SON MARTI
Seckin Gunduz
Sesleri cirkindi Cığlık cığlığa ucuşuyorlardı Kulaklardaki hoşnutsuzluğu gorunumleri giderebiliyordu Kanat cırpışlarındaki inceliğe , suzuluşlerindeki ustalığı ekleyince sesler bir cırpıda guzelleşiyordu
Yolcuların coğu guvertedeydi Uzaklaşan kentin fotoğrafı cekiliyor , el sallanıyor ; martılara da yiyecek atılıyordu
Gulumsuyordu kadın , sık sık gulumsuyordu Ucuşan saclarının soytarılığına bir ara kahkaha attı oğluyla
İstekle dalmalarına karşın boş gagayla yukselmeleri sıklaşmıştı Gemi yol aldıkca martılar azalmış , sanki buna koşut guverte de hemen hemen boşalmıştı
‘Sevecen deniz kuşları ,’ diye duşundu kadın , ‘direngenmişsiniz’ Gulumsedi; azıcık zorlanmıştı Oysa fotoğraf cekerken Az once oğlunun karşısında Ne kolay , ne icten gulumsemişti ‘ Gucunuz tukenmeden donseniz’ Gozlerini sarı gagalılardan ayıramıyordu ‘ Kimi doydu , doygunluğuyla yetinip dondu Ama siz Ne diye suruklenip duruyorsunuz!’
Rıhtımdaki sayısız martıdan geriye birkacı kalmış , kalanların da kanat cırpışlarındaki coşku sonmuştu
“ Ekmek bul , bir şeyler bul ,’ diye annesini durtukledi “ Geliyorlar Atalım! Bir an susup sordu ; “ Atmasak? Hic atmasak? Donerler Evet Kesin donerler Hıı? Yanıt alamayınca kuskunce ekledi ; “ Atmasak da geliyorlar Bizi izliyorlar
“Gemiyi! dedi kadın
“Gelmesinler, diye cıkıştı “İstemiyorum Artık gelmesinler Oysa gelmek, yetişmek zorundalar Bundan sonra donemezler Bak anne , bak Sanki bize geliyorlar
“Gemiye! dedi kadın Savunurcasına sesini yukseltti ; “ Seslere Kopuren sulara Sudaki artıklara , coplere
“ Attığımız yiyeceklerden , dedi ağlamaklı sesle “Ya da anne Bizi Yani gemiyi bırakamadılar Bizden ayrılamı—
“ Hep boyle, dedi kadın , “ martılar işte hep boyle
“ Ama anne
“ Onlar icin oyun , oyun gibi yavrum Haydi , kamaramıza gecelim Bizden başka kimse kalmadı
“Hayır, diye mızıklandı , “onları bırakmayalım
“ Ayakta durmaktan yoruldum Sen de yorulmuşsundur
“ Anne bak , diye bağırdı , “ biri duştu Pat diye duştu
“Donemeyecekler , diye fısıldadı kadın , gozleri buğulanmıştı ‘ Kanat cırpışları cırpınmaya donuştu’
“ Az daha cabalasalar, deyip annesinin bileğine yapıştı , “ yetişebilirler Bacaya , direğe konuverseler
“ Konarlar, dedi “ Gel iceriye gecelim
“Kıyı mıyı yok oldu Catarcasına soylendi , “ Arkalarına bakmıyor , bakmadan oylesine geliyorlar
Bir martı daha denize kondu , konmasıyla bir onceki gibi beyaz kopukler arasında yitiverdi
“ Cok mu yiyecek attık! Cok mu el salladık! Oysa herkes attı, herkes salladı
“ Biz olmasak da gelirlerdi yavrum Gemi cekiyor onları Cekiyor Gulumsemesi sondu ; “ Cekmesine cekiyor da
“ Anne, diye haykırdı, “ bak! Biri daha!
“ Esiyor! Gel , iceriye gecelim
“Bırakmayalım Baksana Bitti , bitiyor! Sesi ağlamaklıydı , “İki martı kaldı Oburleri hep Bakmak istemiyorum ama Martıların hepsi, hepsi
“Donduler bir tanem , dedi elleri oğlunun omzunda, “donduler İnan bu ikisi de donecek Martılar gucludur Kıyıya ucmuşlardır Ucamayanlar gemiye konmuştur Dediğin gibi belki de bacaya
“ Alay etme, diye atıldı “Okşama saclarımı , inanmıyorum Yavaşlasa da yetişemezler , dursa da yetişemezler ! En guclusu , şu kocaman kanatlısı bile!
“Sus yavrum Duyan da kavga ediyoruz sanacak
“Neden attım! Nicin el salladım!
“Sacmalama! Bir sen misin atan Dedim ya martı onlar
“ Kızma , dedi usulca , “ama anne, yi de peşi sıra ekledi Yuz bulsa kesinlikle bir şey diyecekti
“ Yeter, diye bağırdı kadın Oğlunun bileğine sımsıkı yapışıp suruklercesine cekti “ Gidiyoruz! Koca guvertede bir! ikimiz
“Ya martılar? Yani martı Şu Şu son martı
“Haydi diyorum , acıktım Daha ustumuzu değiştireceğiz
İsteksizce annesinin elini tutmuştu Uslu cocuk suskunluğu ancak merenlere dek surdu “Anne , martılar erkek mi? Yanakları kızarmışsa da cekingenlik bir kez yenilmişti “ Hani şu Koca kanatlısı Yutkundu ; “ Hani şu en son—
“Tırabzana tutun! Adımlarına—
“ Anne , ne olursun soyle
“Kimi erkek , kimi dişi Off , ne bileyim ben Sallanma Onune bak!
“Dişi , kadın demek değil mi?
“Evet, dişi kadın demek Bunun kanatla da ilgisi yok Duşeceksin!! Sesi yumuşadı, “Kadın martı Gulumsemeye calıştı ; “ Martı kadın Son martı
Ranzadan , “Anne, diye atıldı
“Dur! diye bağırdı “Sarılma oyle Dudaklarımı boyuyorum , gormuyor musun!
“Gozlerin Yanakların
“Durtme! Gemi yeterince sallıyor ; şu kirpiklere bak! Aynayı uzattı , “Enseme tutsana
“Martılara ben de uzuldum ama ağlamıyorum
Gozleri aynadaydı Saclarını iki eliyle arkada kavramıştı “Ağlayan kim! dedi yapmacık bir ofkeyle
“ Goruyorum İşte Karşıdaki aynadan da gormuştum
“Az daha ustelese , ‘ Evet ,’ diyecekti , ‘ağlıyorum Ama bil ki martılara değil Kendime Babana’ Derin bir ic cekti Diyecekti Az daha ustelese diyecekti ‘Dokuz yıl kanat cırpabildim ona’
SECKİN GUNDUZ
Seckin Gunduz
Sesleri cirkindi Cığlık cığlığa ucuşuyorlardı Kulaklardaki hoşnutsuzluğu gorunumleri giderebiliyordu Kanat cırpışlarındaki inceliğe , suzuluşlerindeki ustalığı ekleyince sesler bir cırpıda guzelleşiyordu
Yolcuların coğu guvertedeydi Uzaklaşan kentin fotoğrafı cekiliyor , el sallanıyor ; martılara da yiyecek atılıyordu
Gulumsuyordu kadın , sık sık gulumsuyordu Ucuşan saclarının soytarılığına bir ara kahkaha attı oğluyla
İstekle dalmalarına karşın boş gagayla yukselmeleri sıklaşmıştı Gemi yol aldıkca martılar azalmış , sanki buna koşut guverte de hemen hemen boşalmıştı
‘Sevecen deniz kuşları ,’ diye duşundu kadın , ‘direngenmişsiniz’ Gulumsedi; azıcık zorlanmıştı Oysa fotoğraf cekerken Az once oğlunun karşısında Ne kolay , ne icten gulumsemişti ‘ Gucunuz tukenmeden donseniz’ Gozlerini sarı gagalılardan ayıramıyordu ‘ Kimi doydu , doygunluğuyla yetinip dondu Ama siz Ne diye suruklenip duruyorsunuz!’
Rıhtımdaki sayısız martıdan geriye birkacı kalmış , kalanların da kanat cırpışlarındaki coşku sonmuştu
“ Ekmek bul , bir şeyler bul ,’ diye annesini durtukledi “ Geliyorlar Atalım! Bir an susup sordu ; “ Atmasak? Hic atmasak? Donerler Evet Kesin donerler Hıı? Yanıt alamayınca kuskunce ekledi ; “ Atmasak da geliyorlar Bizi izliyorlar
“Gemiyi! dedi kadın
“Gelmesinler, diye cıkıştı “İstemiyorum Artık gelmesinler Oysa gelmek, yetişmek zorundalar Bundan sonra donemezler Bak anne , bak Sanki bize geliyorlar
“Gemiye! dedi kadın Savunurcasına sesini yukseltti ; “ Seslere Kopuren sulara Sudaki artıklara , coplere
“ Attığımız yiyeceklerden , dedi ağlamaklı sesle “Ya da anne Bizi Yani gemiyi bırakamadılar Bizden ayrılamı—
“ Hep boyle, dedi kadın , “ martılar işte hep boyle
“ Ama anne
“ Onlar icin oyun , oyun gibi yavrum Haydi , kamaramıza gecelim Bizden başka kimse kalmadı
“Hayır, diye mızıklandı , “onları bırakmayalım
“ Ayakta durmaktan yoruldum Sen de yorulmuşsundur
“ Anne bak , diye bağırdı , “ biri duştu Pat diye duştu
“Donemeyecekler , diye fısıldadı kadın , gozleri buğulanmıştı ‘ Kanat cırpışları cırpınmaya donuştu’
“ Az daha cabalasalar, deyip annesinin bileğine yapıştı , “ yetişebilirler Bacaya , direğe konuverseler
“ Konarlar, dedi “ Gel iceriye gecelim
“Kıyı mıyı yok oldu Catarcasına soylendi , “ Arkalarına bakmıyor , bakmadan oylesine geliyorlar
Bir martı daha denize kondu , konmasıyla bir onceki gibi beyaz kopukler arasında yitiverdi
“ Cok mu yiyecek attık! Cok mu el salladık! Oysa herkes attı, herkes salladı
“ Biz olmasak da gelirlerdi yavrum Gemi cekiyor onları Cekiyor Gulumsemesi sondu ; “ Cekmesine cekiyor da
“ Anne, diye haykırdı, “ bak! Biri daha!
“ Esiyor! Gel , iceriye gecelim
“Bırakmayalım Baksana Bitti , bitiyor! Sesi ağlamaklıydı , “İki martı kaldı Oburleri hep Bakmak istemiyorum ama Martıların hepsi, hepsi
“Donduler bir tanem , dedi elleri oğlunun omzunda, “donduler İnan bu ikisi de donecek Martılar gucludur Kıyıya ucmuşlardır Ucamayanlar gemiye konmuştur Dediğin gibi belki de bacaya
“ Alay etme, diye atıldı “Okşama saclarımı , inanmıyorum Yavaşlasa da yetişemezler , dursa da yetişemezler ! En guclusu , şu kocaman kanatlısı bile!
“Sus yavrum Duyan da kavga ediyoruz sanacak
“Neden attım! Nicin el salladım!
“Sacmalama! Bir sen misin atan Dedim ya martı onlar
“ Kızma , dedi usulca , “ama anne, yi de peşi sıra ekledi Yuz bulsa kesinlikle bir şey diyecekti
“ Yeter, diye bağırdı kadın Oğlunun bileğine sımsıkı yapışıp suruklercesine cekti “ Gidiyoruz! Koca guvertede bir! ikimiz
“Ya martılar? Yani martı Şu Şu son martı
“Haydi diyorum , acıktım Daha ustumuzu değiştireceğiz
İsteksizce annesinin elini tutmuştu Uslu cocuk suskunluğu ancak merenlere dek surdu “Anne , martılar erkek mi? Yanakları kızarmışsa da cekingenlik bir kez yenilmişti “ Hani şu Koca kanatlısı Yutkundu ; “ Hani şu en son—
“Tırabzana tutun! Adımlarına—
“ Anne , ne olursun soyle
“Kimi erkek , kimi dişi Off , ne bileyim ben Sallanma Onune bak!
“Dişi , kadın demek değil mi?
“Evet, dişi kadın demek Bunun kanatla da ilgisi yok Duşeceksin!! Sesi yumuşadı, “Kadın martı Gulumsemeye calıştı ; “ Martı kadın Son martı
Ranzadan , “Anne, diye atıldı
“Dur! diye bağırdı “Sarılma oyle Dudaklarımı boyuyorum , gormuyor musun!
“Gozlerin Yanakların
“Durtme! Gemi yeterince sallıyor ; şu kirpiklere bak! Aynayı uzattı , “Enseme tutsana
“Martılara ben de uzuldum ama ağlamıyorum
Gozleri aynadaydı Saclarını iki eliyle arkada kavramıştı “Ağlayan kim! dedi yapmacık bir ofkeyle
“ Goruyorum İşte Karşıdaki aynadan da gormuştum
“Az daha ustelese , ‘ Evet ,’ diyecekti , ‘ağlıyorum Ama bil ki martılara değil Kendime Babana’ Derin bir ic cekti Diyecekti Az daha ustelese diyecekti ‘Dokuz yıl kanat cırpabildim ona’
SECKİN GUNDUZ