Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Sonsuzluğun büyük paradoksu:3. ve 4.boyut

Sonsuzluğun büyük paradoksu:3. ve 4.boyut
0
106

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Sonsuzluğun büyük paradoksu


Paralel evrenler

Görülebilir evrenin ötesinde, bu evrene paralel başka evrenler de varmı dır? Mistikler ve filozoflar böyle olduğunu öne sürüyorlarBilim adamları ise yakın zamanlara değin böyle bir şeyin olanaksız olduğunu düşünüyorlardıFakat bugün fizikçiler paralel evrenlerin olabileceğini matematiksel olarak ortaya koyabiliyorlarAşağıda ''üçüncü bir boyutta dizilmiş iki boyutlu evrensel düzlemler'' görülmektedir



PARALEL EVRENLER kavramı, bugün bilimsel terimlerle açıkça bir şekilde tartışılabilmektedirBilim adamları içinde bulunduğumuz evrenin varlığını bir takım neden sonuç bağıntılarıyla açıklayabiliyorlarAslında bu açıklama, üç boyutlu uzayın tümüyle onun yapısını oluşturan fizik nesnelerden ibaret olduğu esasına dayanırBu yaklaşım biçimi ilk bakışta, evrenin var olan her şey demek olacağı anlamına gelebilirFakat iki önemli nokta varBirincisi, bilim adamlarının evren açıklamaları, birtakım soyut kavramları(güzellik ve sevgi gibi) açıklamaktan kaçınırOysa her ne kadar fizik bir evrende yaşıyorsak da, bu tür soyut kavramlar bu fizik evren içerisinde önemli bir yer tutarlarİkinci olarak da bilimin tüm yaklaşımları ve bu konuya ilişkin kabülleri kesinlikle üç boyut ile sınırlanmıştır

3 koordinat belirtilmelidir

İkinci nokta, paralel evrenler tartışmasının odak noktasını oluşturuyorEvrenimiz üç boyutlu bir mekandırHerhangi bir nesnenin konumunu kavrayabilmek için öncelikle onun üç koordinatını belirlememiz gerekirBunun en somut örneği havacılıkta görülürBir uçağın pilotu, yerdeki hava trafik kontrolörüne havadaki konumunu bildirmek için 3 rakam vermek zorundadır: Bu değerler uçağın havada bulunduğu yerin enlemini, boylamını ve yere olan uzaklığını belirtir

Peki, üç boyutun ötesi var mıdır? Matematikçiler diğer boyutları idrak etmenin sanıldığı kadar zor olmadığını belirtiyorlarDiğer boyutlar gerçekten de matematiksel olarak kavranabilir, fakat bu durum üç boyutlu insan beyni için de söz konusu mudur? Tüm kavramlarımızla birlikte üç boyutlu bir mekanda yaşadığımız için bu pek mümkün değildirFakat şu örnekler, bunu anlamamıza biraz yardımcı olabilir

Nokta, kağıt ve masa örnekleri

Uzaydaki tek bir noktayı ele alalım Bu noktanın herhangi bir yöne doğru uzanan hacmi yokturDolayısıyla bir matematikçi için o nokta boyutsuzdurDüz bir çizgiyi alalım O da sadece bir yöne doğru uzarGenişliği ve yüksekliği yoktur, sadece uzunluğu vardırBu bakımdan o çizği de bir matematikçi için tek boyutludurBir kağıt parçasını düşününGenişliği ve uzunluğu vardır ama derinliği yokturDolayısıyla o da iki boyutludurBir masayı ele alalımGenişliğiyle, uzunluğuyla ve derinliğiyle üç boyutlu bir nesnedirÖrneklerimizi bir kez daha inceleyelim: Boyutsuz, tek boyutlu, iki boyutlu ve üç boyutluBurada durmamız için herhangi bir neden var mı? Niçin bundan sonraki boyutları keşfe çıkmayalım?

darkorangeİki boyutlu evren: Flatland

Tekrar kağıt örneğine dönelim ve bu iki boyutlu dünyada yaşayan varlıkları düşünelimFlatlandliler (R Edwin Abbott, Flatland adlı bilimkurgu romanında, iki boyutlu bir evreni ve oradaki yaşamı anlatır) sadece iki boyutu bilirler: Sağsol, önarkaOnların tüm hareketleri kağıtın derinliği olmayan yüzeyi ile sınırlanmıştır(Onlar derinliği sadece kendi boyutlarındaki yerçekimi olarak ölçümleyip duyumsarlar) Flatlandliler üçüncü boyutla ilgili olarak hiçbirşey bilmezlerHatta üçüncü boyutu hayal edemezler Flatlandlilerin üzerinde yaşadıkalrı bu kağıt parçasının sonsuz bir genişlikte olduğunu düşününBu durumda onlar doğallıkla kendi iki boyutlu evrenlerinin tüm ''var oluşu'' oluşturduğunu düşüneceklerdirÖte yandan kendi evrenlerinin ''altında'' ya da ''üstünde'' de başka evrenlerin olduğunu ise asla anlayamayacaklardırHatta anlamamanın ötesinde, bu kendilerine söylendiğinde kabul bile etmeyeceklerdir

Paralel Flatlandler

Bizim üç boyutlu bakış açımızla ise, Flatland evreni asıl gerçekliğin çok çok küçük bir bölümünü oluştururBu arada iki ayrı Flatland evreni birbirine paralel bir şekilde yer alabilir ve bunların her birinde yaşayan varlıklar derinlik duygusuna sahip olmadıkları için birbirlerinin farkına varamazlarBu tür birbirine paralel iki Flatland evreni üçüncü bir boyutta bir araya gelirler, tıpkı bir kitabın sayfaları gibi

Einstein'ın yaklaşımı

Her ne kadar bilimsel düzeyde şimdilik bir varsayım olarak kabül ediliyorsa da, birtakım bilimsel ön bilgiler öne sürülmemiş olsaydı, paralel evrenler felsefesi bir kavram olmanın ötesinde hiçbirşey ifade etmeyecektiParalel evrenler konusuyla ilgili ilk kapıyı açan kişinin Albert Einstein olduğu biliniyorEinstein'in ünlü genel rölativite teorisinde paralel evrenleri birbirine bağlayan ''köprülerden'' söz edilirGenel rölativite teorisi çekim, uzay ve zaman konularını kapsayan oldukça karmaşık bir teoridirRölativite teorisine göre, bir çekim alanı eğimli bir uzay demektirÜç boyutlu uzay, dördüncü bir buyuta uzanırTekrar Flatland'e dönersek, bu iki boyutlu alem, üç boyutlu uzayın dördüncü bir boyuta açılmasının ne demek olduğunu açıklamaya yardım edecektir

Hemen yanıbaşımızda yer alan mekanların varlığı olgusu, bizim dördüncü bir boyut tasarımlarımızdan oldukça farklıdırHer şeyden önce, üç boyutlu beynimizin bu tür bir olguyu kabüllenmesi oldukça zordurBöyle bir yaklaşım ancak iki boyutlu bir paralel evren modeli ile sağlanabilirModern bilimsel yaklaşımlar, paralel evrenlerin varlığına, hatta gerekliliğine dikkat çekiyorDördüncü bir boyut kavramı paralel evrenlerin nerede olabileceğine ilişkin bazı ip uçları veriyorÖzellikle Einstein 'ın bu tür evrenlerin karadelikler aracılığıyla nasıl birbirine bağlanabileceğine ilişkin bazı ön bilgiler ortaya koyduğu biliniyorAslında paralel evrenler bir dördüncü boyutta aynı uzayda aynı yerdedirlerFakat araya bir zaman duvarı girmiştirParalel evrenler birbirlerine değmeden sonsuz tabakalar şeklinde bir kitabın sayfaları gibi üst üste dizilirlerParalel evrenler ve kendi evrenimize ait farklı zaman tabakaları(Geçmiş, Şimdi, Gelecek) bu dördüncü boyutta birbirleri içerisine geçerek bir kitabın sayfaları gibi dizilmişlerdir

Flatland 3 boyutlu oluyor

Flatland'i oluşturan iki boyutlu kağıt tabakasının üzerine ağırlığı olan bir nesne koyalım İki boyutlu kağıt bu nesnenin ağırlığından ötürü hemen buruşacak ve şekli bozulacaktırDolayısıyla iki boyutluluğunu yitirecek, buruşuk bir yüzeyi olmasından ötürü, üçüncü bir boyut, yani derinlik kazanacaktırBöylece bu yeni üç boyutlu mekanda kütleçekimi denen etki oluşacaktırFlatland, çukurlaşmasına rağmen yine Flatland olmaya devam edecektirFakat şu farkla ki, Flatlandliler bu kez meyilli bir yüzey üzerinde yolculuk yapacaklardırBuradaki çukurlaşma, hemen akla bir karadelik getiriyorBir karadeliğin Flatland'de olduğu gibi üzerinde durabileceğiniz bir yüzeyi yokturSadece nesneyi daha derinlere çeken olağanüstü bir çekim gücü vardırFlatland'in bir karadeliğe yaklaştığını varsayalım, ne olacaktır o zaman? Flatland'in iki boyutlı evreni karadeliğin çekim etkisine girdiğinde, giderek küçülmeye ve bükülmeye başlayacaktırSanki bir huninin kenarlarından içeriye doğru, bir tünele doğru kayıyor gibi olacaktır

EinsteinRosen Köprüsü

Einstein ve yakın çalışma arkadaşı Nathan Rosen'in bu karadelik tünellerini matematiksel olarak kabül ettikleri ve inceledikleri biliniyorEinstein ve Rosen, bu çalışmalarının sonucunda şaşırtıcı bie şey keşfettiler: Karadelik tünellerinin dibi yokturBurada, uçlarından birbirlerine bağlı iki huni söz konusudurBirleştikleri nokta, tünelin ''boğaz'' kısmını oluştururDolayısıyla tünelin bir ucundan giren bir nesne, merkezdeki ya da boğazdaki olağan üstü çekimin etkisiyle, tünelin öbür ucundan dışarı fırlatılırÖyleyse öbür yanda ne vardır?Öbür yan, yeni bir evrendir, ilkinden tamamıyla farklı bir evrendir bu! İşte bu iki evreni birbirine bağlayan tünele EinsteinRosen Köprüsü adı verilir



Dördüncü boyuta açılan tüneller

Einstein ileRosen'in bu konuya ilişkin çalışmaları, üç boyutlu evrenimizde bu türden çok sayıda tünellerin bulunduğunu vurgularBu evrensel tüneller dördüncü boyuta açılırYani bu da paralel bir evren demektirÇoğu bilimkurgu yazarı, hatta bazı bilim yazarları, gelecekte uzay yolcularının EinsteinRosen Köprülerini kullanarak bir evrenden diğer bir evrene( hatta bir zaman diliminden diğerine) sıçrayacaklarından söz ederlerSöz konusu teori güçlü olabilir, bu konuya ilişkin bazı karşı çıkmalar vardırAlbert Einstein ve Nathan Rosen, karadeliklerin, bir evrene, bizim evrenimizden başka bir yere ya da başka bir zamana açılabilecek kapılar olabileceğini öne sürdülerKuramsal olarak bu model kanıtlanabiliyorBu kuramsal uzayzaman geçitlerine ''solucan tünelleri'' adı verilmektedirDiğer ismiyle bu geçitlere ''EinsteinRosen Köprüsü'' denmektedirBu geçitler sayesinde evrenin çok uzak noktalarına çok kısa zamanlarda seyahat etmek mümkündür

Işık hızının aşılması gerekiyor

Sözgelimi Londra Üniversitesi matematik profesörlerinden John CTaylor şöyle diyor: ''Bu yerçekimi tarafından uygulanan güçle tek bir evrenin çiftleşmesi bilmecesidirBu etki bazı bilim adamlarını öylesine rahatsız etmiştir ki, son zamanlarda merkezden çok uzakta, hemen hemen düz oldukları zaman bu iki dünyanın sonunda birleşmeleri gerektiğini öne sürmüşlerdir

Fakat biz, bu çok uzaktaki köprünün olması gerekip gerekmediğini bilmiyoruzBöyle ikiz evrenler hiç görülmemiştirAyrıca bunun çok kolayca fark edilmesini de bekleyemeyizÇünkü merkezdeki son derece şiddetli çekim alanlarından ötürü ezilip ölmeden, boğazı aşarak bir evrenden diğerine geçmek ancak ışıktan daha hızlı yolculuk yapmakla mümkündürIşık hızının diğer tüm maddelere olan üstünlüğü, bir karadeliğin içerisinde bile kutsallığını koruyan bir durumdur''

Beden dayanabilir mi?

Öte yandan paralel bir evrene geçmek için bir karadeliğin içine giren bir astronotun bedeninin bu giderek artmakta olan olağan üstü çekimine nasıl dayanacağı da ayrı bir sorundurÇünkü astronotun üzerindeki çekim gücü karadeliğin merkezine yaklaştıkça artarEğer astronot karadeliğe dik olarak yani, ayakları üzerinde güçlü bir çekim, karadeliğin merkezine daha uzak olan başında ise daha az bir çekim gücü söz konusu olacaktır

Biz daha derine inince çekim gücünün astronotun bedeni üzerindeki etkisinin farklılığı daha da artacaktırBu akıl almaz farklılık onun bedenini uzatıp gerebilecek bir güçtedirGerçektende karadeliğe giren birisinin giderek artan çekimin etkisiyle boyca gerilip uzaması söz konusudur

Görülebilir evrenin ötesi

Bugün kozmologlar evrendeki paralel evrenlerin varlığı üzerinde önemli çalışmalar yapıyorlarBazı bilim adamları evrenin ya da evrenlerin sadece ''görülebilir evrenden'' ibaret olduğunu düşünüyorlarKuşkusuz bu görüş ortaçağdan kalma ben merkezci bir yaklaşımdırBu yaklaşımla ne karadeliklerin, ne de paralel evrenlerin sırları çözülemeyecektir

Diğer boyutlar

Yaklaşık 100 yıl önce Reverend Edwin Abbott, Flatland: Birçok Boyutların Çekiciliği adında bir kitab yazdı Flatland iki boyutlu bir dünya idiBurada çok çeşitli geometrik şekillerden oluşan varlıklar yaşıyorduFlatland' daki yaşam, gezegenin sakinlerinden biri olan ''kare'' nin ilginç bir olay yaşadığı güne kadar son derece sakin ve sessizdiO gün Flatland'a dış uzaydan bir şey geldi Bu üç boyutlu vucudu olan bir küre idiFakat kare, bu ziyaretçiyi, Flatland anlayışı ile sadece kesit, yani bir ''daire'' şeklinde gördüKüre, karede bazı değişiklikler yaparak onu kendi üç boyutlu dünyasına götürdüBir zaman sonra kare, kendi gezegenine döndüğünde kimse ona inanmadıToplum dışı kabül edildi ve cezalandırıldı


2 boyutlu dünyada yaşam

Bir Flatland'lı olamk nasıl bir duygudur? Kuşkusuz bizim dünyamız bize ne kadar gerçek geliyorsa, bir Flatlandlıya da kendi dünyası o kadar gerçek geliyorduHerhalde o hep aynı düzeyde, ileriye, geriye ya da yanlara gidip geliyor olmalıFakat öte yandan ''yukarısının'' ve ''aşağısının'' onun için hiç hiçbir şey ifade etmediği de kesin Zaten Flatland dilinde bu tür sözcükler de büyük ihtimalle yoktu

Üç boyut insanı, kendi evrenine ilişkin bilgileriyle Flatlandlılar ilebir takım oyunlar oynayıp onları şaşırtabilirSözgelimi, eline herhangi bir cisim alıp Flatland'ın üzerine tutabilirCisme arkadan ışık verip, gezegenin üzerine onun gölgesini yansıtırBu şekilde oluşan, hızla şekil değiştiren görüntüler Flatlandlılar için oldukça korkutucu olacaktırBu durum kuşkusuz Flatland folkloruna da girecek ve bu ışık oyunlarından, ''sürekli şekil değiştiren ve birdenbire kaybolabilen olağanüstü bir yaratık'' söz edilecektir

Uçan daireler 4boyuttan mı?



Fakat Flatlandlılar, bu tür bir olaya tanık olan arkadaşlarına pek kolay kolay inanmayacaklardırGerçek bir olay yaşamış olmasına rağmen onu hayal görmüşlükle ya da yalancılıkla suçlayacaklardır

İşte, günümüzde çoğu uçandaire gözlemcisinin başına gelenler aşağı yukarı böyledirNitekim bazı araştırmacılar uçandairelerin ve içindeki yaratıkların, uzayın dört ve daha fazla boyutlu mekanlarından üç boyutlu dünyamıza yansıyan görüntüler olduğunu düşünüyorlarBugün, bu tür boyutların varlığı kabül ediliyorFakat sadece bunların nasıl mekanlar olduğuna ilişkin kuramsal tahminlerde bulunuluyor

Sürekli değişen görüntüler

Flatland üzerinden küre şeklinde bir cisim geçtiği zaman, Flatlandlılar, onun sadece bir kesitini göreceklerdirBu, disk şeklinde bir kesittirBunun yerine, bir küp ise daha farklı görünümlere neden olurAynı şekilde dördüncü boyuttan bizim üç boyutlu dünyamıza gelen herhangi bir cisim ya da yaratık, çok farklı bir şekilde görülecektirTıpkı Flatland'da olduğu gibi, o da sürekli şekil değiştirecektir, aniden kaybolacak ya da ortaya çıkacak, hatta küçük parçalara bile ayrıldığı izlenimini bırakacaktır

Üst düzeyde yaklaşımlar

Einstein, rölativite teorisinde eğimli uzay, zaman yolculukları ve karadelikleri ortaya koyuyorBu öngörülerin bazılarının doğruluğu ve geçerliliği onaylanıyorFakat bunlar o kadar üst düzeyde yaklaşımlar ki, birçok kişi tarfından tahayyül bile edilemiyorlar

Reverend Edwin Abbott, Flatland adlı öyküsünde, daha yüksek boyutlardan gelen bir ziyaretçinin iki boyutlu bir dünyada neden olduğu karmaşayı ele alıyorİki boyutlu Flatland dünyasında yaşayan varlıklar geometrik şekilliydilerBir gün üç boyutlu bir dünyadan bir varlık(küre) gelince, Flatlandlılar çok şaşırdılarÇünkü onların dünyası iki boyutlu olduğu için kürenin sadece kesitini, yani bir daire görüyorlardıBu daire küçülüp büyüyerek hep şekil değiştiriyorduSonunda kaybolduFlantland, üç boyutlu uzayda, katlanmış bir mekan olabilirdiBu bakımdan yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi bir Flatlandlı(A) ile bir diğeri(B)aslında birbirlerinden çok uzakta bulunuyorlar(çizimde nokta nokta belirtilen)Eğer A'nın doğal yapısında üçüncü boyutu algılama yeteneği olsaydı B ile karşılaşabilirdiO zaman bu olay onlar için bir Duyu Dışı Algılama(DDA) olacaktı

Evrenin sonsuzluğu, üçboyutluluğun ötesi ve karadelikler yüzyıllardır bilim adamlarının ve sanatçıların zihinlerini meşgul etmektedirTasarlanan kuramsal modeller kimi zaman çok basit, bazense insan beyninin sınırlarını zorlayacak nitelikte olmaktadır

İnsanın görüp algılayabildiği Evren, birçok görülmeyen paralel evrenden yalnızca biri olabilir mi?Gizemciler ve filozoflar sık sık böyle olduğunu ileri sürmüşlerdirBilim adamlarıysa, yakın zamana kadar bu görüşü araştırıp sınamanın bir yolu olmadığını düşünüyorlardıAma artık fizikçiler, başka evrenleri matematiksel olarak ''betimleyebilen'' kuramlar geliştirmektedirHatta fiziğin bazı dalları, böyle evrenlerin varolduğu varsayımına dayanmaktadır

Genellikle sanılanın tersine, paralel evrenler kavramı, doğrudan bilimsel terimlerle tartışılabilirBilim adamları içinde yaşadığımız evrene genellikle faydacı açıdan bakma eğilimindedirlerEvreni uzayın üç boyutunda yer alan fiziksel nesnelerin tümü olarak tanımlamaktadırlarBöyle bir önerme, yalnızca üç boyutla sınırlı kalmaktadırTartışmalarda özellikle bu noktada odaklanmaktadırGerçektende, evrenimiz üç boyutludur: kendi evrenimizde bir nesnenin konumunu belirtmek için üç koordinat düzlemine(x, y,z) ihtiyacımız vardırEvren aynı zamanda sonsuzdur daAşağıdan yukarıya, sağdan sola ve önden arkaya doğru uzanan üç doğru boyunca uzaklıklar ölçüldüğünde, bu doğrular uzayda sonsuzca uzatılabilirEvrenin hiçbir ucu bulunmamaktadır

Üç boyuttan daha fazlasıda olabilir mi? Matematikçiler, diğer boyutların anlamını kavramakta ve herhangi bir sayıdaki boyutlarda hesap yapmakta bir güçlük çekmemektedirlerAma insanın üç boyutlu beyni için, diğer boyutların neye benzeyebileceğini kavramak olanaksızdırBir benzetmeden yararlanarak, konuyla ilgili kavramlar bir ölçüde açıklanabilirÜçten az boyutu düşünüp kavramamız mümkün olmaktadırÖrneğin, uzaydaki tek bir nokta kavramını ele alalımNokta, hiçbir yönde bir uzanıma sahip değildir; dolayısıyla, matematikçi açısından noktanın boyutu yokturBir doğru ise yalnızca bir yönde uzanır; uzunluğu vardır ama genişliği ve yüksekliği yokturBir düzlem, örneğin bir kağıt üzerinde yer alan herhangi bir çizimse, iki boyuta sahiptirHem uzunluğu hem de genişliği vardır ama yüksekliği yokturBuna karşılık herhangi bir katı madde üç boyutludur; uzunluk, genişlik ve yüksekliğe sahiptir

Tam bu noktada durmamız, yeni boyutlar tasarlamamız için bir neden olduğu söylenebilir mi? Kuşkusuz, kuramsal olarak dördüncü bir eksen çizmek mümkündürBu, aşağıdan yukarıya, sağdan sola ve önden arkaya uzanan eksenlerin tümüyle dik açı yapan bir doğru olacaktırAncak bu doğru, bizim evrenimizde olmayacaktır;göremeyeceğimiz ve anlayamayacağımız bir boyutta uzanacaktırYine de, varolması mümkündür

Üçüncü Boyut



Bir kağıt parçasının yüzeyinde yaşayan iki boyutlu varlıklar tasarlayalımBunlar, Edwin AAbbott'un tanınmış romanı Flatlanddeki (yassı ülke) iki boyutlu evrenin sakinlerine benzeyecektirYassıülkeliler yalnızca iki boyutlu, sağdan sola ve önden arkaya doğru olan uzanımları bilebililerHareketleri de kağıdın yüzeyinde yapılabilecek hareketlerle sınırlıdırGörme algısı için de aynı sınırlılık söz konusudurYassıülkeliler üçüncü boyut (aşağıdan yukarıya)hakkında hiçbir şey bilmezler, hatta bunu tasarlayamazlar bileBir yassıülkeli, kendisinden sağdan sola ve önden arkaya uzanımlara dik açı yapacak bir çizgi çizmesi istendiğinde, kağıdın yüzeyinde yer almayan böyle bir doğrunun yönünü kestiremeyecektirEğer üzerinde yaşadıkları kağıt sonsuz büyüklükteyse, yassıülkeliler de doğallıkla, kendi iki boyutlu evrenlerinin varolan her şeyi kapsadığını düşüneceklerdirBu evrenin altında ve üstünde, üçüncü boyutta da bizim üç boyutlu uzayımız olduğunu düşünemezlerOysa biz, üç boyutlu bakış açımızla, yassıülke evreninin, gerçekliğin ancak küçük bir parçasını oluşturduğunu görebilirizİki boyutlu bir evrenden daha fazlasının da varolduğu, bizim için bilinen bir şeydirBirbirine paralel olan ve birbirinden tümüyle habersiz olarak iki ayrı yassı ülke evreni varolabilirAslında, tıpkı bir kitabın sayfaları gibi, herhangi bir sayıda, üst üste yığılmış yassıülke evreni bulunabilir

Bu benzetmeyi sürdürerek, her biri sonsuz büyüklükte ama dördüncü boyutta birbirinden ayrılmış olarak bulunan birden fazla üç boyutlu evrenin olabileceğini söylemek de mümkündürBir yassıülkelinin üçüncü boyutu anlayamaması gibi, insan aklı da böyle bir şeyi sezgisel olarak, doğrudan kavrayamaz; ama bu olasılığın ileri sürülmesini sağlayan çıkarsama da ikna edicidirDördüncü bir boyutun(hatta bir beşincinin, altıncının ve daha fazlasının) varolduğundan kuşku duymak için hiç bir mantıksal neden yokturBu durumda, dördüncü boyutta paralel evrenlerin bulunabileceğini de kabul etmek gerekir

Ancak, her ne kadar paralel evrenlerin varolması mümkünse de, eğer bunlarla etkileşim kurulamaz ya da haklarında hiç bir bilgi edinilemezse, bu düşünce felsefi bir kavram olarak kalmak zorundadırAma Einstein'ın genel görelilik kuramı, paralel evrenleri birbirine bağlayan ''köprülerin'' olabileceğini ön görmektedirGenel görelilik, karmaşık bir kuramdırÇekim gücünü, uzayı ve zamanı içerir ve bunların iç içe geçmiş olduğunu gösterirBu kurama göre bir çekim alanı, uzayda bir kıvrılma yaratır(Einstein'ın genel görelilik kuramına göre, kütlesi olan her cisim uzayzamanın eğilmesine yol açar)Üç boyutlu uzay, dördüncü boyutta doğru kıvrılırYassıülke benzetmesi, bu yaklaşıma da açıklık getirebilmektedirÇekim gücünü ele almak için, yassıülkeyi oluşturan kağıt tabakasının yerine, gerilebilen ve biçim değiştirebilen çok ince bir lastik tabakasını geçirebiliriz(Bu lastik tabaka iki boyutlu bir uzayzaman çerçevesini temsil eder)Einstein, çekim gücüne sahip ve ağırlığı olan bir nesnenin bulunduğu bir yerde, bu tabakanın buruşacağını ve aşağıya, yani üçüncü boyuta doğru gerilebileceğini ileri sürmektedirBöyle bir durumda lastik tabaka çukurlaşarak bir kıvrım yapar ama bu eğrilik ve onu yaratan kütle, yassıülkeyle tamamen bağlarını koparmaz yine yassıülke'nin boyutsal çerçevesine bağlıdırBundan dolayı yassıülkeliler de bu eğimden aşağıya inebilirler



Karadeliğe doğru

Aşağıya, üç boyutlu bir uzaya doğru derinlik kazanımı yönünde çıkıntı yapan, çukur biçimindeki bu yassı ülke kıvrımlarının her birinin en uçta kaçınılmaz birsınırı vardır: kıvrıma neden olan çekim gücünün kaynaklandığı yıldız ya da gezegenin yüzeyiAma bu kaynak, bir yıldız ya da gezegen yerine, tüm cisimlerin en büyük çekim gücüne sahip olanı, yani bir karadelik de olabilirBir kardeliğin, başka bir cismin üzerinde durabileciği bir yüzeyi yokturÇekim gücüyle, herhangi bir cismi sürekli içeriye doğru çekerKaradeliğin içinde kıvrılma öyle şiddetlidir ki, lastik tabaka tıpkı delinmiş gibi bir biçim değişikliğine uğrar ve yassıülkeden üçüncü boyuta açılan bir tünele dönüşürBir karadeliğe düşen şanssız yassıülkeliler de, bu tünelden aşağıya doğru çekilecekler ve kendi evrenlerinden ayrılmak zorunda kalacaklardır

Albert Einstein ve onunla birlikte çalışmış olan Nathan Rosen, karadelik tünellerini matematiksel olarak incelemişler ve şaşırtıcı bir buluş yapmışlardır: tünel, sonsuzca uzayıp gitmemektedirBir noktadan itibaren yeniden genişleyerek, başka bir evrenin parçası haline gelmektedirYani iki ayrı yassıülke evreni, bir EinsteinRosen Köprüsü'yle birleştirilebilirBu köprü bir evrenden bir karadelik halinde düşmekte, burada uzayın biçimi bozulacak bir huniye benzemekte sonra da ters dönmüş bir huni halinde başka bir evrene açılmaktadır; iki evren de dar bir tünelle birbirine bağlanmıştırYassıülkeli bir astronot bir karadeliğe düşerse, beyaz delikten geçerek başka bir evrene ulaşacaktır

Einstein ve Rosen'ın hesapları, bizim üç boyutlu evrenimizdeki bir karadeliğin içinde neler olacağını da betimlemektedirBurada da dördüncü boyuta açılan benzer bir tünel vardırEvrenimizdeki bir karadeliğe düşen bir astronot, sonunda başka bir evrene çıkabilecektirBaşka evrenler düşüncesi yalnızca felsefi bir soyutlama değildir; bizim evrenimize dördüncü boyuttan köprülerle bağlıdırlar

Birçok bilimkurgu yazarı, hatta bazı bilim adamları da, gelecekte astronotların EinsteinRosen Köprüleri aracılığıyla gerektiğinde bir evrenden diğerine sıçrayacaklarını tasarlamışlardırAncak bu kuram oldukça sağlamsa da, pratiğe ilişkin güçlü itrazlarla da karşılaşmıştırHer şeyden önce, diğer tüm cisimlerle de olduğu gibi, bir karadeliğe yaklaşıldıkça çekim gücü artarAyak üstü düşmekte olan bir astronotun ayaklarındaki çekim gücü, başındakinden daha büyük olacaktırBu kuvvetler arasındaki fark çok fazla olacağından, astronot daha karadeliğin kenarına, yani dış etkileme sınırına bile varamadan vücüdu gerilip parçalanır

Bizi evrenin diğer noktalarına iletebilecek yüksek güçteki çekim merkezleri (çekimsel hortumlartüneller) galaksilerin merkezinde bulunabilirDolayısıyla, evrenler arasında yolculuk yapmak isteyen bir astronot, bunlardan birine ulaşmak için uzayda çok uzun bir yol katetmek zorundadır30000 ışık yılı uzağımızda, Samanyolu'nun merkezinde de böyle muazzam ağırlıkta bir karadelik olabilirAma eğer yoksa, karadelik araştırmasını sürdüren astronotun, uygun bir galaksi bulmak üzere milyonlarca ışık yılına varan bir yolculuk daha yapması gerekecektir

Karadeliğe vardıktan sonra da sorunlar bitmemektedirEinstein veRosen, Einstein'ın çekim gücü kavramına dayanarak, en basit hesapları yapmışlar ama pek çok ayrıntıyı dışarda bırakmışlardır Ne yazık ki daha sonraki hesaplamalar, bu ayrıntıların son derece önemli olduğunu ortaya koymuşturDelikte, huninin tünele dönüştüğü iç etkileme sınırında iki yok edici etkiyle karşılaşılmaktadırBir karadeliğe düşen astronot yerçekiminin ezici baskısı altında atomlarına ayrışarak dağılırBuna göre evrenler arası yolculuk imkansız görünmektedir

Geçmiş ve Gelecek

Karadelik, sadece uzayın geometrisini bozmakla kalmıyor, zamanın akışında da sapmalara neden oluyor Son hesaplamalardan anlaşıldığına göre, uzay ve zamanın karmaşık yapısı da karadeliğin ''olay ufku'' (iç etkileme sınırı) içerisinde çarpıklaşmadadırUzay ve zaman çerçevesi bu noktada bükülüp bozulmaktadır

Kardeliğin ezici çekim gücünü aşarak deliğin diğer tarafına geçmek pek olası görünmesede, bilim adamları, Einstein'ın denklemlerinden yararlanarak, başka evrenleri matematiksel olarak betimlemektedirlerGenel görelilik kuramı, başka evrenlerin varolmasının mümkün olduğunu belirtmekle yetinirOysa fiziğin diğer bazı dalları, bunların varolması gerektiğini ileri sürmektedir



Fiziğin diğer büyük dalını oluşturan kuantum kuramı, maddenin enküçük bileşenlerini ve bunların davranışlarını betimlerKuantum oldukça karmaşık bir kuramdır;ama paralel evrenlerle ilişkisi kabaca özetlenebilirGündelik yaşamımızı sürdürürken her karar alışımızda çok küçük bir düzeydede olsa, evrenin geleceğini etkilemekteyiz Her karar bir yol ayrımında yapılanseçime benzer, bütün bir mümkün gelecekler dizisini bir kenara bırakırSeçilmeyen yolun varolmaya devam etmesi, bir anlamda onun da aynı ölçüde ''gerçek'' olması mümkün müdür?Bu yol, kendi evrenimizdeki seçmiş olduğumuz yoldan farklı bir geleceğe sahip olarak, başka bir evrene açılıyor olabilir mi? Her karar alışımızda bir yol daha olmakta ve mümkün bir evren bizim evrenimizden bir ağacın ayrılan dalı gibi kendi zaman şeridini yaratarak ayrılmaktadırŞu anda da, bizimkiyle 'yan yana' pek çok evren olmalıdırBunlardan, dördüncü boyutta bize en 'yakın' olanları, fazla farklı değildir; yakın geçmişte alınan kararlardan kaynaklanmışlardırDaha eskiden alınan kararlarsa, bizimkinden giderek farklılaşmış evrenlerin ayrılmasına yol açmışlardır



Evreni bir bütün olarak inceleyen kozmologlar, bir süreden beri paralel evrenler olabileceği düşüncesini ciddiye almaya başlamışlardırParalel evrenlerin doğa yasaları bizim için tümüyle yabancı olabilirHatta kimi paralel evrenlerin bizimkine çok benzeyen çekim yasalarını gerektiren EinsteinRosen köprüleri bile, bu evrenleri bizim evrenimize bağlayamazBize kavrayamayacağımız kadar yabancı kalmaktadırlarBilim henüz o evrenleri betimleyecek düzeyde değildir

Modern bilimsel buluşlar, paralel evrenlerin mümkün hatta zorunlu olduğunu ortaya koymuştur Dördüncü boyut kavramı bunların ''nerede'' olabileceğini belirtmekte Einstein'karadelik üzerine çalışmaları da paralel evrenlerin EinsteinRosen köprüleriyle nasıl birbirine bağlanabileceğini göstermektedirSonsuz sayıda iki boyutlu evrenin görsel olarak tasarımlanabilmesi gibi, birden fazla üç boyutlu evren de olabilirBunların her biri sonsuz büyüklüktedir ama bir dördüncü, hatta beşinci boyutta birbirlerinden ayrılırlarBizimkiyle birlikte varolan ayrı bir dünya kavramı, uzayda bir dördüncü boyutu gerektirmektedirAma üç boyutlu beynimizin böyle bir kavramı görsel olarak tasarımlaması olanaksızdırBilim adamları böyle bir modelden yararlanarak, büyük ölçüde biçim bozulmasına uğramış bir uzay parçasıyla birbirine bağlanan paralel evrenleri kurgulamaktadırBelkide bu olası paralel evrenler bir kitabın sayfaları gibi birbirlerini dikey bir açıda keserlerken kendi evrenimizin geçmiş ve geleceğine ait zamanuzay sayfaları'da bizim uzayımıza yatay bir açıda dizili olabilirlerBelkide bu farklı 'zaman sayfaları' paralel evrenlerle birlikte aynı doğrultuda birbiri içerisine girmiş bir şekilde 4 boyutta asılı durmaktadır( Farklı paralel dünyalar )



Yıldızlararası Tüneller

Bazı bilim adamları karadeliklerin, geleceğin yıldızlararası tüelleri, hatta belki de zaman makineleri olabileceğini iddia etmektedirlerDevamlı dönen bir karadeliğe giren bir uzay gemisi onun karanlıkrında kaybolup gidecektirHiç değilse bu uzay gemisini dışarıdan gözleyenler için durum böyledirAma eğer geminin ekibi merkezdeki tekilliğe çekilip ezilip gitmekten kurtulabilirse, belki de gemi tünelde yoluna devam edip, sonunda bir başka galaksi ya da bir başka boyutta farklı bir evrende yeniden ortaya çıkacaktırBu kuramlara göre kaşifler bu yeni evrende bir başka tünele dalıp, yine bambaşka bir evrene ulaşabilirlerSonunda bizim evrenimize de geri dönebilirlerBu durumda uzayın herhangi bir noktasında ve geçmiş ya da gelecekte herhangi bir zamanda ortaya çıkabilirler

Kaynak:Çetin BAL zamandayolculuk

 

Similar threads

Parelel Cihan Parelel Âlem nedir Parelel Evrenler Görülebilir evrenin ötesinde, bu evrene paralel diğer evrenler de varmı dır? Mistikler ve filozoflar böyle olduğunu öne sürüyorlarBilim adamları ise yakın zamanlara kadar böyle bir şeyin olanaksız olduğunu düşünüyorlardıFakat bugün fizikçiler...
Cevaplar
0
Görüntüleme
59
Evren neden var oldu? Araştırmacılar, bu sorunun yanıtını Her Şeyin Teorisiadını verdikleri bir evren formülüyle yanıtlamayı umuyorlar İngiliz astrofizik uzmanı Stephen Hawking, yeni bulgularıyla, içinde eşizlerimizin bulunduğu fantastik bir hiper uzayın kapılarını açıyor Biz diğer evrenleri...
Cevaplar
0
Görüntüleme
229
NEW YORK Zamanda yolculuk yapabilmek kaybettiğiniz bir sevdiğinize tekrar sarılmak, ya da dünyadaki çeşitli savaş ve haksızlıkları önlemek sebepleriyle zaman zaman hayal ettiğimiz bir kurgu İnsanlık tarihi boyunca sorgulanan zaman kavramı, fizikte en, boy ve yükseklik gibi bir boyut olarak...
Cevaplar
0
Görüntüleme
85
Bir nötron yıldızının, çekirdek(yürek) kütlesi, 25Mg(güneş kütlesi)ni aşarsa, yıldız, kendi kütlesel çekimine karşı koyamayacaktır Yıldızın, fazla kilolarını atması için, ne yakıtı, ne de kütlesel çekime karşı koyacak gücü olacaktır Bu Chandraskher sınırına benzer, LandauOppenheimerVolkov sınırı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
137
Bir nötron yıldızının, çekirdek(kalp) kütlesi, 25Mg(güneş kütlesi)ni aşarsa, yıldız, kendi kütlesel çekimine karşısında koyamayacaktır Yıldızın, pozitif kilolarını atması için, ne yakıtı, ne de kütlesel çekime karşı koyacak gücü olacaktır Bu Chandraskher sınırına aynı, LandauOppenheimerVolkov...
Cevaplar
0
Görüntüleme
203
858,476Konular
981,262Mesajlar
29,554Kullanıcılar
MiklosSon üye
Üst Alt