Sonbahar yada Son(bir)bahar
Daha yeni alışmaya başlamıştık Derken yaz gunleri de alıp başını gitti, başka diyarlara… Hic beklemediğimiz bir anda geliverdi sonbahar Hazırlıksız yakaladı bizi
Şimdilerde tatlı bir telaş var tabiatta Ufka doğru uzanan dağların beti benzi solmakta Ruzgarlar keskin ve sert Deniz kokuları getirmekte boğazdan
Gozlerimiz o rengarenk cicekleri aramaya başladı bile
Her gun eskittiğimiz sokaklarda erguvanlara hasretimiz arttı
O ruhumuzu okşayan, bize huznu fısıldayan erguvanlara…
Bir omrun baharında işte sonbahar
Gorduğumuz her şey kızıl renklere burunmuş bir tabloyu andırıyor
Yahya Kemal’in dediği gibi
‘Mevsim boyunca kendini hissettirir veda’
Yurdundan yuvasından ayrılmış gibi ana kucağı dallardan duşen yapraklar
Biraz dikkat kesilsek sessiz cığlıklarını duyar gibi oluruz yaprakların
Kimsesiz cocuklar gibi kalakalmışlardır sokak ortasında…
Ateş duşmuş gibidir titreyen yureğimize
Her bir yaprak ilk ve son defa sonbaharını yaşıyor Bir bozkır yalnızlığı vardır bu demde Huzunludur sonbahar…
Dışarıda sonbahar ve icimizde son (bir)baharı duşleyen yureğimiz
Bu hazan şoleninde ruhumuz sukUtu orerken şoyle denize nazır bir yerden tefekkure dalmak isteriz Bir eylul seherinde ya da akşamın alacakaranlığında gozlerimize takılan ne varsa alır goturur bizi uzaklara… Omur sonsuza akıp duran bir nehir
Coğu kez hicran coğu kez hasrettir hazana teslim gunler
Yureğimizi sarsar ansızın gelen yalnızlıklar
Avare duşlerimiz ışığını arar
Biraz da ihtiyarlığı hatırlatır bizlere sonbahar
Bazen hafif hafif ciseleyen yağmurlara eşlik eder gozlerimiz
İnkisara uğrayan hayallerimizi duşunuruz Duşunur de visal iklimine yol almaya calışırız
Bugunler de gececek Bunca hazırlık son (bir) baharda acacak ciceklerin resmigecidi icin Der demez ucretini peşin almışcasına kalbimizde uns esintileri esmeye başlar
SukUn ah evet sukUn… Serviliklerde, yolda, evde, sukUn her yerde
Tıpkı mevsimler gibi bir gun omrun de sonbaharı geliverir
İnsan kuruyan ağacları gordukce bir bir hatırlar gecmiş zamanlardaki sonbaharlarını
Bir defne dalı olur yeşil renkli ve canlı kalmak ister ruhumuz
Genclik yıllarında esen meltemler yerini coktan poyrazlara bırakmıştır
Hazanla duşen yapraklara daha yakın hissederiz kendimizi
Tıpkı ağaclar gibi yalnızlığı yaşarız en derin bicimde
Işık huzmeleri ruhumuza hic uğramamışsa ecel terleri dokturur bizlere
Nedense gonul hep son(bir) baharı yaşamak ister Huzurlu bir hayat, rengarenk guzellikler, kuş cıvıltıları, ırmak cağıltıları Fakat yoktur artık taze bir bahardaki koyunkuzu meleyişleri, o temaşasına doyulmayan manzaralar Artık her ses inleyen bir nağme Her manzara bir huzun bestesi
Bir an icin şair gibi ‘Artık cocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hic’ akıldan gecse de yureği şahlananlar sonbahar mı dinler?
Hem bize de ne oluyor ki sonbahardan şikayet edelim?
Kışta gelip zemini hazır edenlerin ahdine vefasızlık olmaz mı?
Oyle diyordu “asrın beyin yapıcısı soylu bir katran ağacının uzerinden Cennetasa bir baharı mujdelerken
Mevsim sonbahar; şimdi terhis zamanı
Hangi daldaki hangi yaprak daha once duşecek toprağın kucağına kimse bilemez
Belki de hep beklemekteler toprağa vuslat anını
Bir gun bizler de gideceğiz sonsuz vuslat icin son(bir) baharda
Gecelerin ardından gunduzlerin gelmesi gibi
Hafif bir ruzgar bizi de ayıracak bedenimizden Umurunda mı olacak sanki dunyanın
Olsun varsın
Umit yıldızları sonmedikce kurur mu yapraklarımız Cekilir yol verirler son(bir) bahara
Şimdilerde her sonbaharda yepyeni ve ter u taze son( bir) bahara ne cok ihtiyacımız olduğunu bir kez daha hatırlarız Ne cok muhtacız omrun son demlerinde zuluflerini taradığımız gecelere umitle tullenen ufuklara ve yepyeni son(bir) bahara
Daha yeni alışmaya başlamıştık Derken yaz gunleri de alıp başını gitti, başka diyarlara… Hic beklemediğimiz bir anda geliverdi sonbahar Hazırlıksız yakaladı bizi
Şimdilerde tatlı bir telaş var tabiatta Ufka doğru uzanan dağların beti benzi solmakta Ruzgarlar keskin ve sert Deniz kokuları getirmekte boğazdan
Gozlerimiz o rengarenk cicekleri aramaya başladı bile
Her gun eskittiğimiz sokaklarda erguvanlara hasretimiz arttı
O ruhumuzu okşayan, bize huznu fısıldayan erguvanlara…
Bir omrun baharında işte sonbahar
Gorduğumuz her şey kızıl renklere burunmuş bir tabloyu andırıyor
Yahya Kemal’in dediği gibi
‘Mevsim boyunca kendini hissettirir veda’
Yurdundan yuvasından ayrılmış gibi ana kucağı dallardan duşen yapraklar
Biraz dikkat kesilsek sessiz cığlıklarını duyar gibi oluruz yaprakların
Kimsesiz cocuklar gibi kalakalmışlardır sokak ortasında…
Ateş duşmuş gibidir titreyen yureğimize
Her bir yaprak ilk ve son defa sonbaharını yaşıyor Bir bozkır yalnızlığı vardır bu demde Huzunludur sonbahar…
Dışarıda sonbahar ve icimizde son (bir)baharı duşleyen yureğimiz
Bu hazan şoleninde ruhumuz sukUtu orerken şoyle denize nazır bir yerden tefekkure dalmak isteriz Bir eylul seherinde ya da akşamın alacakaranlığında gozlerimize takılan ne varsa alır goturur bizi uzaklara… Omur sonsuza akıp duran bir nehir
Coğu kez hicran coğu kez hasrettir hazana teslim gunler
Yureğimizi sarsar ansızın gelen yalnızlıklar
Avare duşlerimiz ışığını arar
Biraz da ihtiyarlığı hatırlatır bizlere sonbahar
Bazen hafif hafif ciseleyen yağmurlara eşlik eder gozlerimiz
İnkisara uğrayan hayallerimizi duşunuruz Duşunur de visal iklimine yol almaya calışırız
Bugunler de gececek Bunca hazırlık son (bir) baharda acacak ciceklerin resmigecidi icin Der demez ucretini peşin almışcasına kalbimizde uns esintileri esmeye başlar
SukUn ah evet sukUn… Serviliklerde, yolda, evde, sukUn her yerde
Tıpkı mevsimler gibi bir gun omrun de sonbaharı geliverir
İnsan kuruyan ağacları gordukce bir bir hatırlar gecmiş zamanlardaki sonbaharlarını
Bir defne dalı olur yeşil renkli ve canlı kalmak ister ruhumuz
Genclik yıllarında esen meltemler yerini coktan poyrazlara bırakmıştır
Hazanla duşen yapraklara daha yakın hissederiz kendimizi
Tıpkı ağaclar gibi yalnızlığı yaşarız en derin bicimde
Işık huzmeleri ruhumuza hic uğramamışsa ecel terleri dokturur bizlere
Nedense gonul hep son(bir) baharı yaşamak ister Huzurlu bir hayat, rengarenk guzellikler, kuş cıvıltıları, ırmak cağıltıları Fakat yoktur artık taze bir bahardaki koyunkuzu meleyişleri, o temaşasına doyulmayan manzaralar Artık her ses inleyen bir nağme Her manzara bir huzun bestesi
Bir an icin şair gibi ‘Artık cocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hic’ akıldan gecse de yureği şahlananlar sonbahar mı dinler?
Hem bize de ne oluyor ki sonbahardan şikayet edelim?
Kışta gelip zemini hazır edenlerin ahdine vefasızlık olmaz mı?
Oyle diyordu “asrın beyin yapıcısı soylu bir katran ağacının uzerinden Cennetasa bir baharı mujdelerken
Mevsim sonbahar; şimdi terhis zamanı
Hangi daldaki hangi yaprak daha once duşecek toprağın kucağına kimse bilemez
Belki de hep beklemekteler toprağa vuslat anını
Bir gun bizler de gideceğiz sonsuz vuslat icin son(bir) baharda
Gecelerin ardından gunduzlerin gelmesi gibi
Hafif bir ruzgar bizi de ayıracak bedenimizden Umurunda mı olacak sanki dunyanın
Olsun varsın
Umit yıldızları sonmedikce kurur mu yapraklarımız Cekilir yol verirler son(bir) bahara
Şimdilerde her sonbaharda yepyeni ve ter u taze son( bir) bahara ne cok ihtiyacımız olduğunu bir kez daha hatırlarız Ne cok muhtacız omrun son demlerinde zuluflerini taradığımız gecelere umitle tullenen ufuklara ve yepyeni son(bir) bahara