A
Acun : sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, yerküre, cihan
Afşar : eli çabuk, çabuk iş gören, Oğuz Han’ın oğullarından birinin ismi, Türkmenler'in bir uzunluğunun ismi
B
Barkın : Gezgin, seyyah, daima gezip dolaşan
Bartu : en eski Türk hanlarından birinin ismi
C
Candaş : can yoldaşı, arkadaş, dost, sevgili
Cankat : “cana can kat katmak”tan buyruk, ailemize can katasın
Ç
Çağa : küçük evlat, yavru, küçük kuş yavrusu
Çağ : başı ve sonu zahir olan ve bir özellik taşıyan, kimi hengam birkaç
Çağıl : çağ ile ilgili, çakıl
Çağın : çağda olan, çağa uyan, çağa tutarlı, çağın olan
Davet : birini bir alana çağırma /Davet
D
Bedel : bir şey için kararlaştırılan, biçilen fiyat, bir şeyin ya da bir kimsenin taşıdığı yüksek nitelikler
Demir : Bildiğimiz demir
Doruk: tepe
E
Ege : ulu, büyük, Türkiye ile Yunanistan arasındaki denizin ismi
Ekin : tahılın ekiminden, harman devrine kadarki hali / Kültür
Emek : bir işin yapılmasında harcanan baş ya da vücut gücü, uzun ve ihtimamlı çalışma, efor harcama
F
Furkan : güzel ile bed, yanlışsız ile yanlış arasındaki her şeyi gösteren.
Feza : gökyüzü, uzay
G
Genco : Genç olmaktan, genç o manasına
Genç : yaşı ilerlememiş olan, yaşlı olmayan, canlı, dinç
İ
Unsur : (ilk evlat için) kendisinden vazgeçilmeyecek ana niyet, Uyulması gereken davranış kuralı
İmre : dost, arkadaş, ağabey
İlter : yurdu koruyan, yurdu savunan, yurdu kayıran, devlet sever, yurtsever
J
Jerfi : Derinlik
K
Kanat : kuşların ve uçucu böceklerin uçmalarını sağlayan organları
Kayan : (”kaymaktan” kayma işini yapan, akar üzere yan değiştiren, kayıcı, Kayarak giden akarsu, sel, çığ
Kayra : Ilah yardımı; Tanrı’dan ya da büyük bir kimseden gelen güzellik, kayırma, yardım, destek
M
Mengi : mengü, bengi
Mengü : sonsuza değin yaşayacak olan, ölümsüz, bengi
Mengüç : güçlü ben / Men + güç
O
Oben : erkek deve
Ogan : barış rabbi, gök ilahı, Güneş, güçlü, yiğit, bkz. Oğan, Okan
Oflaz : çok şık, şık olduğu için sevilen
P
Poyraz : Kuzeydoğu cihetinden esen rüzgar
Pamir : Orta Asya’da yükseltilerle dolu kütle, yayla
T
Tan : Güneş’in doğmasından evvelki hengam, şafak
Tanay : şafak kızıllığının Ay’ı, şafak vaktinin Ay’ı
U
Ulaç : bağlaya, bağlayıcı, bağlaç; (mecaz olarak) yaşama bağlayan evlat
Ulaş : (”varmak, akabinde koşup yetişmek” manasına gelen “ulaşmak”tan Buyruk) yetiş, eriş
Ü
Ünay : ünlü ve ay üzere kimse, ünü olan Ay
Devlet : bir devletin egemenliği altındaki toprak ya da toprakların tümü, yurt
Y
Yağız : koyu buğday rengi, esmer damlacıkları; Oğuz beyefendilerinden biri
Yağmur : havadaki su buharının yükseklerde soğuyarak ağırlaşması sonucu bölgeye düşen su
Yalım : Alev, ateş uzantısı
Yalın : çıplak; içine öbür şey katılmamış, sade; gösterişsiz, süssüz
Yamaç : dağın eğik yüzeyi, eğik yanı, bayır; karşı