Murphy kanununu yazsam yine, kimi ümitleri yel alır masraf.
1. Konuk daima annen ve baban bayram gezmesine çıktığında gelir.
2. Kapı çaldığında konutta yokuz numarası yaparken illa meskenden bi ses çıkar.
Benim delikten bakacakken kapıya baş atmışlığım bile var mesela.
3. Meskende konuk varken kapı çalar ve çalan kesin şekerci çocuklardır.
Açmak durumunda kalırsın, meskende yokuz numarası yemez bu anda. O yüzden şeker toplayan çocuklara tavsiye, konutlara konuk giriyor mu girmiyor mu dikkat edin, giriyorsa tamamdır şeker garanti.
4. Tam "oh odamda unutuldum ne güzel" derken "oğlum/kızım konukların bayramını kutlasana" sesini duyarsın.
'Bıyımınıs kıtlı ılsınnn' diyip süratle odaya çekilmece.
5. En uğraşamayacağın anda konuğun çocuğu gelir, getirilir.
'Anne yapma nolur getirme' yalvarmaları boşunadır...
6. Misafirlikte uzatılan şekerliğin içinden en makus şekeri seçersin.
O kısa müddetlik anda illaki makûs karar verirsin ve aklın seçemediklerinde kalır.
7. En "bitse de gitsek" bayram ziyareti en çok sürer.
Ne kadar bitmesini istersen o kadar uzuyor, en yeterlisi beklentileri düşük tutmaktır.
8. Elini öpmeye çalıştığın elini çeker, yanaktan öpmeye çalıştığın elini uzatır.
Bir türlü tutturamazsın...
9. En güvendiğin büyükten aldığın bayram harçlığı boş kümedir.
Oysa alacağın parayla hayaller bile kurmuştun ancak geçmiş olsun. Bunun farklı ve olumlu versiyonu da hiç beklemediğin yerden gelen harçlıktır. Lakin yeniden de 'o da verseydi şahane param oluyordu' diye düşünerek üzülmeye devam edersin.
10. Bu saatten sonra kimse gelmez herhalde diyip üstünü başını çıkardığında konuk gelir.
Ve her seferinde dünya en süratli giyinme rekoru kırdırtırlar beşere.