdan kendini hayalî bir devam ile aldatabilmek için, elini uzattığı şeylerde sonsuzluk izlerini bulmaya çalışır Halbuki yaşadığımız hayatın nasıl olsa birgün sonu gelmeyecek mi? Bugünkü saadetler yarın her güzel şey gibi bitmeyecek mi? Sevdiklerimiz, servetimiz, şöhretimiz ve en nihayet gençliğimiz bizi bırakıp da gitmeyecek mi? Ya da gitmedi mi?
Evet bugün, yarın başımıza gelecekleri bilseydik, önümüzdeki lezzetler bir anda hiçe inmez miydi?
İşte bütün bunları bilen, göremiyeceğimiz kadar küçük bir grip virüsü karşısında bile çok âciz olduğumuz halde dünyayı içindekilerle birlikte bizim için yaratan ve doğmadan önce her türlü tedbiri bizim için alan Rabbimiz şefkât ve rahmetini burada da gösterip, başımıza gelecekleri bildirmemektedir
Kadir gecesini Ramazan ayında, sevdiği kullarını insanların arasında, kıyametin vaktini dünyanın ömrü içinde gizlediği gibi, eceli de insan ömrü içinde saklamaktadır Ecelimiz belli olsa idi, yarı ömrü gafletle geçirecek, yarıdan sonra da darağacına adım adım gitmek gibi bir dehşete kapılacaktık2 Fransa Kraliçesi Mari Antuanet’e ertesi gün giyotinde can vereceği haberi ulaşınca, bir gecede korkudan saçlarının tamamen beyazlaması tarihî bir hadisedir
Evet, “Cenabı Hak hem Hakîmdir, hem Rahîmdir Hikmet ve rahmeti ise, umûru gaybiyyeden (bilinmeyen işlerden) çoğunun setrini (örtülü kalmasını) iktiza ediyor, mübhem (gizli) kalmasını istiyor Çünki; şu dünyada insanın hoşuna gitmeyen şeyler daha çoktur Vukuundan (olmadan) evvel onları bilmek elîmdir (acıdır) İşte bu sır içindir ki: ölüm ve ecel mübhem bırakılmış ve insanın başına gelecek musîbetler dahi, perdei gaybde kalmış3
Yine bu konuyla alâkalı olarak Fransa`daki bir düşkünler evinde kalanlara Ölümü düşünüyor musunuz, düşünüyorsanız, nasıl?şeklinde sorulan suallere şu cevaplar veriliyordu; Son nefesimi vereceğim gün, benim kurtuluş günüm olacaktırBurada başkalarına yer açmak için bulunuyoruzÖlüm de hayatın devamıBir gün ölmek gerek tabiiİnsan ne zaman öleceğini bilmemeliBen kendime mezar bile satın alamadım4
Acaba bunlar ne derece samimiydi? İnsan utancından veya korktuğunu belli etmemek için yalana başvurmuş olamaz mıydı? Fakat cevapların aynı yola yönelişi çok mânâlı olup, ölüm ıstırap çekmeye tercih ediliyor ve bu arada araştırmacılar İnsan ne zaman öleceğini bilmemelicevabını hepsinden daha mânâlı buluyorlardı Buna sebep olarak da, ölüm saati bilinmeyen bir uzaklıkta olmak yerine, belli bir zamanda ve yakınlıkta olsaydı ihtiyarların tutumunun aynı olmayacağı gösteriliyordu
Gerçekten de bunun pekçok örnekleri vardır Euripides Alkesteadlı eserinde yaşlıların hâllerinden şikayet ettiklerini ve ölümü arzuladıklarını söylemektedir Fakat iş başa gelince hepsi yan çizmektedirler Ünlü Rus yazarı Tolstoy da ölüm karşısında çok kayıtsız olduğunu ileri sürmesine rağmen karısı Sofya, “Hatıralarındakocasının sağlığına dikkat etmek için aldığı tedbirlerden yaka silktiğini belirtmektedir
Evet eski bir Arap şairinin Gelecek olan her şey yakındır ama ölüm hepsinden daha yakındırdediği gibi, madem ecel gizlidir, her vakit gelebiliyor ve genç ihtiyar farkı yoktur O halde kışlık ihtiyaçlarını çok önceden halleden insan, her an kendini bekleyen dehşetli hadiselere karşı da hazırlıklı olmak ve manevî çareler bulmak zorundadır
Kaynaklar:
1Bediüzzaman, Sünûhat, s 19
2Bediüzzaman, Sözler, s317
3Bediüzzaman, Mektûbat, s 96
4Simone de Beauvoir, Yaşlılık, s 313
Makaleden alınmıştır
Gelecek olan herşey yakındır Fakat ölüm hepsinden daha yakındır Rabbimiz herşeyde olduğu gibi bu noktada da elimize bir teselli vermiş Son demde bile dünyaya veda saatini bildirmemiş, lezzetimize elem katmamış Faruk Nafiz Çamlıbel:
Öleceği gün meçhûl olmalı insanların!
O gün uzak olsa da, değil mi günü belli,
Yoktur günü bilinen ölümlere teselli
mısralarıyla bu hususu gerçekten güzel işlemiştir Çünkü ecelimiz güneşin batış vakti gibi belli olsa idi, ömrün yarısından sonra hergün darağacına doğru adım adım yürüyen bir idam mahkûmu gibi, dehşetli bir korku içinde olacaktık Bu yüzden başa gelecek her türlü musîbetlerin ve hattâ dünyanın eceli olan kıyametin bile vakti gizli tutulmuştur1
Aslında ölüm, dört harften teşekkül eden ve günlük hayatımızda en çok kullandığımız kelimelerden biridir Fakat yine bu kelimeyi her anışımızda ilmimiz derecesinde ürpeririz
Gökleri fetheden, fezayı arşınlayan, nice harikaları keşfeden insan zekâsı Nereden geliyorum, nereye gidiyorum?gibi birçok sorunun karşısında bugün bile beş yaşındaki çocuktan farksızdır Kâinatın başı ve sonu hakkında kesin bir bilgisi yoktur Bu bakımdan kendini hayalî bir devam ile aldatabilmek için, elini uzattığı şeylerde sonsuzluk izlerini bulmaya çalışır Halbuki yaşadığımız hayatın nasıl olsa birgün sonu gelmeyecek mi? Bugünkü saadetler yarın her güzel şey gibi bitmeyecek mi? Sevdiklerimiz, servetimiz, şöhretimiz ve en nihayet gençliğimiz bizi bırakıp da gitmeyecek mi? Ya da gitmedi mi?
Evet bugün, yarın başımıza gelecekleri bilseydik, önümüzdeki lezzetler bir anda hiçe inmez miydi?
İşte bütün bunları bilen, göremiyeceğimiz kadar küçük bir grip virüsü karşısında bile çok âciz olduğumuz halde dünyayı içindekilerle birlikte bizim için yaratan ve doğmadan önce her türlü tedbiri bizim için alan Rabbimiz şefkât ve rahmetini burada da gösterip, başımıza gelecekleri bildirmemektedir
Kadir gecesini Ramazan ayında, sevdiği kullarını insanların arasında, kıyametin vaktini dünyanın ömrü içinde gizlediği gibi, eceli de insan ömrü içinde saklamaktadır Ecelimiz belli olsa idi, yarı ömrü gafletle geçirecek, yarıdan sonra da darağacına adım adım gitmek gibi bir dehşete kapılacaktık2 Fransa Kraliçesi Mari Antuanet’e ertesi gün giyotinde can vereceği haberi ulaşınca, bir gecede korkudan saçlarının tamamen beyazlaması tarihî bir hadisedir
Evet, “Cenabı Hak hem Hakîmdir, hem Rahîmdir Hikmet ve rahmeti ise, umûru gaybiyyeden (bilinmeyen işlerden) çoğunun setrini (örtülü kalmasını) iktiza ediyor, mübhem (gizli) kalmasını istiyor Çünki; şu dünyada insanın hoşuna gitmeyen şeyler daha çoktur Vukuundan (olmadan) evvel onları bilmek elîmdir (acıdır) İşte bu sır içindir ki: ölüm ve ecel mübhem bırakılmış ve insanın başına gelecek musîbetler dahi, perdei gaybde kalmış3
Yine bu konuyla alâkalı olarak Fransa`daki bir düşkünler evinde kalanlara Ölümü düşünüyor musunuz, düşünüyorsanız, nasıl?şeklinde sorulan suallere şu cevaplar veriliyordu; Son nefesimi vereceğim gün, benim kurtuluş günüm olacaktırBurada başkalarına yer açmak için bulunuyoruzÖlüm de hayatın devamıBir gün ölmek gerek tabiiİnsan ne zaman öleceğini bilmemeliBen kendime mezar bile satın alamadım4
Acaba bunlar ne derece samimiydi? İnsan utancından veya korktuğunu belli etmemek için yalana başvurmuş olamaz mıydı? Fakat cevapların aynı yola yönelişi çok mânâlı olup, ölüm ıstırap çekmeye tercih ediliyor ve bu arada araştırmacılar İnsan ne zaman öleceğini bilmemelicevabını hepsinden daha mânâlı buluyorlardı Buna sebep olarak da, ölüm saati bilinmeyen bir uzaklıkta olmak yerine, belli bir zamanda ve yakınlıkta olsaydı ihtiyarların tutumunun aynı olmayacağı gösteriliyordu
Gerçekten de bunun pekçok örnekleri vardır Euripides Alkesteadlı eserinde yaşlıların hâllerinden şikayet ettiklerini ve ölümü arzuladıklarını söylemektedir Fakat iş başa gelince hepsi yan çizmektedirler Ünlü Rus yazarı Tolstoy da ölüm karşısında çok kayıtsız olduğunu ileri sürmesine rağmen karısı Sofya, “Hatıralarındakocasının sağlığına dikkat etmek için aldığı tedbirlerden yaka silktiğini belirtmektedir
Evet eski bir Arap şairinin Gelecek olan her şey yakındır ama ölüm hepsinden daha yakındırdediği gibi, madem ecel gizlidir, her vakit gelebiliyor ve genç ihtiyar farkı yoktur O halde kışlık ihtiyaçlarını çok önceden halleden insan, her an kendini bekleyen dehşetli hadiselere karşı da hazırlıklı olmak ve manevî çareler bulmak zorundadır
Kaynaklar:
1Bediüzzaman, Sünûhat, s 19
2Bediüzzaman, Sözler, s317
3Bediüzzaman, Mektûbat, s 96
4Simone de Beauvoir, Yaşlılık, s 313
Makaleden alınmıştır